İşte o hamile kaldığım ay… Artık umudum tamamen bitmişti. Hatta eşim o ay sperm örneği bile verdi. Meğerse o örneği verdiği gün ben çoktan hamileymişim ama hiçbir şeyden haberimiz yoktu.
O ay sadece takvim uygulamasına göre ovulasyon günümde birlikte olduk. Ekstra bir çaba yoktu. Hatta içimden “yine olmayacak zaten” diye geçiriyordum. Ama bu süreçte bir şey daha vardı: O ay bel ağrım çok fazlaydı, bu yüzden 1 ay boyunca her gün düşük doz aspirin içtim. Bebek için değil, sadece ağrımı hafifletmek için… Ama sonradan araştırınca fark ettim ki, aspirin bazen rahim içindeki dolaşımı artırarak tutunmayı destekleyebiliyormuş. Belki bu da etkenlerden biriydi, bilemiyorum ama artık şuna inanıyorum: vücudun ne zaman hazırsa, o zaman oluyor.
Sağlıklı beslendim, çok dinlendim, bol bol su içtim… belki bilinçli yapmadım ama bedenimi yormamaya özen gösterdim. Bel ağrım o kadar farklıydı ki… sıradan bir ağrı değildi. Ve aşırı bir uyku hali vardı. Oturduğum yerde gözüm kapanıyordu. Regl günüme birkaç gün kala test yaptım ve… o iki çizgiyi gördüm.
İnanamadım. Gözyaşlarım aktı… Çünkü artık asla olmayacak sanmıştım.
Evet, bebeğimi 8 haftalıkken kaybettim. O da başka bir hikaye, başka bir acı… Ama bu yazıyı yazmamın sebebi o değil. Bu yazıyı yazıyorum çünkü o ay hamile kalabildim. Bu beden yapabiliyor. Ve bu bile başlı başına bir umut.
Buradan tüm kalbiyle anne olmayı bekleyen herkese söylemek istiyorum:
Vazgeçmeyin. Stresin ne kadar büyük bir engel olduğunu hafife almayın. Belki de hiçbir şey yapmadığınız, hatta umudunuzun tükendiği ay… sizin mucize ayınız olabilir.
Ben yaşadım. Siz de yaşayabilirsiniz.
Sevgilerimle
O ay sadece takvim uygulamasına göre ovulasyon günümde birlikte olduk. Ekstra bir çaba yoktu. Hatta içimden “yine olmayacak zaten” diye geçiriyordum. Ama bu süreçte bir şey daha vardı: O ay bel ağrım çok fazlaydı, bu yüzden 1 ay boyunca her gün düşük doz aspirin içtim. Bebek için değil, sadece ağrımı hafifletmek için… Ama sonradan araştırınca fark ettim ki, aspirin bazen rahim içindeki dolaşımı artırarak tutunmayı destekleyebiliyormuş. Belki bu da etkenlerden biriydi, bilemiyorum ama artık şuna inanıyorum: vücudun ne zaman hazırsa, o zaman oluyor.
Sağlıklı beslendim, çok dinlendim, bol bol su içtim… belki bilinçli yapmadım ama bedenimi yormamaya özen gösterdim. Bel ağrım o kadar farklıydı ki… sıradan bir ağrı değildi. Ve aşırı bir uyku hali vardı. Oturduğum yerde gözüm kapanıyordu. Regl günüme birkaç gün kala test yaptım ve… o iki çizgiyi gördüm.
İnanamadım. Gözyaşlarım aktı… Çünkü artık asla olmayacak sanmıştım.
Evet, bebeğimi 8 haftalıkken kaybettim. O da başka bir hikaye, başka bir acı… Ama bu yazıyı yazmamın sebebi o değil. Bu yazıyı yazıyorum çünkü o ay hamile kalabildim. Bu beden yapabiliyor. Ve bu bile başlı başına bir umut.
Buradan tüm kalbiyle anne olmayı bekleyen herkese söylemek istiyorum:
Vazgeçmeyin. Stresin ne kadar büyük bir engel olduğunu hafife almayın. Belki de hiçbir şey yapmadığınız, hatta umudunuzun tükendiği ay… sizin mucize ayınız olabilir.
Ben yaşadım. Siz de yaşayabilirsiniz.
Sevgilerimle
