Omer icin canini vericek olan bi babanin, cigeri yanan bi babanin kaleminden...
Nov 5, 2015 — Yaz Ömer’im... Soğuk bir sonbahar gecesinde dünyaya muhacir eylediğin babanın yüreğini yaz kınalım.
Yaz Ömer’im... 8 yaşındaki kardeşinin ‘baba kardeşimi geç buldum ama erken kaybettim’ sözlerinin yüreğimdeki kurşuni ağırlığını yaz ay yüzlüm.
Yaz Ömer’im... Seni bir anda benden alıp götüren küçük bir fıstık parçasına biçilmiş büyük kaderi yaz bi’tanem.
Yaz Ömer’im... Çıkaramadığın sesin yüreğime doldurduğu çığlıkları yaz yavrum.
Yaz hayatıma yön verenim... Yaz gözüme perde çekenim, bildiğim her şeyi unutturanım, dipsiz kuyulara salanım. Kalem sende, kelam sende katibim.
Tüm bedenim sahifelerin oldu gül yüzlüm. Beni yaz, bana yaz ay parçam. Öyle bir yaz ki silinse bile izi kalsın. Öyle bir nakşet ki, tüm hücrelerim seni hissetsin. Bu senin romanın Ömer’im. Bu senin hikayen kuzum... Ben bu sahnede kah varım, kah yokum... Binler bizi izlemekte kahramanım. Sen ne dersen ben onu yaşarım. Kaderimin bir parçası değil, tamamısın.
Demek ki Rabbim beni bu günlere hazırlamış. Belki ondan öğretmen yapmış. Belki ondan ‘lisede defterine bebek resmi’ yapıştıracak kadar çocuk ruhu suyuna batırmış yüreğimi. Belki dayanayım diye abini göndermiş önceden. Amcanı çocuk doktoru yapmış ki fıstığını çıkarsın. Belki binler O’nu ansın istemiş. Belki birilerinin kalp gözleri bu anı beklemiş açılmak için.
Dedim ya güzel yüzlüm. Beni pişirmiş, olgunlaştırmış... Sonra bu yükü sana layık gördüm demiş. Vermiş yükümü sırtıma. Sakın yorulayım deme Ömer’im. Sakın bu yolu beğenmedim deme. Sebepsiz yaprak düşmezken, hiç sebepsiz toplanır mı bunca binler. Binlerin imtihanı, sabrı, umudu, Rabbi hatırlatanı, teslimiyeti oldun işte.
Allah belki bize zor bir film çevirtip oynatıyor ama öyle muhabbet dolu gönüllerde yaşatıyor ki saraylara bedel... Rabbim seni bu saraylara layık etsin. Canla başla sana pervane olan meleklere hizmetkar eylesin yavrum. Benimle üzüldüler, benimle sevinmeyi nasip etsin.
ALLAH HEPİNİZDEN RAZI OLSUN...