Hepsi buluşup beni çağırmadılar.

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

mastoid

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
31 Temmuz 2018
353
248
Herkese merhaba,
Yine içimi dökmek için sizlere başvuruyorum. Bu olay yaşanalı bir ay kadar oluyor fakat ancak şimdi paylaşabiliyorum. Biz üç arkadaş bir üniversiteden başka bir üniversiteye yatay geçiş yapmıştık. İlk başlarda hep birlikte takılırdık sonra aramıza bir arkadaş daha eklendi. Ben yapı olarak biraz insanlara karşı soğuk duruyorum sanırım. Ben hariç diğer üç arkadaşın daha iyi anlaştıklarını düşünüyordum ve hissediyordum. Mesela bir yerde oturup sohbet ederken bir bakıyorum bir konu anlatılıyor ve hiç benimle göz temasında bulunulmuyor. Özellikle bakıyorum ama yok yani. Ya da bir karar alınmış oluyor sonra mastoid böyle böyle yapalım diyoruz sen de gel istersen gibi haber veriliyordu bana. Her şeyden son dakika haberim oluyordu. Neyse benim bu duruma içten içe çok canım sıkılıyordu. Bu düşüncemi arkadaşlarımla paylaştım. Onlar da biz herkese karşı aynı mesafedeyiz sen yanlış anlamışsın gibilerinden cevap verdiler ama karşılıklı olarak birbirimize kırıldığımız için bir yıl kadar konuşmadık. Küs değildik ama samimi de değildik artık. Yine bu üç arkadaş kendi aralarında çok samimilerdi ama. Daha sonralarında aramıza bir kız daha katılmıştı. O da iyi bir kızdı ama benim yokluğumda bu grupta o da kalıcı bir yer edinmiş kendine.

Neyse ben acaba arkadaşlarımı yanlış mı anladım diye sonradan pişman oldum ve hepsine ayrı ayrı yazdım. Böyle böyle dedim ve özür diledim. Her şey güzel zannediyordum onlar da olumlu karşılamışlardı. Ben birkaç kere daha yazdım onlara ama onlar bana ben yazmasam yazmıyorlardı. Sonradan tesadüfen öğrendim ki barıştığımız halde beni davet etmeden dördü kaç kere buluşmuşlar. Çok zoruma gitti. Yani benim kırıldığım konu zaten bunun gibi bir şeydi ama demek ki kırılmakta haklıymışım dedim.

Bu grubun da bulunduğu bir toplulukla bir eğitime katıldık. Eğitime nasıl gidecekler bir yerde mi buluşsak diye aklımdan geçmişti. Sonradan bir şey demedim onlara. Beni babam bırakacaktı acaba onlara da söylesem ortak bir yerden onları da mı alsak diye düşünmüştüm. Onlardan ses çıkmayınca bir şey demedim. Eğitim günü üçü birlikte geldiler. Yine kendi aralarında kararlaştırmışlar ve benim haberim yok. Zaten küs değilken de böyleydiler e o zaman ben kırılmakta çok haklıymışım değişen bir şey olmamış çünkü. Barışmamıza rağmen yine aynı davranışlar...

Eğitimde güzel güzel konuştuk bu arkadaşlarla. Ama her zamanki gibi üçü yine çok samimilerdi. Bir koltukta yan yana oturuyorduk. Üçü selfie çekmeye çalışıyorlardı ama beni almadılar kareye. Kenardan kolum görünüyordu ben de kenara çekildim rahatsızlık vermeyeyim diye. Hatta bir türlü pozisyon alamadılar. Dedim ki isterseniz ben sizi karşıdan çekeyim. Yok böyle daha iyi oluyor dediler. Oradan bile bir şey anlamadılar. Neyse eğitim bitti. Ben ilk başta eğitimden sonra belki bir yerlerde otururuz diye içimden geçirmiştim ama onları öyle görünce diyemedim. Eğitimden çıkarken bir tanesine bir yere nasıl gidileceğini sordum, o bilmiyormuş. Vedalaştık kızlarla görüşürüz dedik. Sonra ben eve geldim. İnstagrama girdim bir de baktım ki bu üç arkadaş bizim eskiden dördümüzün gittiği mekana gitmişler. Çok kırıldım içim paramparça oldu. Canım kendim dedim kendi kendime. Böyle hissetmemde bir şey varmış, haklıymışım dedim.

Bir ders kapsamında grup oluşturmamız gerekiyordu. Eskiden hep birlikte grup olurduk. Bu sefer bana hiç söylemediler bile. Kendileri grup oluşturmuşlar ve hemen hocaya isimlerini gönderdiler. Ben de başka bir gruba dahil oldum. Buna da kırılmıştım sonuçta aramız düzelmişti artık, öyle düşünüyordum.

Yine içlerinden bir tanesi ile arada konuşurduk. Diğer üçüne bile anlatamadığı çok özel şeyleri bana anlatırdı. (Bunu kendisi söyledi.) Ben onu dinlerdim, rahatlatmasına yardımcı olurdum. Hep bir yerde buluşalım derdik. O derdi ki kızları da çağırırız. Bir türlü ayarlayamamıştık. Yine böyle dediğimiz bir gün bana dedi ki "Vallahi ben kim çağırırsa gidiyorum hahahaha." (Benden ayarlamamı bekliyor diye anladım.) Sonraki gün bir baktım bu dört arkadaş yine buluşmuşlar. Artık bardağı taşıran son damla oldu ve kendi kendime dedim ki artık bir şey derlerse normal bir şekilde cevap veririm onun dışında hiçbir şekilde muhattap olmam bu kişilerle. Daha ben bu arkadaşın doğum günü yaklaşıyordu, evine çiçek ve pasta göndereyim, sonra gidebileceğimiz güzel bir yer bulup onu davet edip ayrıca bir hediye alıp hediyesini vereyim diyorum kendi kendime. Doğum gününü de kutlamadım. O günden sonra bir şey de yazmadım. Kendisi geçenlerde bana yazmış bir sorun mu var güzel bir iletişimiz vardı diye. Yok hayır bir sorun yok dedim. Onun dediği üslupta "Vallahi bana yazana yazıyorum, yazmayana yazmıyorum hahahaa" gibi bir şey dedim. O da nasıl istersen demiş.

Ben normal zamanlarda arkadaşlarım için evde bir şeyler hazırlayıp okula götürürdüm. Kek, poğaça, kurabiye tarzında hazırlardım. Okulda hep birlikte yeriz diye götürürdüm. Gönülsüz gönülsüz yerlerdi. Aşure zamanında annem bir kazan aşure yaptığında hepsine birer büyük kavanoz götürmüştüm. Yurtta kalan arkadaş için haşlanmış mısır bile götürmüştüm. Hepsini evimize kahvaltıya davet etmiştim geldiler ne güzel oturmuştuk. Bunları başa kakmak için yazmıyorum. Ben daha fazlasını da yapardım sonuçta arkadaştık ve severim böyle şeyleri. Diğerleri mesela birbirlerinin evine hiç gitmediler şimdiye kadar. Yani ben bu kadar vericiyken neden yeterince sevilmedim. Gerçekten düşününce çok canım acıyor bazen ağlıyorum da.

Sizce benim bu olaylarda hatam ne? Ya da bu arkadaşların hiç hatası yok mu, kırılmakta haklı mıyım değil miyim? Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim şimdiden.​
 
yanlış hatırlamıyorsam siz whatsapp grubunda aileye yük olmamakla ilgili arkadaşlarıyla tartışan üyeydiniz değil mi?

anafikriniz doğruydu ama fikrinizi ısrarla irdeleyip,zorla kabul ettirmeye çalışmanız sizi hatalı duruma düşürmüştü,herkes söylemişti size bunu. eğer genel anlamda dediğim dedikseniz belki birazcık değişmenin zamanı gelmiştir? :)

sizi görür görmez yorum yapmak istedim,şimdi konunuzu okuyup hemen yorumuma ekleme yapacağım:)

***** o üye değilmişsiniz özür diliyorum,kusura bakmayın :)
 
Son düzenleme:
Herkese merhaba,
Yine içimi dökmek için sizlere başvuruyorum. Bu olay yaşanalı bir ay kadar oluyor fakat ancak şimdi paylaşabiliyorum. Biz üç arkadaş bir üniversiteden başka bir üniversiteye yatay geçiş yapmıştık. İlk başlarda hep birlikte takılırdık sonra aramıza bir arkadaş daha eklendi. Ben yapı olarak biraz insanlara karşı soğuk duruyorum sanırım. Ben hariç diğer üç arkadaşın daha iyi anlaştıklarını düşünüyordum ve hissediyordum. Mesela bir yerde oturup sohbet ederken bir bakıyorum bir konu anlatılıyor ve hiç benimle göz temasında bulunulmuyor. Özellikle bakıyorum ama yok yani. Ya da bir karar alınmış oluyor sonra mastoid böyle böyle yapalım diyoruz sen de gel istersen gibi haber veriliyordu bana. Her şeyden son dakika haberim oluyordu. Neyse benim bu duruma içten içe çok canım sıkılıyordu. Bu düşüncemi arkadaşlarımla paylaştım. Onlar da biz herkese karşı aynı mesafedeyiz sen yanlış anlamışsın gibilerinden cevap verdiler ama karşılıklı olarak birbirimize kırıldığımız için bir yıl kadar konuşmadık. Küs değildik ama samimi de değildik artık. Yine bu üç arkadaş kendi aralarında çok samimilerdi ama. Daha sonralarında aramıza bir kız daha katılmıştı. O da iyi bir kızdı ama benim yokluğumda bu grupta o da kalıcı bir yer edinmiş kendine.

Neyse ben acaba arkadaşlarımı yanlış mı anladım diye sonradan pişman oldum ve hepsine ayrı ayrı yazdım. Böyle böyle dedim ve özür diledim. Her şey güzel zannediyordum onlar da olumlu karşılamışlardı. Ben birkaç kere daha yazdım onlara ama onlar bana ben yazmasam yazmıyorlardı. Sonradan tesadüfen öğrendim ki barıştığımız halde beni davet etmeden dördü kaç kere buluşmuşlar. Çok zoruma gitti. Yani benim kırıldığım konu zaten bunun gibi bir şeydi ama demek ki kırılmakta haklıymışım dedim.

Bu grubun da bulunduğu bir toplulukla bir eğitime katıldık. Eğitime nasıl gidecekler bir yerde mi buluşsak diye aklımdan geçmişti. Sonradan bir şey demedim onlara. Beni babam bırakacaktı acaba onlara da söylesem ortak bir yerden onları da mı alsak diye düşünmüştüm. Onlardan ses çıkmayınca bir şey demedim. Eğitim günü üçü birlikte geldiler. Yine kendi aralarında kararlaştırmışlar ve benim haberim yok. Zaten küs değilken de böyleydiler e o zaman ben kırılmakta çok haklıymışım değişen bir şey olmamış çünkü. Barışmamıza rağmen yine aynı davranışlar...

Eğitimde güzel güzel konuştuk bu arkadaşlarla. Ama her zamanki gibi üçü yine çok samimilerdi. Bir koltukta yan yana oturuyorduk. Üçü selfie çekmeye çalışıyorlardı ama beni almadılar kareye. Kenardan kolum görünüyordu ben de kenara çekildim rahatsızlık vermeyeyim diye. Hatta bir türlü pozisyon alamadılar. Dedim ki isterseniz ben sizi karşıdan çekeyim. Yok böyle daha iyi oluyor dediler. Oradan bile bir şey anlamadılar. Neyse eğitim bitti. Ben ilk başta eğitimden sonra belki bir yerlerde otururuz diye içimden geçirmiştim ama onları öyle görünce diyemedim. Eğitimden çıkarken bir tanesine bir yere nasıl gidileceğini sordum, o bilmiyormuş. Vedalaştık kızlarla görüşürüz dedik. Sonra ben eve geldim. İnstagrama girdim bir de baktım ki bu üç arkadaş bizim eskiden dördümüzün gittiği mekana gitmişler. Çok kırıldım içim paramparça oldu. Canım kendim dedim kendi kendime. Böyle hissetmemde bir şey varmış, haklıymışım dedim.

Bir ders kapsamında grup oluşturmamız gerekiyordu. Eskiden hep birlikte grup olurduk. Bu sefer bana hiç söylemediler bile. Kendileri grup oluşturmuşlar ve hemen hocaya isimlerini gönderdiler. Ben de başka bir gruba dahil oldum. Buna da kırılmıştım sonuçta aramız düzelmişti artık, öyle düşünüyordum.

Yine içlerinden bir tanesi ile arada konuşurduk. Diğer üçüne bile anlatamadığı çok özel şeyleri bana anlatırdı. (Bunu kendisi söyledi.) Ben onu dinlerdim, rahatlatmasına yardımcı olurdum. Hep bir yerde buluşalım derdik. O derdi ki kızları da çağırırız. Bir türlü ayarlayamamıştık. Yine böyle dediğimiz bir gün bana dedi ki "Vallahi ben kim çağırırsa gidiyorum hahahaha." (Benden ayarlamamı bekliyor diye anladım.) Sonraki gün bir baktım bu dört arkadaş yine buluşmuşlar. Artık bardağı taşıran son damla oldu ve kendi kendime dedim ki artık bir şey derlerse normal bir şekilde cevap veririm onun dışında hiçbir şekilde muhattap olmam bu kişilerle. Daha ben bu arkadaşın doğum günü yaklaşıyordu, evine çiçek ve pasta göndereyim, sonra gidebileceğimiz güzel bir yer bulup onu davet edip ayrıca bir hediye alıp hediyesini vereyim diyorum kendi kendime. Doğum gününü de kutlamadım. O günden sonra bir şey de yazmadım. Kendisi geçenlerde bana yazmış bir sorun mu var güzel bir iletişimiz vardı diye. Yok hayır bir sorun yok dedim. Onun dediği üslupta "Vallahi bana yazana yazıyorum, yazmayana yazmıyorum hahahaa" gibi bir şey dedim. O da nasıl istersen demiş.

Ben normal zamanlarda arkadaşlarım için evde bir şeyler hazırlayıp okula götürürdüm. Kek, poğaça, kurabiye tarzında hazırlardım. Okulda hep birlikte yeriz diye götürürdüm. Gönülsüz gönülsüz yerlerdi. Aşure zamanında annem bir kazan aşure yaptığında hepsine birer büyük kavanoz götürmüştüm. Yurtta kalan arkadaş için haşlanmış mısır bile götürmüştüm. Hepsini evimize kahvaltıya davet etmiştim geldiler ne güzel oturmuştuk. Bunları başa kakmak için yazmıyorum. Ben daha fazlasını da yapardım sonuçta arkadaştık ve severim böyle şeyleri. Diğerleri mesela birbirlerinin evine hiç gitmediler şimdiye kadar. Yani ben bu kadar vericiyken neden yeterince sevilmedim. Gerçekten düşününce çok canım acıyor bazen ağlıyorum da.

Sizce benim bu olaylarda hatam ne? Ya da bu arkadaşların hiç hatası yok mu, kırılmakta haklı mıyım değil miyim? Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim şimdiden.​
Frekanslar uymamış sızin arkadaşlarınızla bence kırılıcak bırsey yok
 
yanlış hatırlamıyorsam siz whatsapp grubunda aileye yük olmamakla ilgili arkadaşlarıyla tartışan üyeydiniz değil mi?

anafikriniz doğruydu ama fikrinizi ısrarla irdeleyip,zorla kabul ettirmeye çalışmanız sizi hatalı duruma düşürmüştü,herkes söylemişti size bunu. eğer genel anlamda dediğim dedikseniz belki birazcık değişmenin zamanı gelmiştir? :)

sizi görür görmez yorum yapmak istedim,şimdi konunuzu okuyup hemen yorumuma ekleme yapacağım:)
Hayır ben değilim :) Hiç dediğim dedik bir insan değilimdir. Her fikre saygım var ve iyi bir dinleyici olduğumu düşünüyorum.
 
En iyisi, size kendinizi değersiz hissettiren insanlarla iletişiminizi kesmek. Ama ne yazik ki aynı okulda olduğunuz için onları bir arada gördükçe üzüntü ve kıskançlık hissetmeye devam edeceksiniz. Sanırım bundan kurtulmanın yolu kendinize yeni bir arkadaş çevresi edinmek.
 
Konu çok uzundu okumadım ama başlığa gelirsek her yere çağırılmak zorunda değiliz ki. Siz bir plan yaparken 'aman ayıp olmasin' diye sekiz kişiyi birden davet mı ediyorsunuz?
Çok yanlış bir düşünce, belki akıllarına gelmediniz,belki sizi seviyorlar ama o buluşmaya çağırmak istemediler.
Benim en yakın arkadaşım mesela beni nişanina çağırmadi:) biraz çağırır gibi oldu,ben de hemen bilet alayım dedim, saat bilgisi için aradım, o zaman kemküm etti, korona vs, evde az kişi olacaklarına dair. Ben de hak verip saygı duydum. Ve gitmedim, gönül de koymadım.
Hiç çağırmadigi zaman da gönül koymamıştim,hatta hediye olarak ne göndersem diye trendyolda gezip duruyordum. Çünkü biliyorum ki her yere davet edilmek zorunda değilim, ya da bazı sebeplerden beni çağırmamasi beni sevmediği anlamına gelmez.
Bazen öyle gerekir
Her şeyi kişisel algılamaya gerek yok. Her şey bizimle ilgili de değil. Bazen şartlar öyle geliyor olabilir ..
 
1 senelik görüsülmeyen dönemde her ne kadar ılımlı karsilamis olsalar da demek ki tam da düzelmemisler zaten önceden de varmis tavirlari ve eminim toplastiklarinda konulari sizin giybetiniz olmustur..
Yeniden düzelecek bir arkadaslık kalmamis elinizden geleni yapmıssınız.
 
Siz zihninizde o grupta dışlanan olarak kodlamışsınız kendinizi.
Evet mutlaka hisler önemlidir ve doğruluk payı vardır ama neden onların kabulünü bu kadar bariyer yaptınız kendinize.
Bırakın olacağına varsın.
Bir de kendinizi kodladığınız şekilde reaksiyon da gösteriyorsunuz. Ben çıkıyım fotodan sizi çekeyim demek doğrudan dışlanmış etiketini kabullenmek oluyor ve bir nevi duygu sömürüsü. Ya gerçekten gönüllü çekin o fotoyu, içinizden gelmiyorsa da bişey bahane edip kalkın ordan.
Ama içinizden dahil olmak isteyip, bunu bastırarak sizi çekiyim modundaysa genel profiliniz, hiç bir zaman ne hissettiğinizi anlamayacaklar demektir.
Şayet gerçekten sevdiğiniz insanlarsa bu koltuktan kalkın ve onlardan biri gibi davranın.
Ama değilse, değmezse ve sizi olduğunuz gibi kabul etmiyorlarsa bırakın gitsin.
 
Konu çok uzundu okumadım ama başlığa gelirsek her yere çağırılmak zorunda değiliz ki. Siz bir plan yaparken 'aman ayıp olmasin' diye sekiz kişiyi birden davet mı ediyorsunuz?
Çok yanlış bir düşünce, belki akıllarına gelmediniz,belki sizi seviyorlar ama o buluşmaya çağırmak istemediler.
Benim en yakın arkadaşım mesela beni nişanina çağırmadi:) biraz çağırır gibi oldu,ben de hemen bilet alayım dedim, saat bilgisi için aradım, o zaman kemküm etti, korona vs, evde az kişi olacaklarına dair. Ben de hak verip saygı duydum. Ve gitmedim, gönül de koymadım.
Hiç çağırmadigi zaman da gönül koymamıştim,hatta hediye olarak ne göndersem diye trendyolda gezip duruyordum. Çünkü biliyorum ki her yere davet edilmek zorunda değilim, ya da bazı sebeplerden beni çağırmamasi beni sevmediği anlamına gelmez.
Bazen öyle gerekir
Her şeyi kişisel algılamaya gerek yok. Her şey bizimle ilgili de değil. Bazen şartlar öyle geliyor olabilir ..
Küsmeden önce bir grup olarak hareket ederdik, her yere birlikte giderdik. Ben de sürü olayını pek sevmem ama yakın arkadaş olduğumuz için birbirimizi davet ederdik hep. O yüzden canım sıkıldı sanırım. Bu arkadaşlar tuvalete bile birlikte giderler, çıkışlarda birbirlerini beklerler, bana garip geliyordu ama bir mekana gidilecekse bunu ayrı tutuyorum tabii ki.
 
Bir yıllık küslükten sonra hiç bir şey olmamış gibi aynı samimiyette devam etmeyi beklemek tuhaf değil mi?

Bir de bu kadar onu yaptım bunu yaptım ben vericiydim yazmışsınız ya, hah işte sizin gibi insanlardan ben her ortamda kaçarım mesela. Arkadaşlık böyle bişey değil çünkü. Beni sevin diye bağırmak gibi geliyor bu bana biraz. Yapmayın.
 
Kendine yeni arkadaşlar edinmenin zamank çoktan gelmiş. Fazla üstelemenin bir alemi yok bence. Seninle keyifli vakit geçiren insanlarla arkadaşlık etmeye gayret et, hiçkimse yoksa da kendinle arkadaşlık et. Emin ol daha iyi gelecektir. Kimsenin sana kendini değersiz hissettirmesine izin vermemelisin.
 
Bir yıllık küslükten sonra hiç bir şey olmamış gibi aynı samimiyette devam etmeyi beklemek tuhaf değil mi?

Bir de bu kadar onu yaptım bunu yaptım ben vericiydim yazmışsınız ya, hah işte sizin gibi insanlardan ben her ortamda kaçarım mesela. Arkadaşlık böyle bişey değil çünkü. Beni sevin diye bağırmak gibi geliyor bu bana biraz. Yapmayın.
Normalde yaptığımı söylemem tabii ki ve severek yaparım, dahasını da yapardım arkadaşlığımız devam etseydi. Onlara nasıl yaklaştığımı anlayın diye örnek verdim. Belki de beni sevsinler diye yapıyorum bilinç altımda öyle bir şey de olabilir. Çünkü dikkat ettim de herkese karşı böyleyim. İnsanlar yine kendileri için hiçbir zahmette bulunmayanları seviyorlar.
 
Göbek bağın onlarlamı kesildi? Seninle aynı frekans kuramamışlar demekki yakınlık enerjisi anlamamışlar veya seni çok umursamıyorlar neden kendini onlara kabul ettirmek zorunda hissediyorsun? Kendine soru sorarsan net cevabı kendinden alırsın zaten.. Dilerim iyi arkadaşların güçlü dostlukların olur 🙏
 
Herkese merhaba,
Yine içimi dökmek için sizlere başvuruyorum. Bu olay yaşanalı bir ay kadar oluyor fakat ancak şimdi paylaşabiliyorum. Biz üç arkadaş bir üniversiteden başka bir üniversiteye yatay geçiş yapmıştık. İlk başlarda hep birlikte takılırdık sonra aramıza bir arkadaş daha eklendi. Ben yapı olarak biraz insanlara karşı soğuk duruyorum sanırım. Ben hariç diğer üç arkadaşın daha iyi anlaştıklarını düşünüyordum ve hissediyordum. Mesela bir yerde oturup sohbet ederken bir bakıyorum bir konu anlatılıyor ve hiç benimle göz temasında bulunulmuyor. Özellikle bakıyorum ama yok yani. Ya da bir karar alınmış oluyor sonra mastoid böyle böyle yapalım diyoruz sen de gel istersen gibi haber veriliyordu bana. Her şeyden son dakika haberim oluyordu. Neyse benim bu duruma içten içe çok canım sıkılıyordu. Bu düşüncemi arkadaşlarımla paylaştım. Onlar da biz herkese karşı aynı mesafedeyiz sen yanlış anlamışsın gibilerinden cevap verdiler ama karşılıklı olarak birbirimize kırıldığımız için bir yıl kadar konuşmadık. Küs değildik ama samimi de değildik artık. Yine bu üç arkadaş kendi aralarında çok samimilerdi ama. Daha sonralarında aramıza bir kız daha katılmıştı. O da iyi bir kızdı ama benim yokluğumda bu grupta o da kalıcı bir yer edinmiş kendine.

Neyse ben acaba arkadaşlarımı yanlış mı anladım diye sonradan pişman oldum ve hepsine ayrı ayrı yazdım. Böyle böyle dedim ve özür diledim. Her şey güzel zannediyordum onlar da olumlu karşılamışlardı. Ben birkaç kere daha yazdım onlara ama onlar bana ben yazmasam yazmıyorlardı. Sonradan tesadüfen öğrendim ki barıştığımız halde beni davet etmeden dördü kaç kere buluşmuşlar. Çok zoruma gitti. Yani benim kırıldığım konu zaten bunun gibi bir şeydi ama demek ki kırılmakta haklıymışım dedim.

Bu grubun da bulunduğu bir toplulukla bir eğitime katıldık. Eğitime nasıl gidecekler bir yerde mi buluşsak diye aklımdan geçmişti. Sonradan bir şey demedim onlara. Beni babam bırakacaktı acaba onlara da söylesem ortak bir yerden onları da mı alsak diye düşünmüştüm. Onlardan ses çıkmayınca bir şey demedim. Eğitim günü üçü birlikte geldiler. Yine kendi aralarında kararlaştırmışlar ve benim haberim yok. Zaten küs değilken de böyleydiler e o zaman ben kırılmakta çok haklıymışım değişen bir şey olmamış çünkü. Barışmamıza rağmen yine aynı davranışlar...

Eğitimde güzel güzel konuştuk bu arkadaşlarla. Ama her zamanki gibi üçü yine çok samimilerdi. Bir koltukta yan yana oturuyorduk. Üçü selfie çekmeye çalışıyorlardı ama beni almadılar kareye. Kenardan kolum görünüyordu ben de kenara çekildim rahatsızlık vermeyeyim diye. Hatta bir türlü pozisyon alamadılar. Dedim ki isterseniz ben sizi karşıdan çekeyim. Yok böyle daha iyi oluyor dediler. Oradan bile bir şey anlamadılar. Neyse eğitim bitti. Ben ilk başta eğitimden sonra belki bir yerlerde otururuz diye içimden geçirmiştim ama onları öyle görünce diyemedim. Eğitimden çıkarken bir tanesine bir yere nasıl gidileceğini sordum, o bilmiyormuş. Vedalaştık kızlarla görüşürüz dedik. Sonra ben eve geldim. İnstagrama girdim bir de baktım ki bu üç arkadaş bizim eskiden dördümüzün gittiği mekana gitmişler. Çok kırıldım içim paramparça oldu. Canım kendim dedim kendi kendime. Böyle hissetmemde bir şey varmış, haklıymışım dedim.

Bir ders kapsamında grup oluşturmamız gerekiyordu. Eskiden hep birlikte grup olurduk. Bu sefer bana hiç söylemediler bile. Kendileri grup oluşturmuşlar ve hemen hocaya isimlerini gönderdiler. Ben de başka bir gruba dahil oldum. Buna da kırılmıştım sonuçta aramız düzelmişti artık, öyle düşünüyordum.

Yine içlerinden bir tanesi ile arada konuşurduk. Diğer üçüne bile anlatamadığı çok özel şeyleri bana anlatırdı. (Bunu kendisi söyledi.) Ben onu dinlerdim, rahatlatmasına yardımcı olurdum. Hep bir yerde buluşalım derdik. O derdi ki kızları da çağırırız. Bir türlü ayarlayamamıştık. Yine böyle dediğimiz bir gün bana dedi ki "Vallahi ben kim çağırırsa gidiyorum hahahaha." (Benden ayarlamamı bekliyor diye anladım.) Sonraki gün bir baktım bu dört arkadaş yine buluşmuşlar. Artık bardağı taşıran son damla oldu ve kendi kendime dedim ki artık bir şey derlerse normal bir şekilde cevap veririm onun dışında hiçbir şekilde muhattap olmam bu kişilerle. Daha ben bu arkadaşın doğum günü yaklaşıyordu, evine çiçek ve pasta göndereyim, sonra gidebileceğimiz güzel bir yer bulup onu davet edip ayrıca bir hediye alıp hediyesini vereyim diyorum kendi kendime. Doğum gününü de kutlamadım. O günden sonra bir şey de yazmadım. Kendisi geçenlerde bana yazmış bir sorun mu var güzel bir iletişimiz vardı diye. Yok hayır bir sorun yok dedim. Onun dediği üslupta "Vallahi bana yazana yazıyorum, yazmayana yazmıyorum hahahaa" gibi bir şey dedim. O da nasıl istersen demiş.

Ben normal zamanlarda arkadaşlarım için evde bir şeyler hazırlayıp okula götürürdüm. Kek, poğaça, kurabiye tarzında hazırlardım. Okulda hep birlikte yeriz diye götürürdüm. Gönülsüz gönülsüz yerlerdi. Aşure zamanında annem bir kazan aşure yaptığında hepsine birer büyük kavanoz götürmüştüm. Yurtta kalan arkadaş için haşlanmış mısır bile götürmüştüm. Hepsini evimize kahvaltıya davet etmiştim geldiler ne güzel oturmuştuk. Bunları başa kakmak için yazmıyorum. Ben daha fazlasını da yapardım sonuçta arkadaştık ve severim böyle şeyleri. Diğerleri mesela birbirlerinin evine hiç gitmediler şimdiye kadar. Yani ben bu kadar vericiyken neden yeterince sevilmedim. Gerçekten düşününce çok canım acıyor bazen ağlıyorum da.

Sizce benim bu olaylarda hatam ne? Ya da bu arkadaşların hiç hatası yok mu, kırılmakta haklı mıyım değil miyim? Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim şimdiden.​
Yazdıkların çok uzun okumadım. Ama bizde hep beraber buluşup onları çağırmayalım ne dersin? :KK15:
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X