Hepsi gerek yaanmlar

2 Ihtimal :)

2. Dunya Savasinda 2 Yahudi Almanlara esir olmustur.
Bunlardan biri digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.
O da baslar anlatmaya:

"2 ihtimal var ya bizi oldururler ya da esir kampina yollarlar.
Oldururseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kursuna
diziliriz ya da gaz odasinda olduruluruz. Kursuna dizilirsek sorun yok
gaz odasina gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar ya da kâgit.
Sabun yaparlarsa sorun yok kâgit yaparsalar 2 ihtimal var
ya gazete kâgidi oluruz ya da tuvalet kâgidi.
Gazete kâgidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak iste
o zaman boku yedik".
 
Ağustos böceği ve karınca fıkrasını, 3 ülkeye Gore Üç farklı şekilde yazmışlar.

ÇİN VERSİYONU
Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder. Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın yazı geçirir.Ve kıs gelir.
Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde kişi geçirirken, Ağustos böceği açlık ve soğuktan iki gün sonra ölür.
FRANSA VERSİYONU
Karınca bütün yaz boyunca çalışır ve kıs için evini, yiyeceklerini hazır eder.Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın barlarda yazı geçirir.Ve kış gelir.

Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde sıcacık kişi geçirmeye hazırlanırken kapı çalar.
Bakar elinde bavulu ağustos böceği;-Ne haber aptal komsum? Kışı geçirmek için Karaim Adaları’na gidiyorum da, bir isteğin var mı sorayım dedim.Hadi bana eyvallah.
TÜRKİYE VERSİYONU
Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder.Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın, çal oynasın yazı geçirir.Ve kıs gelir.Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde kişi geçirirken,ağustos böceği bir basın toplantısı düzenleyerek,

'Etrafta onca aç ve üşüyen varken, karıncalar nasıl bir vurdumduymazlıkla sıcacık yuvalarında yasayabiliyorlar'diye olayı kamuoyunun vicdanına sunar.
--ATV, KANAL D, STAR zavallı aç ve açıktaki ağustos böceği ile karni tok sırtı pek karıncanın

resimlerini yan yana yayınlayarak tarafları tartışmaya davet eder.Türkiye olayın şokunu yasamaktadır.

Nerededir bu devlet?
YBKD(Yeşil Böcekleri Koruma Derneği) 'den bir temsilci Ati’deki TEKETEK programına

çıkarak otuz yıldır çektikleri sefaletin tek nedeninin sırf yeşil renkli olmalarından kaynaklandığını anlatır.
Dünyanın en taninmiş Nobel ödüllü yazarımız Orhan PAMUK ve taninmiş aydınlarımız olayı Avrupa düzeyinde protesto ederek Türkiye'yi kınarlar.Konu Bakanlar Kurulu'nda tartışmaya açılır ve Başbakan KANAL D ye verdiği özel demecinde 'Daha önceki hükümetler tarafından bunca yıldır sorunları göz ardı edilen değerli ağustos böceği kardeşlerimizin bundan böyle huzur ve refah içerisinde yasamaları için gerekenler yapılacaktır. " der.Diğer yandan Reha Muhtar karıncayı canlı yayına çıkararak,'Reklâmını yapmak için zavallı bir ağustos böceğinin içler acısı durumundan

yararlanmaya utanmıyor musun?' diye bir güzel haşlar.Ertesi akşam TEKE TEK'te ise 'Ağustos böceğinden yürüttüğün para ve yiyecekleri nereye akladın, öt çabuk'diye Fatih ALTAYLI' dan dan bir güzel dayak yer.
Karınca en sonunda çareyi yurtdışına kaçmakta bulur.Ve ağustos böceği onun evine yerleşir, yiyeceklerine konar, eşyalarının üzerine yatar ve refah içerisinde gül gibi yaşar gider.
Ve güzel ülkemizde tarafsız ve doğrucu (!) medyamız sayesinde adalet yerini bulur. (mu?)
 
2 Yumak :)

Pek saf olan genc kiz yanliz olarak tren ile yolculuk yaparken ,
oturdugu koltugun karsisina , bitirim ve uyanik bir genc oturur.
Selam faslindan sonra ;

-"Dikkat ettimde sayin bayan , otururken surekli ayak ayak ustune atip
ellerinide dizlerinde tutuyorsun. Bir sebebimi var acaba..." der..

Genc kiz,

-"Benim bacaklarimin arasinda bir kesIk var.
Ayaklarimi acarsam belki bu yirtilip , canim aciyabilir deyince..."

-"Neden uzuluyorsun bende ignesi var. gel hemen dikelim de iyilessin"
der ve hemen o tren odasinda kizin isini bitirir.

Fakat bir ,iki derken kizin cok hosuna gider.

-"Hadi bir daha dik"
-"Hadi bir daha dik"

Delikanli kan ter icinde , artik yorgunluktan bitap halde,

-"Ip bitti artik dikemem!" deyince,

kiz gozlerini yumurtalara dikip,
-"Vallahi inanmam , bak orada iki yumak daha ip var.."
 
Iki Escinsel Metroda Eve Gitmek Uzere Metroyu Beklerken

> Canlari Sevismek Istemis.

> Ancak Metro Bir Turlu Gelmek Bilmiyormus. Biri Digerine

> - Hadi Burda Seviselim Demis. Arkadasida

> -burda Ortalikta Olur Mu Millet Bizi Parcalar.

> -yok Ya Bizim Millet Tepkisizdir. Bak Sigara Icmek De Yasak, Yakicam

> Bi Tane, Sigara Icilmez Tabelasinin Altinda Icicem Bisey

> Demiycekler Demis Ve Yakmis Bir Sigara. Keyifle Sigarasini Ictikten

> Sonra Da Arkadasi Ikna Olmus Ve Sevismisler.

> Ertesi Gun Metroda Bir Grup Piknige Gitmek Icin

> Bekliyormus

> Ancak Metro Bi Turlu Gelmek Bilmemis. Iclerinden Biri.

> - Hadi Mangali Burda Yakalim

> -olmaz Burda Mangal Yakilmaz.

> -yok Canim Bisey Olmaz Yakalim

> -ya Yakta Gor , Dun Burda Herifin Teki Sigara

> Icti De, Ibreti Alem Olsun Diye Herifi Sigara Icilmez

> Tabelasinin Altinda S.....tiler......
 
*Bazıları eski fıkralar*


Nasil yagmur nasil firtina, adam bir taksiye el kaldirir, taksi durur..
Adam gidecegi yeri söyleyince, taksici kizarak
"Ohoo orasi çok yakin alamam seni" der vegazlar gider..
Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi basarir.. Ertesi gün
şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi
duragindadir ve üçüncü siradadir..
Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanasir:
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin
- Hadi be sapik misin, defol..
Adam bu cevabi alinca ikinci siradaki taksiye yanasir
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- Vay sapikkk vayy defol
Sira üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanasir:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartim var
- Nedir ?
- Giderken diger taksicilere el salliyacaksin
- Ayibettin abi tabii..
__________________________________________________ _________________


Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar. Erzaklari hazirlayip yola
koyuluyorlar. Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik
yerine variyorlar. Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler,
hersey ortaya cikiyor.
Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK! Tek cozum, birinin eve gidip acacagi
alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc eleman:
- "Giderim, ama bir sartim var." der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak."
Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on,
yirmi yil gecer. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir, ölmek
uzeredir. Arkadaslari ne yapsa faydasiz. Kaplumbaga'nin son dilegi olup
olmadigini sorarlar. O da:
- "Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir tanesini
yesem olur mu?" der. Digerleri de kiramaz ve:
- "Elbette!" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- "Gitmiyorum iste, gitmiyorum!"
__________________________________________________ ______________
Kızılderili Kabilesinin Liderinin Küçük Oğlu Babasına Çekinerek Sordu:
Neden Bizim İsimlerimiz Beyazların İsimleri Gibi Değil?
Reis
"Bizim İsimlerimizin Birer Hikayesi Vardır. Bu Bir Gelenektir" Dedi
Oğlan:
"Nasıl Yanı" Dedi
Reis
"Sana Bir Kaç Tane Örnek Vereyim"
Diyerek Açıklamaya Başladı.
"Mesela Ben Doğduğumda Çadırımızın Etrafında Vahşi Bir Puma Dolaşıyormuş
Benim Adımı Vahşi Puma Koymuşlar. Ağabeyin Doğduğu Anda Gök Gürledi Adını
Gök Gürültüsü Koyduk. Ablan Doğduğunda Ay Dolunaydaydı. Adını Dolunay
Koyduk. Kardeşin Doğduğunda Gökkuşağı Çıkmıştı. Adını Gökkuşağı Koyduk.
Anladın Mı Şimdi Patlak Prezervatif"
__________________________________________________ ________________
Temel oksurukten Dursun da kabizliktan sikayetcidir. Beraber doktora
giderler.
Doktor Temel'e oksuruk surubu Dursun'a da mushil verir. Bunlar ilaclari
karistirirlar.
Bir hafta sonra doktor Temel'e:
- Nasil oldu? Hala oksuruyor musun?
- oksurmeye cesaret bile edemiyorum doktor bey.
__________________________________________________ _________________
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis.
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam
kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis. Papazin cemaatinden bir
kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar
ahlakli,kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis.
Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin
sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.
"Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak
ogrensinler biraz" demis. Kadinda almis papaganlari getirmis, papazin evine
daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi
"hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde" diye sormus.
Erkek papaganlardan biri otekine donup haykırmış?:
"oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda!!!"
__________________________________________________ __________________
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi
avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde
savundum ve beraat ettirdim.
2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan
kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte
dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira
bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
__________________________________________________ _____________
Mahallenin iki afacan kardesi tüm mahalleliyi biktirmis. Sürekli
ana-babalarina sikayet geliyor mahalleliden. Kirilan camlarin, kuyruguna
teneke baglanan kedilerin,lastigi indirilen arabalarin sorumlusu hep afacan
kardesler.
Ana-babasi usanip bu durumdan kilisenin papazina anlatirlar durumu ve yardim
isterler. Papaz "gönderin çocuklari konusayim" der.
Çocuklari gönderirler. Papaz önce büyük oglani çagirir. "Söyle bakiim
evladim,Tanri nerede?". Çocuk susar. Papaz tekrar sorar:"evladim söylesene
Tanrimiz nerede?". Çocuk susmaya devam eder. Papaz israrla sormaya devam
eder, çocuk susmaya.. Sinirlenir Papaz,"konussana be çocuk nerde Tanri?".
Çocuk aniden firlar,kiliseden kosarak kaçiyorken seslenir kardesine "kaçalim
çabuk!". Eve giderler,odalarina çikip kapiyi iyice kapatirlar,küçük oglan
sorar büyügüne "neden kaçiyoruz?" Büyük yanitlar:
"iste simdi hapi yuttuk, Tanri kaybolmus bizden biliyorlar!!!"
__________________________________________________ _________________-
Sehirli tavukla köylü tavuk gezerken, bir vitrinde iri ve beyaz yumurtalar
gördüler.
Sehirli, gururla yanindakine döndü:
- "Görüyor musun; bunlari ben yumurtladim, tanesi otuz bin liraya
satiliyor."
Az ilerdeki vitrinde daha büyük ve sari kabuklu yumurtalar görünce köylü
tavuk arkadasini dürttü:
- "Bak bunlar da benim yumurtalarim; kirk bin liraya satiliyor!"
Sehirli tavuk altta kalmadi:
- "Valla sekerim istesem ben de böyle büyük yumurtlayabilirim ama bizim
horoz bey, onbin lira için kıçını yirtmaya degmez diyor!"
__________________________________________________ ________________---
Birkac yillik evli ciftin bir bebekleri olur.. ancak gunler haftalar
gectikce bebegin cok farkli ve insanustu yetenekleri oldugu ortaya cikar..
1 yasina geldiginde yetiskin gibi konusur, 2 yasinda akliniza gelen her
dilde okuyup yazmaya baslar,3 yasinda ileri matematik profesorleriyle
tartismaya oturur, ve 4 yasinda gelecekle ilgili inanilmaz tahminlerde
bulunmaya baslar...der ki:
"Tam 1 yil sonra bugun ben olecegim... ben oldukten 2 yil sonra annem
olecek.. annem oldukten 1 yil sonra babam olecek..." Ve kesinlikle..
bir yil sonra bebek ölür... baba cok uyanik oldugu icin karisini hemen
milyarlar degerinde sigortalatir... ve 2 yil sonra da anne ölür.... ve baba
1 yillik omrunun kaldiginin farkinda, karisinin sigortasindan kazandigi
milyarlarla evlere, arabalara, seyahatlere ve birbirinden guzel kadinlara
yatirim yapar... ve olumune 1 gun kala son parasiyla bir dansci kiz
kiralar,once superlux villanin havuzunda eglence, sonra yatakodasinda zevk
dolu bir gece.. ve adam hersey bittiginde gozlerini kapatir ve "vay be yarin
ölmüs olucam.. ama ne hayat gecirdim, herseyi yaptim dolu dolu yasadim
herseyi.. helal olsun bana" diye keyifle uykuya dalar.. Ama o da ne......
sabah bir de gozlerini acar ki hala yasiyor..!!!!!!
Yatakta saskinlik icinde bakinirken geceyi beraber gecirdigi dansci kiz
ciglik cigliga kosarak iceri girer...
"HEMEN ASAGI GELIN NOLUR.. KAHYANIZ SALONDA BOYLU BOYUNCA UZANMIS YATIYOR...
GALIBA ÖLMÜS!!!!"


__________________________________________________ __________________
Agop'la karisi Haykanus kahvalti ediyorlarmis.
Haykanus sormus:
- Sular akmoor Agop, bir bakarsin degil mi?
- Nereden cikarirsin simdi Haykanus, ben muslukcu ?
- Peki havagazini kontrol etsen.
- Canim, ben tesisatci?
- Agop, elektrik dugmesi de bozulmus
- Yeter artik Haykanus...
Agop aksam eve geldiginde bir bakmis ki butun aksakliklar onarilmis. Merakla
sormus Haykanus 'a:
- Canim karim, kime yaptirdin bunlari?
- Kirkor 'a rica ettim beni kirmadi.
- Ne?... Kirkor mu? O dunyanin en kotu adamidir. Karsiliksiz bir sey yapmaz.
- Evet bana " ya benimle yatacaksin ya da cikolatali pasta yapacaksin" dedi
- Guzel...Pastayi yaptin degil mi?
- Ah Agop, nereden cikarirsin bunu? Ben pastaci...
__________________________________________________ _____________--
Sultan en güvendigi adamini Arabistan'a hünkar göndermis. Hünkar,
Arabistan'da gezerken bakmis, araplar entari giyorlar ama alta donlari yok.
Bir rüzgar estimi, manzara felaket!
Haber salmis, altina don giymeyenler kadi huzuruna çikartilip, hapsedilecek.
Aradan günler geçmis Arabin bir tanesi don giymemis ve ilk rüzgarda olay
farkedilmis.
Kadi huzuruna çikartmislar. Kadi sormus;
-"Adin?"
-"Aptülmecit"
-"Baba adin?"
-"Aptülleziz"
-"Evli misin?
-"5 tane karim var!"
-"Kaç çocugun var?
-"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13,
besincisinden 18 tane."
Kadi kararini vermis ve söylemis:
-"Aptulleziz oglu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadigindan beraatine
karar verilmistir!"
__________________________________________________ _______________
Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.
Ingiliz'e sormus
- "Titanik kaç yilinda batti?"
Ingiliz hemen cevap vermis : "1912" diye.
Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:
- "Titanik'te kaç kisi öldü?"
Fransiz cevap vermis : "1050".
- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.
Ve Yahudi'ye dönmüs;
- "Say lan isimlerini!"
 
SIRTIM KASINIYOR

Temel bir trafik kazasinda kolunun birini kaybeder ve kimse is
vermez.
Birgün bogaz köprüsünden asagi atlayacakken sahilde iki kolu olmayan
bir adam hoplayip zipliyormus.
Temel hemen adamin yanina kosmus:
-"Ula arkadas benim kolumun biri yok, kimse bana is vermiyor,
bunalima girdim, tam kendimi atarken seni cördüm. Senin iki kolun
dea yok ama hopluyup zipliyosun, nasil oluyor bana da anlat." der.
Adam:
-"Ya kardesim git be isine, benim sirtim kasiniyor da nasil
kasiyacagimi düsünüyorum."


CAYCI TEMEL

Temel ile Dursun çayocagi isletiyormus.
Temel patron, Dursun da çiragiymis.
Temel ne derse Dursun hep tersini yaparmis.
Artik Temel'in canina tak etmis, Dursun'u mahkemeye vermis.
Neyse mahkeme günü gelmis çatmis.
Hakim Temel e sormus:
-"Oglum nedir sikayetin?"
Temel :
-"Haçim bey ben Dursun'dan sikayetçiyim, o salagin biridir" demis.
Hakim:
-"Tamam, Dursun'un salak oldugunu ispatla, onu cezalandiralim"
demis.
Temel, Dursun'a:
-"Ula Dursun cit bak bakaayum, pen dükanda miyim? demis.
Dursun tabii kosa kosa gitmis.
Hakim :
-"Hakaten salakmis, surda telefon dururken kosarak gitti salak."
 
Katolik iki bickin delikanli gonul eglendirecek kadin aramaktadirlar. Caresizlik icinde dolanirlar. Uygun kimseyi bulamazlar.. . CAin fikirli olani "bir dakika" diyerek kiliseye dalar. Gunah cikartma kulubesine girer. Papaza dil dokmeye baslar:

"Muhterem peder, ben buyuk bir gunah isledim..."

"Evladim, tanrinin huzurundayiz. .. O affeder... Anlat ne yaptin?"

"Soyleyemem. .."

"Gunahtan arinman icin bu sart. Anlat..."

"Zina yaptim..."

"Olabilir evladim kiminle?"

"Soyleyemem. ..."

"Soyle evladim sutcunun karisiyla mi?"

"Hayir..."

"Evladim konus. Kasabin kiziyla mi?"

"Cok uzgunum soyleyemem!"

"Evladim yoksa marangozun kizkardesiyle mi?"

"Hayir peder. Cok fenayim. Izin istiyorum... Yarin tekrar gelirim!"

Delikanli disari firlar, kapida bekleyen arkadasinin koluna girer:

"Lan Mike uc tane adres buldum yuru!"
 
*'Farklı milletlerin kadına bakış açısı' konulu bir toplantı.
*

*
Soru: Bir kadının elini niye öpersin ?
Fransız, "Saygımdan öperim" der.
Alman'ın cevabı şöyle olur: "Kadınlar kutsal varlıklardır, o
yüzden öperim.
"
Sıra Türkiye'yi temsil eden Temel'e gelir.
Soru aynı: Bir kadının elini niye öpersin ?
Biraz düşünen Temel cevap verir:
"Valla bi yerden başlamak lazum." :-)))) )*
 
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar,
"Seni
cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık
oldun mu?"
Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu
meleği,
"Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken
kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve
şu
cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim.
Beni
bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu
meleği,
"buradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu
kullanacaksın.." der ve

üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur
ve şöyle der;

"itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta
onlarla yattım,
birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der,
"Ama temelde
iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu
kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına
atlar ve kendi
yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam
birlikte
gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler.
Bara
girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin
arasında
salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu
sana?" der
ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey
mükemmel ama
sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam.
Diğerleri;
"Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini
çekerek

konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."
 
Profesör Konferans vermek üzere salona girmiş.
Salon, ön sırada oturan seyis dışında boşmuş. Konuşup
konuşmama konusunda tereddüde düşen Profesör sonunda seyise
sormuş:
Buradaki tek kişi sensin. Sana göre konuşmalı mı,
yoksa konuşmamalı mıyım?
Seyis cevap vermiş:
- "Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan anlamam.
Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir
tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim."
Bu sözlere hak veren Profesör konferansa başlamış.

İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş,
konferanstan sonra kendini mutlu hissetmiş,
dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu
onaylanmasını isteyerek sormuş:
- "Konuşmayı nasıl buldun?"
Seyis cevap vermiş:
- "Hocam sana daha önca basit bir
adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim.
Gene de eğer ahıra gelir biri dışında tüm atların kaçtığını
görseydim,
onu beslerdim, ama elimdeki tüm yemi ona verip hayvanı
çatlatmazdım."
 
Genc cift eczaneden icinde 12 adet olan 1 kutu
prezervatif aldi. Bir kere beraber oldular, ilerleyen
gunlerde kiz kontrol etmis oldugu kutuda 6 adet kaldigini gordu...

Merakla esine sordu;

- Bunlarin diger 5 ine ne oldu?

- Hayatim, ben onlarla masturbasyon yaptim...

Kiz bu cevaba inanmayip, bir erkek arkadasina olayi
anlatip sordu?

- Boyle bir sey olabilir mi?

- Evet, bende bir iki kez yapmistim...

- Yani masturbasyon yaparken sende mi prezervatif kullandin?

- Yok...Yok... Bende esime bir iki kez yalan soylemistim. ..
 
Baba Bush oglunu karsisina almis konusmaktadir:

"Oglum, Irak'ta, benim annende yaptigim hatayi yapiyorsun.
Zamaninda cekilmeyi bilmedin..."
 
"U" harfinin sakıncası
Karadenizli vapur acentasına gitti: 'Biz vapuru kaçirduk, başka
vapur
bulur mısunuz?' dedi. 'Kaç kişisiniz?', 'Yediyuz.'. Acenta yetkilisi
bu kadar müşteriyi kaçırmamak için hemen yeni bir vapur istedi.
Vapur
geldiğinde Karadenizli ve arkadaşları rıhtımda toplanmışlardı.
Ama
nedense fazla kalabalık değillerdi. Görevli sordu: 'Hani yedi yüz
kişiydiniz?'. 'Doğridur, işte pir, içi, uç, dort,peş, altı,
yedi.
Toplam yedıyuz daa..' dedi Karadenizli. Kafası attı acenta
yetkilisinin. Karadenizliyi bir güzel dövdü ve: 'Eğer, bir daha (i)
yerine (u) dersen, canına okurum...' dedi. Aynı Karadenizli birkaç
gün
sonra bir bakkala gitti. 'Bana bir mım verin...' dedi. Bakkal
anlayamadı, birkaç kez tekrar ettirdi, sonra eliyle göstermesini
istedi. Karadenizlinin işaretine bakınca: 'Yooo, o mım değil
mumdur.'
dedi. 'Olsun, mım demek, dayak yemekten iyidir.' dedi Karadenizli.
 
Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Iraklikahvede oturmus cay iciyorlar.Amerikali cayini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis: "Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere cay icmeyiz" Ingiliz de bunun uzerinecayini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parcalamis: "Bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam icin o kadar cok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere cay icmeyiz" Bunun uzerine Irakli da cayini bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini cekip Amerikali ve Ingilizi vurup oldurmus
"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar cok var ki, biz ayni adamlarla oturup iki kere cay icmeyiz..."
 
Ingiltere'de bir hayvanat bahcesinde soylari tukenmekte olan 1 cift
goril kalmis. Insanlar bunlari ciftlestirip soylarini kurtarmaya
calisiyorlarmis ki erkek goril birden olmus. Ortalik birbirine
girmis.
Gazetelere ilanlar verilmis ve disi gorile bir es bulana buyuk
oduller
vaad edilmis. Kimsenin elinden bir sey gelmiyormus.
Herkes caresiz otururken, bir Turk cikmis ve bu isi halledecegini
ancak
50 bin dolar istedigini soylemis.
Hemen kabul etmisler. Turk ucaga atlamis once Istanbul'a sonra da
Ankara'ya gelmis. Ankara'da otobuse binmis. Pozanti yolu uzerinde
bir
kahvede inmis. Kahveye girmis bakmis bir suru kamyon soforu
oturuyor.
Hepsine soyle bir alici gozu ile baktiktan sonra bir tanesine 'sen
gel'
demis. Adam gelmis, bizimki de durumu
ona anlatmis. Boyle boyle bir durum oldugunu, gorile bir es
aradigini
ve adamin bu is icin cok uygun oldugunu ve bunun bedelinin de 25
bin
dolar oldugunu soylemis. Kamyoncu dusunmek icin 1 saat muhlet
istemis. 1
saat sonra donmus ve demis ki: "Tamam kabul ediyorum ama 3 sartim
var:
1. Hayvani dudaklarindan opmem.
2. Dogacak cocuk erkek olursa, babamin adini koyarim.
3. 25 bin dolarim yok. Taksit taksit oderim.
 
Agir bir hasta hastahanede. Tüm ailesi bekleme odasinda doktorlardan haber
bekliyor. Yorgun ve umutsuz bakisli bir doktor çikiyor "Tek yasam sansi var
oda beyin nakli. Böyle bir ameliyati ilk olarak deneyecegiz, tabi masraflar
hastanin ailesine ait." Aile, saskin, yorgun, çaresiz...Aralarindan biri
"Peki ama fiat nedir diyor ?" Degisir diyor cerrah.5000 Euro erkek beyni
kullanirsak, 200 euro kadin beyni kullanirsak. Uzun bir sessizlik çöker.
Beyler gülmemeye çalisirlar.Hanimlarla gözgöze gelmekten kaçarlar. Ama
aralarindan biri merakini yenemez, peki doktor bu fiat farkinin nedeni nedir
diye sorar. Cerrah gülümser. "Eh tabi, ayni arabalar gibi, kadin
beyinleri ucuz oluyorr akillarini çok kullandiklari için. Kullanilmis
akil,kullanilmis beyin. Erkek beyni hiç kullanilmamis sifir km araba gibi
pahali oluyor."


ZEKI BIR KADINA ILETMEYI UNUTMAYIN


:)


Hikâyenin ortasinda gülümseyen BEYLEREEEEE selâm.
Hikâyenin sonunda gülümseyen hanimlar öpüldünüz :)))))))
 
Delikanli ucakta guzel bir sarisinin yanina dusmus. Hemen sarkmis
sarisina;
"yanyana otururken muhabbet edilirse seyahat cok kisa surer, hadi
konusalim
" demis.

Sarisin okudugu kitabi yavasca kapatarak "ne uzerine konusmak istersin"
demis.

Delikanli "valla bilmemki ...mesela nukleer enerjiye ne dersin?"

Sarisin; "enteresan bir konu, olabilir, ama once sana bir soru
sorayim... At
inek ve geyik ayni seyi yerler.. yani ot... ama cikartirlarken geyik
kucuk
parcalar halinde, inek lappadanak parcalar halinde, at da pismaniye
toplari
gibi cikartir. Neden oldugunu biliyor musun ?"

Delikanli ; "valla en ufak bir fikrim yok" demis,

Bunun uzerine sarisin; " bi b..tan anlamazken nukleer enerjiyi nasil
tartisabilecegini zannediyorsun ?"
 
Kulaktan kulaga
Albay, binbasIya: -YarIn gunes tutulacak. Bu her zaman gorulen bir sey degildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanIna getirin de olayI gorsunler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi verecegim. Sayet yagmur yagarsa, tabii bir sey
goremeyiz. O zaman erleri, ustu kapalI talimgaha goturursun.
Binbası, yuzbasıya:
-AlbayIn emri ile yarIn sabah saat dokuzda gunes tutulacak. Bu her zaman gorulen bir olay degildir. Sayet hava kapalI olursa bir sey gorulemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalI talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapIlacaktIr.
YuzbasI, tegmene:
-AlbayIn emri ile yarIn sabah dokuzda talim elbisesi ile gunes tutulmasInIn acIlIs merasimi yapIlacaktIr. Sayet yagmur yagarsa ki bu durum pek gorulen bir olay degildir, Albay kapalI talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
Tegmen, bascavusa: -YarIn sabah dokuzda hava guzel olursa, talim kIyafeti ile albay tutulacak. KapalI talimgahta yagmur yagarsa, alayIn meydanInda manevra yapIlacak. Cunku bu her zaman gorulen
bir olay degildir.
Bascavus, askere: -YarIn sabah saat dokuzda kapalI talimgahta AlbayI tutacagIz. Sabah hepiniz talim techizat ile hazIr olun. Askerler kendi aralarInda: -YarIn sabah bizim bascavus AlbayI tutuklayacakmIs.

Amerikan, İngiliz ve Iraklı
Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Iraklikahvede oturmus cay iciyorlar.Amerikali cayini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis: "Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere cay icmeyiz" Ingiliz de bunun uzerinecayini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parcalamis: "Bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam icin o kadar cok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere cay icmeyiz" Bunun uzerine Irakli da cayini bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini cekip Amerikali ve Ingilizi vurup oldurmus
"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar cok var ki, biz ayni adamlarla oturup iki kere cay icmeyiz..."

Aldatma
Uluslararasi ölçekte bir kadin arastirmasi yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerinde kadinlara bir soru sormus.
Kocanizi baska bir kadinla yakalarsaniz ne yaparsiniz???
Soruya ülkelere göre verilen yanitlar ise söyle olmus:
Isveçli : Neyimi begenmedigini sorarim.
Rus : Evi terk ederim.
Fransiz : Sesimi çikarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.
Italyan : Kadini vururum.
Ispanyol: Kocami vururum.
Yunanli : Her ikisini de vururum.
Türk : Benim kocam yapmaz!
 
b ir Internet sirketinde çalisan teknik destek elemanlarinin anilarini göndermis Iste bir Internet servisisaglayicisi sirkete gelen bazi telefonlar...

- Siyah ekran çikti efendim...
- Yazin kullanici adinizi.
- Yazdim.
- Parolanizi da girin.
- Tamam.
- Garip karakterler akmaya basladiginda klavyeden
-F7'ye basin.
- Elimle mi?
- Eee, siz bilirsiniz.

- Alo, iyi günler. Ben Internet'e giremiyorum.
Bütün ayarlar kontrol edilir, her sey sorunsuzdur.
- Bir sorun görünmüyor, tam olarak ne hata mesaji aldiginizi ögrenebilirmiyim?
- www.internet.com yaziyorum, ama ordan bi yere gidemiyorum.

- Ben bir imac kullanicisiyim.
- Buyrun hanfendi, sorun neydi?
- Benim CD sürücümden içeri sinek girdi.
- Anlayamadim efendim.
- imac'ime sinek kaçti.
- Peki ben telefondan ne yapabilirim sizce?
- Ama görüyorum, yürüyo içerde.
- Böcek ilaci falan sikin isterseniz...
- Bi sey olmaz mi?
- Bilmem, aslinda biz imac'e destek vermiyoruz pek, PC olsaydi yardimci olabilirdim.

- Benim büyük bir sorunum var, siz acaba eve hizmet veriyor musunuz?
- Eeoo, hayir? Burdan yardimci olmaya çalisayim...
- Ben Internet'e girmeye çalisinca bilgisayardan acayip seslergeliyor.
- Ne yaptiginizda geliyor o sesler?
- Baglan diyorum, telefon sesi geliyor, sonra da ciyakliyor.
- O modem sesidir efendim, o ses sizin modeminiz ve Türk.net modemi arasinda bir baglanti kuruldugu...
(Sözümü keser)
- Yok yok, bozuk bu, siz iptal etmiim diye öyle diyosunuz... Benim hesabimi siler misiniz?
- Fakat bu bir sorun degildir, bu herkesin bilgis...
(Yine sözümü keser)
- Ne yani, herkesin bilgisayari gazi olan bebe gibi viyakliyor mu, kimi kandiriyorsunuz Allahaskina... Dolandiricilar...

- Efendim sizin modemler bana küfrediyo.
- Anlayamadim efendim.
- Bunda anlayamayacak ne var, resmen küfrediyolar iste.
- Emin misiniz?
- Buyrun dinleyin (telefonu çevirme sesi, çalan telefon sesi,pesinden ana avrat küfür).
- Ee siz hangi numarayi aramistiniz bi kontrol edelim.
- 344 26 16.
- Bu sizin numaraniz mi?
- Hayir, aradigim numara.
- Beyefendi, o bizim numaramiz degil bir ev numarasi.
- Ben 10 gündür bu numaradan baglanmaya çalisiyorum ama...
- O zaman dogaldir küfretmesi.

- Benim sayfalarim gelmiyo.
- Su an yurtdisi çikisimizi saglayan uydudan kaynaklanan bir sorunvar efendim.
- Bi ilgileniverseydiniz siz.
- Sey, uydu uzayda efendim.
- Haa tamam o zaman.

- Benim kredi kartimdan para çekilmis.
- Aylik hesap miydi?
- Evet.
- O zaman her ay basinda para çekilir efendim.
- Hani sinirsizdi lan bu...

- Iyi aksamlar, bilmem ne net.
- Iyi aksamlar birader, ben tam olarak 26 dakika 36 saniyedir Internet'e bagliyim ve haalaaaa hiçbir sey gelmiyor, daha ne kadar beklememlazim acaba? (sinirli bir ton)
- Gelmiyor derken sayfalar mi açilmiyor beyfendi?
- Hayir kardesim, hiçbir sey olmuyor. Iste bak 27 dakka 53 saniyeoldu, hâlâ yok.
- Internet explorer'i açtiniz mi beyfendi?
- Nasil yani?
- Himm beyfendi, Internet'e girdikten sonra Internet explorer ya da Netscape programini çalistirarak web sayfalarini gezmeye baslamaniz lazim.
- Alala, Internet'e girince kendi baslamiyo yani.


- Sanirim makinam kilitlendi.
- Simdi söyle yapalim, ctrl-alt-delete.
- Hepsine ayni anda mi?
- Evet.
- Ama parmaklarim yetmiyo?
- Bakin önce ctrl'ye sol elinizin basparmagiyla, sonra sag elinizin basparmagiyla alt-gr'ye, sonra da sag elin isaretparmagiyla delete tusuna basiyorsunuz.
- ctrl'ye bastim, alt tusuna da simdi.
- Delete'e basicaksiniz.
- ctrl'den elimi çekeyim mi?
- Hayir efendim.
- Peki alt-gr'den?
- Hayir efendim dedim ya, hepsine ayni anda basiyo olmaniz gerekiyo.
- Daha kolay bir yolu yok mu?
- Var efendim, makinada reset yazan yere basin.
- Nerede o?
- Isterseniz ctrl alt delete'i deneyelim, basmaniz gerek, sadece bir tus kaldi.
- Tamam fisini çektim.
- Peki...

- Iyi aksamlar.
- Iyisi falan kalmadi beyfendi! Sinirden köpürüyorum, derhal iptaledin hesabimi!
- Buyrun, problem nedir hanimefendi?
- Bakin, birkaç gündür sizden aldigim paketle Internet'e giriyorum,bu arada arkadaslarim sürekli telefonumun mesgul oldugundan sikâyet ediyolar, önceleri anlayamadim, sonra saatlere bakinca, ne zamansizin hesabinizi kullansam telefonumun mesgul oldugunu anladim!!!
- Bu çok dogal hanimefendi, çünkü modeminiz telefonunuzu kullaniyor baglantiyi saglayabilmek için, bizimle bir ilgisi yok bunun, bütün baglantilarda ayni sey olur, hatta olmasi gereken de budur.
- Yok kardesim yok, siz benim Internet'te olmamdan faydalanip telefon hattimi kullaniyosunuz.
- ùle bi sey teknik olarak mümkün diil zaten hanimefendi, lütf...
- Iptal edin dedim, sorun çikarmadan iptal edin, ben de bu isi büyütmeden kapatiyim, yoksa kötü olacak sizin için.
- Hanimefendi siz bilirsiniz, fakat...
 
HASTAYIM :)

-Efendim,bugun çok hastayim, basim agriyor, midem bulaniyor,
vucudumun her yeri sanki dayak yemis gibi. Korkarım ise gelemeyecegim. ..

Durumu dinleyen patron

-Kerim Bey,biliyorsun bugun cok onemli musteriler geliyor ve sana mutlaka ihtiyacimiz
var.Boyle durumlarda ben karima bir masaj yaptirir,bir de seks yaparıi.Kesinlikle
kendime gelirim.
Lutfen sen de dene ve hemen ise gel.

Aradan iki saat gecer ve Kerim bey patronu tekrar arar.

-Efendim dediginizi yaptım.Gercekten iyi geliyormus.
Sanirim kisa bir süre sonra iste olurum...

-Haa bu arada evinizin manzarasi inanilmaz guzelmis...
 
X