Alman hesabı kafasında. Bunda sorun yok, orada doğmuş oranın kültürüyle büyümüş. Orada garson hesabı beraber mi ayrı mı ödeyeceksiniz diye sorar. Hatta tatile gidileceği zaman bile çiftler ayrı ödeyebiliyor. Bakın size önce de yazdım. Ben o kadar fedakarlık ediyorum gibi cümleler kurmayın çünkü günün sonunda kararını kendi iradenle verdin denebilir. Sizin yapacağınızı ben yaptım, benim eşim de aynı kültürde büyümüş. Ama o yanıma geldi, bütün prosedürleri halletti, uzun denecek süre kaldı. Ailesi de buradaydı, onları ziyaret ettiği zaman tanıştık sevgili olduk. Adam bana, benim işim gücüm, her şeyim, kariyerim garantim orada işine gelirse demedi. Geçiş sürecinde beraberdik, burada evlendik. Çocuk olduktan sonra daha kreş aşamasında özel okul vs gerçeklerle yüzleşince gidelim dedi. Çocuklarımıza güzel gelecek sağlamak istiyorsak benim orada imkanlarım çok fazla dedi.
İstemesem yine gitmezdim. Benim de işim kariyerim vardı. Gitmeye karar verdim çünkü eşim beni ürkütmedi, kariyerine devam edersin, gerekirse ben çocuklara bakarım dedi ve bezle biberonla gezen babaydı. Uzun lafın kısası ben belirsizliğe gitmedim, hem adamla evlenip aynı evde yaşadım hem eşliğini babalığını gözlemledim. Beklentilerimiz belliydi ve karşılıklı yerine getirdik. Siz yanlış hatırlamıyorsam bayağı kariyeri olan yüksek seviye memursunuz. Çok iyi düşünün, hatta hemen istifa etmeyin ücretsiz izin hakkınız varsa kullanın. Rahatsız olduğunuz, acaba mı dediğiniz her davranışı sorun. O kültürde her şeyi sorup konuşabiliyorsun. Ayıp olur mu, yanlış anlar mı vs bunu yapmayın direk konuşun. Sen Alman kültürde yetişmiş olabilirsin ama ben de Türk kültüründe büyüdüm, şundan bundan rahatsız oluyorum diyin. Ama unutmayın, günün sonunda siz oraya gideceksiniz ve gittiğiniz ortama sizin adapte olmanız gerekecek. Türkiye'de gemileri yakmayın derim. Adam kapalı kutu, paketin içinde ne var orada anlayıp göreceksiniz.