Tam bir yıl önce koskoca bir yılın bir insanın hayatını nasıl bu kadar değiştereceğini hiç tahimn edemezdim. Benim hayatımı..
Herşey ne kadar da bulanıktı. hissettiğim yalnızlık, çaresizlik, özlem, korkular, asla yapamam deyip kendimi içinde bulduğum aslalar...
Tam bir yıl tam da bu zamanlarda oturmuş ne kadar umutsuz olduğumu hissediyordum. Evli olmama rağmen tek kişilik yaşadığım hayatım, özenerek izlediğim çiftler, hayatım boyu hayalini kurduğum bir birliktelik özlemi ama korkularımmm. Çok pişmandım. İlişkim boyunca çok yıprandığım ve sabahlara kadar gözyaşı döktüğüm adama şans vermiş ve onunla evlenmiştim. Defalarca aldatılmak, sabahlara kadar kapısında beklemek, evet bunlar başıma geldi ve yaptım. Ama bunlarla zaman harcarken en önemli şeyi atlamıştım. Bir ilişkide neyi istediğimi. Ne mi istiyordum, elimden tutacak, bana tatlı sözler söyleyecek, doğum günlerimi hatırlayacak, hasta olduğumda benimle ilgilenecek, hastaaneye götürecek, tatli dilli aşk dolu bir eş istiyordum. Fakat bunların hiçbirini karar verirken göz önünde bulundurmamıştım. Ne de olsa yıllarca uğruna savaş verdiğim adam benimdi artık, imzayı atmıştı...
Boşanmayı düşündüğümü kime söylesem tepki gösteriyordu. 'Aldatıyormu, parasız mı bırakıyor, derdin ne senin. Senin düşlediğin gibi bir erkek yok. Asla bulamazsın. Saçmalamayı bırak sadece harekete ihtiyacın var..' gibi birçok tepki gözümü korkutmuştu. Aslında korktuğum tek şey sadece ailemin üzülmesi ve onun, ailesine yaşatacağım üzüntülerdi.
Sonra onunla tanıştım. Ne kadar şevkatli, sevgi dolu ve huzurluydu. Yer çekimi gibi ne kadar istesem de uzaklaşamıyordumki, çekiyordu beni kendine. Arkadaşlığımız karşılıklı aşka dönüştüğü zaman ilk defa hayatımda kendim için birşeyler yapmak kararı aldım. Belki bu aşk yalancı bir aşktı ama olsun. En azından denemeye değerdi. En azından bana cesaret veriyordu.
Ailemle konuştuğumda o kadar çok şaşırmıştımki, çünkü beni anlayışla karşıladılar. Ne olursa olsun arkandayız dediler. Ayrılık kararımı açıkladığımda hayatında ilk defa bana buket buket çiçeklerle gelmeye başlayan adam bu saatten sonra bunlara başvurduğu için çok samimiyetsiz geliyordu. Sen benim kapımda sabahlardın, beni terkedemezsin diyordu. İşte o an ne kadar acınası bir durumda olduğumu farketmiştim. Ailesi ise biricik kızları iken akşamdan arkamdan ağlamış, ayrıldığımızın ilk sabahı arayıp kararın kesin ise evi napacağız demişlerdi. Artık yavaş yavaş gerçekleri görmeye başlamıştım. Herkes kendisi için iyi şeyi bencilce istiyordu. Ben mutlu olmak, eşim kendi mutluluğu için beni, ailesi gelin dönmeyecekse evi..
Kıyasıya bir mücadele içine girdim. Dönmeyecekse süründür çabası ile zora koşmalar, emlakçıları evden göndermeler vs vs. Gittikçe herşey daha da çirkin bir hal alıyordu. Aylar sonra artık dönüşüm olmadığına ikna olup, evi satmayı, borçları kapatmayı ve ayrılmayı kabul etmişti.
Artık kendi yolumu çizmeye ve hayatımı düzene koymaya başlamıştım. Yeni bir hayat, zamansız gelen ama bana iyi gelen bir ilişki, yeni ortamlar.. Eski alışkanlıklarımı unutmam çok zaman aldı. Ne kadar zorlukla karşılaşırsam karşılaşayım onun göğsüne yatınca hissettiğim huzur, kokusunu duyduğumda kalbimin cızırtıları, her gülümsediğinde kalbimde açan çiçekler beni sanki olduğum yerden çekip alıyor ikinci bir boyuta taşıyordu.
Ailesi ile tanıştım, onlar benim daha önce evlenmiş olmamı umursamadılar bile. Bense ilk tanışmada 'oğlumuz başını yakma' gibi replikler umuyordum..
Şimdi onunla beraber bir evi paylaşıyoruz, bir hayatı, bir ekmeği, duygularımızı, aşkımızı, kalbimizi paylaşıyoruz. Allaha çok şükür çok mutluyum. Şükretmenin nasıl bir duygu olduğunu öğrendim. Kaygıların yersiz olduğunu, aslında insanın önce kendisini düşünmesini, ne istediğine karar vermesini ve kararlarının arkasında durmasını gerektiğini öğrendim.
İçinde kopan fırtınaların gemine nasıl yön vereceğine yine kendinin karar vermen gerektiğini, güverteyi göremesen bile inandığın yoldan şaşmaman gerektiğini öğrendim. Çünkü insan kendini sonunda yanlış bir yola sürüklemiş olacak olsa bile kendi gemisinin kaptanlığını kendisi yaptığı için çaresiz hissetmiyor..
Bu koca bir yıl bana çok şey öğretti. En önemlisi de korkularla yüzleşmeyi, umutsuz olmamayı. Benim için kötü bir yılmıydı hayır. Evet zor bir yıldı ama başardım. Yarın nolacak bilmiyorum, herşey güzelmi gidecek, yoksa yine tepe taklak mı olacağım bilmiyorum fakat endişelenmiyorum. Eskiden korkardım, artık yarınlarımdan korkmuyorum. Dua ediyorum ve Allahıma bırakıyorum.
Umarım 2014 herkese huzur, aşk ve uğur getirir. İnandıklarınızın ve kararlarınızın arkasında durmaktan pes etmeyin. Güzel günler sizlerle olsun..
Herşey ne kadar da bulanıktı. hissettiğim yalnızlık, çaresizlik, özlem, korkular, asla yapamam deyip kendimi içinde bulduğum aslalar...
Tam bir yıl tam da bu zamanlarda oturmuş ne kadar umutsuz olduğumu hissediyordum. Evli olmama rağmen tek kişilik yaşadığım hayatım, özenerek izlediğim çiftler, hayatım boyu hayalini kurduğum bir birliktelik özlemi ama korkularımmm. Çok pişmandım. İlişkim boyunca çok yıprandığım ve sabahlara kadar gözyaşı döktüğüm adama şans vermiş ve onunla evlenmiştim. Defalarca aldatılmak, sabahlara kadar kapısında beklemek, evet bunlar başıma geldi ve yaptım. Ama bunlarla zaman harcarken en önemli şeyi atlamıştım. Bir ilişkide neyi istediğimi. Ne mi istiyordum, elimden tutacak, bana tatlı sözler söyleyecek, doğum günlerimi hatırlayacak, hasta olduğumda benimle ilgilenecek, hastaaneye götürecek, tatli dilli aşk dolu bir eş istiyordum. Fakat bunların hiçbirini karar verirken göz önünde bulundurmamıştım. Ne de olsa yıllarca uğruna savaş verdiğim adam benimdi artık, imzayı atmıştı...
Boşanmayı düşündüğümü kime söylesem tepki gösteriyordu. 'Aldatıyormu, parasız mı bırakıyor, derdin ne senin. Senin düşlediğin gibi bir erkek yok. Asla bulamazsın. Saçmalamayı bırak sadece harekete ihtiyacın var..' gibi birçok tepki gözümü korkutmuştu. Aslında korktuğum tek şey sadece ailemin üzülmesi ve onun, ailesine yaşatacağım üzüntülerdi.
Sonra onunla tanıştım. Ne kadar şevkatli, sevgi dolu ve huzurluydu. Yer çekimi gibi ne kadar istesem de uzaklaşamıyordumki, çekiyordu beni kendine. Arkadaşlığımız karşılıklı aşka dönüştüğü zaman ilk defa hayatımda kendim için birşeyler yapmak kararı aldım. Belki bu aşk yalancı bir aşktı ama olsun. En azından denemeye değerdi. En azından bana cesaret veriyordu.
Ailemle konuştuğumda o kadar çok şaşırmıştımki, çünkü beni anlayışla karşıladılar. Ne olursa olsun arkandayız dediler. Ayrılık kararımı açıkladığımda hayatında ilk defa bana buket buket çiçeklerle gelmeye başlayan adam bu saatten sonra bunlara başvurduğu için çok samimiyetsiz geliyordu. Sen benim kapımda sabahlardın, beni terkedemezsin diyordu. İşte o an ne kadar acınası bir durumda olduğumu farketmiştim. Ailesi ise biricik kızları iken akşamdan arkamdan ağlamış, ayrıldığımızın ilk sabahı arayıp kararın kesin ise evi napacağız demişlerdi. Artık yavaş yavaş gerçekleri görmeye başlamıştım. Herkes kendisi için iyi şeyi bencilce istiyordu. Ben mutlu olmak, eşim kendi mutluluğu için beni, ailesi gelin dönmeyecekse evi..
Kıyasıya bir mücadele içine girdim. Dönmeyecekse süründür çabası ile zora koşmalar, emlakçıları evden göndermeler vs vs. Gittikçe herşey daha da çirkin bir hal alıyordu. Aylar sonra artık dönüşüm olmadığına ikna olup, evi satmayı, borçları kapatmayı ve ayrılmayı kabul etmişti.
Artık kendi yolumu çizmeye ve hayatımı düzene koymaya başlamıştım. Yeni bir hayat, zamansız gelen ama bana iyi gelen bir ilişki, yeni ortamlar.. Eski alışkanlıklarımı unutmam çok zaman aldı. Ne kadar zorlukla karşılaşırsam karşılaşayım onun göğsüne yatınca hissettiğim huzur, kokusunu duyduğumda kalbimin cızırtıları, her gülümsediğinde kalbimde açan çiçekler beni sanki olduğum yerden çekip alıyor ikinci bir boyuta taşıyordu.
Ailesi ile tanıştım, onlar benim daha önce evlenmiş olmamı umursamadılar bile. Bense ilk tanışmada 'oğlumuz başını yakma' gibi replikler umuyordum..
Şimdi onunla beraber bir evi paylaşıyoruz, bir hayatı, bir ekmeği, duygularımızı, aşkımızı, kalbimizi paylaşıyoruz. Allaha çok şükür çok mutluyum. Şükretmenin nasıl bir duygu olduğunu öğrendim. Kaygıların yersiz olduğunu, aslında insanın önce kendisini düşünmesini, ne istediğine karar vermesini ve kararlarının arkasında durmasını gerektiğini öğrendim.
İçinde kopan fırtınaların gemine nasıl yön vereceğine yine kendinin karar vermen gerektiğini, güverteyi göremesen bile inandığın yoldan şaşmaman gerektiğini öğrendim. Çünkü insan kendini sonunda yanlış bir yola sürüklemiş olacak olsa bile kendi gemisinin kaptanlığını kendisi yaptığı için çaresiz hissetmiyor..
Bu koca bir yıl bana çok şey öğretti. En önemlisi de korkularla yüzleşmeyi, umutsuz olmamayı. Benim için kötü bir yılmıydı hayır. Evet zor bir yıldı ama başardım. Yarın nolacak bilmiyorum, herşey güzelmi gidecek, yoksa yine tepe taklak mı olacağım bilmiyorum fakat endişelenmiyorum. Eskiden korkardım, artık yarınlarımdan korkmuyorum. Dua ediyorum ve Allahıma bırakıyorum.
Umarım 2014 herkese huzur, aşk ve uğur getirir. İnandıklarınızın ve kararlarınızın arkasında durmaktan pes etmeyin. Güzel günler sizlerle olsun..