Hukuk Sözlüğü

Y

yabancı : bir devletin ülkesinde oturan ve o devletin uyruğunu iddia etmek hakkı olmayan kimselerdir.

yalamuk :çam ağacının reçineli kabuğu; soymuk

yapı imar hukukunda) karada ve suda, sürekli veya geçici, resmî veya özel yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve hareketli tesisler

yapı alacaklısı ipoteği: bir yapıyı yapanların, o yapıdan doğan alacaklarını teminat altına almak için koydurdukları gayrimenkul rehni

yapı kullanma izni :iskân belgesi

yapı malikinin sorumluluğu:bir binanın veya diğer yapı eseri malikinin, bunların çürük yapılmasından veya korunmasındaki kusurundan dolayı sorumlu tutulması

yapı ruhsatı :inşaat izni; inşaat ruhsatı

yargı: Hukuk kurallarının bağımsız ve tarafsız mahkemelerce belli bir olaya uygulanmasıdır.

yayla :çevresi dik bayırlarla çevrili, düz ve yüksek yer; genellikle yüksek platolarda yer alan, insanların serinlemek ve hayvanlarını otlatmak için yaz aylarında gidip kaldıkları yer

yaylak: Bir veya birkaç köy ya da beldeye, ayrı ayrı veya ortak olarak, yaz mevsimini geçirmeleri ve hayvanlarını otlatmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi. hayvanların yayılıp otlamasına uygun yer; otlak

yed :el ;elinde bulundurma

yed'i istirdat: mal üzerindeki yitirlmiş egemenliği, tasarruf gücünü geri almak, yeniden ele geçirmek

yediemin :uyuşmazlık konusu şeyin saklanması ve idaresi kendisine verilen kişi; güvenilir kişi; yediadl

yekûn :toplam

yeni arazi teşekkülü: Kimsenin mülkiyetinde olmayan yerlerde birikme, dolma, kayma ya da kamunun malı olan akarsuların yatak veya seviyelerinin değişmesi gibi olaylarla oluşan toprak parçası.

yeniden değerleme: Vergi matrahının hesaplanmasıyla ilgili ekonomik kıymetlerin takdir ve tespiti; paranın değer kaybı gözönüne alınarak, bilançolardaki stoklar, sabit varlıklar gibi kalemlerde düzeltmeler yapılması.

yerleşme alanı: imar Plânı sınırı içindeki yerleşik ve gelişme alanlarının tümü

yeşil alan :şehir imar plânlarında toplumun yararlanması için ayrılan ve üzerinde inşaat yapılması mümkün olmayan ve ileride veya şimdiden park, çocuk parkı vb. hizmet alanı olarak ayrılmış alan

yönetim planı: Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre anagayrimenkulün yönetimini düzenleyici hükümler içeren ve bütün kat maliklerini bağlayan sözleşme
 
Z

zabıt defteri: Eski hukukta, tapu sicili gibi kullanılan defter.

zabıtname: tutanak

zâhire :yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat

zâhirî :görünen; görünüşte

zail :zeval bulma; bitme

zamanaşımı: Kanunda öngörülen ve belirli koşullar altında geçmekle, bir hakkın kazanılmasını, kaybedilmesini veya bir yükümlülükten kurtulmayı sağlayan süre.

zamin: bir şeyi tazmin eden; kefil

zevâid (zevait): vakıfta gelirin dağıtılmasından sonra geri kalan

zeval :son; bitim; nihayet; yok olma

zevciyyet: kocalık,karılık; karı-kocalık; eşlik

zımnında :dolayısıyla; için; olarak

zımnî :üstü kapalı; açık olmayan

zihni kayıt: bir kimsenin bilerek ve isteyerek, asıl iradesiyle uyuşmayan bir beyanda bulunması

zikretmek: anmak; anılmak; bildirmek; belirtmek

zilyet :bir şeyi fiilen elinde bulunduran kişi; bir şeyde tasarrufta bulunan kişi; elmen

zilyetlik: Bir şey üzerinde fiili hakimiyet veya bi eşyayı fiili hakimiyet ve kudret alanı içinde bulundurma demektir.

ziya :kaybetme; yitme

ziyade: fazla; çok; aşırı

zuhur etmek: ortaya çıkmak; doğmak
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…