İçimde çözümlediklerim... çözümleyemediklerim..

SouvveniR

❤+❤ = ❤❤
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
5 Mart 2012
11.481
8.058
448
İstanbul
Eşim ile severek evlendik ve 4 senedir evliyiz.
Evlilik yıldönümümüze de az kaldı, fakat ben içimdeki fırtınalara dur diyemiyorum.
Elle tutulur birşey var mı? Evet aslında var, sorunlar üst üste binerek dağ oldu.
Beni de benden aldı.
Başkalarının sorunlarına BDV'de farklı bakış açıları ile bakabilirken,
terzi kendi söküğünü dikemez hesabı, kendim için aynı bakış açısını kullanamıyorum.

Benim sorunum sanıyorum eşimle birlikte doğru düzgün konuşamamamız.
Benim konuşmamda sıkıntı yok, o net.
Fakat karşımdaki beni anlamıyor.
Geçmiş ile ilgili hala çözümlenmemiş bir konu açıldığında "sen hala unutamadın mı onu?"
tepkisi beni bazen daha da sinirlendiriyor, çünkü bu bir baskı oluşturuyor.
Bu evliliğimi mutsuzluk ile sonuçlandırıyor ve eşime karşı soğuyorum, yabancılaşıyorum.
Çoğu defa problemlerimizi görmezden geliyor, biz yine problemlerimizi çözemediğimiz ile kalıyoruz.

Ben evliliğin kalitesinin iletişim kalitesi ile eş değer olduğunu düşünüyorum.
Eşim ile aramda olan bu sorunların ileride çocuklarıma yansıyacağını biliyorum.
İletişimsizlik kısır bir döngü.
Ne kadar saatlerce tatlı veya öfkeli dil döksem de bir faydası olmuyor.
Çünkü karşılık bekliyorum, söz ile veya davranış ile, ama nafile.
Herhangi bir yankı bulamadığım için de kendimi değersiz hissetmeme sebep oluyor.

Bir güzel söz, bir tatlı dokunuş "karıcım, hayatım, sevgilim" bu sözler değil benim istediğim.
Her atışmanın ardından yanıma yaklaşıp "hayatım, bir tanem" diyerek sarılmaya çalışmalar veya öpmeye çalışmalar değil benim aradığım.
Kalbime dokunamıyor artık, yüreğimi okşayamıyor ve nedense ben giderek soğumaya devam ediyorum.

Sağlıklı değil bu gidişat bunun da farkındayım.
Anlatmaya çalışmamın da bir yararı olmuyor.
Ne yapacağımı bilmiyorum...
İçinden çıkamadığım bu durumu, her ne kadar uzun uzadıya yazmış olsam, kafanızı şişirsem de, paylaşmak istedim.
Belki biriniz bana yardımcı olur.

Şimdi eşimin doğum gününe 2 hafta var, evlilik yıl dönümümüze 3 hafta.
Eskiden olsa ne hediye alsam diye tutuşmuş hatta hediyeyi bulmuştum bile.
Artık içimden gelmiyor birşey yapmak, umursamıyorum.
İki özel günün de "nasıl geçerse geçsin" modundayım... :KK51:
İşin garip tarafı bu umursamazlığım dahi beni mutsuz ediyor, umutsuzlaşıyorum giderek.
 
geçmişe takılı kalmayan bence. erkekler çözülmemiş dahi ola eski meselelerin açılmasını sevmiyor, o zaman konuşulmayan konularda sanki konuşma hakkımız yanmış gibi oluyor. doğru bi yaklaşım değil ama malesef öyle. şu ana odaklanın. şimdiyi iyileştirmeye çalışın.
 
Kaçmak için çok geç sanırım.
4 senelik evlilik + 2 çocuk... :KK51:
Şaka yapmıştım ya ama ömür törpüleri açıkçası kendileri bu yüzden dedim bir ömür geçirmek fikri bana çok korkunç geliyor da.Umarım güzel fikirler yardımlar alırsınız benim diyeceklerim şimdilik bu kadar
 
Mektup yazın.
Karşılıklı konuşmalarınız madem işe yaramıyor, madem onu unutmadın mı bu konu kapanmadı mı diyor, mektup yazın.

Ama buraya yazdığınız gibi olmasın, ben dilini kullanmayın. Karşılıklı hatalardan bahsedin; ben konuşuyorum sen konuşmuyorsun değil, karşılıklı konuşmuyoruz. Sen beni dinlemiyorsun değil, zaman zaman sesimi sana duyuramıyor gibi hissediyorum şeklinde yazın.

İletişim çok önemli, doğru. Ama illa söz ile olacak değil. Bazı insanlar konuşamaz.
 
geçmişe takılı kalmayan bence. erkekler çözülmemiş dahi ola eski meselelerin açılmasını sevmiyor, o zaman konuşulmayan konularda sanki konuşma hakkımız yanmış gibi oluyor. doğru bi yaklaşım değil ama malesef öyle. şu ana odaklanın. şimdiyi iyileştirmeye çalışın.

Sorun orada zaten, ben geçmişi açmıyorum.
Olmuş bitmiş üstünden geçmiş mevzuları ısıtıp önüne koymuyorum.
Fakat geçmişte olanların tekerrür etmesi benim asıl problemim...
Buna rağmen bir çözüm bulunamaması.

Ana odaklanamıyorum malesef bu yüzden.
Yaptığım fekadarlıklar gözümün önüne geliyor "aptalmışım" diyorum.
Çünkü hep aynı noktada takılı kalıp bir adım ileri gidemiyoruz.
 
Monotona bağlamış bence evliliğiniz şöle bi baktım da herkes aldatmis yine bdv de bugün eğer böyle bi probleminiz yoksa bişeyleri zamana bırakın derim hamilelik daha çok sorgulatiyor yaşadığımız hayatı.
 
Sizi böyle düşünmeye iten söylediğiniz gibi iletişimsizlik ben sizin yerinizde olsam eşime içimde yaşadığım duyguları anlatan güzel bir mektup yazardım bu mektubu yazmamın sebebi olarak da benim konuşmamı dinlememen derdim içim deki herşeyi dökerdim kağıda özellikle soğuduğumu söylerdim.
Bazen yazmanın daha etkili olduğunu bilen biri olarak size de tavsiye ederim umarım herşey gönlünüzce olur.
 
Monotona bağlamış bence evliliğiniz şöle bi baktım da herkes aldatmis yine bdv de bugün eğer böyle bi probleminiz yoksa bişeyleri zamana bırakın derim hamilelik daha çok sorgulatiyor yaşadığımız hayatı.

Evet öyle oldu sanırım.
Duygusuz hissiz dolaşıyorum evde.
Ne bir yemek yapmak geliyor içimden, ne de başka birşey.
Çocuk ile oyalıyorum kendimi, bir tane oğlum var 2,5 yaşında.
Onunla yatıp uyuyorum çoğu zaman, uyuyakaldım hesabı, odasında yatıyorum çocuğun...
Hamilelikten rahatsız olabiliyorum bazen çocukla, o zaman kalkıp yatakodasına geçiyorum.
Gecenin bir vakti...

Hamilelik evet insanı sorgulatıyor, ilkinde bunu daha çok yaşamıştım.
Ama bu öyle birşey değil, sorgulamıyorum.
Kafamda netim aslında sadece ne yapacağım onu bilmiyorum.
Netliğim = Mutsuzum! Huzursuzum! Memnuniyetsizim!
Sorun = Boşanmayı düşündüm, çocuklarıma yazık! İlgili bir babaları var, (doğacağı da 4 gözle bekliyor aslında), adam çalışıyor vurdusu kırdısı aldatması yok.... Ama bu kıstas mı? Aldatmıyor, çalışıyor, vurmuyor, saçma sapan huyları yok diye gider mi bir evlilik?
Sorun = Yaşadığımız son 6 aylık hadiselerde öğrendiğim, işine geldiği gibi davranması. Bana yalnızca işine geldiği zaman gerçek anlamda değer vermesi. Yeri geldi mi hiç acıması yok. Ne duygusal ne fiziksel (şiddet yok altını çizeyim tekrar).

Ben de kafamı toparlayamıyorum işte.
Herkesin yükü kendine ağır hesabı, bana ağır geliyor bütün bunlar.
Benim gibi bir insana.... diye başlamasına engel olamıyorum cümlelerimin... :KK51:
 
Mektup yazın.
Karşılıklı konuşmalarınız madem işe yaramıyor, madem onu unutmadın mı bu konu kapanmadı mı diyor, mektup yazın.

Ama buraya yazdığınız gibi olmasın, ben dilini kullanmayın. Karşılıklı hatalardan bahsedin; ben konuşuyorum sen konuşmuyorsun değil, karşılıklı konuşmuyoruz. Sen beni dinlemiyorsun değil, zaman zaman sesimi sana duyuramıyor gibi hissediyorum şeklinde yazın.

İletişim çok önemli, doğru. Ama illa söz ile olacak değil. Bazı insanlar konuşamaz.

Sizi böyle düşünmeye iten söylediğiniz gibi iletişimsizlik ben sizin yerinizde olsam eşime içimde yaşadığım duyguları anlatan güzel bir mektup yazardım bu mektubu yazmamın sebebi olarak da benim konuşmamı dinlememen derdim içim deki herşeyi dökerdim kağıda özellikle soğuduğumu söylerdim.
Bazen yazmanın daha etkili olduğunu bilen biri olarak size de tavsiye ederim umarım herşey gönlünüzce olur.

Bunu deneyeceğim muhakkak.
Teşekkür ederim tavsiyeleriniz için. Umarım bir faydası olur...
Umutlanmakta istemiyorum, sonrası daha acı oluyor çünkü...

Belki de doğum günü için hediye aldığımda, hediyesi ile beraber veririm...
Ama ne yazacağım gerçekten bilmiyorum, kafamı toplamam zaman alacak anlaşılan. :KK51:
 
Bir kırılma noktası vardır.
Bence onu bulmalısın.
Ne zaman,ne oldu da böyle oldu.
Yanlışım varsa affet sanki bir dönem senin anne ile aynı evde yaşama durumu vardı hani bebe bakımı için yardımcı oluyordu diye hatırladım sanki.
Bence o dönem birbirinizden uzaklaşmış olabilirsiniz.
Biraz düşün bakalım.
Muhakkak hatalar karşılıklıdır. (şiddet,ihanet,yalan, vs. hariç)
 
buraya boşan deyıp kacasım var souv :)
şaka şaka :)
esımle benım ıletısım seklımız de bu aslında...
senı cok ıyı anlıyorum
ben cozumu kafaya takmamakta buldum
mesela eskıden ben;
bu soyle olsa daha ıyı degıl mı neden boyle oldu dıye konusurdum... karsımda susardı o mesele hallolmazdı kalırdı oyle . ha olurdu bısekılde ama sinirim bozuk kalırdı
sonra nıye boyle oldu neden boyle yapıyorsun derdım
sen unutmadın mı hala derdı :KK70:

sımdı hıc bısey soylemıyorum :) sadece sohbet muhabbet eglence gırgır samata
ciddi seyler yok bız laylaylom takılıyoruz
ozaman hayat guzellestı

erkekler bızım gıbı degıl
bızler fazla hassas ve ayrıntılı dusunuyoruz

demıssın ya eskıden olsa dogum gunune ne alım dıye dusunurdum ...
sımdıde dusunuyorsun aslında :)
bu konuyu acmandakı sebep gıbı
2 hafta dogum gunune 3 hafta evlılık yıldonumunuze yaklasan tarıhı beklemen gıbı :)
sevıyorsun bu adamı
ama yorgun sevıyorsun
bence en guzel hedıye tatıl
tatıle cıkın bırlıkte :)

cok dolmussun cok yorulmussun ıcını temızlemen gerek
dusuncelerınden arın bu senı dibe ceker
en kotu halınız bu olsun en guzel gunler sızın olsun :)
 
Eşim ile severek evlendik ve 4 senedir evliyiz.
Evlilik yıldönümümüze de az kaldı, fakat ben içimdeki fırtınalara dur diyemiyorum.
Elle tutulur birşey var mı? Evet aslında var, sorunlar üst üste binerek dağ oldu.
Beni de benden aldı.
Başkalarının sorunlarına BDV'de farklı bakış açıları ile bakabilirken,
terzi kendi söküğünü dikemez hesabı, kendim için aynı bakış açısını kullanamıyorum.

Benim sorunum sanıyorum eşimle birlikte doğru düzgün konuşamamamız.
Benim konuşmamda sıkıntı yok, o net.
Fakat karşımdaki beni anlamıyor.
Geçmiş ile ilgili hala çözümlenmemiş bir konu açıldığında "sen hala unutamadın mı onu?"
tepkisi beni bazen daha da sinirlendiriyor, çünkü bu bir baskı oluşturuyor.
Bu evliliğimi mutsuzluk ile sonuçlandırıyor ve eşime karşı soğuyorum, yabancılaşıyorum.
Çoğu defa problemlerimizi görmezden geliyor, biz yine problemlerimizi çözemediğimiz ile kalıyoruz.

Ben evliliğin kalitesinin iletişim kalitesi ile eş değer olduğunu düşünüyorum.
Eşim ile aramda olan bu sorunların ileride çocuklarıma yansıyacağını biliyorum.
İletişimsizlik kısır bir döngü.
Ne kadar saatlerce tatlı veya öfkeli dil döksem de bir faydası olmuyor.
Çünkü karşılık bekliyorum, söz ile veya davranış ile, ama nafile.
Herhangi bir yankı bulamadığım için de kendimi değersiz hissetmeme sebep oluyor.

Bir güzel söz, bir tatlı dokunuş "karıcım, hayatım, sevgilim" bu sözler değil benim istediğim.
Her atışmanın ardından yanıma yaklaşıp "hayatım, bir tanem" diyerek sarılmaya çalışmalar veya öpmeye çalışmalar değil benim aradığım.
Kalbime dokunamıyor artık, yüreğimi okşayamıyor ve nedense ben giderek soğumaya devam ediyorum.

Sağlıklı değil bu gidişat bunun da farkındayım.
Anlatmaya çalışmamın da bir yararı olmuyor.
Ne yapacağımı bilmiyorum...
İçinden çıkamadığım bu durumu, her ne kadar uzun uzadıya yazmış olsam, kafanızı şişirsem de, paylaşmak istedim.
Belki biriniz bana yardımcı olur.

Şimdi eşimin doğum gününe 2 hafta var, evlilik yıl dönümümüze 3 hafta.
Eskiden olsa ne hediye alsam diye tutuşmuş hatta hediyeyi bulmuştum bile.
Artık içimden gelmiyor birşey yapmak, umursamıyorum.
İki özel günün de "nasıl geçerse geçsin" modundayım... :KK51:
İşin garip tarafı bu umursamazlığım dahi beni mutsuz ediyor, umutsuzlaşıyorum giderek.
erkekler malesef böyleler
benim eşim de sorunları hiç konusmaz
konusmadıkca da benim içimde daha cok büyür
ona göre konusmak uzatmak anlamına geliyor, bana göre ise iletişim kurma ve çözümleme anlamına
ama erkeklerin yüzdeye vuracak olursak neredeyse tamamı böyle

siz iyi niyetle de konusmak ıstesenız
o sorun cıkardıgınızı , dırdır ettiğinizi , uzattığınızı düşünür

o konusmadıkca da siz size değer verilmediğini

Bu durumdan ben de rahatsızım ama çözemiyorum malesef
çevremdeki herkes de rahatsız eşlerinden
ben çözümü biraz da erkeklerin doğası olduguna baglayarak kendı ıcımde rahatlama saglıyorum
faydası olur mu bilmem ama deneyin dilerseniz.
 
Bir kırılma noktası vardır.
Bence onu bulmalısın.
Ne zaman,ne oldu da böyle oldu.
Yanlışım varsa affet sanki bir dönem senin anne ile aynı evde yaşama durumu vardı hani bebe bakımı için yardımcı oluyordu diye hatırladım sanki.
Bence o dönem birbirinizden uzaklaşmış olabilirsiniz.
Biraz düşün bakalım.
Muhakkak hatalar karşılıklıdır. (şiddet,ihanet,yalan, vs. hariç)

Doğru hatırlıyorsun.
O dönemi çok şükür geride bıraktık.
Ama aklıma bu gelmemişti, kırılma noktası - belki de gerçekten bunu bulmam lazım.
Ne zaman bu noktaya geldik? ne sebebiyet verdi. Onu bulmam gerekecek.

Gerçi bulmam ne kadar neyi değiştirir onu da kestiremiyorum.

Doğru, ben de hiç bir şeyin tek taraflı olduğuna inanmıyorum.
Kırgınlıklar, üzüntüler, hatalar hiç birşey tek taraflı değil.
Ben eminim benim üzüldüğüm kadar eşim de üzülüyor fakat benim sinir olduğum nokta değişime dair herhangi bir hamlede, bir harekette bulunmaması.
Herşey kaldığı yerde kalıyor ve o hayatına devam ediyor, ben sesimi çıkartmayıp "hı hı" (tabiri caizse) dedikçe aynı noktada devam ediyor.
Değişimin gerçekleşmesini ne sağlayacak onu da bilmiyorum. :KK51:
Kocaman bir karmaşanın içindeyim kısaca...
 
birden okurken kendimi buldum.
bizim de iletişim ile ilgili sıkıntılarımız var , bazen dinlemeye çalışmaz , dinlese de anlayamaz.
biz sorunlarımızı artık yazarak çözüyoruz. yani bir şey oldu diyelim o an konuşmuyoruz. kağıda dökerek anlatıyoruz birbirimize .
bazılarınıza saçma gelebilir ama o an sinirden gözümüz görmüyorsa en azından kağıt faydalı oluyor :)
 
buraya boşan deyıp kacasım var souv :)
şaka şaka :)
esımle benım ıletısım seklımız de bu aslında...
senı cok ıyı anlıyorum
ben cozumu kafaya takmamakta buldum
mesela eskıden ben;
bu soyle olsa daha ıyı degıl mı neden boyle oldu dıye konusurdum... karsımda susardı o mesele hallolmazdı kalırdı oyle . ha olurdu bısekılde ama sinirim bozuk kalırdı
sonra nıye boyle oldu neden boyle yapıyorsun derdım
sen unutmadın mı hala derdı :KK70:

sımdı hıc bısey soylemıyorum :) sadece sohbet muhabbet eglence gırgır samata
ciddi seyler yok bız laylaylom takılıyoruz
ozaman hayat guzellestı

erkekler bızım gıbı degıl
bızler fazla hassas ve ayrıntılı dusunuyoruz

demıssın ya eskıden olsa dogum gunune ne alım dıye dusunurdum ...
sımdıde dusunuyorsun aslında :)
bu konuyu acmandakı sebep gıbı
2 hafta dogum gunune 3 hafta evlılık yıldonumunuze yaklasan tarıhı beklemen gıbı :)
sevıyorsun bu adamı
ama yorgun sevıyorsun
bence en guzel hedıye tatıl
tatıle cıkın bırlıkte :)

cok dolmussun cok yorulmussun ıcını temızlemen gerek
dusuncelerınden arın bu senı dibe ceker
en kotu halınız bu olsun en guzel gunler sızın olsun :)

Benim de boşanıp kaçasım var....
Ama işte "boşver"emiyorum...
O yüzden böyleyim, bu durumdayım.
Düşün düşün kendi beynimi yiyorum resmen.

Dediğin gibi de denemeye çalıştım.
Vurdum duymaz ve laylaylom takılmaya çalışıyorum, olmuyor.
İlla bir hareketi, bir bakışı, bir lafı söyleyişi batıyor bana.
Gereksiz büyütüyorum belki de kafamda ama affedemiyorum da.
Yaşadıklarımı kaldıramıyorum sanırım, hak etmediklerimi kaldıramıyorum.

Ortada diyorum ya kimine göre elle tutulur hiç birşey yok.
Ama bana göre şahsıma yapılan saygısızlıklar, haksızlıklar hiç te hafife alınacak şeyler değiller.
Bazen kendime zamana bırak diyorum, elbet bir şekilde birşey vesile olacak.

Diğer yandan bebeğim yolda, onun sevincine odaklanmaya çalışıyorum.
Belki diyorum bu bebek doğduğunda birşeyler farklılaşır.
Hayat daha bir farklı olur bizim için.
Ama tabii yaşayıp göreceğiz.

Dediğin gibi seviyorum, sevmesem herhalde bu kadar kafa yormazdım diye düşünüyorum.
Ama bu sevgi beni yoruyor dediğin gibi, yorgun seviyorum.
Bir yandan kızıyorum kendime...
 
erkekler malesef böyleler
benim eşim de sorunları hiç konusmaz
konusmadıkca da benim içimde daha cok büyür
ona göre konusmak uzatmak anlamına geliyor, bana göre ise iletişim kurma ve çözümleme anlamına
ama erkeklerin yüzdeye vuracak olursak neredeyse tamamı böyle

siz iyi niyetle de konusmak ıstesenız
o sorun cıkardıgınızı , dırdır ettiğinizi , uzattığınızı düşünür

o konusmadıkca da siz size değer verilmediğini

Bu durumdan ben de rahatsızım ama çözemiyorum malesef
çevremdeki herkes de rahatsız eşlerinden
ben çözümü biraz da erkeklerin doğası olduguna baglayarak kendı ıcımde rahatlama saglıyorum
faydası olur mu bilmem ama deneyin dilerseniz.

Deneyeceğim. Teşekkür ederim.
Fakat benim kızdığım noktalar çok.
Benim söylediklerim dırdır iken, konu kendi ailesi olduğu zaman farklı noktalara geliyor.
Benim isteklerimin önemi yokken, ki bu güne kadar yapamayacağı hiç birşey istemedim eşimden, istemem de.
Ailesinin tek birşeyi dile getirmesi yeterli oluyor, resmen ol diyorlar ve eşim olduruyor.

Yani etken çok.
Eskiden ailesine kızardım.
Ama sonunda anladım ki sorun ailesi değil!
Sorun eşimin ta kendisi, çünkü bunların olmasına o sebebiyet veriyor.
Dur demesini, benim hayatım demesini, özelim demesini bilmiyor.
Kendi ailesi söz konusuysa eğer, ne özel, ne bizim hayatımız önemli olmuyor.

Benim ailem söz konusu olduğunda, ki ne annem herhangi bir şekilde bize karıştı bu güne kadar ne de babam, onlar için aynı şey söylenemez.
Zaten benden bir beklentisi yok ailemin, beklentiden çok bize kattıkları oldu diyebilirim.
Bu adaletsiz davranışları eşime söylediğimde "haklısın" diyor.
Fakat yine bildiğini okuyor. Kızmam bu aslında...
 
birden okurken kendimi buldum.
bizim de iletişim ile ilgili sıkıntılarımız var , bazen dinlemeye çalışmaz , dinlese de anlayamaz.
biz sorunlarımızı artık yazarak çözüyoruz. yani bir şey oldu diyelim o an konuşmuyoruz. kağıda dökerek anlatıyoruz birbirimize .
bazılarınıza saçma gelebilir ama o an sinirden gözümüz görmüyorsa en azından kağıt faydalı oluyor :)

Etkili bir davranış bence.
Fakat karşınızda buna uyan bir eşinizin olması güzel birşey.
Benim eşim buna uymaz ki, çocukça gelir ona kesin.
Ya da 1-2 sefer yaptık diyelim, sonrasında uygulama devam etmez.

Ama denemekte fayda var tabii ki.
Sinirlenip bir birine kızıp kenara çekilmektense, böylesi daha iyi olacaktır eminim.
Teşekkür ederim.
 
Back
X