İçimi döktüm..

enfako

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
31 Ocak 2014
58
4
34
Merhaba herkese, Uzun bir yazı oldu ama içimden gelenleri karşımda birisi varmış gibi anlattım.. Belki de yüzleştim..
26 yaşındayım. 22 Haziran 2013te evlendim. Beklentilerim olan ama beklentilerinin neredeyse hiç biri oluşmamış içi öfkeyle dolu bir Anneyim. Çok fazla vicdanlı ve çok fazla merhametliyim ama bunların yanında sevgi doluyum diyebilir miyim bilmiyorum hatta galiba değilim bile diyebiliyorum. 17 yaşından beri çalışma hayatındayım şuan Mali müşavir ve Muhasebe öğretmeniyim, sıcak kanlı, insancıl ve haraketli bir yapıya sahibim. Evlendiğim günden beri ilk yılımız eşimle mâ’nen çok şiddetli geçimsizliğimiz vardı kaç kere boşanmaya kalksakta yaşanan çok az diyebileceğim iyi günlerimizin hatrına hep şans verdik evliliğimize.. Yeni fark ediyorum eşim kendine ve bana şans verdi ama ben hiç bize şans vermemişim hep evliliğimize şans vermiş donuk bir aile hayatı yaşamışım.. Evlenirken ne eşimde ne de bende maddi hiçbir birikim olmadan kredi çekerek borçlanarak evlendik. Hayatında hiç borç ödememiş , kazancının bir kısmını ailesine verip bir kısmını kendisi harcamış ve tamamen olmasa da kısmen özgür yaşamış biriydim. Eşimden beklentim maddi hiçbirşey olmadı ama yapımdan ve yaşımın genç olmasından olsa gerek sürekli arkadaşlarımızla olalım, gezelim eğlenelim istiyordum ve eşimde benden 8 yaş büyük ve bu isteklerimi zamanında fazlasıyla yaşamış biriydi – evlenince de aynı olacağını düşünmüştüm- bu yüzden eşim haftaiçi akşamları asla dışarı çıkmaz haftasonu ise bence sıkıcı o ise keyif verici tarihi gezileri yapmamızı severdi. Arkadaşlarımı eleştirir sürekli siyasi ve dini inanç gözüyle ayırır, hep kendi penceresinden haklı ve haksızı ayırt ederdi ve bu yüzden en yakın dostlarımla görüşmeyi kestim.. Yalnız ve içine kapanmış, sürekli ağlayan, hayatından memnun olmayan, sürekli sorun çıkaran bir kadın olmuştum.

Aslında biz gerçekten BAŞKA DÜNYALARIN İNSANIYDIK.. kültürel farklılığımız o kadar çoktu ki.. Ben Tesettürlü fakat sosyalist düşünceli biriyim ve ailemde öyledir, eşim ve ailesi ise rahat giyinen pek tesettürün yer almadığı ve milliyetçi görüşü olan aşırı sağ kesimli bir aileydi. Ben küçük yaşta iş piyasasından olmamdan ötürü genç yaşta “fazla bilmiş” o ise “fazla bilmemiş” biriydi. Ben neysem öyle davranır içi dışı bir hatta fazla dobralık yüzünden karşındakini kırabilen bir özelliğe sahibim, süslü kelimeleri sevmem ve “herkes kendi hayatıyla ilgilensin” modunda yaşayan biriyim. Eşim ve ailesi ise sürekli birbirlerinin hayatına müdahele eden, kibar, süslü kelimeleri seven, aşırı kırılgan yapıda ve resmi bir ailedir. Sözün kısası Kültürel farklılığımız ciddi boyuttaydı ve bizim topluluğumuz ve aynı zamanda kadının içgüdüsel duyguları sebebiyle onlara uyum sağlaması gereken kişi bendim..

Evliliğimizin 8.ayında maddi sıkıntıdan dolayı ailesinin evine taşındık sadece eşimin annesi ve babasının yaşadığı eve. Taşınınca belki düzelir dediğimiz ciddi boyuttaki tartışmalarımız hiçbir şekilde düzelmedi ve aynı şiddette devam etti ve anladık ki biz birbirimizi sevmiyoruz boşanmaya kesin karar verdiğimiz dönemde beklenmedik bir şekilde hamile olduğumu öğrendim. Benim o kadar çok sevindiğim ve mutluluktan kendimi ifade edemediğim bir haberdi ki, eşim aynı sevinç içinde değildi. Aldırmak istedi, kendince haklı sebepleri vardı ama ben asla yanaşmadım. Karnımda henüz hissetmediğim bebeğime sarıldım, yaşama sevincim oldu.. Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen rahat bir hamilelik geçirdim tabi bu süreçte eşimle aram düzelmişti, eşim bana aşık olmuştu bi dediğimi iki etmiyordu, kızı daha doğmadan ona da aşık olmuştu hâlâ da aşık kızımıza ve bana.. Ben doğuma kadar çalışmaya devam ettim sadece şirkette mali müşavir olarak.. Hamileliğimi çok sevmiştim.. Doğumun olduğu gün bazı aksilikler oldu sezeryan ameliyat olmak zorunda kaldım. Ve uyandığımda kızımı kucağıma verdiler işte o an o annelik şimşeği çakmadı bende! Hiçbirşey hissetmemiştim bunu aldığım narkoza bağladım biraz zamana ihtiyacım olduğunu düşündüm. Eşimin ailesinin evinde kızıma bir oda yaptık ve bütün lohusa dönemim o odada geçti. Ciddi bunalımlar ve eşimin ailesi ile ufak tefek tartışmalar yaşadım. Eşimin ailesi iyi insanlardır, evliliğimin ilk sürecinde kendi çocuklarına karıştıkları gibi benim hayatıma ve aileme karışmalarını istemedğimi birkaç kavga ile öğretmiş olduğum için (kavga etmek zorunda kalıyordum çünkü tatlı dille anlatmama rağmen hoşlanmadığım davranışlar devam ediyordu) benim yaptıklarıma müdahele edemiyorlardı.. Annelik duygusunu, sürekli beklediğim ,içime doğmasını en çok istediğim o duyguyu yaşayamıyordum, iş hayatıma geri dönüp, kalabalık bir çevrem olup gülmek eğlenmek istiyordum. Kızıma mükemmel bir şekilde, özenle bakıyordum ama hissederek değil vicdan, merhamet ve tamamen görev duygusuyla.. O sabırsızlıkla beklediğim, karnımda sevmeye sarılmaya doyamadığım yavrum artık ellerimde ama ANNE olamıyorum ona bakıcı olabiliyorum.. Nedenini anlayamıyordum yalvarıyordum Allaha bana o duyguyu versin diye, ama içten gelmiyor hiçbirşey hissetmiyordum ve o hiçbirşey hissetmeme duygusu eşime karşı da var.

Kızım şuan 8 aylık ve ben yaklaşık iki aydır çalışıyorum bütün gün şirkette ve haftanın 5 akşamı da öğretmenlik yaparak yoğun bir şekilde çalışıyorum. Kızıma eşimin annesi bakıyor. Emzirmiyorum çünkü kızım 2 aylıkken safra kesesi ameliyatı olduğum için sütüm kesilmişti.. Aramızdaki en önemli bağda kopmuştu kızımla..

Eve gittiğimde kızım bana yabancı gibi bakıyor, onu kucağıma aldığımda, oynadığımda, benden babaannesine gitmek istiyor. Çok zoruma gidiyor bu durum o kadar çok üzülüyorum ki.. Ama hala hissetmiyorum o Anneliği bir türlü kızımmış gibi yaşayamıyorum. Ve eşimden ayrılıp kızımla uzaklara gitmek istiyorum, istediğim hayatı yaşamak istiyorum. Çalışmaya devam etmek ama kızıma da anne olabilmek istiyorum.. Borçlar bitsin ve ben iki iş’te birden çalışmayım istiyorum.. Eşim beni sürekli isteklerimden dolayı eleştiren biri, kendisi gibi olayım, kendisi gibi düşüneyim istiyor.. Oysa ben bu yanlış evliliği yaparak hislerimin ölmesine sebep oldum. Ve hiç ama hiç hazır olmadığım bir dönemde Anne oldum.. Duygularımı, yaşama sevincimi, hislerimi ve kızımı istiyorum.. Sahip olduğum hiçbir şey yok, sadece ailemle yaşadığım bir evim yok, bana ait eşyalarım yok, kızım bile bana ait değil.. Ben hislerimi geri istiyorum!!
 
eşinizin bebeği aldırmak istemesindeki sebebi anladım konunun sonlarında.. hazır değilmişsiniz gerçekten.
bir şeyi anlayamıyorum, boşanmaya karar vermiştik ki hamile olduğumu öğrendim diyorsunuz. (bunu sadece sizin için söylemiyorum, çoğu konuda var bu durum) demek ki 3-4 hafta öncesinde o kadar büyük sorunlar yoktu ki özel yaşantılarınız devam ediyormuş.
eşimden ayrılmak istiyorum, bebeği alıp gitmek istiyorum demişsiniz. bebekle bağ da hissetmiyosunuz ama. tam olarak beklentilerinizi kafanızda somutlaştıramamış olduğunuzu düşünüyorum.
kendi içinizde yaşadıklarınızın asıl sebeplerini keşfedebilmeniz için iyi bir Psikolog ile görüşmeniz gerektiğini düşünüyorum.
 
çok hırpalıyorsunuz kendinizi gibime geldi. çalışın tabiki ama iki iş birden yaparak belkide yavrunuzun en güzel zamanları çalışıyorsunuz..

eşiniz düşünsün gerisini bırakın.. zaten geçimsizlikte varmış..
kendinizi ve kızınızı düşünün lütfen..
 
çok üzüldüm gerçekten..yapılacak tek şey başka bir eve çıkmak...
günümüzde artık çoğu anne çalışıyor ve bebeklerde annelerine babalarıda düşkün oluyorlar..sizdeki olay bebeğin ona karşı hissedemediklerini hissetmesi...onu gerçekten sevmelisin..canından can o senin..
 
annelik duygusunu hissedemeyişinize çok üzüldüm.
ben yeni teyze oldum ve telefondaki fotoğraflarına bile içim gidiyor yeğenimin.
benim kardeşimin bebeği ama sanki benim gibi hissediyorum.
bayramda gidip seveceğim için şimdiden heyecanlıyım :KK71:
 
Bence öyle annelik duygusu diye bir şey yok

O insanların kendini avutma tanımlaması

Oğlum 5 yaşında benim de öyle abartılan bir annelik duygum yok hiç olmadı

Ah yavruuum ne güzel kokuyor ay canımmmm içime geri soksam vs demedim

O da bir birey ben doğurdum diye çooook özel değil

Bir de ben zorunlu sevgilere inanmam ben çocuğumu çocuğum beni seçemez o zaman aramızdaki bağ sevgi değil

Sevgi tercih edilebilen kişilere duyulur

Yoğun çalışıyorsunuz Kv hep hayatınızda eşiniz çalışmıyor mu ikinci işi o bulup akşam o çalışsın

Muhasebe kafayı yorar bir de bu düşünceler sizi daha da gerer uzaklaştırır gerekirse profesyonel yardım alın
 
canım ne borcu bu bunca sene bitmemiş.

çık ayrı evini kur yeni düzen yeni hayat. Kira veremeyecek durumda değilsindir herhalde.


senin tek sorunun eşinle baş başa kalamamak daha evlilliği algılamadan yaşayamadan kavgaya tutuşmuşsunuz.


üzerine de bebek gelmiş.
 
mali müşavirim diyorsun ve akşamları öğretmenlik yapıyorum diyorsun e haliyle eşinde çalışıyormuş öyle sürekli dışarılarda gezen bir aile de değilmişsiniz, nasıl bir borçmuş bu bitmeyen şaşırdım doğrusu. benim bildiğim kadarıyla mali müşavirler hatrı sayılır maaş alıyorlar. Gerçi o evden taşınsan bile çalışmaya devam ettiğin sürece çocuğuna mecbur yine kaynanan bakıcak mecbur giderken ona vereceksin çocuğun ona alışmaya devam edecek. bir çocuğum yok ama kuzenlerimin çocuğuna bile öyle kanım kaynıyor ki öpmelere doyamıyorum annelik duygusunun olamayışına üzüldüm doğrusu bence önce bir psikolojik tedavi al çünkü lohusalık depresyonunu atlatamamışsın gibi görünüyor.
 
eşinizin bebeği aldırmak istemesindeki sebebi anladım konunun sonlarında.. hazır değilmişsiniz gerçekten.
bir şeyi anlayamıyorum, boşanmaya karar vermiştik ki hamile olduğumu öğrendim diyorsunuz. (bunu sadece sizin için söylemiyorum, çoğu konuda var bu durum) demek ki 3-4 hafta öncesinde o kadar büyük sorunlar yoktu ki özel yaşantılarınız devam ediyormuş.
eşimden ayrılmak istiyorum, bebeği alıp gitmek istiyorum demişsiniz. bebekle bağ da hissetmiyosunuz ama. tam olarak beklentilerinizi kafanızda somutlaştıramamış olduğunuzu düşünüyorum.
kendi içinizde yaşadıklarınızın asıl sebeplerini keşfedebilmeniz için iyi bir Psikolog ile görüşmeniz gerektiğini düşünüyorum.
Birliktelik kısmını şöyle izah edeyim size evlimisiniz bilmiyorum ama bir çok evli öiftlerde durum şu şekilde olur sürekli aralıklarla tartışma olmuyor ve cinsellikte bir ihtiyaç bir gün tartışırsak iki gün iyiysek o günlerde muhakak ilişki yaşanıyor yani içgüdüzel bir arzu olduğu için..
Eşimden ayrılmak istemememin sebei ona karşı hiçbirşey hissetmiyorum ve hayatımla ilgili yapmak istediğim bazı şeylere engel olduğu için. Bebeğimle yanlız kalırsak bağ oluşacakmış gibi geliyor.. Evet tespitiniz çok yerinde malesef fazla hayal kırıklığından da olabilir beklentilerimi somutlaştıramadım çünkü artık karmaşadan ne istediğimi bilmiyorum..


çok hırpalıyorsunuz kendinizi gibime geldi. çalışın tabiki ama iki iş birden yaparak belkide yavrunuzun en güzel zamanları çalışıyorsunuz..

eşiniz düşünsün gerisini bırakın.. zaten geçimsizlikte varmış..
kendinizi ve kızınızı düşünün lütfen..
Geçimsizlik artık yok eşim bana ve kızına çok düşkün biri oldu ama benim hislerim yok.. Malesef işkolik biriyim :KK43: Eşim tansiyon hastası aman borçlar ödenemedi aman şöyle oldu böyle oldu diye inanılmaz stres ve gerginlik içine girip hasta oluyor bu yüzden ona da bırakamıyorum çünkü onun bu durumu benimde kalitesiz bir hayat yaşamama sebep oluyor..

çok üzüldüm gerçekten..yapılacak tek şey başka bir eve çıkmak...
günümüzde artık çoğu anne çalışıyor ve bebeklerde annelerine babalarıda düşkün oluyorlar..sizdeki olay bebeğin ona karşı hissedemediklerini hissetmesi...onu gerçekten sevmelisin..canından can o senin..
Ayrı eve çıkmayı çok ama çok istiyorum ama bu şartlarda neredeyse imkansız.. Bebeğimi çok seviyorum elbette ama bir evlat gibi değil, beynim sürekli donukmuş gibi algılayamıyorum bi umursamamazlık çöküyor ruhuma..

annelik duygusunu hissedemeyişinize çok üzüldüm.
ben yeni teyze oldum ve telefondaki fotoğraflarına bile içim gidiyor yeğenimin.
benim kardeşimin bebeği ama sanki benim gibi hissediyorum.
bayramda gidip seveceğim için şimdiden heyecanlıyım :KK71:
Senin adına çok sevindim, inşaallah dilediğin zamanda senin de hayırlısıyla bir evladın olur..

Bence öyle annelik duygusu diye bir şey yok

O insanların kendini avutma tanımlaması

Oğlum 5 yaşında benim de öyle abartılan bir annelik duygum yok hiç olmadı

Ah yavruuum ne güzel kokuyor ay canımmmm içime geri soksam vs demedim

O da bir birey ben doğurdum diye çooook özel değil

Bir de ben zorunlu sevgilere inanmam ben çocuğumu çocuğum beni seçemez o zaman aramızdaki bağ sevgi değil

Sevgi tercih edilebilen kişilere duyulur

Yoğun çalışıyorsunuz Kv hep hayatınızda eşiniz çalışmıyor mu ikinci işi o bulup akşam o çalışsın

Muhasebe kafayı yorar bir de bu düşünceler sizi daha da gerer uzaklaştırır gerekirse profesyonel yardım alın
Eşim bankacı ek iş yapabilecek bilgi düzeyi yok ve seçeneği de pek yok.. Evet şimdi pazara gitsin bişeyler satsın gibi önerileriniz elbette olacak ama o kapasitede biri değil.. Profesyonel yardım almayı denedim tıpkı sizlerin yorumları gibi bana ayrı eve çık demekten başka bir yol göstermedi ve antidepresan verdi bunların hiçbiri çözüm olmadı..

canım ne borcu bu bunca sene bitmemiş.

çık ayrı evini kur yeni düzen yeni hayat. Kira veremeyecek durumda değilsindir herhalde.


senin tek sorunun eşinle baş başa kalamamak daha evlilliği algılamadan yaşayamadan kavgaya tutuşmuşsunuz.


üzerine de bebek gelmiş.
Sorunumu doğru algılamışsınız ancak ayrı eve çıkarsam kızıma kim bakacak benim şuan 6 ay daha çalışmam gerekiyor.. 6 ay sonra bitecek inşallah tamamen borçlar ama şuan bu mümkün değil...

:KK43:
 
6 ay az bir süre canım çık ayrı eve sonra tut bir bakıcı .. yada k validene yakın bir yere taşın ver ona bebeği akşamları al.. Hiç birşey senden değerli değil unutma.
 
mali müşavirim diyorsun ve akşamları öğretmenlik yapıyorum diyorsun e haliyle eşinde çalışıyormuş öyle sürekli dışarılarda gezen bir aile de değilmişsiniz, nasıl bir borçmuş bu bitmeyen şaşırdım doğrusu. benim bildiğim kadarıyla mali müşavirler hatrı sayılır maaş alıyorlar. Gerçi o evden taşınsan bile çalışmaya devam ettiğin sürece çocuğuna mecbur yine kaynanan bakıcak mecbur giderken ona vereceksin çocuğun ona alışmaya devam edecek. bir çocuğum yok ama kuzenlerimin çocuğuna bile öyle kanım kaynıyor ki öpmelere doyamıyorum annelik duygusunun olamayışına üzüldüm doğrusu bence önce bir psikolojik tedavi al çünkü lohusalık depresyonunu atlatamamışsın gibi görünüyor.
Net rakamlar ile konuşayım, borç toplamda ilk evliliğimizde 60-70 bin tl arasındaydı. Evliliğimizin ilk senesinde 3-4 aylık bir işsizlik yaşadım eşimde çalıştığı bankadan sadece 1300 tl maaş alıyordu ve bizim aylık ödememiz gereken borç ortalama 3000 tl civarındaydı.. İşsizlik döneminden sonra bir işe girdim orada 3000 tl maaş aldım aynı zamanda kiradaydık ve ikimizin geliri ile aysonuna ancak ulaşıyorduk sonra eşime biraz baskı yaparak bankasını değiştirmesini istedim ve değiştirdi maaşı 2600 tl oldu tabi bu zaman diliminde ben hamile olduğum için hastane masrafları falan da var ikimizin maaşı tam tamına yetiyordu. Doğum izninde toplam 7 ay işsiz kaldım ve benim üzerime olan borçlar avukatlık oldu eşimin maaşı yetmedi çünkü, tabi faizi cezası falan derken biraz da üstüne eklendi artı bebeğimin masrafları da.. iki aydır çalışıyorum aylık toplam gelirim 6 bin tl, şuan maddi açıdan iyiyiz ama ben çalıştığım sürece ve borçları yapılandırdık her ay 4500 tl ödüyoruz iki aydır böylelikle vadeyi kısalttık sadece 6 ay kaldı borçların bitmesine.. Bu borç sorusunun çok sorulacağını tahmin ettiğim için ayrıntılı anlattım..
Psikolojik tedavi gördüm ama çözüm olmadı ne yazık ki benim için :KK43:
 
Bende ilk doğurdugumda annelik duygusu hıssedemedım..

Ne zaman gıtcek,ne zaman normal hayatımıza doncez diye bekliyordum..

Ama azcık bi ateşi çıksın dünyam kararıyordu..

Lohusalığım kaynanamda gecıyordu..sebebi bu sanırım..

Cunku evıme geçince normale döndüm..
Simdi 2,5 yasında..1sanıye bıle ayrı kalmadık sımdıye dek..herseyım o benim❤
 
borcunuz gercekten cokmus. bunlar dügün icin yapilan borclarmi?

sizin icin cok zor ama bi 6 ay daha sabredin, sonra ayri bir eve cikin, bu süredede ne istediginizi iyice düsünün.
esinizle anladigim kadariyla bi sorun kalmamis esiniz asikmis sizede kizinada... sizde biraz kendinizi dinleyin bakalim... belki bu Zaman icinde hayattan ne beklediginizi daha iyi anlarsiniz.
 
Merhaba herkese, Uzun bir yazı oldu ama içimden gelenleri karşımda birisi varmış gibi anlattım.. Belki de yüzleştim..
26 yaşındayım. 22 Haziran 2013te evlendim. Beklentilerim olan ama beklentilerinin neredeyse hiç biri oluşmamış içi öfkeyle dolu bir Anneyim. Çok fazla vicdanlı ve çok fazla merhametliyim ama bunların yanında sevgi doluyum diyebilir miyim bilmiyorum hatta galiba değilim bile diyebiliyorum. 17 yaşından beri çalışma hayatındayım şuan Mali müşavir ve Muhasebe öğretmeniyim, sıcak kanlı, insancıl ve haraketli bir yapıya sahibim. Evlendiğim günden beri ilk yılımız eşimle mâ’nen çok şiddetli geçimsizliğimiz vardı kaç kere boşanmaya kalksakta yaşanan çok az diyebileceğim iyi günlerimizin hatrına hep şans verdik evliliğimize.. Yeni fark ediyorum eşim kendine ve bana şans verdi ama ben hiç bize şans vermemişim hep evliliğimize şans vermiş donuk bir aile hayatı yaşamışım.. Evlenirken ne eşimde ne de bende maddi hiçbir birikim olmadan kredi çekerek borçlanarak evlendik. Hayatında hiç borç ödememiş , kazancının bir kısmını ailesine verip bir kısmını kendisi harcamış ve tamamen olmasa da kısmen özgür yaşamış biriydim. Eşimden beklentim maddi hiçbirşey olmadı ama yapımdan ve yaşımın genç olmasından olsa gerek sürekli arkadaşlarımızla olalım, gezelim eğlenelim istiyordum ve eşimde benden 8 yaş büyük ve bu isteklerimi zamanında fazlasıyla yaşamış biriydi – evlenince de aynı olacağını düşünmüştüm- bu yüzden eşim haftaiçi akşamları asla dışarı çıkmaz haftasonu ise bence sıkıcı o ise keyif verici tarihi gezileri yapmamızı severdi. Arkadaşlarımı eleştirir sürekli siyasi ve dini inanç gözüyle ayırır, hep kendi penceresinden haklı ve haksızı ayırt ederdi ve bu yüzden en yakın dostlarımla görüşmeyi kestim.. Yalnız ve içine kapanmış, sürekli ağlayan, hayatından memnun olmayan, sürekli sorun çıkaran bir kadın olmuştum.

Aslında biz gerçekten BAŞKA DÜNYALARIN İNSANIYDIK.. kültürel farklılığımız o kadar çoktu ki.. Ben Tesettürlü fakat sosyalist düşünceli biriyim ve ailemde öyledir, eşim ve ailesi ise rahat giyinen pek tesettürün yer almadığı ve milliyetçi görüşü olan aşırı sağ kesimli bir aileydi. Ben küçük yaşta iş piyasasından olmamdan ötürü genç yaşta “fazla bilmiş” o ise “fazla bilmemiş” biriydi. Ben neysem öyle davranır içi dışı bir hatta fazla dobralık yüzünden karşındakini kırabilen bir özelliğe sahibim, süslü kelimeleri sevmem ve “herkes kendi hayatıyla ilgilensin” modunda yaşayan biriyim. Eşim ve ailesi ise sürekli birbirlerinin hayatına müdahele eden, kibar, süslü kelimeleri seven, aşırı kırılgan yapıda ve resmi bir ailedir. Sözün kısası Kültürel farklılığımız ciddi boyuttaydı ve bizim topluluğumuz ve aynı zamanda kadının içgüdüsel duyguları sebebiyle onlara uyum sağlaması gereken kişi bendim..

Evliliğimizin 8.ayında maddi sıkıntıdan dolayı ailesinin evine taşındık sadece eşimin annesi ve babasının yaşadığı eve. Taşınınca belki düzelir dediğimiz ciddi boyuttaki tartışmalarımız hiçbir şekilde düzelmedi ve aynı şiddette devam etti ve anladık ki biz birbirimizi sevmiyoruz boşanmaya kesin karar verdiğimiz dönemde beklenmedik bir şekilde hamile olduğumu öğrendim. Benim o kadar çok sevindiğim ve mutluluktan kendimi ifade edemediğim bir haberdi ki, eşim aynı sevinç içinde değildi. Aldırmak istedi, kendince haklı sebepleri vardı ama ben asla yanaşmadım. Karnımda henüz hissetmediğim bebeğime sarıldım, yaşama sevincim oldu.. Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen rahat bir hamilelik geçirdim tabi bu süreçte eşimle aram düzelmişti, eşim bana aşık olmuştu bi dediğimi iki etmiyordu, kızı daha doğmadan ona da aşık olmuştu hâlâ da aşık kızımıza ve bana.. Ben doğuma kadar çalışmaya devam ettim sadece şirkette mali müşavir olarak.. Hamileliğimi çok sevmiştim.. Doğumun olduğu gün bazı aksilikler oldu sezeryan ameliyat olmak zorunda kaldım. Ve uyandığımda kızımı kucağıma verdiler işte o an o annelik şimşeği çakmadı bende! Hiçbirşey hissetmemiştim bunu aldığım narkoza bağladım biraz zamana ihtiyacım olduğunu düşündüm. Eşimin ailesinin evinde kızıma bir oda yaptık ve bütün lohusa dönemim o odada geçti. Ciddi bunalımlar ve eşimin ailesi ile ufak tefek tartışmalar yaşadım. Eşimin ailesi iyi insanlardır, evliliğimin ilk sürecinde kendi çocuklarına karıştıkları gibi benim hayatıma ve aileme karışmalarını istemedğimi birkaç kavga ile öğretmiş olduğum için (kavga etmek zorunda kalıyordum çünkü tatlı dille anlatmama rağmen hoşlanmadığım davranışlar devam ediyordu) benim yaptıklarıma müdahele edemiyorlardı.. Annelik duygusunu, sürekli beklediğim ,içime doğmasını en çok istediğim o duyguyu yaşayamıyordum, iş hayatıma geri dönüp, kalabalık bir çevrem olup gülmek eğlenmek istiyordum. Kızıma mükemmel bir şekilde, özenle bakıyordum ama hissederek değil vicdan, merhamet ve tamamen görev duygusuyla.. O sabırsızlıkla beklediğim, karnımda sevmeye sarılmaya doyamadığım yavrum artık ellerimde ama ANNE olamıyorum ona bakıcı olabiliyorum.. Nedenini anlayamıyordum yalvarıyordum Allaha bana o duyguyu versin diye, ama içten gelmiyor hiçbirşey hissetmiyordum ve o hiçbirşey hissetmeme duygusu eşime karşı da var.

Kızım şuan 8 aylık ve ben yaklaşık iki aydır çalışıyorum bütün gün şirkette ve haftanın 5 akşamı da öğretmenlik yaparak yoğun bir şekilde çalışıyorum. Kızıma eşimin annesi bakıyor. Emzirmiyorum çünkü kızım 2 aylıkken safra kesesi ameliyatı olduğum için sütüm kesilmişti.. Aramızdaki en önemli bağda kopmuştu kızımla..

Eve gittiğimde kızım bana yabancı gibi bakıyor, onu kucağıma aldığımda, oynadığımda, benden babaannesine gitmek istiyor. Çok zoruma gidiyor bu durum o kadar çok üzülüyorum ki.. Ama hala hissetmiyorum o Anneliği bir türlü kızımmış gibi yaşayamıyorum. Ve eşimden ayrılıp kızımla uzaklara gitmek istiyorum, istediğim hayatı yaşamak istiyorum. Çalışmaya devam etmek ama kızıma da anne olabilmek istiyorum.. Borçlar bitsin ve ben iki iş’te birden çalışmayım istiyorum.. Eşim beni sürekli isteklerimden dolayı eleştiren biri, kendisi gibi olayım, kendisi gibi düşüneyim istiyor.. Oysa ben bu yanlış evliliği yaparak hislerimin ölmesine sebep oldum. Ve hiç ama hiç hazır olmadığım bir dönemde Anne oldum.. Duygularımı, yaşama sevincimi, hislerimi ve kızımı istiyorum.. Sahip olduğum hiçbir şey yok, sadece ailemle yaşadığım bir evim yok, bana ait eşyalarım yok, kızım bile bana ait değil.. Ben hislerimi geri istiyorum!!
Öncelikle yaşadığınız sıkıntılara üzüldüm. Sizden çok farklı biriyle evlendiğiniz için evlilikle ilgili hayalleriniz gerçekleşmemiş. Paylaşmak istediğiniz şeyleri paylaşamadıkça ve eşinizle ortak bir paydada buluşmak için çaba görmeyince aranızdaki mesafe büyümüş. Siz eşinizin çevrenizdekileri uzaklaştırması sonucu hepten tek başınıza kalmışsınız.

Bunun üzerine mutlu evlilikleri bile zorlayan maddi sorunlar ve kocanızın ailesi ile birlikte yaşama mecburiyeti eklenmiş. Sanırım psikolojiniz zaten bozukmuş, bir de üzerine beklemeden ve istemeden hatta boşanmak üzereyken hamile kalmışsınız.

Şu anda yaşadığınız genel hissizlik ve çocuğunuza karşı hissetmeniz gerektiğini düşündüğünüz duyguların yokluğu sanırım Doğum Sonrası Depresyon belirtisi. Doğum öncesi zaten psikolojiniz bozuk olduğu için tetiklenmiş veya artmış olabilir. Mutlaka bir doktora başvurun. Eşinizin size destek olması ve çocuğunuzu yetiştirirken ailesinin müdahalelerine karşı sizi koruması lazım.

Çok çalıştığınız için çocuğunuzdan uzak kalmanız ve kızınızın ona sürekli bakanlara daha yakın olması normal. Sizin kötü bir anne olduğunuzu göstermez. Kendinizi suçlamayın ama tedavi olun ki hem siz daha sağlıklı bir anne olun, hem kızınızı daha sağlıklı büyütün.

İnsan vücudu kendini korumaya programlanmıştır. Şu anda içinde bulunduğunuz genel hissizlik hali vücudunuzun sizi derin bir depresyondan koruma mekanizması olabilir. Daha kötü olmadan lütfen yardım alın. Kolay gelsin.
 
Bende ilk doğurdugumda annelik duygusu hıssedemedım..

Ne zaman gıtcek,ne zaman normal hayatımıza doncez diye bekliyordum..

Ama azcık bi ateşi çıksın dünyam kararıyordu..

Lohusalığım kaynanamda gecıyordu..sebebi bu sanırım..

Cunku evıme geçince normale döndüm..
Simdi 2,5 yasında..1sanıye bıle ayrı kalmadık sımdıye dek..herseyım o benim❤
Çok şükür hiç hasta olmadı ama aşılardan dolayı ufak tefek ateşi çıkmışlığı vardı o zaman sabaha kadar uyumamış yanından bi sanıye ayrılmamıştım. Bu gibi durumlarda eşimi yataktan gönderirim yada yatağa yatay şekilde üçümüz yatarız.. Kızım çok sakin ve fazla ağlamayan güler yüzlü bir bebek, bir keresinde sebepsiz ağlama krizine girdi o ağlıyor ben ağlıyorum kızıma neden çare olamıyorum diye elimden de düşürmem kimseye de vermem böyle durumlarda.. Ama bazen bunu görevmiş gibi yapıyorum bazen içimden can kopuyor gibi oluyor.. Psikilojim ciddi anlamda bozuk olduğu için sanırım..
 
Ben herkezi aynı sanıyordum
yanı bir süre sonra o sevinci kaybetmiş insanlar tanıdım malesef hayatımda ama o dogum sonrası evet bahsettıgınız o şimşeğin çakmamasını hç duymamıştım.

çok üzüldüm
konunun gerisinin önemi yok benim için
başınında hatta.

genel olarak elinizdekiyle yetinmek istemiyorsunuz gibi geldi bana inanın umurumda değil.
hasta oldugunuzu dusunuyorum galıba
 
Iyi de bu ne borcu böyle

Yıllardır ödenemeyen

Asgari ücreti biliyorsunuzdur bu gelirle nasıl ödenmez hem de evinizin kirası dahi yok

Bana kalırsa borcu kısaltacağınıza kıraya çıksaydınız huzur daha önemli 3000 borç 500 kira 1000 bakıcı olurdu

Sen 6000 eşin 2600 kazanıyor ve Kv île oturuyorsun eşin tabii ki pazarda limon satmasın ama gelirinizde uyumlu yaşayın borçları toplu kapatıp uzun vadeli kredi alın düzenli ödeyin ama size ait hayatınız olsun

Bana anlatmadığınız ya da uzun olur diye yazmadığınız bir şeyler var gibi geldi
 
Bence öyle annelik duygusu diye bir şey yok

O insanların kendini avutma tanımlaması

Oğlum 5 yaşında benim de öyle abartılan bir annelik duygum yok hiç olmadı

Ah yavruuum ne güzel kokuyor ay canımmmm içime geri soksam vs demedim

O da bir birey ben doğurdum diye çooook özel değil

Bir de ben zorunlu sevgilere inanmam ben çocuğumu çocuğum beni seçemez o zaman aramızdaki bağ sevgi değil

Sevgi tercih edilebilen kişilere duyulur

Yoğun çalışıyorsunuz Kv hep hayatınızda eşiniz çalışmıyor mu ikinci işi o bulup akşam o çalışsın

Muhasebe kafayı yorar bir de bu düşünceler sizi daha da gerer uzaklaştırır gerekirse profesyonel yardım alın

Ben buna ınanmıyorum hatta cok sasırdım bu sekılde dusunmenıze

Ben cok ınanclı bırı olmamama ragmen o zaman ılk dogum yaptıgımda cocugumu gordugumde onu yıllardır tanıyormusum gıbı hıssedısımın yanında , resmen hıssettım Allah var idi.

Dünya uzerinde ne yaparsanız yapın asla ama asla Alllah izin vermedikce o cocugu dunyaya getıremezsınız , Allah yoktan var eder.
6 parmagın olur bırını aldırırsın ama bır tane parmak yapamıyorlar .
saçın dökülüyor , yerine gelmiyor.
Annelık hislerim onun benimle var oldugunu öğrendiğim an bende oluşmaya başladı, bütün hayatımı yememi içmemi ona göre yaptım ve hçi gocunmadım fakat ben cok isteyerek anne oldum ve zorla oldum oyle soylıyım.
Benimde oglum suanda 5.5 yasında her sabah yaırm saat bır saat evde evladımmm yavrummm gibi sesler yukselıyor.
yanlış anlamayın siz yasamıyorsunuz dıye yazmıyorum.
ben dunyada belkıde sadece cocugumu sevıyorum . onun benı sevıp sevmemesıyle cok ta ılgılenmıyorum.

Ben çocugumdan kendimi asla ayrı düşünemiyorum .

Şunuda eklemem lazım , bende calısıyorum ve mutlaka yanımda gün içinde ondan bişeyler olmasını saglıyorum cogunlukla cantamda kalan bır oyuncak veya corap.
Şaşırdım
 
Ben herkezi aynı sanıyordum
yanı bir süre sonra o sevinci kaybetmiş insanlar tanıdım malesef hayatımda ama o dogum sonrası evet bahsettıgınız o şimşeğin çakmamasını hç duymamıştım.

çok üzüldüm
konunun gerisinin önemi yok benim için
başınında hatta.

genel olarak elinizdekiyle yetinmek istemiyorsunuz gibi geldi bana inanın umurumda değil.
hasta oldugunuzu dusunuyorum galıba

Yukarıda yazdım bende de çakmadı

Ben de ne şimşeği diyorum hatta öyle bir beklentim de olmadı hiç

Oğlum seninki gibi tüp bebek zorluğu vs biliyorsun buna rağmen şimşek vs olmadı
 
X