İnsan iliskileri bana cok karmasik geliyor

Miliemilie

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
8 Şubat 2019
148
167
53
35
Çoğu zaman nasıl davranacağıma karar veremiyorum. Sanırım insanlarla tartışmaktan, sorun yaşamaktan çekiniyorum. Bi sorun olduğunda uzaklaşmayı tercih ediyorum. Birinin arkamdan laf ettiğini duyduğumda ya da rahatsız edici bir tavrını gördüğümde o insanla iletişimi en aza indiriyorum ya da kesiyorum. Konuşmaya cesaret edemiyorum ya işler daha cirkinlesirse diye. Böyle böyle yalnizlasiyorum.

30 yaşına geldim ama kendimi bu tür konularda olgunlaşmamış hissediyorum. Hep suçluluk psikolojiyle yaşıyorum. Hicbir yaptığımdan enin olamıyorum. Sürekli onaylanma ihtiyacı hissediyorum. Sanırım çocukluktan kaynaklı bir durum. Annem sürekli eleştirirdi beni.

Bu konuda ne yapılabilir sizce? Aynı sorunları yaşayan ve çözebilen oldu mu?
 
Evet tamamen çocukluk zamanında yaşadıklarınizdan kaynaklanıyor. Beyninize yer etmiş. Ozguveninizi yitirmişsiniz. Siz bir bireysiniz herkes gibi. Kimseyi kendinizden üstün görmeyin. Mümkünse destek alın psikologtan.
 
Üstüne gitmelisin. Kendine hep şunu hatırlat "en kötü ne olabilir ki" ya senle bir daha görüşmez yada tartışıp sorunu halledersiniz.
 
yazdıklarınızda kendimi gördüm 35 yaşındayım çözemedim ben , hep suçlu psikolojisi içindeyim bende benimle alakası olmayan konularda bile sorun çıkarsa sanki benim yüzünden olmuş gibi panik yapıyorum kalbim öyle çarpıyor ki o anlarda kriz geçirecekmiş gibi hissediyorum profesyonel destek almadan çözülebilse keşke
 
Dibe vurmadan yüzeye çıkamazsınız, yani yasaya yasaya degiseceksiniz. İnşallah degisirken insanı insan yapan merhamet, vicdan duygularınız katilasmaz. Çünkü esas sorun onları kaybetmek.
Sadece şunlari unutmayin:
Kimse sizden üstün ya da değersiz değil. Kimseden daha kötü değilsiniz.
Dünyanın en iyi insanı da olsanız sizi sevmeyenler çıkacaktır. O yüzden gerektiğinde meydan okuyun, içinize atıp incinmeyin ama bunu yaparken yıkmaya değil onarmaya çalışın. Çünkü çoğu kişi gönül yıkarak yükselmeye çalışıyor, dünyanın yapıcı insanlara çok ihtiyacı var
 
Karamsar olmamak lazım insanlar hakkında fakat insanlarla iletişim kurmak zor. sen ne kadar yapıcı olsanda seninle iletişim kurmaktan kaçınabilirler, kişisel çıkarlar söz konusu olduğunda özellikle seni duymaz, görmezler bu kişilerle neyi tartışabilirsin ki. senin bir kaybın yok yada psikolojik bir rahatsız olarak görmüyorum çünkü o enerjinin içine girmek istememen senin kişilik yapınla alakalı ve gayet normal. Bence kafanda büyütme. Haksızlık karşısında tartış, üzerlerine git bu hepimiz için geçerli.
 
bende 28 yasima kadar aynen boyleydim
annemde tipki sizin anneniz gibi elestirici memnuniyetsiz mukemmeliyetci bi tip,
birgun ne olduysa canima tak ettirdi bu huyum önce annemden başladim temelin kaynagi oydu çünkü.
önce onunla hesaplaştım kıra kıra hemde
sonrasi çorap söküğü gibi geldi.
hersey yolunami girdi çevremde insanmi oldu hayir, ama en azindan susup beni yiyeceğine konuştum onları yedi.
 
Sizi çok iyi anladım. Bende de aynı şey var ama bendekinin sebebi çocukluktan beri şu yaşıma kadar çok sorunsuz büyümem. Etrafımdakilerle hiç sorunum olmaz, kimseyle kavga etmem/edemem, çok sosyalimdir ama aynı zamanda çok sükunet sahibiyimdir. Rahatsız olduğum çok ufak bir şey bile olsa karşıdaki insana bunu söyleyemem, üzülür, benim hakkımda kötü düşünür diye düşünürüm. Şöyle örnek vereyim hatta, üniversitedeyken 4 kız ev arkadaşıydık. 2 arkadaş gerçekten çok pisti, bulaşıkları tezgaha yığarlardı, tuvaleti odalarını pis bırakırlardı, evde yemek yapan tek ben olduğum için onların tüm bulaşıklarını toplayıp yıkayıp herkes için yemeği yapardım ve mutfağı tertemiz bırakırdım. Buna rağmen ağzımı açıp da kızlar mutfağı toplayabilir misiniz bile diyemezdim. Bu gerçekten çok anormal bir durum düşününce. Ya da mesela arkadaşımın o gün morali bozuk olduğu için suratı asık olsa hemen ben mi bir şey yaptım diye hemen üzerime alınırdım. Bu yüzden maalesef hayatımda hiç olumsuzluk olmasın, yoksa bunu kaldıramam gibi bir psikolojiye girmişim, bir arkadaş grubumun hasetlikten bana karşı iftira atmaları ve dışlamaları olayından sonra kendimi dinledim ve bu sonuca vardım.
Size de önereceğim şey naçizane şunlardır:
-Hayatta her şey sorunsuz olacak diye beklentiye girmeyin. Çıkan sorunlardan kendinizi sorumlu tutmayın, tam tersine her şey sorunsuz olursa sizde bir sorun vardır. İnsanlarla ilişkilerinizde çok müsamahakar ve fazla saf davranıyorsunuzdur.
-Bir sorun olduğunda, karşıdaki insanın size her zamanki gibi davranmadığını fark ettiğinizde zor da olsa çekinmeden sorun. Ama o an sorun. Ne oldu, bir şeye mi canın sıkkın, benim yaptığım bir şey mi seni alındırdı gibi. Emin olun o insan da bu açıklığınız karşısında şaşıracak. Ve birebirlerinizin gerçek niyetlerini anlayacaksınız.
-Hiçbir insan çok iyi ya da çok kötü değildir. Nitekim bizler de öyleyiz değil mi? Davranışlarımızı yaparken niyetimizi en iyi kendimiz biliyoruz, bazen biz de bile bile yanlış davranıyoruz insan ilişkilerimizde. Bu sebeple hiçkimse çok kötü değil, hiçkimse mükemmel de değil diyerek dengeyi bulmaya çalışın. Ve kötüye değil, kötülüğe düşman olun. Birinde bencillik gördüğünüz zaman bencil olan insana değil, bencilliğe düşman olun. Onu bir ayna olarak görün, kınamayın, sizde de aynı huy varsa düzelteyim diye uğraşın.
-Doğru bildiğiniz şeylerden taviz vermeyin, bunlar için savaşmayı, bazen tartışmayı gözünüzde büyütmeyin. Çünkü bizler insanız, irademizle var oluruz.
Bir musibet bin nasihatten iyidir, ben başıma böyle kötü bir olay geldikten sonra anladım hatamı. Ben sanıyordum ki insanlara çok iyi davranıyorum ama onlar bana çok kötü davranıyorlar. Benim gösterdiğim hassasiyeti göstermiyorlar. Ama yanlışmış. Ben insanlara, sırf kendi mutluluğum, kendi huzurum, kısacası bencilliğim yüzünden güya "iyi" davranıyormuşum. Ben onlara iyilik yapmamışım hiç, hatalarını görme fırsatı tanımamışım..
 
Çoğu zaman nasıl davranacağıma karar veremiyorum. Sanırım insanlarla tartışmaktan, sorun yaşamaktan çekiniyorum. Bi sorun olduğunda uzaklaşmayı tercih ediyorum. Birinin arkamdan laf ettiğini duyduğumda ya da rahatsız edici bir tavrını gördüğümde o insanla iletişimi en aza indiriyorum ya da kesiyorum. Konuşmaya cesaret edemiyorum ya işler daha cirkinlesirse diye. Böyle böyle yalnizlasiyorum.

30 yaşına geldim ama kendimi bu tür konularda olgunlaşmamış hissediyorum. Hep suçluluk psikolojiyle yaşıyorum. Hicbir yaptığımdan enin olamıyorum. Sürekli onaylanma ihtiyacı hissediyorum. Sanırım çocukluktan kaynaklı bir durum. Annem sürekli eleştirirdi beni.

Bu konuda ne yapılabilir sizce? Aynı sorunları yaşayan ve çözebilen oldu mu?
Ilk yazdiginiz paragrafin çözümü birilerini kaybedecekseniz konusun öyle kaybedin. En azından siz icinizi dökmüş karsi tarafta hatasını anlamış olur.
2. Paragraf olgunlasmanin pek yasla orantili gittigi söylenemez. Suçlamayın kendinizi. Bu cezayi kendinize niçin veriyorsunuz ki. Hakli misiniz iyiki yaptim diyin ya. Yapmasam icimde kalirdi diyin. Zamanimizi dandik dundik insanlar için heba edemeyiz. Annem cok onaylanma ihtiyaci duyan bir kadin ve ona karsidan bakinca cok kızıyorum. Ne gerek var. Karsi taraf sordugun konuda profesör değil. Ha bazi seylerde daha tecrubeli insanlara danışmak iyidir. Ama her konuda da sormak kendine güvensizliği arttırır. Anneler çocuklarını eleştirmekle hukumludurler zaten bunu yapmayan anne sayisi nadir. Robot olmadiginizin farkina varin. Bazen elestirilcez bazen kazancaz hayat bir yolculuk bu yolculukta kazalarla da karsilasacagiz mutluluklarla da bazen travmalar cikacak ortaya onlara da göz kırpıp bay bay deyip yolumuza bakacagiz. Onlarin ustunde fazlaca durursak hayatimiz endise ve korku dolu olur 3 gune de bunlari sığdırmak gereksiz. Endiselensekte korksakta hersey bir yerlere varacak biz endiselendik korktuk üzüldük diye de durum değişmeyecek.
 
Sizi çok iyi anladım. Bende de aynı şey var ama bendekinin sebebi çocukluktan beri şu yaşıma kadar çok sorunsuz büyümem. Etrafımdakilerle hiç sorunum olmaz, kimseyle kavga etmem/edemem, çok sosyalimdir ama aynı zamanda çok sükunet sahibiyimdir. Rahatsız olduğum çok ufak bir şey bile olsa karşıdaki insana bunu söyleyemem, üzülür, benim hakkımda kötü düşünür diye düşünürüm. Şöyle örnek vereyim hatta, üniversitedeyken 4 kız ev arkadaşıydık. 2 arkadaş gerçekten çok pisti, bulaşıkları tezgaha yığarlardı, tuvaleti odalarını pis bırakırlardı, evde yemek yapan tek ben olduğum için onların tüm bulaşıklarını toplayıp yıkayıp herkes için yemeği yapardım ve mutfağı tertemiz bırakırdım. Buna rağmen ağzımı açıp da kızlar mutfağı toplayabilir misiniz bile diyemezdim. Bu gerçekten çok anormal bir durum düşününce. Ya da mesela arkadaşımın o gün morali bozuk olduğu için suratı asık olsa hemen ben mi bir şey yaptım diye hemen üzerime alınırdım. Bu yüzden maalesef hayatımda hiç olumsuzluk olmasın, yoksa bunu kaldıramam gibi bir psikolojiye girmişim, bir arkadaş grubumun hasetlikten bana karşı iftira atmaları ve dışlamaları olayından sonra kendimi dinledim ve bu sonuca vardım.
Size de önereceğim şey naçizane şunlardır:
-Hayatta her şey sorunsuz olacak diye beklentiye girmeyin. Çıkan sorunlardan kendinizi sorumlu tutmayın, tam tersine her şey sorunsuz olursa sizde bir sorun vardır. İnsanlarla ilişkilerinizde çok müsamahakar ve fazla saf davranıyorsunuzdur.
-Bir sorun olduğunda, karşıdaki insanın size her zamanki gibi davranmadığını fark ettiğinizde zor da olsa çekinmeden sorun. Ama o an sorun. Ne oldu, bir şeye mi canın sıkkın, benim yaptığım bir şey mi seni alındırdı gibi. Emin olun o insan da bu açıklığınız karşısında şaşıracak. Ve birebirlerinizin gerçek niyetlerini anlayacaksınız.
-Hiçbir insan çok iyi ya da çok kötü değildir. Nitekim bizler de öyleyiz değil mi? Davranışlarımızı yaparken niyetimizi en iyi kendimiz biliyoruz, bazen biz de bile bile yanlış davranıyoruz insan ilişkilerimizde. Bu sebeple hiçkimse çok kötü değil, hiçkimse mükemmel de değil diyerek dengeyi bulmaya çalışın. Ve kötüye değil, kötülüğe düşman olun. Birinde bencillik gördüğünüz zaman bencil olan insana değil, bencilliğe düşman olun. Onu bir ayna olarak görün, kınamayın, sizde de aynı huy varsa düzelteyim diye uğraşın.
-Doğru bildiğiniz şeylerden taviz vermeyin, bunlar için savaşmayı, bazen tartışmayı gözünüzde büyütmeyin. Çünkü bizler insanız, irademizle var oluruz.
Bir musibet bin nasihatten iyidir, ben başıma böyle kötü bir olay geldikten sonra anladım hatamı. Ben sanıyordum ki insanlara çok iyi davranıyorum ama onlar bana çok kötü davranıyorlar. Benim gösterdiğim hassasiyeti göstermiyorlar. Ama yanlışmış. Ben insanlara, sırf kendi mutluluğum, kendi huzurum, kısacası bencilliğim yüzünden güya "iyi" davranıyormuşum. Ben onlara iyilik yapmamışım hiç, hatalarını görme fırsatı tanımamışım..
Beni gerçekten anlamışsınız. Anında olayı netliğe kavuşturma konusunda çok eksigim var. Biri bana soğuk mu davrandı? 30 tane senaryo gelir aklıma. Acaba buna mı alındı? Şunu söylememeli miydim? Bunu yapmamalı mıydım? Haliyle yorucu ve yıpratıcı bir hayatım var.
Önerileriniz için teşekkür ederim. Uygulamaya çalışacağım.
 
Ilk yazdiginiz paragrafin çözümü birilerini kaybedecekseniz konusun öyle kaybedin. En azından siz icinizi dökmüş karsi tarafta hatasını anlamış olur.
2. Paragraf olgunlasmanin pek yasla orantili gittigi söylenemez. Suçlamayın kendinizi. Bu cezayi kendinize niçin veriyorsunuz ki. Hakli misiniz iyiki yaptim diyin ya. Yapmasam icimde kalirdi diyin. Zamanimizi dandik dundik insanlar için heba edemeyiz. Annem cok onaylanma ihtiyaci duyan bir kadin ve ona karsidan bakinca cok kızıyorum. Ne gerek var. Karsi taraf sordugun konuda profesör değil. Ha bazi seylerde daha tecrubeli insanlara danışmak iyidir. Ama her konuda da sormak kendine güvensizliği arttırır. Anneler çocuklarını eleştirmekle hukumludurler zaten bunu yapmayan anne sayisi nadir. Robot olmadiginizin farkina varin. Bazen elestirilcez bazen kazancaz hayat bir yolculuk bu yolculukta kazalarla da karsilasacagiz mutluluklarla da bazen travmalar cikacak ortaya onlara da göz kırpıp bay bay deyip yolumuza bakacagiz. Onlarin ustunde fazlaca durursak hayatimiz endise ve korku dolu olur 3 gune de bunlari sığdırmak gereksiz. Endiselensekte korksakta hersey bir yerlere varacak biz endiselendik korktuk üzüldük diye de durum değişmeyecek.
Haklısınız 3 günlük dünya için bu kadar kaygı çok gereksiz. Kabuğumu kırabilmem lazım artık.
 
5 parmağın 5 ini nasıl ayni boya ve aynı şekile girdiremedigimiz gibi insanları da ayni kefeye koyamıyoruz.
Birisi kötü sözden birisi yumuşak dilden kimisi tartışmaktan beslenir.
Nabız öyle bir şeydir ki o yüzden nabza göre şerbet demişler.

Zor değil sadece anlaması zaman alıcı...
 
Birinde bencillik gördüğünüz zaman bencil olan insana değil, bencilliğe düşman olun. Onu bir ayna olarak görün, kınamayın, sizde de aynı huy varsa düzelteyim diye uğraşın

Ama yanlışmış. Ben insanlara, sırf kendi mutluluğum, kendi huzurum, kısacası bencilliğim yüzünden güya "iyi" davranıyormuşum. Ben onlara iyilik yapmamışım hiç, hatalarını görme fırsatı tanımamışım


İnsanı yaş değil yaşadıkları olgunlaştırır dedikleri bu olsa gerek.
Altın harflerle yazılır şu sözleriniz var ya çok değerli. Bilene görene anlayana.
Çok ders cikaricam bir defa okumakla yer etmez en az 3 defa okuyacağım.
 
İnsanı yaş değil yaşadıkları olgunlaştırır dedikleri bu olsa gerek.
Altın harflerle yazılır şu sözleriniz var ya çok değerli. Bilene görene anlayana.
Çok ders cikaricam bir defa okumakla yer etmez en az 3 defa okuyacağım.
"Kendini kendiyle mukayese etme farkı, gerçek saygıdeğerliktir, öğretilemez.
Bu güzelliğin işaretlerini ise sadece müstesna insanlar okur"
Teveccühleriniz için çok teşekkür ederim.
 
Back
X