- 10 Ekim 2015
- 7.195
- 9.105
- 118
Şu anda üniversitenin kütüphanesinde kimsenin görmediği bi koltukta oturmuş ağlıyorum. Kızgın, kırgın ve tükenmiş hissediyorum ama kime kendime mi yoksa karşıma çıkan insanlara mı bu kırgınlık bilemiyorum. Etrafımda onlarca insan var, beni seven değer veren ama ben onların hiç birini hak etmiyorum. Ben bana verilmiş bu nimetlerin, bahşedilmiş sevginin, sunulmuş fırsatların hiç birini hak etmiyorum. Sanki içimde iki ayrı insan var ve ben sürekli bu ikisi arasında gidip geliyorum. 21 yaşındayım, iyi bir üniversitede iyi bir bölümde eğitim alıyorum. Herkesin sahip olmak istediği pek çok şey var bende. AMA. Kötü biriyim. Hayatımı düşünüyorum, bunları sen mi yaşadın, sen mi yapıyorsun diyorum kendime. Anlatamıyorum kimseye. Kurduğum ikinci hayattaki kadını kimse bilmiyor ve ben ondan utanıyorum. Ondan nefret ediyorum, ve onu yaratanlardan. Tüm bunlara rağmen vazgeçemiyorum da ondan. Biliyorum ki aslında olduğum kişi bu. 4 yıl önce lisedeki rehberlikçi fark etmişti bunu ilk. Sen aşırı kuralcı birisin ve bu kuralcılığın yüzünden kendini olmadığın bir kalıba sokmaya çalışıyorsun diye açıklamıştı bana. Daha neler düşündü belki de söylemedi. Hiç değilse burada anlatayım demiştim, yine beceremedim.