Yazılanları okuduktan sonra da görüşüm değişmedi; evlilikte, işte, okulda, bütün insan ilişkilerinde ve hayatta insanın sahip olabileceği en büyük sorun beklentileridir.
insanlar hep bir şeyler bekler ve mutluluklarını da bu beklenti temelinin üstüne oturturlar. beklentiler gerçekleşirse mutlu olacaklarının garantisi yoktur; çünkü bu "beklenti" denen şey hiçbir zaman sabit bir değer değildir; hep çoğalabilir, zorlaşabilir.
iyi bir cinsel hayat beklersin.
eşinin süprizler yapmasını beklersin.
sana yardımcı olmasını beklersin.
sadık kalmasını beklersin.
her şeyi bir kenara bırakır bazen sadece temiz olmasını beklersin; ama o bile olmaz değil mi?
işte de böyledir, arkadaşlıkta da hep bir şeyler beklersin. ben onun doğum gününü kutladım, o unuttu. ben çok çalıştım terfi vermediler. çıkma teklif ettim kabul etmedi vs vs.
iyi insan olursun onların da iyi olmalarını beklersin. ararsın aramasını beklersin, terk eder dönmesini beklersin, pazar olur cumayı beklersin...
her şeyi geçtim tanımadığın insanlardan bile bir şeyler beklersin. seçimlerde uyanmalarını senin oy verdiğin partiye oy vermelerini beklersin. senin istediğin sonuç çıkmazsa günlerce birilerine öfke kin duyabilirsin. adalet beklersin, hoşgörü beklersin...
insanın kendiyle ilgili en büyük sorunu da kendi beklentilerini hedeflerini yerine getirememesidir. diyet yapıp kilo vereceğim dersin, veremezsin hayal kırıklığı... düzenli çalışacağım dersin çalışamazsın hayal kırıklığı...
bazı anlarda dönüp doğaya bakmak gerek. serçeler de aynen bizim gibi yaşıyor. yiyor, içiyor, sıçıyor, çoğalıp ölüyorlar. temelde hiçbir farkımız yok. ama onların mülkiyet dertleri yok, sınır savaşları yok, hırsları ihtirasları yok... elbette ki düşünebilme yetisi varken bir serçe güdüsüyle sürdüremeyiz hayatı, ama sırf düşünebiliyoruz diye yaşadığımız hayata bu kadar sıçmamızın da bir anlamı yok değil mi?
insan beklentileri sebebiyle mutsuzluğa adım atacağı her an'da bi durup o eşsiz düşünme yetisini kullanmalı. herkes adil olmak zorunda değil, herkes romantik, sadık, cömert, temiz, karakterli olmak zorunda değil. herkes sizin beklediğiniz kriterleri karşılamak zorunda değil. siz de mükemmel olmak zorunda değilsiniz.
hayatta beklentilerden ziyade değerleriniz olmalı. misal; dürüstlük sizin için önemli bir değerse ve eşiniz sizi aldatıyorsa ya değerinizi değiştirip listeden çıkartın ya eşiniz kendisini değiştirsin ya da boşayın.
saygı sizin için önemli bir değerse ve patronunuz sürekli size saygısızlık yapıyorsa ya konuşup bu durumu değiştirin ya istifa edin. evet o kadar kolay, bazen para kazanmak değerlerinizin alaşağı edilmesinden daha önemsizdir. çünkü sizi siz yapan şeyler dibe vurdukça dengeniz ve kişisel bütünlüğünüz şaşar, birgün belki siz bırakmasanız bile patron hiç saygısı olmadığı elemanını bırakır...
belki sizin boşayamadığınız eş gün gelir ayrılalım diye karşınıza çıkar. sizi siz yapan özsaygınızı sağlayan şeyleri birilerinin rutin olarak yıpratmasına izin vermeyin.
30 yaşına gelip hala değerlerinizi bilmiyorsanız çok geç değil şimdi oluşturun. zırt pırt gereksiz beklentiler içinde debelenip beklentileriniz karşılanmadıkça mutsuz olmaya gerek yok. bir mantık çerçevesine oturduğu sürece beklenti iyidir aksi halde depresyon sebebi...