İran ve ABD'nin gizli Musul planı ABD ve İran, 'planları için' Türkiye'yi

ema1

Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdlr
Pro Üye
10 Ağustos 2009
26.008
18.155
m.haber7.com/ortadogu/haber/2164367-iran-ve-abdnin-gizli-musul-plani
İran ve ABD'nin gizli Musul planı
ABD ve İran, 'planları için' Türkiye'yi
Musul masasının dışında tutmak
için her şeyi yapıyor; Sahte fetvalar,
diplomatik mesajlar...
GİRİŞ
11.10.2016 10:54·
ORTADOĞU
Musul operasyonu hazırlıkları için
Bağdat merkezli bir koordinasyon
merkezi kuruldu, süreç hızlandırıldı.
Peki DAEŞ, Musul'dan atıldıktan
sonra ne olacak? İran ve ABD neden
Türkiye'yi Musul masanın dışında
tutmak için elinden her şeyi
yapıyor. Peki ama neden?..
Musul'un DAEŞ sonrası dönemde
güvenlik açısından, Irak Merkezi
yönetimi, Irak Kürdistan Bölgesi ve
özellikle Türkiye için bir kördüğüm
olması çok yüksek bir ihtimal
olarak görünüyor. Bununla birlikte
Ninova (Musul) eyaletinin
güneydoğusundan başlayıp
kuzeybatısına kadar devam edecek
alanda bir stratejik güvenlik
çemberi oluşturulması, Irak ve Kürt
Bölgesi ve Türkiye'nin güvenliği
açısından oluşabilecek kördüğümün
aşılmasına büyük katkı
sağlayacaktır.
DAEŞ SONRASI MUSUL'DA İÇ ÇEKİŞME
SİNYALLERİ
Sünniler ile Şiiler, Araplar ile
Türkmenler ve Araplar ile Kürtler
arasındaki çekişmenin derin bir
ideolojik, tarihî, coğrafi ve güvenlik
temeli var. Musul bu çekişmeler
arasında değişim ve dönüşümün
odak noktası olabileceği gibi bu
tarihi çekişmeler silahlı çatışmalara
da sürüklenebilir. Diğer bir ifade ile
Musul patlarsa Bosna Musul'un
yanında piknik alanı olarak kalır.
Musul ateşi tüm komşuları, bölgeyi
sarar.
Son iki yıldan buyana Sünniler de
özerk bir bölge talebinde
bulunuyor ve kendi silahlı güçlerini
(Haşdi Vatani) kurmaya başladılar
bile
MUSUL OPERASYONU VE GÜÇLER
DENGESİ
2013'ten sonra iyice zayıf bir devlet
görünümüne bürünen Irak, sınırları
dâhilindeki bölgelerin hepsinde
kontrol ve güvenliği sağlayamıyor.
İronik gelebilir ama Bağdat kent
merkezinde dahi her şeye hakim
olamayan ve kent merkezinde Şiiler
ve Sünniler arsında büyük
duvarların ayırdığı gerçeğini
yüzleştiğimizde başkentte dahi
hakimiyeti sınırlı olan bir yönetim
söz konusu. İşte bu nedenle Irak,
bölge ülkeleri ve uluslararası güçler
için bir çekişme alanına dönüşmüş
durumda. Bölge ve dünyanın güçlü
devletlerinin çoğu, kendi
menfaatleri için siyasi gruplara
hatta silahlı gruplara destek
veriyor. Bu, Musul'un durumunu da
etkiliyor. Geçtiğimiz yıl bir kargo
uçağının Musul havalimanına indiği
ve silah mühimmat indirdiği tespit
edilmiş ve Irak Parlamentosunun
gündemine gelmişti. Ama
sonrasında Bağdat çaresizlik içinde
olayı sadece seyretmekle kalmıştı.
İran'ın tamamı Şiilerden oluşan
Haşdi Şabi güçlerine, Türkiye ve
Suudi Arabistan'ın Haşdi Vatani
güçlerine verdiği desteklerin yanı
sıra Kürtlere verilen taktiksel
destekler ve ABD'nin pragmatik
yaklaşımları bu durumu âdeta
belgeliyor.
TÜRKİYE'NİN MASADA OLMASI
NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ
DAEŞ'in Musul'dan çıkarılmasının
ardından bu ülkelerin
menfaatlerinin çatışması daha
sonra bu güçlerin içerideki ortakları
vasıtasıyla menfaatlerini kollamaya
çalışması kuvvetle muhtemeldir. Bu
nedenle Türkiye'nin masada olması
çok önemlidir.
1- Ankara-Erbil ilişkileri bölgesel ve
stratejik bir boyuttadır ve Kürtler
bu anlamda 1996'dan buyana Türk
askerinin koruması altıdadır. Öyle ki
Türkiye 1996'dan buyana çok
sayıda askeri üssü bölgede
bulunmakta ve Kürt liderler Barzani
ve Talabani hiç bir zaman bu
askerlerin gitmesi yönünde bir
girişimde bulunmamıştır. Maliki'nin
Başbakanlığı döneminde
kurdurulan Dicle Operasyon Birliği
isimli özel ordu, Kürtlerin üzerine
yürüdüğünde en başta Recep
Tayyip Erdoğan karşı çıkmıştır.
2- Nüfusunun neredeyse tamamı
Türkmenlerden oluşan Telafer'de
merkez ilçe ve köyleri ile birlikte
420 bin Türkmen'in yaşadığı
belirtiliyor. Diğer bir ifade ile
Ortadoğu'da Türkmen nüfusunun
bir arada yaşadığı en yoğun bölge
konumunda. Telafer
Türkmenlerinin yüzde 65'inin Şii
olması ise sanıldığı gibi Ankara için
bir ayrışma değil zira Ankara
Türkmen meselesine Şii-Sünni
ayrımı ile değil 'Türkmen soydaşlığı'
gözü ile bakıyor.
3- Irak işgalinin en başından
buyana Iraklı Sünnilerin siyasi
sistemde yer almasını özellikle
isteyen ve Şiilerin 2005'deki iki
genel seçimde dışlayıcı politik
tavrına karşı Ankara, Irak'ın
bütünlüğü için Sünnilerin sistemde
yer alamsını istedi. Ve Ankara 2010
Genel seçimlerinde Sünnilerin bir
araya toplanmasını ve seçimlere
girmesini sağlamıştı. Bu açıdan
bakıldığında Sünniler Ankara'ya
ciddi yakınlık duyuyorlar.
4- Öte yandan Ankara Ammar el-
Hakim, Ayad Allavi, İbrahim Caferi
gibi Irak'ın önemli Şii siyasetçileri
ve kanaat önderleri ile her daim
diyalog kanallarını açık tuttu. Öyle
ki Cumhurbaşkanı Erdoğan
2011'deki Irak ziyaretinde ezber
bozarak Necef'e gitmiş ve Şii din
önderi Seyit Ali Sistani'yi ziyaret
etmişti. Bu ziyaret o güne kadar
Irak'a gelen devlet liderleri
seviyesindeki ilk ziyaretti. Bu
açılardan bakıldığında Ankara
Maliki dışındaki
 
X