Irvin D.Yalom ve Kitapları

R

romance

Ziyaretçi
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Nietzsche Ağladığında ve Aşkın Celladı gibi tanınmış kitapların yazarı Irvin Yalom, bu kitapta psikoterapi ve hayatın anlamını arama çabasında kendisinin ve hastalarının yaşadığı deneyimleri konu ediyor. Ölümünden birkaç yıl sonra düşlerine giren kendi annesi; ölümcül bir kansere yakalanmasına rağmen hayatın anlamını yitirmeyen Paula; çok sevdiği ağabeyini ilkgençlik yıllarındaki bir araba kazasında yitirmiş ve şimdi de beyin kanserine yakalanmış kocasının ölümünü yaşamakta olan duygusal olarak kenetlenmiş Irene ve diğer yaşantılar... Her biri, terapinin pasif bir çözümleme sürecinden ibaret olmadığını, hastanının ve doktorun birbirini karşılıklı olarak eğittiğini ortaya koyuyor. Kitap boyunca, Yalom, kanser gibi 'ürkütücü' bir hastalığa sahip insanların, kendi kendilerini iyileştirmeyi başarma güçlerinin yanı srıa çağdaş tıbbın sınırlarını sergilemekten çekinmiyor. Annem ve Hayatın Anlamı, ölüm üzerine, insanın daha anlamlı yaşamak için verdiği kişisel mücadeleler üzerine derin gözlemler içeren bir kitap. (ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Saul, Stockholm'den gelen ve açamadığı üç mektuptan dolayı niye acı çekiyordu?
Thelma'yı geçmişteki bir aşk macerasına bu kadar bağlayan şey nedir? Carlos'un maço fantezileri, onu yavaş yavaş öldüren kanseri kabullenmesine nasıl yardımcı oldu?
Elinizdeki bu kitapta, psikoterapist Irvin D. Yalom'un, yanlızlık, ölüm korkusu, yaşama amacını yitirme gibi, aslında hiçbirimizin tamamen kaçamayacağı temel insanlık kaygılarından rahatsız olan hastalarıyla yaptığı çalışmalardan seçtiği, on ilginç öykü bulacaksınız.
Dr. Yalom bu öyküleri aktarırken, bir insan olarak psikiyatrın terapi sürecinde karşılaştığı güçlükleri de, duygusal ve sürükleyici bir dille anlatıyor.(ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Otuzbeş yıldır psikiyatrist olarak çalışan ve ödüllü bir yazar olan Irvin Yalom bilgeliğini bu kez de Bağışlanan Terapi'de gösteriyor. Sarsıcı oluşu, derinliği ve büyük ölçüde uygulanabilirliğiyle Yalom'un öngörüleri, yeni kuşak terapist ve hastalar için tedavi sürecini zenginleştirecektir. Yalom, başarılı bir terapi için vazgeçilmez bir kılavuz olan bu kitabını, "çalışmalarımda yararlı bulduğum görüş ve tekniklerin kendisine özgü bir bireşimidir," diye tanımlıyor ve şöyle devam ediyor: "Bu görüşler o kadar kişisel, bildiğinden şaşmaz ve bazen de özgündür ki, okur başka bir yerde pek bulamaz."

İnsan psikolojisi alanında günümüzün önde gelen düşünürlerinden Yalom'un Bağışlanan Terapi'si, psikoterapiyle ve kişesel gelişimle ilgilenen herkes için kaçırılmaması gereken bir kitap. (ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

SCHOPENHAUER TEDAVİSİ
İki insanın anlam arayışının büyüleyici hikâyesi.
Julius eski hastası Philip Slate’i arayıp bulur. Philip için insanlarla ilişki kurmanın tek yolu sayısız kadınla yaşadığı cinsel ilişkilerdi ve Julius’un terapisi de bunu değiştirememişti. Philip kötümser ve insansevmez filozof Arthur Schopenhauer’i okuyarak kendisini iyileştirdiğini iddia etmektedir. İnsanları umursamayan, kendi içine gömülmüş Philip gerçekten de ustası Schopenhauer’i anımsatmaktadır.
Julius ve Philip en sonunda pazarlık yaparlar. Philip, Schopenhauer öğretecek, buna karşılık da Julius onu terapi grubuna alıp insanlarla ilişki kurma yeteneklerini geliştirmeye çalışacak. Arayış peşindeki bu iki insan acaba birbirlerinin hayatlarını nasıl etkileyecek?
Irvin Yalom bu son romanında
Schopenhauer’in psikolojik hayatının gerçek hikâyesini zarif bir biçimde romanına dahil ederek felsefe ve hayatı sorguluyor. (ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

İnsanın varoluşundaki acıyı anlıyorum, ama acı çekmenin, hayattan vazgeçmeyi gerektirecek kadar da bizi sarıp sarmalayan bir şey olduğunu sanmıyorum.
Hayatlarını dolu dolu yaşamış oldukları duygusunu taşıyan, potansiyellerini ve yazgılarını gerçekleştirmiş olan kişiler, ölümle karşılaşınca daha az paniğe kapılıyorlar.
Ben, Kazancakis'in en önemli eseri "Odysseia"da verdiği öğüdü çok severim. Hayatla ilgili öğüdü şudur: "Yanıp kül olmuş bir şatodan başka şey bırakmayın ölüme."Hayatımız için hiç de fena bir yol gösterici değil bu - ve tabii terapi çalışmalarımız için de.
Din ve Psikiyatri, bütün dünyada milyonlarca okurun sevgisini kazanan Irvin D. Yalom'dan hayatın temel gayesini ve insanoğlunun baş etmek zorunda kaldığı kaygıları sorgulayan aydınlatıcı bir metn. Okurunu bir kez daha "Neden varım?" sorusuyla karşı karşıya getiren derinlikli bir sohbet.(ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Daha önce yayımladığımız Nietzsche Ağladığında kısa sürede kendi hayranlarını yaratacak bir "kült" romana dönüştü. Bunun gibi yoğun metinlerde pek rastlanmayan bir ilgiyle karşılaşarak büyük övgüler aldı. Aynı yazarın hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir başka romanını sunuyoruz bu kez: Divan. Yİne yoğun, şaşırtıcı ve sürükleyici...
ZAMAN
Tam bir iletişim bonbardımanına maruz kalırken en yakınımıza bile dokunmakta sorunlar yaşadığımız modern zamanlar. Bütün mahremiyet dengelerinin bozulduğu, "özel hayat" tecavüzleri ve teşhircilerle dolu bugünün dünyası.
MEKAN
Psikiyatri ve hastanın birbirlerine açıldıkalrı, birbirlerini teslim almaya çalıştıkları, yalan söyledikleri, seviştikleri bir tür mahremiyet koltuğu: Divan. Ya da "oyun yeri".
AKTÖRLER
Sahicilik ve samimiyet arayanlar. İçi acıyanlar. Dokunma ve konuşma yeteneğini yitirenler. Kendisiyle yüzleşmeyi beceremeyenler. Tanrı Arayanlar. Yalnızlar. Dolandırıcılar. Ve zamanımızın vazgeçilmezlei arasındaki yerlerini giderek sağlamlaştıran psikiyatristler.
KONU
Yakınlarımızla yaşayamadığımız mahremiyeti bir kurum olarak paylaşan psikiyatristlerin ne ölçüde sahici ve samimi oldukları. Psikiyatrist ve hastası arasındaki mahremiyetin sınırları; seksin terapideki yeri. Hayal ve hakikat ilişkisi. En mahrem sınırlarımıza vakıf olan psikiyatristlerin bu "mahrem yükler"i taşırken kendi mahremiyetlerindeki dalgalanmalar karşısında nasıl tökezledikleri.
Genç bir hekim, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin başkanlığını yapmış, şimi ise hastasıyla cinsel ilişkiye girmekle suçlanan bir meslektaşını sorgulamakla görevlendirilir. Suçlanan pikiyetrist, katı kurallara dayalı hasta-hekim ilişkisinin aşılmasını savunmaktadır: "Benim tekniğim, her türlü tekniği bir yana bırakmaktır" der. Genç hekimin tüm yaşamını değiştirecek olan bu görüşmeyle birlikte sevgi, hakikat, teori, otorite, benlik, doğruluk, para, statü, kibir, hınç... ve yalan üzerine, "içerden anlatılan" bir yolculuk başlar. (ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

'Evlilik Terapisi'nde, özel terapi kılavuzları, klinik örneklerin bolca kullanıldığı somut öneriler ve ayrıntılı hasta hikayeleri sunulmaktadır. Niyetimiz okuru etkilemek, büyülemek ya da gizli akademik tartışmalara dipnot koymak değildir. Bunun yerine her bölüm, pratik içindeki klinisyene pragmatik değer taşıyan bir temel sunmak üzere tasarlanmıştır. Aslında genel editör, cild editörleri ve bölüm yazarları olarak amacımız tektir: Hastalarımızın hayatlarına önemli, acil ve somut katkılar yapmak.(ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Jerome Frank tarafından "bugün ve yakın bir gelecekte alanındaki en iyi kitap" olarak selamlanan Grup Psikoterapisinin Teori ve American Journal of Psychiatry'nin yaptığı bir incelemede "ufuk açıcı ve değerini kaybetmeyen" ve son on yılda psikiyatri çalışmaları arasında en çok alıntı yapılan on kitaptan birisi olarak nitelenmiştir.
Çeviriye temel alınan bütünüyle gözden geçirilmiş yen baskı Amerikan Psikiyatristler Birliği'nin tanı el kitabı DSM-IV'nin son saptamalarına göre düzenlenmiştir. Dr. Yalom, klinik çalışmalara dayanan geniş bilgelik ve deneyimlerinin ışığında son gelişmeleri de sunmaktadır. Ayrıca bireysel terapi ve grup terapisinin birleştirilmesini, kısa grup terapisini, yine ortaya çıkan türdeş odaklı grupları ele almakta ve bunları yazarın yaşadığı olaylarla örneklendirmektedir. Son on yılda ikibinden fazla seansa katılan yazar deneyimlerini bizlerle paylaşmaktadır. Hem akademik hem de canlı olmayı başaran grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği keyifle okunan inanılmaz bir bilgi kaynağıdır. (ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Genç, yetenekli yazar Ginny Elkin ile psikiyatr Irvin Yalom özel seanslara başlarlar ve seanslara dair ayrı ayrı günlükler tutmaya karar verirler. Böylece, psikiyatr ve hasta ilişkisinin nasıl bıçak sırtında geliştiği gözler önüne seren ilk kitap ortaya çıkar. Özel izlenimlerin kaydı, yavaş yavaş iki insanın güç ve güçsüzlüklerini sergiledikleri bir sahneye dönüşür. Bir başkasının terapi seansında bulunmanın nasıl bir şey olduğunu ya da psikoterapinin, ne derece başarılı olduğunu merak eden herkes için ufak açıcı bir çalışma. Şu anda terapi görmekte olan bir kimse için, belki de pek rahatlatıcı olmayacaktır bu kitap, çünkü her şeyi iki tarafın da bakış açısıyla anlatıyor. Fakat terapide, masanın önünde ve arkasında olmak arasındaki farkı merak eden entellektüel akıl için, Ginny'nin kendisi hakkında giderek daha bilinçli hale geldiğini görmek öğretici olabilir. Her Gün Biraz Daha Yakın, zorlayıcı ama, bu çabaya fazlasıyla değen bir okuma sunuyor. (ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Ön cephede savaşan klinisyenler için örneklerle zenginleştirilmiş bu kitap grup psikoterapisini bir adım daha ileri götürüyor. Ağır hastalar için çağdaş çözümler önererek yeni bir tartışma başlatıyor. Yalom klasik grup psikoterapisi tanımına uymayan koşullarda yapılan terapileri sistematize etmeye çalışırken kendi araştırmalarından ve deneyimlerinden yararlanıyor. Terapistin senası yapılandırırken kullanılması gereken teknik ve yöntemlere kökten farklı öneriler getiriyor: Önerilmesi gereken yardımlar, burada-ve-şimdiye vurgu yapılması ve benzeri tartışmaların ardından iki temel model öneriyor.
"Dr. Yalom bir kere daha bugüne kadar el atılmamış bir konuyu ele almış ve artık alıştığımız keyifli üslubuyla işliyor."
- More Hertzman, George Washington Üniversitesi-
"Bu kitabın da Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği gibi klasik olacağı kesin."
- Ira D. Elick, Cornell Üniversitesi-(ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Zen ve Motosikler Bakın Sanatı, Lila, Azizler ve Alimler ve Cuma'yı sevenler için yeni bir düşünce romanı sunuyoruz: Nietzsche Ağladığında. Yine yoğun ve sürükleyici. Edebiyatla da düşünülebildiğini gösteren müthiş bir örnek...
SAHNE
Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyana'sı. Entellektüel ortamlar. Hav soğuk.

AKTÖRLER
Nietzsche: Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş. Acılarıyla barışmış. İhaneti tatmış. Tek sahip olduğu şey, valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar. Karısı, toplumsal görevleri ve vatanı yok. İnzivayı seviyor. Tanrıyı öldürmüş. "Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır," diyor. Daha sonra "kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?" diyecek. Ümitsiz.
Breur: Efsanevi bir teşhis dehası. Ümitsizliklerin kapısını çaldığı doktor. Psikanalizin ilk kurucularından. Kırkında, bütün Avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru olmayı başarmış. Güzel bir karısı ve beş çocuğu var. Zengin. Saygın. Hayatı boyunca "ama" pozisyonunda yaşamış biri.
Freud: Breuer'in arkadaşı. Henüz genç. Geleceği parlak. Şimdi yoksul.
Salome: Erkeklerin başını döndüren kadın. Çekici. Özgür. Evliliğe inanmıyor. Bazan aynı anda birçok erkekle beraber oluyor. Sanatçıları ve düşünürleri tercih ediyor. Kırbacı var.
KONU
Ümitsizlik.
Bir gün, erkeklerin başını döndüren kadın, Salome, nietzsche'den habersiz Breuer'e gelir. "Avrupa'nın kültürel geleceği tehlikede, Nietzsche ümitsiz. Ona yardım edin," der. Breuer Salome'yi tekrar görebilmek umuduyla "peki" der.
Ve varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük, irade... ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar...
Kendisiyle ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere... (ARKA KAPAK)
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Varoluşçu terapi, çeşitli biçimler altında dünya çapında uygulanmaktadır. Ama Yalom'a kadar tutarlı bir bütün olarak ele alınmamış, ve nasıl işe yaradığı değerlendirilmemişti. Irvin Yalom, yaşamsal dört temel kaygıyı-ölüm, özgürlük, varoluşsal yalıtım ve anlamsızlı- ele alarak bizi bunlarla yüzleşmeye çağırıyor. Bu kaygıların, kişilkte ve psikopatolojide nasıl ortaya çıktıklarını ve bilgimizin bunları aşmada nasıl yardımcı olacağını gösteriyor. Klinik deneyimleri, büyük felsefe ve edebiyat yapıtlarını iç içe dokuyan Varoluşçu Psikoterapi yepyeni kapılar açıyor.
"Bu mükemmel kitabın, varoluşçu psikoterapiyi inceleyenler ve bütün klinikçiler için bir klasik olacağına inanıyorum. Ama onu yalnızca psikiyatrist ve psikologlarla sınırlamak bir hata olur insanların neyi neden yaptığıyla ilgilenen herkes bu kitabı okumalıdır."
- Rollo May
(ARKA KAPAK)
 
romance .!.:
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Zen ve Motosikler Bakın Sanatı, Lila, Azizler ve Alimler ve Cuma'yı sevenler için yeni bir düşünce romanı sunuyoruz: Nietzsche Ağladığında. Yine yoğun ve sürükleyici. Edebiyatla da düşünülebildiğini gösteren müthiş bir örnek...
SAHNE
Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyana'sı. Entellektüel ortamlar. Hav soğuk.

AKTÖRLER
Nietzsche: Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş. Acılarıyla barışmış. İhaneti tatmış. Tek sahip olduğu şey, valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar. Karısı, toplumsal görevleri ve vatanı yok. İnzivayı seviyor. Tanrıyı öldürmüş. "Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır," diyor. Daha sonra "kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?" diyecek. Ümitsiz.
Breur: Efsanevi bir teşhis dehası. Ümitsizliklerin kapısını çaldığı doktor. Psikanalizin ilk kurucularından. Kırkında, bütün Avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru olmayı başarmış. Güzel bir karısı ve beş çocuğu var. Zengin. Saygın. Hayatı boyunca "ama" pozisyonunda yaşamış biri.
Freud: Breuer'in arkadaşı. Henüz genç. Geleceği parlak. Şimdi yoksul.
Salome: Erkeklerin başını döndüren kadın. Çekici. Özgür. Evliliğe inanmıyor. Bazan aynı anda birçok erkekle beraber oluyor. Sanatçıları ve düşünürleri tercih ediyor. Kırbacı var.
KONU
Ümitsizlik.
Bir gün, erkeklerin başını döndüren kadın, Salome, nietzsche'den habersiz Breuer'e gelir. "Avrupa'nın kültürel geleceği tehlikede, Nietzsche ümitsiz. Ona yardım edin," der. Breuer Salome'yi tekrar görebilmek umuduyla "peki" der.
Ve varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük, irade... ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar...
Kendisiyle ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere... (ARKA KAPAK)

hepsi de birbirinden güzel kitaplar ama ben yine de bu kitaba takıldım kaldım. beğenerek okumuştum.
paylaşımın için teşekkürler...
 
okumadim ama okumak isterdim, burada kitap bulmamiz mumkun degil turk kitabi olarak onun icin ac kaliyorum kitap acisindan
paylasimin icin merci
 
Nıetche Ağladığında hayatımı değiştiren kitap.
 
Nietzsche Ağladığında irvın yalom'un tek okuduğum kitabı ve gerçekten muhteşem diyebileceğim bi kitap. başucu kitabı derlerya o tarzda bi kitap kesinlikle.
 
Nıetche Ağladığında yı okudum çok beğendim. tşk tanıtımlar için canımcım.
 
Nietsche Ağladığında belki de hayatımda en beğendiğim kitaplardan biridir çok etkilenmiştim
 
bunların hepsini okudum ve Varoluş ve Psikiyatriyi tek geçerim...
 
Nietzche ağladığında ve divan psikoterapi öykülerinden oluştuğu için anlatımı daha akıcı, varoluşçu psikoterapi,varoluşu tüm teorisi ve kuramlarıyla veriyor, gerçekten hayatı seyretmekten içine girmenize sebep olacak bir kitap.
Özellikle kanser hastalarının yaşama bağlılıklarını açıklamada gayet tatmin edici.
 
X