Konuyu işgal etmek istemiyorum, ama yorumunuzu görünce yazmadan da edemiyorum.
Oğlum 39 aylık olmak üzere, mecbur olmamakla beraber ise dönsem fena olmayacak gibi..
Ama oğlum kreş hayatına hazır mı bilmiyorum, bildiğim şey ben kesinlikle Onu bırakmaya henüz hazır değilim..
Bu arada anneannesine ben okula gitmek istemiyorum diye söylemisligi de var, ama bizimle asla baskı yapmayıp tam tersi istersen gitmek zorunda değilsin dememize rağmen paylaşmıyor bizimle..
Acaba okul bulmak için harcadığım çabadan dolayı mı başlamak istemediğini bana dile getirmiyor..
Oysa kendini çok net ifade edebilen bir çocuktur.
Sizde okul müdiresi olduğunuz için çok merak ediyorum, gittiğimiz hemen hemen her okul, evde mutlu olan çocuk okula zor alışır diyor..
Bir de ben diyorum ki, oğlum istemezse onun sözüne itimat ederim, saygi duyarım tamam bırakalım derim diyorum.
O zaman da bunu kullanmadığını nerden bileceksiniz, biz siz video fotoğraf atarız diyorlar.
Ani geçirebiliyor olması, bir şekilde oyalanmasi orda mutlu olduğu anlamına mı gelir, onu da sanmiyorum..
Açıkçası denemekten zarar gelmez de diyorum, 15 gün oryantasyon döneminde az çok belli eder diye düşünüyorum.
Sizin düşüncelerinize çok değer veriyorum, yorum yaparsanız sevinirim.
Konu sahibi size kusura bakmayın, işgal ettim.
Teşekkür ederim
Çocuğunuzun okula mesafeli olmasının nedeni sizin okula başlama durumuna kaygılı,
kararsız hatta kısmen isteksiz yaklaşmanız.
Duygular hele de olumsuz duygular bulaşıcıdır.
Annenin duygusunu ise diğer insanlara nazaran daha hızlı ve güçlü hisseder çocuklar.
Siz hazır olmadıkça,oğlunuzun okula karşı olumlu duygu ve istek beslemesi imkansız.
O nedenle gönlü mutmain olmayan ailelerin çocuklarını kayıt etmekte istekli olmam ben.
Önce aile ikna edilmeli,sonra çocuk.
Biz 36 ay itibariyle çocukların sosyal adaptasyonunun belli bir seviyeye ulaştığını dolayısıyla da düzenli bir sosyal ortam olan anaokuluna hazır olduğunu düşünürüz.
Bununla birlikte hazır bulunuşluğun süresi çocuktan çocuğa değişir ve bu durumu etkileyen pek çok faktör vardır.
Çocuğun mizacı,
kardeşinin olup-olmaması,
annenin çalışma durumu,
anne çalışıyorsa bakım verenin çocuğa yakınlığı,bakım verme tarzı,
ailenin dinamikleri,
ebeveynlik tarzı (otoriter,tutarsız,ilgisiz vb)
Bu faktörler çocuğun okula bakışını,
uyumunu ve etkinliklere katılımını etkiler.
Çocuğun karar mekanizmasına katılımını teşvik etmek önemli olmakla birlikte hangi kararlar?Sorusu önemli.
Okula başlama kararında çocuk değil ebeveyn etkili olmalıdır.
Çocuğa süt mü içmek istersin ıhlamur mu?
Hangi tişörtü giymek istersin?vb
Sorular sorulabilir ve bu çocuğu geliştirir.
Bununla birlikte daha önce deneyimlemediği bir durum olan okula başlama-devam etme konusunda çocuğa 'gitmek istiyor musun?' Diye sorulduğunda çocuk ne cevap vereceğini kestiremez.
Okul nasıl bir yer?Orda ne yapılır?
Bu soruların cevabı yok ki çocuğun zihninde.
İstediğimiz kadar anlatalım,
okul şeması, yaşamadan net şekillenmez.
Hele çocuk,annesinin olumsuz duygusunu da hissetiyse anneyi üzmemek için 'istemiyorum' der.
Dolayısıyla böyle önemli bir kararda,
karar verme sorumluluğunu çocuğa yüklemek onun gücünü aşan ve duygusal olarak onu zorlayan bir durum.
Kararı ebeveyn verip,çocuğu duruma hazırlamalı.
(okul ziyareti,okula başlama konulu hikaye kitapları,okulculuk oyunları vb)
Diğer konuya gelince 'evde mutlu olan çocuk' değil evi okul ortamına çeviren,
durmadan etkinlik yapılan,
çocuğun gereğinden fazla doyurulduğu ve kaygılı ailelerin çocukları okula zor alışıyor.
Tersine mutlu ailelerin ve güvenli bağlanmayı sağlayan ebeveynlerin çocuklarının okula oryantasyonu daha hızlı ve kolay oluyor.
Umarım yeterince açıklayıcı olabilmişimdir.