İyi akşamlar. Öncelikle geçmiş olsun. Ve geçecek de.
Aile olarak süreci iyi yönetirseniz kardeşiniz bu bunalımdan çıkar.
Kardeşinize hak veriyorum, ülkenin belirsizliği, ekonomik krizler, alım gücünün düşmesi, üstüne doğal afetler, insanların
psikolojisini bozdu, yeni kuşakları gelecek kaygısıyla, bilinmezliklerle baş başa bıraktı.
Kalp sıkışması, okula gitmek istememek, agresiflik vb bunlar biraz da anksiyete belirtileri.
Muhakkak psikolojik destek almalı.
Kendi isteğiyle psikoloğa gitmek istemiyorsa bu yaşadığı semptomlar nedeniyle onu Kardiyoloji, Nöroloji vb bölüm
doktorlarına götürmeniz gerektiğini belirtin. Eğer psikolojik olduğuna inanmıyorsa demek ki fizyolojik bir rahatsızlığı var ve tedaviye başlanmalı. Kardiyoloji, Nöroloji nereye giderseniz gidin fizyolojik bir rahatsızlığı yoksa muhakkak Psikiyatri'ye sevk edeceklerdir. Yani birinde sağ eliyle sağ kulağını tutacak, diğerinde sol eliyle sağ kulağını tutacak; biri kısa yol, diğeri uzun. Hangisini isterse seçebilir.
Bu semptomları ben de üniversiteye başladığımda yaşamıştım. O zamanlar doktor doktor gezdim, fizyolojik hiçbir hastalık çıkmadı, ama kalbim sıkışıyordu, nefes alamıyordum, kendimi yerlere atıyordum nefes alabilmek için. Semptomlar genelde okul ve sınav günleri oluyordu. Bölüm değiştirdim. Tüm semptomlar bitti. Ta ki seneler sonra iş hayatına başlayıncaya kadar. Ama o noktada yaşadığım şeyin anksiyete olduğunu öğrenip üstüne gittim ve çözdüm.
Kardeşinizin nerede yaşadığını bilmiyorum ama İstanbul B.Belediyesi'nin Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim hizmetleri var(ALO 153). Her ilçede görevli danışmanlar ve psikologlar ücretsiz hizmet veriyor. Eğer kardeşiniz gitmek istemiyorsa, anne-baba randevu alıp gitmeli. Çocuğu gelmek istemediği için randevu alıp kendi giden anne-babalarla dolu. Ve bazen sorun anne-babaların tavrında, davranış şekillerinde olduğu için çocuk gitmeden bile bazı sorunlar çözülebiliyor.
İstanbul dışında bir şehirdeyseniz bulunduğunuz şehrin merkez belediye, ilçe belediye hizmetlerini araştırın, Çocuk ve Gençlere yönelik kurulan bazı vakıf ve derneklerin bünyesinde de ücretsiz danışmanlık veriliyor.
Yukarıda bir arkadaşımız online psikolog desteği önermiş, evden çıkmadan internet üzerinden görüşme yapabilir kardeşiniz(Hidoctor, Hiwell, vb)
Yurt dışında okuma fikri çok güzel, bunu destekleyen konuşmalar yapabilirsiniz. Bölümünde dereceye girerse Erasmus gibi seçeneklerle yurt dışına okumaya gidebilir veya sizin araştırdığınız Avrupa Gönüllüleri projeleri, Work and Travel, üstelik masraflarını da (belli bir miktara kadar) karşılıyorlar.
Bir önceki mesajlarınızda yazmışsınız, anne-bana onun yerine araştırıp yönlendiriyor diye. Onun bizzat kendisi araştırmalı, seçenekleri ve en mantıklı olanı da o sizin(ailesinin) önüne sunmalı. Siz istediğiniz kadar araştırın, en iyi seçenekleri sunun, (farz edelim) onu yurt dışına gönderin(okumaya veya çalışmaya), eğer kendisi yapmazsa bütün bu aşamaları, ileride yurt dışında yaşadığı problemlerin suçunu sizin üstünüze atabilir/atacaktır. "Aslında ben bu ülkeyi değil de şunu istiyordum, siz zorla bu ülkeye gönderdiniz beni." "Aslında ben bu okulu değil, şunu istiyordum, siz zorla seçtirdiniz bana" vs vs. Burada önemli olan sizin/ailenizin ona karşı olan ve onun kendine/hayata/size/ailenize karşı olan davranış şeklini ele alıp hata varsa düzeltmek olmalı. Çünkü istediğiniz kadar koşullarını değiştirin(mekan, ülke, bölüm vb vb), eğer kendi kararlarının sorumluluğunu almazsa süreç hep başa saracak, hep bunalıma girecek, kısır döngü. Sizin araştırmanız, yardım etmeniz çok güzel fakat olması gereken onun kendisinin araştırıp karar vermesi. Karar aşamasında elbette sizlere danışabilir, fikir alabilir. Fakat sizin onun yerine araştırmanızla onun kendi kendine yapması çok farklı.
Ki hangi yurt dışından bahsediyor kardeşiniz bu da önemli? Avrupa ve K. Amerika'da Ortadoğu ırkçılığı had safhada. Sadece sokakta değil, iş yerinde patronlar, üniversitede hocalar arasında bile ırkçılık var, bunlarla baş edebilecek mi, bu sorunlardan haberi var mı(Avrupa şehirlerindeki pahalılıktan, kültürel uyum sürecinden, dil zorluğundan vb bahsetmiyorum bile). Balkanlarda özel ve yarı burslu bölümler var, bazı ülkeler hem ucuz hem TR'ye yakın hem de Türkçe bilen çok var ve kültürel olarak da zorlanmayabilir.
Yanlış anlaşılmasın, negatif bazda yazmıyorum bunları. Sadece ayağı yere basan kararlar almanız, çok uçmadan gerçekçi adımlar atmanız kardeşiniz için en iyisi olacaktır.
Mesela bu dönem tüm üniversiteler online. Sadece bazı bölümler hibrit ama genel olarak dersler de sınavlar da online.
Bu dönem hiç okula gitmeden derslerini bilgisayar başında alıp sınavlarını verebilir. Hatta üstten (veya yaz okulunda üstten) ders alma şansı varsa gelecek seneye daha az dersi kalır ve daha az gün okula gitmek zorunda kalır.
Bunun gibi bazı seçenekleri anlatırsanız belki mantığına uyan bir şeyler çıkabilir aradan, belki kendi rotasını çizebilir.
Ama illaki gitmek istemiyorum, okumak istemiyorum derse, onu nasıl bir geleceğin beklediğinin portresini çizerek anlatın.
İlk aşama askerlik var. Okula gitmeyecekse tecil hakkı da olmaz, şu an zorunlu askerlik yaşında kendisi. Bu durumdan haberi var mı, planı var mı? Bedelli düşünüyorsa, ücretini kendisinin ödemesi gerektiğini, ailenin ödemeyeceğini vb(misal).
Okula gitmeyecekse nasıl bir işte, bir meslekte, ne pozisyonda çalışmayı düşünüyor? Gelecek için planları nedir? Biliyorum, hiçbir şey yapmak istemiyor, gelecek kaygısı var diye yazdınız fakat biraz daha detaylı sohbet edin kendisiyle(siz veya ebeveynler).
Son olarak da şunu önericem: Ödüllendirme yöntemi.
Hani "üniversiteyi kazanırsan sana araba alıcam", "son seneye ders bırakmadan geçersen yurttan ayrı eve geçmene izin vericem" sözleri vardır ya ebeveynlerin, bu tarz şeyleri aile bütçenize göre uyarlamak.
Örneğin bu dönem vizelerden iyi not alırsa Gamer Kulaklığı veya sandalyesi almak. Finallerden iyi not alırsa bilgisayar modelini, monitörün modelini yükseltmeye söz vermek, vb. Veya istediği oyunda kullanmak üzere "xxx TL"lik hediye çeki vermek. Şirketler bile çalışanlarını motive etmek amaçlı ödüllendirme sistemi uyguluyor, bilirsiniz, maaşa zam, ikramiyeler, seyahat fırsatları, hediye çekleri... Hayatta onu motive edebilecek şeyleri en iyi siz bilirsiniz, yaşantınıza uyarlayabilirsiniz.
Ayrıca kızlarla en iyi tanışma/kaynaşma yöntemi ders hakkında bir şey sormak veya ders notları alıp vermek bahanesiyle telefon numarası alıp vermektir. Dersler, notlar, sınavlar hakkında ufak ufak sohbet açabilir. Hele ki bir- iki derste uzmanlığı olup da "Gel çalışalım, ben sana yardım ederim" diye kızı kütüphaneye davet edebilir(veya kafeye, veya online görüşmeye). Bu şekilde ufak fikirler yerleştirerek okula biraz daha yaklaşabilir.
Veya bilgisayar oyunları üzerinden arkadaş edinip tanışmak. Ki bu da onu reelden daha çok koparır.
Her şeyin bir çaresi, yolu var. Hepimiz bu sıkıntıları bir şekilde yaşadık, el yordamıyla atlattık.
O da atlatacak, mutlaka bu telkini verin.