- 13 Mart 2022
- 81
- -50
- 36
- 28
- Konu Sahibi halesss_97
- #1
İki senedir bu forumda yazıyorum. Normalde hiçbir şekilde varlığından haberdar olmadığım bu siteye Google'ın azizliği ile denk gelmiştim, okuduğum yorumlar beni öfke ile doldurmuştu. İlk post'umda bu ilk ve son yazım olacak demiştim ama iki senedir yazıyorum. Demek o zaman da kader planı devredeymiş ama ben fark edememişim.
Yaşım 26. Çöp torbası denilebilecek yapıda bir canlıyım. Nerede işe yaramaz, kötü, toplumca sevilmeyen özellik varsa benim içime atılmış sanki. Fiziksel engellilik hariç diğer tüm noksanlıklara sahibim. İç ve dış dünyam çok fakir. Hayatta tek bir arkadaşım olmadı, tek bir gün olsun normal insanlar gibi yaşayamadım. Daima ikinci sınıf, ezik bir tip oldum. İç dünyam da yer yer narsistik yer yer ızdırap çeken travmatik anılarla dolu. Neredeyse her gün aynı şeyleri düşünüyorum.
Almadığım psikiyatrik tedavi, kullanmadığım teknik, araştırmadığım metod, sormadığım soru kalmadı. Ancak bir milim dahi ilerleme kaydedemedim. En sonunda kadere teslim olmaya karar verdim. "Amor fati" deyip kara yazgıma teslim olmak istiyorum. Ben buyum maalesef. Toplumun paspasıyım. Ve de iddia ediyorum ki bu benim suçum değil. Kaderim bu benim. Bataklık gibi. Çırpınırsam daha hızlı batacağım, çırpınmazsam da batacağım.
Defalarca daha iyi bir hayat için harekete geçtim, denemeler yaptım ama hepsine başarısızlığa uğradım. En son sokakta kolları olmayan bir genci gördüğümde bir şeyler dank etti. O çocuk ne kadar çabalarsa çabalasın kaderinin kendine biçtiği kılıftan kurtulabilir miydi? Maalesef hayır. Kaderciliğin acı gerçeğini o zaman kabul ettim ilk kez. O zamandan beri de teslim olmaya çalışıyorum.
Bu gereksiz ve değersiz yaşantımı artık devam ettirmek istemesem de sonlandıramıyorum da. Dediğim gibi bu da kader. Kader, benim hayatın içinde kapana kısılmamı emretmiş bir kere. Bundan kurtuluş yok, buna inanıyorum.
Sormak istediğim soru şu: Siz kadere inanıyor musunuz, inanıyorsanız kaderinize nasıl boyun eğiyorsunuz?
Yaşım 26. Çöp torbası denilebilecek yapıda bir canlıyım. Nerede işe yaramaz, kötü, toplumca sevilmeyen özellik varsa benim içime atılmış sanki. Fiziksel engellilik hariç diğer tüm noksanlıklara sahibim. İç ve dış dünyam çok fakir. Hayatta tek bir arkadaşım olmadı, tek bir gün olsun normal insanlar gibi yaşayamadım. Daima ikinci sınıf, ezik bir tip oldum. İç dünyam da yer yer narsistik yer yer ızdırap çeken travmatik anılarla dolu. Neredeyse her gün aynı şeyleri düşünüyorum.
Almadığım psikiyatrik tedavi, kullanmadığım teknik, araştırmadığım metod, sormadığım soru kalmadı. Ancak bir milim dahi ilerleme kaydedemedim. En sonunda kadere teslim olmaya karar verdim. "Amor fati" deyip kara yazgıma teslim olmak istiyorum. Ben buyum maalesef. Toplumun paspasıyım. Ve de iddia ediyorum ki bu benim suçum değil. Kaderim bu benim. Bataklık gibi. Çırpınırsam daha hızlı batacağım, çırpınmazsam da batacağım.
Defalarca daha iyi bir hayat için harekete geçtim, denemeler yaptım ama hepsine başarısızlığa uğradım. En son sokakta kolları olmayan bir genci gördüğümde bir şeyler dank etti. O çocuk ne kadar çabalarsa çabalasın kaderinin kendine biçtiği kılıftan kurtulabilir miydi? Maalesef hayır. Kaderciliğin acı gerçeğini o zaman kabul ettim ilk kez. O zamandan beri de teslim olmaya çalışıyorum.
Bu gereksiz ve değersiz yaşantımı artık devam ettirmek istemesem de sonlandıramıyorum da. Dediğim gibi bu da kader. Kader, benim hayatın içinde kapana kısılmamı emretmiş bir kere. Bundan kurtuluş yok, buna inanıyorum.
Sormak istediğim soru şu: Siz kadere inanıyor musunuz, inanıyorsanız kaderinize nasıl boyun eğiyorsunuz?