Bazı hanımların yazdıgı cevaplara şok oldum. Bencillik, gerçekten ortada bir acı olmadığı gibi ithamlar konu sahibine yöneltilmiş. İnsanlar yasamış olduğu mental hasardan ötürü yanlış şeylere tutunabilirler. Konu sahibi çocuğa tutunmuş. Bu onun bencil veya gerçektem acı çekmediğini göstermez. Kınarken, yargılarken bu "korkusuzluk "çok korkutucu. Konu sahibiyle aynı hayatı yaşadıktan sonra, aynı aile ortamında büyüyüp aynı buhranları yaşayıp onun yürüdüğü yolların benzerini yürümüşseniz belki bir yargıda bulunabilirsiniz fakat burda da kişilik farkı ortaya çıkıyor. Herkes yaşadıklarından ders çıkaracak psikolojik güce sahip olamayabilir çünkü. Zaten dediğim tarzda suçlayıcı konuşan hanımlarımızın yorumlarını goruyorum başka konularda. Kimse acı çekmemiş degildir fakat tuzlarının daha kuru olduğu belli :) Sevgili konu sahibi size gelince diyebileceğim tek şey iş yerindeki o adamdan uzak durmanız. Eşinizle olan evliliğiniz için de kendinizi 50-55 yaşlarında hayal edin. Çocuğunuz artık büyümüş, yuvadan uzaklaşmış olacak. Ve bu gerçekleştiginde siz yine eşinizle başbaşa kalacaksınız. Aynı tahammüle sahip olabilecek misiniz? Benim annem yıllarca bizi büyütürken babamın kötülüklerine sonsuz bir sabır gösterdi. Hep bizle kendini teselli etti, bize duyduğu sevgiyle kafayı boşalttı. Ama ne zamanki büyüdükce evden uzaklaşmaya başladık, işte o zaman annem iyice sinir hastası olmaya başladım tahammül 0. Halbuki eskiden daha zor şeyler yaşardı ama o zaman gösterdiği sabırdan şimdi eser yok. Tum bu dediklerimi düşünüp tartın. Hakkınızda hayırlının iyisi neyse o olsun inşallah.