- 2 Temmuz 2013
- 16.448
- 12.841
- Konu Sahibi Novamber wind
- #1
GÜNEŞE KÜSMÜŞ ÇOCUK..
Uyan çocuk..
Kaçıncı rüyaya yumdun gözlerini
Bu yalancı dünyanın kan feraceli baharında?
Saf değil düşlerin kadar, gözleri açık gördüğün kâbuslar.
Uyanmayla başlıyor kalbin ritimsiz vuruşu
Unutulmuş bir sızının, yeniden alev oluşu.
Uyan Kaldır kirpiklerinin düş yükünü; battı Güneş
Yüzüyor yıldızlar yalnızlığına.
Gün, karanlık
Kalk çocuk
Kapat artık pencerenin sızdıran çatlaklığını.
Dönmeyecek kırık kafesine;
Büyük mağrur hayallere yem oldu hayallerin!
Sen, yeni ümitler burcunda izle ufukların kızıl rüzgârlarını.
Türkünü söyle gözlerin hissetmez sağırlığına
Haykır, karanlığın siyah rengine gülümseyen hilâle.
Melal bakışlarınla çizme tavanı
Kalk, yıka gözlerinin masal rengini!
Gel çocuk
Ayak izlerime basma; düşersin suskunluğuma
Tut! Bileklerime kelepçele ellerini
Duy, kanın nabza dönüşündeki çaresiz iniltiyi.
Ve yeniden sor bana aşkın ne olduğunu,
Yeniden sor şu kayan yıldızın hangi uykusuz yüreğe düştüğünü,
Yeniden sor, neden insanların en çok yorgan altında üşüdüğünü,
Kelebeklerin niçin geceyi yarasalara bırakıp gittiğini,
İçimizdeki sevinçlerin neden ansızın bittiğini
Yeniden sor
Yeniden!
Bak çocuk
Doğuyor Güneş, karanlığın en gebe yanından.
Kapatma gözlerini!
Birazdan, yüzünden gecenin dudaklarını çekip
Öpecek buz tutan bakışlarından.
Küskünlüğün dökülürken ayak uçlarına
Gözyaşlarını kurutacak kızıl parmaklarıyla.
Al çocuk
Tut güneşin ipinden.
Götür, her gittiğin gölgesi üşüyen geceye.
Dağıt karanlıkları yetim sözler üstünden
Işık tut âmâ yüreklerin hüzünlü yamacına.
Kirpiklerine asılırken düş yükü
Senin için saklayacak Güneşi dağlar,
Bir sonraki sabaha..
Uyu çocuk
Gündüzlere değil, gecelere yum gözlerini.
Giydir hayallerinin masumluğunu, rüyalarına
Ve sonra
Yeniden sor,
Neden insanların en çok yorgan altında üşüdüğünü
Kelebeklerin niçin geceyi yarasalara bırakıp gittiğini
İçimizdeki sevinçlerin neden ansızın bittiğini
Yeniden..
Çocuk..
Uyu..
Çocuk..
Kadim Dolunay (Fasl-ı Aşktan)
Uyan çocuk..
Kaçıncı rüyaya yumdun gözlerini
Bu yalancı dünyanın kan feraceli baharında?
Saf değil düşlerin kadar, gözleri açık gördüğün kâbuslar.
Uyanmayla başlıyor kalbin ritimsiz vuruşu
Unutulmuş bir sızının, yeniden alev oluşu.
Uyan Kaldır kirpiklerinin düş yükünü; battı Güneş
Yüzüyor yıldızlar yalnızlığına.
Gün, karanlık
Kalk çocuk
Kapat artık pencerenin sızdıran çatlaklığını.
Dönmeyecek kırık kafesine;
Büyük mağrur hayallere yem oldu hayallerin!
Sen, yeni ümitler burcunda izle ufukların kızıl rüzgârlarını.
Türkünü söyle gözlerin hissetmez sağırlığına
Haykır, karanlığın siyah rengine gülümseyen hilâle.
Melal bakışlarınla çizme tavanı
Kalk, yıka gözlerinin masal rengini!
Gel çocuk
Ayak izlerime basma; düşersin suskunluğuma
Tut! Bileklerime kelepçele ellerini
Duy, kanın nabza dönüşündeki çaresiz iniltiyi.
Ve yeniden sor bana aşkın ne olduğunu,
Yeniden sor şu kayan yıldızın hangi uykusuz yüreğe düştüğünü,
Yeniden sor, neden insanların en çok yorgan altında üşüdüğünü,
Kelebeklerin niçin geceyi yarasalara bırakıp gittiğini,
İçimizdeki sevinçlerin neden ansızın bittiğini
Yeniden sor
Yeniden!
Bak çocuk
Doğuyor Güneş, karanlığın en gebe yanından.
Kapatma gözlerini!
Birazdan, yüzünden gecenin dudaklarını çekip
Öpecek buz tutan bakışlarından.
Küskünlüğün dökülürken ayak uçlarına
Gözyaşlarını kurutacak kızıl parmaklarıyla.
Al çocuk
Tut güneşin ipinden.
Götür, her gittiğin gölgesi üşüyen geceye.
Dağıt karanlıkları yetim sözler üstünden
Işık tut âmâ yüreklerin hüzünlü yamacına.
Kirpiklerine asılırken düş yükü
Senin için saklayacak Güneşi dağlar,
Bir sonraki sabaha..
Uyu çocuk
Gündüzlere değil, gecelere yum gözlerini.
Giydir hayallerinin masumluğunu, rüyalarına
Ve sonra
Yeniden sor,
Neden insanların en çok yorgan altında üşüdüğünü
Kelebeklerin niçin geceyi yarasalara bırakıp gittiğini
İçimizdeki sevinçlerin neden ansızın bittiğini
Yeniden..
Çocuk..
Uyu..
Çocuk..
Kadim Dolunay (Fasl-ı Aşktan)
Son düzenleme: