Kadın olmak...
Doğduğunda "erkek" olmadığı için üzülmek, annesine de "bir erkek doğuramadın" demek, (sanki hangi cins olduğunu kadın belirliyormuş gibi)
Okula gönderilmemek zira "kız kısmı okumaz", evde erkek kardeş veya ağabey varsa onun hizmetine koşmak, (çünkü "kız" ev işi yapmakla mükellef ona bu görev verilmiş "yapmak zorunda(!)")
Regl olduğunda utanmak, marketten ped alırken çekinmek, tacize/tecavüze uğradığında susturulan ama yine de herşeye rağmen suçlu bulunan olmak,
Zorla başı kapatılan olmak, konuşmaya hakkı olmayıp sadece erkeklerin kendisi hakkında verdiği kararları uygulamak durumunda bırakılmak,
Bekarken babasının evlenince de kocasının dizinin dibinden ayrılmamak,
Çocuk doğurmak, koca nazı çekmek, ev işi yapmak, (ha fırsat bulursa kariyer de yapabilir tabii)
Eleştirilmek, aşağılanmak, dövülmek ve herşeye boyun eğmek,
Bekareti, kürtajı ve bedeni hakkında söz sahibi olmamak,
Erkeklerin yanında ikinci planda durmak...
Bu örnekler uzatılabilir tabii ben aklıma gelenleri yazdım ama toplumumuzda kadına atfedilen şeyler maalesef hep olumsuz. Aslında çocuk yetiştiren de kadın ama bazı "gelenek/görenek/adet/görgü/kural"ları öyle kanıksamışız ki anadan atadan görülenleri aynen çocuklarımıza öğretiyoruz. Okumak, araştırmak, öğrenmek, sormak, sorgulamak, düşünmek, merak etmek maalesef ki toplumumuzda çok az. Aslında ben bu dedikodu olayının (yani hangi komşu nereden geliyor, kimin kızı/oğlu hangi okulu kazanmış, kim ne maaş alıyor vs gibi merakın) boşluktan olduğuna inanıyorum. Onun yerini dolduracak şeyleri kadınlarımızın bilmemesinden, farkında olamamasından, öğretilemediğinden olduğunu düşünüyorum.
Erkeği de yetiştiren kadın diyoruz tamam ama o kadını da maalesef ki anneden çok toplum yetiştiriyor. Eksiğinin idrakinde değil, o da annesinden gördüğü gibi yetiştiriyor çocuklarını... Bir söz vardır, kimin söylediğini anımsamıyorum şu an : "Bir erkek yetiştirirseniz bir insan yetiştirirsiniz ama bir kadın yetiştirirseniz bir toplum yetiştirmiş olursunuz" diye. Burada eğitimci arkadaşlarımız yazmışlar aslında sizlere de çok iş düşüyor arkadaşlar, öğrencilerinizi yetiştirirken de yetişkin kadın eğitimlerindeki görevlerinizle de... Tabii bu görev sadece eğitimcilerin değil hepimizin görevi, bir arkadaşımızın davranışının yanlış olduğunu ona nedenleriyle göstererek olabilir, ufak bir tavsiyeyle olabilir, örnek göstererek olabilir. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demek yerine elini taşın altına koymak gerek.
Bugün Orkid'in yayınlamış olduğu sosyal deneyi ben de izledim ve çok beğendim. Kadın olmak korkmak değil kadın olmak kendin olmak, varlığını göstermek demek ve bu gerçekten çok hoşuma gitti.
Biliyorum uzun oldu ama bir şey daha geldi aklıma. Aslında biz bu konuda kadın olmayı konuşuyoruz ama aslında işin özü, "insan" olabilmekte. İnsana sadece insan olduğu için saygı duyabilsek, bir çok problemin kaynağına inmiş ve çözüme ulaşabileceğimize inanıyorum. Hala öğrenmekte olan bir birey, bir kadın olarak elimden geldiğince bunu kendi hayatımda yapmaya çalışıyorum, hem de "kadın başına" yalnız yaşayarak ve erkeklerle iç içe çalışması gereken biri olarak... İş arkadaşlarımla hatta bu konuda da konuşmuştuk onlara göre kadın ikinci sınıf vatandaşmış(!) kadınları nasıl eleştirdiler bilseniz ama ben buna karşılık kadın ve erkeğin kanunen de dinen de eşit olduğunu ve onlar ne derse desin onlara aynı haklara sahip olduğumu söyledim. "Sen bu kafayla evlenemezsin" dediler

Evlenememek gibi bir kaygımın olmadığını söylediğimde hepsi dağıldı