- 10 Ağustos 2009
- 26.100
- 18.286
www.aa.com.tr/tr/yasam/457134--kadinlar-siddet-mahkKadınlar ''şiddet mahkemesi''
www.aa
28 Ocak 2015 11:56 (Son
güncelleme 28 Ocak 2015 12:13)
Kadınlar, sadece şiddet vakalarını
derinlemesine inceleyecek,
kadına yönelik şiddete ilişkin
özel ihtisas mahkemelerinin
oluşturulmasını istedi.
ANKARA - HANDE İLBEYİ CANCA
Kadın ve Demokrasi Derneği
(KADEM) tarafından düzenlenen ve
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
bürokratları ile çok sayıda sivil
toplum kuruluşu ve akademisyenin
katıldığı ''Kadına Yönelik Şiddet ve
Aile İçi Şiddetin Önlenmesinde
İstanbul Sözleşmesi Çalıştayı''nın
sonuç raporu hazırlandı.
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı
Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun
ile ilgili değerlendirme ve önerilerin
yer aldığı raporda, kanunda
cumhuriyet savcılıklarının talep ve
tedbir kararı verecek merciler
arasında yer almamasının bir
eksiklik olduğu belirtildi. Suç teşkil
eden bir fiilde cumhuriyet
savcılarının da tedbir kararı
verebilmesinin gerekliliğine işaret
edildi.
Kanun kapsamında korunan kişinin
çocuğuna tanınan kreş imkanının
sınırlandırılmasının uygun olmadığı
ifade edilerek, sınırlamada tek
ölçütün asgari ücret olması
gerektiği, asgari ücret ve altında
ücret alanlara koşulsuz kreşten
yararlanma imkanının tanınması
istendi.
Koruyucu tedbir kararının yalnızca
kişinin evli olması durumunda
verilmesinin yeterli olmadığı, imam
nikahlı veya birlikte yaşayanların
bu tedbir kararından
yararlandırılmamasının kanunun
amacı ile örtüşmediği kaydedildi.
''Mağdurdan belge getirmesi
istenmesin''
Kanunda şiddete uğrayan ve
uğrama tehlikesi bulunan ve çeşitli
kurumlara başvuran kurumlara
''uzlaştırma ve arabuluculuk''
önerilemeyeceğinin kanunda açıkça
yer almadığı ve bunun eksiklik
olduğu ifade edildi.
Raporda, konuyla ilgili kanun ve
yönetmeliklerde bazı
düzenlemelere gidilmesi gerektiği
belirtildi.
''Adli Yardım'' konusunda ilgili
kanunlarda yapılacak değişiklikle,
şiddet mağdurunun ilgili
kurumlardan belge getirmesinin
istenmesinden vazgeçilmesi
gerektiği ifade edilerek, kadın ve
çocuklara uygulanan şiddet ile ilgili
''özel bir yasal düzenleme''
yapılması önerisinde bulunuldu.
Raporda, ''Cinsel taciz ve cinsel
istismar suçlarının faillerinin
cezalarının ertelenmesi yahut
tutuksuz yargılanarak toplumda
infiale sebebiyet verilmesi gibi
durumlar dikkate alınarak, failin
rehabilite edilmeden tekrar toplum
içerisine dönerek tehlike
oluşturmaya devam etmesinin
engellenmesi için gerekli
düzenlemeler yapılmalıdır''
ifadesine yer verildi.
''Fail ön plana çıkartılmalı''
Şiddetin henüz başlamadan
önlenmesi için toplumsal
farkındalık çalışmalarına ağırlık
verilmesi gerektiğinin altı çizilerek,
evlilik öncesi ile anne ve baba
eğitim seminerlerinin
yaygınlaştırılması ve ücretsiz hale
getirilmesi gerektiği belirtildi.
Şiddet haberlerinde, şiddet
mağduruna odaklanılması yerine
failin ön plana çıkartılmasının
sağlanması, aksi duruma cezai
müeyyide getirilmesi gerektiği öne
sürülerek, şunlar kaydedildi:
''Emniyet Genel Müdürlüğündeki bir
birimin, dizileri izlemek suretiyle
trafik kurallarına uyulmaması
halinde dizi yapımcılarına uyarı
göndermesi şeklindeki çalışması,
Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığınca da modellenmelidir.
Medya, özellikle izlenme oranı
yüksek diziler, kadına karşı şiddet
ve ayrımcılık konusunda ayrı bir
ekip tarafından izlenmelidir.''
Gerçekleşen şiddet değil yargılama
sonunda şiddet faillerine ve cinsel
saldırı faillerine verilen cezalar
konusunda kamuoyunun
bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat
çekilerek, şiddetle mücadele
konusunda toplumsal farkındalık
oluşturacak dizilere sponsor
olunması, olumlu örneklerin
ödüllendirilmesi önerileri getirildi.
''Kadına Yönelik Şiddet birimi
kurulmalı''
Şiddet mağduru kadınların,
yaşadıkları her şiddet olayının
sonunda farklı kurum ve
kuruluşlara gitmesi ve her
defasında farklı kişilere
yaşadıklarını anlatması yerine kişi
odaklı çalışmaların yapılmasının
önemine işaret edilerek, aile
mahkemelerinin iş yükü dikkate
alınarak, sadece şiddet vakalarını
derinlemesine inceleyecek kadına
yönelik şiddete ilişkin ''özel ihtisas
mahkemeleri''nin oluşturulması
önerildi.
''Şiddet mahkemeleri''nde hakim,
savcı, sosyal araştırmacı, psikolog,
pedagog gibi uzman kadroların
atanması gerektiği ifade edildi.
Mağdurun korunması ile birlikte bu
tedbiri destekleyici surette şiddet
failinin etkin ve hızlı bir şekilde
cezalandırılmasının önemine dikkat
çekilerek, kadına yönelik şiddete
ilşkin özel ceza infaz sistemi
getirilmesi gerektiğine, koruyucu
tedbir kararları verilmesi
aşamasında işlenen suçlarda
şiddete başvuran kişiler için
denetimli serbestlik, erteleme,
paraya çevirme gibi yöntemlere
başvurulmamasının
engellenmesine vurgu yapıldı.
Tedbir talebi ile başvuru yapan
veya boşanma davası devam eden
tarafların, psikolojik destek
alm
www.aa
28 Ocak 2015 11:56 (Son
güncelleme 28 Ocak 2015 12:13)
Kadınlar, sadece şiddet vakalarını
derinlemesine inceleyecek,
kadına yönelik şiddete ilişkin
özel ihtisas mahkemelerinin
oluşturulmasını istedi.
ANKARA - HANDE İLBEYİ CANCA
Kadın ve Demokrasi Derneği
(KADEM) tarafından düzenlenen ve
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
bürokratları ile çok sayıda sivil
toplum kuruluşu ve akademisyenin
katıldığı ''Kadına Yönelik Şiddet ve
Aile İçi Şiddetin Önlenmesinde
İstanbul Sözleşmesi Çalıştayı''nın
sonuç raporu hazırlandı.
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı
Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun
ile ilgili değerlendirme ve önerilerin
yer aldığı raporda, kanunda
cumhuriyet savcılıklarının talep ve
tedbir kararı verecek merciler
arasında yer almamasının bir
eksiklik olduğu belirtildi. Suç teşkil
eden bir fiilde cumhuriyet
savcılarının da tedbir kararı
verebilmesinin gerekliliğine işaret
edildi.
Kanun kapsamında korunan kişinin
çocuğuna tanınan kreş imkanının
sınırlandırılmasının uygun olmadığı
ifade edilerek, sınırlamada tek
ölçütün asgari ücret olması
gerektiği, asgari ücret ve altında
ücret alanlara koşulsuz kreşten
yararlanma imkanının tanınması
istendi.
Koruyucu tedbir kararının yalnızca
kişinin evli olması durumunda
verilmesinin yeterli olmadığı, imam
nikahlı veya birlikte yaşayanların
bu tedbir kararından
yararlandırılmamasının kanunun
amacı ile örtüşmediği kaydedildi.
''Mağdurdan belge getirmesi
istenmesin''
Kanunda şiddete uğrayan ve
uğrama tehlikesi bulunan ve çeşitli
kurumlara başvuran kurumlara
''uzlaştırma ve arabuluculuk''
önerilemeyeceğinin kanunda açıkça
yer almadığı ve bunun eksiklik
olduğu ifade edildi.
Raporda, konuyla ilgili kanun ve
yönetmeliklerde bazı
düzenlemelere gidilmesi gerektiği
belirtildi.
''Adli Yardım'' konusunda ilgili
kanunlarda yapılacak değişiklikle,
şiddet mağdurunun ilgili
kurumlardan belge getirmesinin
istenmesinden vazgeçilmesi
gerektiği ifade edilerek, kadın ve
çocuklara uygulanan şiddet ile ilgili
''özel bir yasal düzenleme''
yapılması önerisinde bulunuldu.
Raporda, ''Cinsel taciz ve cinsel
istismar suçlarının faillerinin
cezalarının ertelenmesi yahut
tutuksuz yargılanarak toplumda
infiale sebebiyet verilmesi gibi
durumlar dikkate alınarak, failin
rehabilite edilmeden tekrar toplum
içerisine dönerek tehlike
oluşturmaya devam etmesinin
engellenmesi için gerekli
düzenlemeler yapılmalıdır''
ifadesine yer verildi.
''Fail ön plana çıkartılmalı''
Şiddetin henüz başlamadan
önlenmesi için toplumsal
farkındalık çalışmalarına ağırlık
verilmesi gerektiğinin altı çizilerek,
evlilik öncesi ile anne ve baba
eğitim seminerlerinin
yaygınlaştırılması ve ücretsiz hale
getirilmesi gerektiği belirtildi.
Şiddet haberlerinde, şiddet
mağduruna odaklanılması yerine
failin ön plana çıkartılmasının
sağlanması, aksi duruma cezai
müeyyide getirilmesi gerektiği öne
sürülerek, şunlar kaydedildi:
''Emniyet Genel Müdürlüğündeki bir
birimin, dizileri izlemek suretiyle
trafik kurallarına uyulmaması
halinde dizi yapımcılarına uyarı
göndermesi şeklindeki çalışması,
Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığınca da modellenmelidir.
Medya, özellikle izlenme oranı
yüksek diziler, kadına karşı şiddet
ve ayrımcılık konusunda ayrı bir
ekip tarafından izlenmelidir.''
Gerçekleşen şiddet değil yargılama
sonunda şiddet faillerine ve cinsel
saldırı faillerine verilen cezalar
konusunda kamuoyunun
bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat
çekilerek, şiddetle mücadele
konusunda toplumsal farkındalık
oluşturacak dizilere sponsor
olunması, olumlu örneklerin
ödüllendirilmesi önerileri getirildi.
''Kadına Yönelik Şiddet birimi
kurulmalı''
Şiddet mağduru kadınların,
yaşadıkları her şiddet olayının
sonunda farklı kurum ve
kuruluşlara gitmesi ve her
defasında farklı kişilere
yaşadıklarını anlatması yerine kişi
odaklı çalışmaların yapılmasının
önemine işaret edilerek, aile
mahkemelerinin iş yükü dikkate
alınarak, sadece şiddet vakalarını
derinlemesine inceleyecek kadına
yönelik şiddete ilişkin ''özel ihtisas
mahkemeleri''nin oluşturulması
önerildi.
''Şiddet mahkemeleri''nde hakim,
savcı, sosyal araştırmacı, psikolog,
pedagog gibi uzman kadroların
atanması gerektiği ifade edildi.
Mağdurun korunması ile birlikte bu
tedbiri destekleyici surette şiddet
failinin etkin ve hızlı bir şekilde
cezalandırılmasının önemine dikkat
çekilerek, kadına yönelik şiddete
ilşkin özel ceza infaz sistemi
getirilmesi gerektiğine, koruyucu
tedbir kararları verilmesi
aşamasında işlenen suçlarda
şiddete başvuran kişiler için
denetimli serbestlik, erteleme,
paraya çevirme gibi yöntemlere
başvurulmamasının
engellenmesine vurgu yapıldı.
Tedbir talebi ile başvuru yapan
veya boşanma davası devam eden
tarafların, psikolojik destek
alm