Kadınların Sinsi Düşmanı; PCOS

Bilge1

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
22 Mart 2010
74
0
Doğurganlık çağındaki kadınlarda görülen ve adet düzensizliğinden kısırlığa kadar ciddi problemlere yol açan Polikistik Over Sendromu, insulin seviyelerinin artmasına bağlı olarak meydana gelen hormonal düzensizlikler sonucu oluşan ciddi bir hastalıktır. Düzensiz adet görme veya hiç adet görmeme ve yükselmiş serum testesteron ve androstenedione (erkeklik hormonları) seviyelerinin ölçümü ile teşhis edilir.

Op. Dr. Enver Kurt

Kadın Hastalıkları, Doğum Uzmanı

Sağlık ve Yaşam Dergisine Hoşgeldiniz. Alıntıdır

-Toplumda görülme sıklığı nedir?
Polikistik over sendromu, üreme çağındaki kadınlarda en sık karşılan problemdir. Üreme çağında, yani 13 - 50 yaşları arasında kadınların yarısı, her 10 kadından 1-2�si bu sendromdan etkilenmektedir.

-Belirtileri nelerdir? Nasıl teşhis konur?
Sendromun genel belirtileri; adet düzensizliği (yılda 6 veya daha az adet) ve kanda testosteron yüksekliği ve tüylenmede artma, sivilcelenme şikayetleridir. Bu hastalığın tipik görüntüsü ultrasonda yumurta etrafında inci tanesi gibi dizilmiş küçük kistlerdir. Her zaman �inci tanesi� gibi tanımlanan yumurtalık kistlerinin görünmesi de şart değildir. Yumurtalık kistleri görünmese de bu belirtilerin olması, hormonal bozukluk olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu hastalarda;
-6 haftadan uzun aralıklarla yılda 8 den az adet görme. Adet süresinde, yoğunluğunda artma veya azalma, sık lekelenme görülür.
-Yumurtalıklarda yumurta taşıyan follikülün gelişimi olur ama olgunlaşıp çatlama (sperm ile buluşacağı kanala aktarılma ) sorun olur. Olgunlaşmamış folliküller kistleri oluşturur.
-Yumurtlama güçlüğüne bağlı olarak gebe kalmama yani kısırlık sözkonusu olur.-Yumurtalıkta kistik görünüm vardır. Kistlerin ultrasonda inci kolye gibi dizili görüntüsü tipiktir.
-Büyümüş yumurtalıklar genellikle normalden 1.5 - 3 kez büyüktür.
-Kronik bel ağrısı 6 aydan uzun sürer.
-Bel ve kalçada yağ birikimine bağlı erkeklere özgü elma tipi kilo fazlalığı sözkonusudur.
-İnsulin direnci, hiperinsulinemi, şeker hastalığı görülür. Vücudun insülini etkin bir şekilde kullanamaması, insülin salgılanmasında artışa neden olur.
-Dislipidemi (kan yağlarında yükselme), LDL (kolesterolde yükselme) ve HDL (kolesterolde azalma), trigliserid mikarında artış görülür.
-Hipertansiyon gündeme gelir. Tansiyonun 140/90 üzeri ölçülmesi önemli bir belirtidir.
-Hirsutism (aşırı tüylenme). Yüz, göğüs, karın, kollar ve bacaklarda belirgin tüylenme olur.
-Alopesi (erkek tipi saç dökülmesi ve kellik)
-Akne, yağlı saç ve cilt
-Akanthosis nigrikans (eklem yerlerine yakın ciltte kahverengi siyah koyulaşma). Ense, kollar, göğüs ve bacak araları, el diz ve dirseklerde kadife sertliğinde kabarık cilt değişikliği.
-Deri uzantıları (skin tag) gibi belirtiler görülür.


-Peki genetik mi?
Hastalığın temelinde çok önemli rol oynayan insülin direnci de genetik olarak aktarılabilir. Ailede başka polikistik over hastalığı olan kişilerin bulunması da genetik özelliğinin olduğunu göstermektedir.


-Bu sendrom hormonal bir problem mi, tedavisi nedir?
Polikistik over sendromu, sadece bir hormon bozukluğu değil, aynı zamanda, başta şeker hastalığı olmak üzere, yüksek tansiyon, kalp hastalığı ile beraber görülen metabolik bir hastalıktır. Nedeni tam olarak bilinmediği için, hiç bir başvuru şikayetinde nedene yönelik tedavi yapamamaktayız. Bütün bu artan uzun dönem sağlık risklerinin temelinde insülin direnci yatmaktadır. Çevresel faktör olarak da şişmanlık, şeker hastalığına yakalanma riskini artırmaktadır. Bu risklerin en aza indirgenmesi için; öncelikle; hayat tarzı değişikliği, yani az kalorili diyet ve düzenli egzersiz, ikincisi insülin hassaslaştırıcı ilaç kullanımıdır.

Polikistik over sendromu ve beslenme ilişkisi
Kan şekerinin hızlı yükselmesini engelleyen kişiye özgü beslenme şekli, egzersiz, stresle başa çıkma gibi yaşam biçiminin düzenlenmesi, kilo kontrolü ve insülin etkinliğini iyileştiren ilaçlar ile PCOS tedavi edilebilmektedir.
Tüm PCOS hastalarının % 40�ında obezite yani şişmanlık sorunu vardır..


PCOS�lu kadınlar ne yemeli, ne yememeli?NE YEMELİ?

Karbonhidratlar, günlük kalorinin yüzde 50-60'ını oluşturmalı. Yulaf, kuru baklagiller (özellikle fasulye), meyve ve sebze gibi lifli yiyecekler.
Az yağlı yemekleri tercih etmeli. Katı yağlar yerine zeytinyağı ve diğer bitkisel yağlar.
Süt ve sütlü ürünlerinin light versiyonları seçilmeli.
Şeker ve şekerli besinlerden uzak durulmalı. Şeker yerine tatlandırıcı kullanılmalı.
Meyve suyu değil, meyvenin kendisi, nin kendisi meyve suyundan daha yararlıdır.
Krom, tüm tahıllar, mısırözü yağı, sütlü ürünler, et ve mantarda bulunuyor.
Kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur, kepekli ekmek, elma, armut,light süt ve
yoğurt,makarna gibi glisemik indeksleri düşük olanlar tercih edilmeli.
Fasülye, yaban mersini, brokoli, yulaf, portakal, kabak, somon balığı,
soya, ıspanak, çay, domates, hindi, ceviz ve yoğurt sık tercih edilebilir.
NE YENİLMEMELİ?

Şeker, şekerleme, şekerli tatlılar, bal, reçel, pekmez, bulama,
şıra, boza, marmelat, şurup, dondurma, kremşanti
Hamur işleri, hamur tatlıları, börek, çörek, pasta, kek, kurabiye,
çikolata, jöle, tahin helvası
Yağda kızartılmış, kavrulmuş ve sos ilave edilmiş yiyecekler (et,
sebze, hamur)
Bütün yağlı yiyecekler (yağlı et, kavurma, yağlı balık, yağlı
tavuk, kaymak, krema, mayonez)
Kuruyemişler (belirtilenlerin dışında kalanlar)
Alkollü içecekler, meşrubatlar, hazır meyve suları
Terkibi bilinmeyen hazır gıdalar (hazır çorbalar, bulyonlar-etsuyu
tabletleri vb.)
Hayvansal ve diğer katı yağlar (tereyağı, kuyrukyağı, içyağı,
margarinler)
Sakatatlar (karaciğer, beyin, dil, dalak, yürek, işkembe, paça,
kokoreç)
Hazır satılan diyabetik ürünler (diyabetik reçel, bal, çikolata,
bisküvi vb.)
 
X