"Empati güzeldir" dediğime göre takdir edersiniz ki sizin pencerenizden de bakmayı deneyebilirim: Çok sevmişsiniz, eski günlere dönmeyi umut etmişsiniz, kimbilir kaç gece "yarın her şey eskisi gibi olsa" diyerek uyuyup berbat sabahlara uyanmışsınız... Buraya kadar sizin için de her şey "dayanılmaz"mış...
Sorunuza dönersek "Sevdiğimiz adamın hayatında başka birinin olması canımızı yakmaz mı"... Evet bu "kağıt kesiği"nden beter acıtır, fena bir durumdur ama hayat tv kumandasıyla kanal değiştirmeye benzemiyor ki... Eğer şartlar sizi ayrılığa kadar götürdüyse karşınızdakinin dönmeme, yeni bir hayat kurma ihtimalini yavaş yavaş düşünmeye başlamak gerekiyor... Kolay mı? Elbette değil, hayat zor zaten... Üstüne bir de bu ihtimal gerçekleşir ve "sevdiğiniz adamın yanında" başkası olursa işte her şey o zaman daha kolay olmaya başlar. En azından onun sizi sizin kadar sevmediğini, daha fazla umut beslemeye lüzum kalmadığını görüp "ayrılık acısı"nı yaşarsınız. Bu acının tek çaresi zaman olduğuna göre sevilmediğinizi ne kadar erken kabul ederseniz o kadar erken çıkarsınız aydınlığa...
Özlediğimiz kadar özlenmemek, sevdiğimiz kadar sevilmemek sandığınız kadar kötü bir şey de değil aslında... O kişinin hayatımızdan çıkmasının oluşturduğu boşluğu bizi bizden çok sevecek, gözünden sakınacak birinin gelişi doldurur eğer buna inanırsak... Geçmişe takılmak, "hayatında biri var ama benim ne kadar sevdiğimi anlayacak, dönecek" diye umut etmek hayatınızın "yeni baş rolüne" kapıyı kapatmak olur, haksızlık olur...
Bittiği halde yeniden başlayan ilişki yok mu? Elbette var ama araya 3. şahıslar girdiyse hele o gözünüzden sakındığınız adam hayatında başkası varken hem onunla hem de sizinle yaşadığı her şeye ihanet edip ne ona ne size yol vermezse bu adamı "mideniz kabul eder" mi? Dönüşünü ümit etmeye değecek kadar onurlu bir adam mı bu, bu mu sevdiğiniz adam? Sizin için hayırlı olan nedir bilemezsiniz ama en azından yaptığının çirkin, ilişkisine saygısızlık olduğunu kabul ettiğiniz adamın "sağlam ayakkabı" olmadığını görürsünüz, buna rağmen "olsun, yine de tekrar başlasak" dersiniz... (Düşünsenize belki bu adamla yaşadığınız her şey fragmandı ve "asıl film" ona takılıp kaldığınız için başlayamıyor...) Siz sadece o kıza değil kendinize de haksızlık ediyorsunuz... İşte bu, benim "hırs" sizin "özlem" dediğiniz şey ve umarım bunu atlatırsınız...