Vücut kendi içinde ürettiği ısıyı kendini virüslerden bakterilerden ve diğer zararlı organizmalardan korumak için kullanır. Ateş, vücudun zararlı organizmalara karşı savaşmasının ve terle ciltten atmasının sonucudur. Ateş hastalığı iyileştirmenin ve sağlığı korumanun doğal sürecinin bir parçasıdır. Isı terapisi veya hipertermi ateş yaratarak vücudun bu doğal sürecini tetiklemeyi amaçlar. Doğal hipertermi, vücudun normal ısısı olan 37’nin üstüne çıkmasıyla olur. Vücut ısısındaki artış birçok fizyolojik tepkiyi başlatır. Antikor ve interferon üretimini artırarak bağışıklık sistemini uyarır. Alternatif terapi uygulayıcıları uzun zamandır hipertermiyi detoksun etkili bir parçası olarak kullanmaktadır çünkü böcek öldürücü, PCB ve ilaç kalıntısı gibi yağ dokularında depolanan toksinlerin atılmasını sağlar.
Hiperterminin arkasındaki gerçek basittir: kanser hücrelerini ısıtıp daha kolay öldürmek. Kanseröz doku 40 - 41 derece arasına geldiğinde kanser hücreleri doğrudan öldürülür. Sadece küçük bir sıcaklık artışı çok büyük farklılık yaratabilir. Vücut kendi ısısını düzenleyebildiği için süreç karmaşık olabilir. Vücut ancak belli bir yere kadar ısı artışına katlanır. Daha sonra bunu dengelemek için kan akışı artar. Vücudun bu çabasını tetiklememek için belirli bir tümörü hedef alarak bölgesel ısıtma yapılabilir. Bu da mikrodalga, radyo dalgası ve ultrason kullanarak yapılır. Normal dokuya oranla tümörde kan akışı azdır ve ısı artışını dengeleyerek azaltamaz. Bu yüzden etkilerine daha açıktır.
Duke Üniversitesi Tıp Merkezi’nde hiperterminin yumuşak tümörlü sarkomalarda ve tekrarlayan meme kanserlerinde başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür. Işın terapisinin etkinliğini %30 artırmaktadır. Genellikle yüzeye yakın tümörlerde hipertermi daha başarılı olur. Hipertermi kullanılırsa gereken ışın tedavisi azalabilir, bu da hastaların bağışıklık sisteminin daha güçlü olmasını sağlar.
Araştırmalar göstermiştir ki hipertermi sağlıklı hücreleri koruyacak, kanserli hücreleri ise kemoterapi ve ışın tedavisine daha açık hale getirecek şekilde hücre zarını modifiye etmektedir. Bu yüzden destekleyici bir yöntem olarak hipertermi kullanılabilir. Dr. Frederich Douwes kızılötesi ışınla sistemik hipertermiyi, düşük dozlu kemoterapi, galvanoterapi ve detoks ile beraber kullanarak çeşitli metastazlı kanserlerde çok iyi sonuçlar almaktadır. Hiperterminin bağışıklık sistemini uyardığı, uygulandıktan hemen sonra beyaz kan hücre sayısının azalması ve birkaç saat içinde artmasından görülmektedir. Sayıları arttığı gibi hedef hücreleri öldürme yetenekleri de artar. Güncel bir araştırma tüm vücut hipertermisinin bağışıklık sistemini uyaran bir madde olan interleukin-1 üretimini artırdığını göstermiştir. Artan vücut sıcaklığı iyileşme süreçlerinde pozitif rol oynamaktadır. 36 dereceden 40 dereceye yükselmesi metabolizmayı %30 hızlandırır.
Isı regülasyon sorunları olanlar, çok genç ve çok yaşlı hastalar hipertermiyi kullanmamalıdır. Mikrodalga ısı tedavisi göz etrafındaki dokuları yakabilir ve kalp atış hızını ayarlayan aygıtlar kullananlar tarafından asla kullanılmamalıdır. Bacak ve ayaklarına kan akışı zayıf olan ve his eksikliği olanlar hipertermi kullanmamalıdır çünkü yanık riski artar. Kalp damar hastalığı olanların da dikkatli kullanması gerekmektedir.
Kaynaklar:aiternatif terapi-Onkoklinik