konunuzu okurken çok şaşırdım.şaşkınlığımın nedeni, çok benzer bir hayat yaşamış olmamız.tek fark ben sizden 10 yaş daha büyüğüm ve 30 yıllık evliyim.
yani tecrübe konuşacak.bir kere eşinizin değişeceğini beklerseniz,daha çoook beklersiniz.üstelik o değişmediği için,değişen sürekli siz olursunuz.geçen her yıl size
hem fiziki hem duygusal birçok eksiler katar.bozulan sinirleriniz,yükselen tansiyonunuz,ve daha bir sürü hastalık sahibi olursunuz.siz bu hastalıklar sürecinde o doktor senin,bu
emar merkezi benim diye koştururken eşiniz bu süreci uzaktan seyreder.en önemli operasyonlara bile sizi yalnız göndermekten çekinmez.(ya bir arkadaşınızı ya da
ailenizden birini çağırmanızı söyler).
sadece kötü günde değil,iyi günde de yanınızda yoktur.tatillere,gezilere çoğunlukla yalnız gidersiniz.özel günler asla hatırlanmaz(pardon hatırlanmaz demiyelim,önemsenmez diyelim.)
(çünkü, ben bir kaç kez yüzsüzlük yapıp,o gün doğum günüm olduğunu söylemiştim.o ise bana boş gözlerle bakıp ne iyi ne kötü birşey hiç bir şey söylememişti.)
o kadar yabancılaşırsınız ki,bir müddet sonra siz de onu önemsememeye başlarsınız.kavga bile etmezsiniz.
cemal süreyya nın dediği gibi, bir kadın sizinle tartışıyorsa korkmayın,sizden hala umutludur ve bir şeyleri düzeltmek için mücadele ediyordur.
asıl, bir kadın susmuşsa korkun.kadın susarsa...o kadın sizden gitmiştir,bedeni sizin yanınızda olsa da..