Kararsız ve umutsuz

Eşinizin destek olma çabasına da hayran kaldım gerçekten! Hayır psikologa bile gidiyorsunuz ama bey efendi bunu ciddiye alıp da kendini değiştirmeye çalışmıyor. Çocuklarınız küçünk değil bence ayrılmak için çocuklar sorun olmamalı...Ama 20 yılın boşluğu ve ekonomik tarafını kaldırabilecekseniz, boşanmaya meyilli bir bakış açısıyla düşünmeye devam edebilirsiniz..
Gördüğüm kadarıyla büyük bir mutsuzluk içerisindesiniz ve en büyük hastalıklardan biri de ÜMİTSİZLİKTİR...

bu arada psikoloğa eşimin de geldiği sanılmasın zira ben hamileyken bile doktora tek başına gitmiş bir kadınım
ama hakkını yemeyeyim doğumlara geldi eli boş:5:
 
Eşinizle olan sorununuzla,ailesi ile olan sorunları ayırın bence.
Biz kadınların en büyük hatası bu işte,
eşlerimizi ailelerinden farklı bir birey olarak göremiyoruz.
Ailelerinin hatalarını onlara yüklüyoruz.
Ailelerinin yanlışlarını onların telafi etmelerini bekliyoruz.
Beklemeyin işte,beklentiler devam ettiği sürece mutsuzluklarınız da artacak.
Yok çünkü o beklentilerin karşılığı.
Bazı erkekler böyle malesef,görevlerinin sadece''çalışıp eve para getirmek,
iş-ev arasında ki koşturmacanın dışına çıkmamak''olduğuna,
kadının beklentilerinin evlilikle son bulduğuna inanmışlar.
Yeni jenerasyonla bu tabular yavaş yavaş yıkılsa da,geneli böyle malesef.

ailesinin hangi hatasını ona yükledim ki ben
ayrıca eğer ailesiyle benim ilişkim ona göre belirleniyorsa yani ben istemediğim halde gitmekle yükümlü bırakılıyorsam benim gördüğüm zararları tazmin etmek te ona düşmez mi
ya da zarar görmemi engelleme yükümlülüğü yok mu sizce
 
bu arada psikoloğa eşimin de geldiği sanılmasın zira ben hamileyken bile doktora tek başına gitmiş bir kadınım
ama hakkını yemeyeyim doğumlara geldi eli boş:5:

çok derin bir üzüntü içerisindesiniz, çok kırılmışsınız umarım kararınız sizin için hayırlı olur
 
bu arada tatıl meselesını geçici bir çözüm olması açısından sormadım, uzun bır tatıle cıkarsanız eşinizden ve tum diğer kendınızı sakınmak ıstediğiniz kişilerden uzaklasıp kendınızı dınlersenız daha doğru bır karar alabılecegınızı düşündüm. onsuz oldugunuz bır anda nasıl hıssedıyorsanız ona göre bır yol düşünürdünüz.

anladım ama uzun tatil zor gibi
fakat dediğiniz çok mantıklı imkanları zorlamaya çalışayım bakalım teşekkürler
 
teşekkürler
ama biryerde tıkanıyor insan zorla gitmiyor
ayrıca neden o da sarsılacağını hesaplamayıp ona göre adım atmıyor
ben ne kadar görmezden gelirsem geleyip o bir şekilde gözüme sokuyor
çevreme sorsanız hep neşeli bir insanım ben
neden çünkü hep mutluluk oyunu oynuyorum
yıpranmamak için hastalanmamak için
ama artık gururuma dokunuyor
20 yıldır kendisi için çok çok fazla fedakarlıkta bulunan bir kadına insan bir çift güzel sözü çok görmez
görmemeli
minnettar olduğunu hissettirmeli bana
yanlış anlaşılmasın
kul köle olsun demiyorum asla
sadece ufak bir jest ya da mimik
ben çok küçük şeylerle mutlu olan
kendini kendinin psikoloğu olan bir insanım
beni mutlu etmek hiç zor değil
bunu da bildiği halde hiç gayret göstermemesi beni yaralıyor
hem de çok
bencilliğin bu kadarı da fazla

söylediklerinizde haklı olsanız bile bunun ilişkinize ya da sizin hayatınıza bir getirisi yok. evet, fedakarlıklar yaptınız eşinizde buna karşılık nankörlük yaptı ama bu sizin ilişkiden tamamen vazgeçmeniz için bir sebep değildir. bunun yerine...

---bu kadar çok fedakarlık etmeyi bırakır kendi hayatınıza, amaçlarınıza odaklanabilir
---''eşim bana sevgi, saygı, ilgi göstermeli'' düşünceleri üzerinde tekrar düşünür (kimse kimseye bunları göstermek zorunda değildir, karşılığında tamamen iyilik görse bile. evet, ilişkiler açısından karşılık bekleriz fakat bu karşılıklar, düşüncede kalır sadece. gerçekleşmesi için iki taraflı uzun çalışmalar gereklidir...eşiniz de sizde bunu tek başınıza belli kalıplarla aşamazsınız, birinin size yol göstermesi lazım....)
---herkes sevgisini, minnettarlığını farklı gösterir. özellikle erkekler bunu ifade etmekten ziyade, birşeyler yaparak gösterir. bu anlamda eşinizi kabul edebiliyor musunuz? onun sevgisini gösterme tarzını kabul ediyor musunuz yoksa illede size istediğinizi vermediği için onu bencil olarak mı nitelendiriyorsunuz. birine birşeyleri zorla yaptırmaya çalışmak ters teper. eşinize de bu anlamda sevgisini minnetini zorla göstertemezsiniz. siz bunu talep ettikçe o bunu yapmamakta daha fazla direnir. insan doğası gereği, baskıyla olan şeye direnir. onu olduğu gibi, sevgisini gösterme tarzıyla kabul edin...
---eşinize ''bencil'' demek, onu karşı kutba itmek ve öfke dolu duygular beslemek sizi ilişkide daha da zıtlaştırır. birine bu tarz bir etiket yapıştırdığınızda onu duygusal olarak kendinizden uzaklaştırmış ve bir kalıba sokmuş olursunuz. oysa hepimiz iyi, kötü, nötr duyguları taşıyan kompleks insanlarız. salt bir etiket vurulamaz bu anlamda... ayrıca bencil diyerek onu kötülemiş kendinizi de iyiden iyiye haklı ve çaresiz bir konuma sokmuş olursunuz. bu da sizi daha fazla öfkelendirip üzmeye yol açar... bilinçaltınıza eşinizle ilgili sürekli böyle olumsuz mesajlar gönderirseniz elbette evliliğin bitişini bir kurtuluş olarak görürsünüz...

düşünceleriniz açısından söyleyecek çok şey var ama nöbete kaldım bugün ve çok yorgunum. şimdilik bu kadar kafi sanırım. inşallah evliliğiniz ve hayatınız açısından birşeyleri istediğiniz gibi yola koyarsınız.
 
Hmm iste buraya katilmiyorum, her insanin kendi kendine halledemeyecegi
sorunlari olabilir.
Sizin gibi kendi kendimin psikologu olurum diyen ama sonunda orta derecede
depresyon oldugu anlasilan bir tanidigim vardi.
Psikolog etrafinizda kimseyle konusamadiginiz seyleri rahatca paylasabileceginiz
iyi bir sirdas. Eger bosanabilecek cesareti bulmak istiyorsaniz önce ruhunuzu güclendirmelisiniz.
Omuzundaki yükü biriyle paylasmalisiniz.

Bazi seylere hayir demeyi ögrenmelisiniz mesela.
Cünkü türk kadini fedakarlik adi altinda kendini cok ezer ve bunu yillar sonra anladiginda
hersey icin gec olmustur.

Daha ne diyebilirim ki?

Hayat sizin hayatiniz, derdinizi yazip gecici bir rahatlik yasadiktan sonra kaldiginiz yerden
devam edebilirsinizde, birseyleri degistirebilirsinizde.

Ne demisler: " ya toz dumana katarsin ya da tozu dumani yutarsin."

sağolun ama psikoloğa gittim zaten birkaç defa
kendi kendimin psikoloğuyum derken her şeyi kafama takmam büyütmem anlamında söyledim
aramızdaki sorun benim kendimi ezdirmemem zaten
haksızlığa asla gelmeyen bir yapım var
ve birçok şeye hayır demem eşimin bana baskın gelme çabasına yolaçıyor
gerçi hayır desem ne oluyor ki hem dırdırcı ve isyankar bir kadın oluyorum hem de sonuçta onun dediği oluyor bir şekilde
 
söylediklerinizde haklı olsanız bile bunun ilişkinize ya da sizin hayatınıza bir getirisi yok. evet, fedakarlıklar yaptınız eşinizde buna karşılık nankörlük yaptı ama bu sizin ilişkiden tamamen vazgeçmeniz için bir sebep değildir. bunun yerine...

---bu kadar çok fedakarlık etmeyi bırakır kendi hayatınıza, amaçlarınıza odaklanabilir
---''eşim bana sevgi, saygı, ilgi göstermeli'' düşünceleri üzerinde tekrar düşünür (kimse kimseye bunları göstermek zorunda değildir, karşılığında tamamen iyilik görse bile. evet, ilişkiler açısından karşılık bekleriz fakat bu karşılıklar, düşüncede kalır sadece. gerçekleşmesi için iki taraflı uzun çalışmalar gereklidir...eşiniz de sizde bunu tek başınıza belli kalıplarla aşamazsınız, birinin size yol göstermesi lazım....)
---herkes sevgisini, minnettarlığını farklı gösterir. özellikle erkekler bunu ifade etmekten ziyade, birşeyler yaparak gösterir. bu anlamda eşinizi kabul edebiliyor musunuz? onun sevgisini gösterme tarzını kabul ediyor musunuz yoksa illede size istediğinizi vermediği için onu bencil olarak mı nitelendiriyorsunuz. birine birşeyleri zorla yaptırmaya çalışmak ters teper. eşinize de bu anlamda sevgisini minnetini zorla göstertemezsiniz. siz bunu talep ettikçe o bunu yapmamakta daha fazla direnir. insan doğası gereği, baskıyla olan şeye direnir. onu olduğu gibi, sevgisini gösterme tarzıyla kabul edin...
---eşinize ''bencil'' demek, onu karşı kutba itmek ve öfke dolu duygular beslemek sizi ilişkide daha da zıtlaştırır. birine bu tarz bir etiket yapıştırdığınızda onu duygusal olarak kendinizden uzaklaştırmış ve bir kalıba sokmuş olursunuz. oysa hepimiz iyi, kötü, nötr duyguları taşıyan kompleks insanlarız. salt bir etiket vurulamaz bu anlamda... ayrıca bencil diyerek onu kötülemiş kendinizi de iyiden iyiye haklı ve çaresiz bir konuma sokmuş olursunuz. bu da sizi daha fazla öfkelendirip üzmeye yol açar... bilinçaltınıza eşinizle ilgili sürekli böyle olumsuz mesajlar gönderirseniz elbette evliliğin bitişini bir kurtuluş olarak görürsünüz...

düşünceleriniz açısından söyleyecek çok şey var ama nöbete kaldım bugün ve çok yorgunum. şimdilik bu kadar kafi sanırım. inşallah evliliğiniz ve hayatınız açısından birşeyleri istediğiniz gibi yola koyarsınız.

fikirleriniz çok güzel gerçi yorgunum demişsiniz ama rica etsem nasıl fedakarlık yapmamam gerektiği konusunda yardımcı olur musunuz
çünkü zaten bana fikrim sorulmuyor yani sen istersen olur bu falan denmiyor direk yapmak zorunda bırakılıyorum
bunu nasıl aşabilirim teşekkürler şimdiden
 
kimin sarsılacağından daha çok kar zarar hesabı yapmalısınız, bu maddi olduğu kadar boşanma sonrası değişicek olan hayata adabtasyonunuzuda tepkileride, en ince ayrıntısına kadar düşünüp karar verin, benki eğer sizin maddi imkanlarınıza sahip olsaydım ve çocuğum sizinkiler gibi yaşı daha büyük olsaydı kocamın birdaha yüzüne bile bakmazdım,hemen boşardım, ama ben sizden farklı olarak beni sevmediğine inanıyorum, sizin böyle kuşkunuz yok, iyi dşüşünün ama zaten sizde karar verememişsiniz

evet zaten şu anda onu yapıyorum
çevremdeki insanlarla da konuşuyorum ama kk daha fazla kişiden fikir alacağımı bildiğimden konu açtım
ben de sizin durumunuzdayken aynen öyle düşünüyordum amaçocuklar büyüyünce zor olan şeyler de var
mesela küçükken akılları ermez ama büyüüynce tam da ergenlik döneminde bu durumu atlatmaları daha zor
üstelik belli bir düzenleri var okul hayatları var
bence boşanmak hiç bir durumda kolay değil
keşke kimse bu duruma gelmese
 
insanın elini kolunu çocuklar bağlıyor zaten
onların düzenini bozmaktansa kendinizi feda ediyorsunuz
insanların bir çoğu boşanacak hatta dert edcek birşey görmüyorlar hayatımda
benim üzülmeye depresyona girmeye sızlanmaya surat asmaya hakkım yok
çünkü altımda arabam cebimde param var
şık giyiniyorum eşim mükemmel
insanların deper verdiği şeyler bunlar olmuş
halbuki keşek her yere otobüsle gitseydim ama mesela eşim bir süre sonra arayıp vardın mı hayatım deseydi
ya da şık giyinemeseydim ama eşim beni düşünüp pazardan bir etek alıp gelseydi
ortak paylaştığumız şeyler olsaydı keşke
değer verildiğimi bilseydim
özlendiğimi ağladığımda neyin var denseydi

o zamanda bunlardan sıkılacaktınız herkes kendinde olmayanı ister bence yaşınız belli bir yaşa gelmiş yeni bir maceraya atılcak zaman enerji varmı bilmiyorum bana göre sizin durumunuzda boşanmak en büyük hata olur 15 yaşında bir çocuğunuz var daha ergen bile sayılmaz bence ona bunu yapma hakkınız yok ilerde başına ne gelirse bunu söyleyecektir her başarısızlığında sizi suçlayacaktır bunları kaldırabilcekmisiniz even 20 sene zorluk çekmişsiniz manevi olarak ama artık çocuklarınız var onlara destek olmaya çalışın hayatı ben futbola benzetiyorum oynuyosunuz faul yapıyoyorlar hakem yanlış kara veriyo gol yiyosunuz sonra diyosunuzki ben sıkıldım oynamıyorum bu sizin tek başınıza vereceğiniz karar değilki sorumlu olduğunuz insanlar var onların bir amaçları var siz benden büyüksünüz bunları daha iyi bilirsiniz
 
o zamanda bunlardan sıkılacaktınız herkes kendinde olmayanı ister bence yaşınız belli bir yaşa gelmiş yeni bir maceraya atılcak zaman enerji varmı bilmiyorum bana göre sizin durumunuzda boşanmak en büyük hata olur 15 yaşında bir çocuğunuz var daha ergen bile sayılmaz bence ona bunu yapma hakkınız yok ilerde başına ne gelirse bunu söyleyecektir her başarısızlığında sizi suçlayacaktır bunları kaldırabilcekmisiniz even 20 sene zorluk çekmişsiniz manevi olarak ama artık çocuklarınız var onlara destek olmaya çalışın hayatı ben futbola benzetiyorum oynuyosunuz faul yapıyoyorlar hakem yanlış kara veriyo gol yiyosunuz sonra diyosunuzki ben sıkıldım oynamıyorum bu sizin tek başınıza vereceğiniz karar değilki sorumlu olduğunuz insanlar var onların bir amaçları var siz benden büyüksünüz bunları daha iyi bilirsiniz

sıkılacaktınız dediğiniz şeyleri de yıllarca yaşadım inanın
macera dediğiniz boşanmaksa ben evliyken kat be kat macera yaşıyorum alışkınım zaten
bol actionlı bir hayatım var
işte zaten elimi kolumu bağlayan çocuklar
evlilik aslında karı kocadan ibaret bence
şöyle ki eğer bir adamla sırf çocuklar için birlikteysen çok etik değil bence
çocuğu olmadan kalabilmek,kalmayı istemek önemli olan
 
genel kanı yirmi yıl cefa çektiyseniz bir yirmi yıl hatta bir yirmi yıl daha çekmeniz üzerine. bu benı gercekten her gun gördüğüm halde çok şaşırtıyor. bir başkasının hayat yoluna sadece sözlerimizle bile taş koyabılıyoruz demek ki. kötü niyetle de yapmadıkları açık umarım yanlış anlamazlar. sadece alıştıkları şey bu. kimse kimseden sorumlu değil ki şu zamandan sonra. evlatlar büyümüş ve bı yerden sonra annelerının bıle hayatları hakkında kararlar vermelerı normal olmayacak. ve onlar da zaten boyun eğmeyecekler. annelerı onları serbest bırakacak kendı yollarında, mutlu olsunlar diye. yanı kımse kımseye, evladına bıle zıncırlı değil. kımse kımsenın sahıbı değil. ne cocuk annenın sahıbı ne de anne cocugun.
çocuklarınız büyümüşler ve eşinizden ayrılmanız kendınıze bır hayat kurmanız cocuklarınızdan vazgecmenız anlamına asla gelmıyor. daha mutlu bır anne olarak onlara kazandıracaklarınız da belkı cok cok fazla. cocuklarınız da belkı anlamayacaklardır hıslerınızı ama daha da olgunlaştıklarında onlara açarsınız konuyu da. cunku goruyorsunuz ya bu derdı anlayabılmek ıcın de yaş ya da konum değil biraz "hissetmek" gerekiyor. sadece nerde ve nasıl mutlu olacagınızı düşünün ve kendı yolunuzu açın. umarım yapabılırsınız. ve yapabılırız.
 
bence uzaktan öle görünüyor. her evde her insanda yer yerde bi kusur vardır. size karşı ilgili olur ama başka kusurları olur o da zor. mevcut ilişkinizi yeniden onarmaya çalışsanız daha iyi olur. her insanın bi yumuşak karnı vardır. onu bulun ve ordan gidin. bende naz yapmayan biriydim. eşimden ve annesinden öğrendim ki duygu sömürüsüne varan bi naz gerekmiş. artık öle yapıorum oh ne rahat. eskiden eşim üzülmesin die ona bişi anlatmazdım falan. sıkılmasın bunalmasın dedim hep. zaten dertli bi yapısı vardı. artık umrumda değil. ne olsa ağlıom hemen ona anlatıorum. o da beni teselli edio. yolumu buldum :32:

ne mutlu size
yaşınızı bilmiyorum ama ben gençken 40 yaşındaki insanlar bana çok yaşlı gelirdi
şimdi de size benim 20 yıllık evliliğim ve yaşım çok gibi gelebilir
ama innın öyle olmuyor
insan her yaşta duygu sahibi
yani 20. evlilik yıldönümünüzde dünyadan el etek çekmiyorsunuz
bunu hiç unutmayın lütfen
benim yaşıma geldiğinizde hak vereceksiniz bana
inş hep mutlu olun
 
Tolstoy, boşanma düşüncesine daha meyillisin gibi bir durum seziyorum söylemlerinden. O zaman kendinize bir kaç gün süre verin ve ciddi bir karar almak üzere harekete geçin. Çünkü evliliği sürdürün tarzı yorumlara verdiğiniz cevaplar , sizin boşanma yanlısı olduğunuzu gösteriyor.

Belki kendiniz bile kendi düşüncelerinizden korkmaktasınız, ilk sayfadan itibaren tarafsız bir gözle okuyun dilerim, belki ne düşündüğünüzü kendinize itiraf etmiş olacaksınız böylece...

Dilerim mutlu olursunuz, ki ben eğer avantajlarını daha fazla buluyorsanız boşanmanızdan yanayım zira bitmiş bir evlilikte oyun oynamak...Bilemiyorum...

Kaderim buymuş demek ki çekeceğim diyen bir insana benzemiyorsunuz, o zaman bunu değiştirmek elinizde....
 
konunuzu okurken çok şaşırdım.şaşkınlığımın nedeni, çok benzer bir hayat yaşamış olmamız.tek fark ben sizden 10 yaş daha büyüğüm ve 30 yıllık evliyim.

yani tecrübe konuşacak.bir kere eşinizin değişeceğini beklerseniz,daha çoook beklersiniz.üstelik o değişmediği için,değişen sürekli siz olursunuz.geçen her yıl size

hem fiziki hem duygusal birçok eksiler katar.bozulan sinirleriniz,yükselen tansiyonunuz,ve daha bir sürü hastalık sahibi olursunuz.siz bu hastalıklar sürecinde o doktor senin,bu

emar merkezi benim diye koştururken eşiniz bu süreci uzaktan seyreder.en önemli operasyonlara bile sizi yalnız göndermekten çekinmez.(ya bir arkadaşınızı ya da

ailenizden birini çağırmanızı söyler).

sadece kötü günde değil,iyi günde de yanınızda yoktur.tatillere,gezilere çoğunlukla yalnız gidersiniz.özel günler asla hatırlanmaz(pardon hatırlanmaz demiyelim,önemsenmez diyelim.)

(çünkü, ben bir kaç kez yüzsüzlük yapıp,o gün doğum günüm olduğunu söylemiştim.o ise bana boş gözlerle bakıp ne iyi ne kötü birşey hiç bir şey söylememişti.)

o kadar yabancılaşırsınız ki,bir müddet sonra siz de onu önemsememeye başlarsınız.kavga bile etmezsiniz.

cemal süreyya nın dediği gibi, bir kadın sizinle tartışıyorsa korkmayın,sizden hala umutludur ve bir şeyleri düzeltmek için mücadele ediyordur.

asıl, bir kadın susmuşsa korkun.kadın susarsa...o kadın sizden gitmiştir,bedeni sizin yanınızda olsa da..
 
Tolstoy, boşanma düşüncesine daha meyillisin gibi bir durum seziyorum söylemlerinden. O zaman kendinize bir kaç gün süre verin ve ciddi bir karar almak üzere harekete geçin. Çünkü evliliği sürdürün tarzı yorumlara verdiğiniz cevaplar , sizin boşanma yanlısı olduğunuzu gösteriyor.

Belki kendiniz bile kendi düşüncelerinizden korkmaktasınız, ilk sayfadan itibaren tarafsız bir gözle okuyun dilerim, belki ne düşündüğünüzü kendinize itiraf etmiş olacaksınız böylece...

Dilerim mutlu olursunuz, ki ben eğer avantajlarını daha fazla buluyorsanız boşanmanızdan yanayım zira bitmiş bir evlilikte oyun oynamak...Bilemiyorum...

Kaderim buymuş demek ki çekeceğim diyen bir insana benzemiyorsunuz, o zaman bunu değiştirmek elinizde....

evet analiziniz süper
kaderimse çekerim demediğim için aykırı bulundum hep
ilk sayfadan itibaren okudum evet
tabiki boşanmaya daha meyilliyim
aksi halde sözkonusu bile etmezdim
akıl akıldan üstündür
belki göremediğim şeyleri görürüm diye konu açtım
ama henüz evli kalmam için geçerli bir sebep gösterilemediği kanısındayım malesef
ya da ben anlayamadım bilmiyorum
 
konunuzu okurken çok şaşırdım.şaşkınlığımın nedeni, çok benzer bir hayat yaşamış olmamız.tek fark ben sizden 10 yaş daha büyüğüm ve 30 yıllık evliyim.

yani tecrübe konuşacak.bir kere eşinizin değişeceğini beklerseniz,daha çoook beklersiniz.üstelik o değişmediği için,değişen sürekli siz olursunuz.geçen her yıl size

hem fiziki hem duygusal birçok eksiler katar.bozulan sinirleriniz,yükselen tansiyonunuz,ve daha bir sürü hastalık sahibi olursunuz.siz bu hastalıklar sürecinde o doktor senin,bu

emar merkezi benim diye koştururken eşiniz bu süreci uzaktan seyreder.en önemli operasyonlara bile sizi yalnız göndermekten çekinmez.(ya bir arkadaşınızı ya da

ailenizden birini çağırmanızı söyler).

sadece kötü günde değil,iyi günde de yanınızda yoktur.tatillere,gezilere çoğunlukla yalnız gidersiniz.özel günler asla hatırlanmaz(pardon hatırlanmaz demiyelim,önemsenmez diyelim.)

(çünkü, ben bir kaç kez yüzsüzlük yapıp,o gün doğum günüm olduğunu söylemiştim.o ise bana boş gözlerle bakıp ne iyi ne kötü birşey hiç bir şey söylememişti.)

o kadar yabancılaşırsınız ki,bir müddet sonra siz de onu önemsememeye başlarsınız.kavga bile etmezsiniz.

cemal süreyya nın dediği gibi, bir kadın sizinle tartışıyorsa korkmayın,sizden hala umutludur ve bir şeyleri düzeltmek için mücadele ediyordur.

asıl, bir kadın susmuşsa korkun.kadın susarsa...o kadın sizden gitmiştir,bedeni sizin yanınızda olsa da..

ben artık değişme limitimi doldurduğumu düşünüyorum
sürekli çekişme yaşamaktansa suskun kalmak iyidir belki
ama susamıyorum
yapım bu
siz sustunuz mu mücadeleye devam mı
ya da tecrübe demişsiniz ya
ne önerirsiniz
 
Ben bir an once bosandiktan sonra yapmayi dusundugunuz ise muracaat etmenizi oneririm. Oturdugunuz yerden bosanayim mi bosanmayayim mi diye dusunup durmanin size bir faydasi yok. Hele bir is hayatina atilin, 6 ay 1 sene calisin, sonra duruma bakarsiniz. 20 senelik evli olmak 21 senelik olunca cok birsey farkettirmez, ama calisarak gecireceginiz bir sene size bayagi bir hayat tecrubesi kazandirir. Ufkunuzu acar, planlarinizi hayallere degil, gerceklere gore yaparsiniz.
Ayrica calisan bir kadinin degeri her zaman erkek gozunde evde oturan bir kadindan fazladir.Hem bir de oyle denemis olursunuz.
 
Back
X