Kararsız ve umutsuz

Henüz 6 sayfa yorum okudum ama seni çok iyi anlıyorum.
Yakın yaşlardayız ve evliliğim,arkadaşlarımın evlilikleri aşağı yukarı seninki kadar.

Bazen çok kızıyorum bazı yorumlara.Burada da aynı düşünülüyor,gerçek hayatta da...
20 yıl sonra mı anladın deniyor.Evet 20 yıl sonra da anlanır,30 yıl sonra da anlanır.
Gençlikte hayat,hay huy içinde,bir şekilde akıp gidiyor.Hep daha iyi olur,şu da geçsin düzelir,bu da bitsin rahatlarız derken bakıyorsun birşey düzeldiği yok.

Misal,tanıdığım bir ablanın kayınvalidesiyle sorunu vardı.Hep o yüzden mutsuz olurdu.
Sonra kayınvalide vefat etti ve o kadın baktı ki eşiyle sorunları bitmedi.Üzerine geçmiş yılların kızgınlığı ve kiniyle kalakaldı.

Çocuklar küçükken oyalanacak çok şey oluyor.Çocuklar büyüyünce kişi daha çok kendine dönüyor.
Bir de yaşla beraber hayat muhasebesi yapılıyor.Ne kadar zamanım kaldı,bari kalan zamanımı istediğim gibi mutlu ve huzurlu geçireyim gibi...

Daha okudukça yazarım.Sadece çok iyi anlıyorum demek istedim.

çok teşekkür ederim anlaşılmaya çok ihtiyacım var
şimdiye kadar hep geçici çözümler oldu
hayat öyle geçti
ama sorunlar bastırıla bastırıla daha çok patlak veriyor
tamam halledilemeyen sorunlar da vardır tabi
onun da çaresiz kaldığı yerler vardır elbet
ama o durumda yürek birliği yapılmaz mı daha çok kenetlenilmez mi
ama olmayınca olmuyor
 
Sanırım bu bir tıp mucizesi aksi halde 2. hamileliğinizde sizin kan zehirlenmesi geçirmeniz lazımdı. İlklerde sorun çıkmaz ama 2 gebelik anneyi zehirler. Hatta kürtaj bile olsa bir sayılır 2. için mutlaka uyuşmazlık iğnesi yapılır.

Siz çektikleriniz daha iyi biliyorsunuz o zaman şapkayı önünüze alıp düşünmek zamanı

yok ilk çocuk benimle aynı kan grubunu taşıdığı için sorun çıkmamış
 
yerden göğe haklısınız
ama eşim işi gereği ya şehir dışındaydı ya da yurt dışında
mecbur kaldım herşeyi halletmeye
evet yapımda müsait tabi ama şartlar da çok etkili
sizin söylediklerinizi yakın bir arkadaşımda söylemişti bana
mükemmel olma diye ama her denediğimde yine eşim yoktu ve yine mecbur kaldım
düşünebiliyor musunuz hamile kaldım adam ayağını kırdı
buyrun mükemmel olmayın hadi
inanın evimin kapısı kapanmadı ziyaretçilerden tabi allah razı olsun hepsinden sorun o değil
düşük yaptım ertesi gün sabahın köründe geliyoruz diye arıyorlar bi de üşütmüşüm nefes alırken bile acı çekiyorum
dedim nolur bugün olmaz de
sana ne zaraı var onların dedi bana
üstelik geçmiş olsuna değil en az 3. gelişleri iş konuşmak için
bi de kaza yaptım o dönem
akşama kadar işlemlerle uğraştım eve geldim
2 oda dolusu misafir
onların ne suçu var tabi
surat bile asmadım ama buna rağmen en sıkıntılı dönemlerimi yaşadım
çok eziyet etti bana
herkes ayağı kırıldığı içindir dedi ama ben de bebeğimi kaybetmiştim değil mi
o zaman da onun da bebeği dediler
acıyı o çekti ya
psikolojik olarak ben de etkileniyorum
işin fiziksel acısı yok
neyse ben bu evde hiçbir zaman rahat edemedim
gelene bile karışamıyorum sen rahat et evinde dedim
topladım bavulu
neredeyse dayak yiyordum
kusura bakmayın
benim iletişim dilim konuşmak
yazarken pek ifade edemem kendimi her şeyi tam anlatamıyorum o yüzden
zaten yazarken sinirlerim bozuldu

Geçmişte çok haksızlıklar yaşanmış,eminim her yaşanan üzüntü film şeridi gibi geçiyor gözlerinizden burda anlatırken..bence anlatın yazı dilinizde gayet güzel anlatıyorsunnuz..hatta söz uçar yazı kalır..şu yaşadığınız sıkıntılı dönemleri ve ondan beklentilerinizi tüm çıplaklığıyla anlatan bir mektup yazın ona...hem siz yazıp rahatlamış olursunuz hemde belki bir farkındalık yaratırsınız
 
Geçmişte çok haksızlıklar yaşanmış,eminim her yaşanan üzüntü film şeridi gibi geçiyor gözlerinizden burda anlatırken..bence anlatın yazı dilinizde gayet güzel anlatıyorsunnuz..hatta söz uçar yazı kalır..şu yaşadığınız sıkıntılı dönemleri ve ondan beklentilerinizi tüm çıplaklığıyla anlatan bir mektup yazın ona...hem siz yazıp rahatlamış olursunuz hemde belki bir farkındalık yaratırsınız

tşk ederim önerinize ilk etapta sıcak yaklaşmamıştım
çünkü dertlerimi anlatıyorum zaten ona ama adam tın
zaten anlattığım halde yapınca iyice moralim bozuluyor
ben de duygularımdan artık bahsetmemeyi düşünüyordum
ama önerinize kulak vermeyi düşünüyorum
doğru
söz uçar yazı kalır
inşaallah duygularımı toparlayıp uzun bir mektup yazarım
ya da acaba kısa kısa birkaç tane mi olsa neyse bakarız
 
Ne bileyim 20 yıldan sonra da ben mutsuzum demek için ' harbi ' sebepler olmalı insanın hayatında..

Belki biraz yılların yorgunluğu belki de yaşın oturmuş olmasından olabilir ama..

Genelde 7 sinde ne ise 70 inde de öyle oluyor insanlar..

İç huzur çok önemli , o yoksa nerede olursan ol nelere sahip olursan ol ' mutlu olamaz ' sın...

Belki biraz maneviyatsızlık belki de memnuniyetsiz olmaya alışma veya kabuğuna çekilme olabilir..

Ben kendi adıma cips alınca bile çocuklar gibi mutlu olurum hala.. Ve belki de anlatsam roman olacak bi hayata sahibimdir.. Ama herşeye rağmen ne hayattan zevk almaktan ne de tebessüm etmekten vazgeçmedim / vazgeçmeyeceğim.. Çok şükür bugünümüze :16:
 
Ne bileyim 20 yıldan sonra da ben mutsuzum demek için ' harbi ' sebepler olmalı insanın hayatında..

Belki biraz yılların yorgunluğu belki de yaşın oturmuş olmasından olabilir ama..

Genelde 7 sinde ne ise 70 inde de öyle oluyor insanlar..

İç huzur çok önemli , o yoksa nerede olursan ol nelere sahip olursan ol ' mutlu olamaz ' sın...

Belki biraz maneviyatsızlık belki de memnuniyetsiz olmaya alışma veya kabuğuna çekilme olabilir..

Ben kendi adıma cips alınca bile çocuklar gibi mutlu olurum hala.. Ve belki de anlatsam roman olacak bi hayata sahibimdir.. Ama herşeye rağmen ne hayattan zevk almaktan ne de tebessüm etmekten vazgeçmedim / vazgeçmeyeceğim.. Çok şükür bugünümüze :16:

yanlış anladıysam kusura bakmayın ama benim sebeplerimi harbi bulmadınız mı
ben de yıllarca en ufak birşeyi mutluluk sebebi olarak gördüm
ama bunlar geçici çözümler olmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki
hayat o kadar basit değil
mutluluk beklentilerle ilgilidir
ve de herkesin evlilikten beklentileri farklıdır
dışarıdan bakınca çoğu kimsenin imrendiği bir hayatım var
ama ben bunları istememiştim evlenirken
öyle olsa zengin birini bulurdum amacıma ulaşırdım
zaten bulunduğum noktaya birden gelmedim
çok aşamalardan geçtim
ama bir kere bile maddi durumlardan dolayı sorun çıkarmadım
çünkü derdim değil benim para
bülbülü altın kafese koymuşlar
herşeyin tamam başka birşey isteme demişler
kolay mı sizce
 
yanlış anladıysam kusura bakmayın ama benim sebeplerimi harbi bulmadınız mı
ben de yıllarca en ufak birşeyi mutluluk sebebi olarak gördüm
ama bunlar geçici çözümler olmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki
hayat o kadar basit değil
mutluluk beklentilerle ilgilidir
ve de herkesin evlilikten beklentileri farklıdır
dışarıdan bakınca çoğu kimsenin imrendiği bir hayatım var
ama ben bunları istememiştim evlenirken
öyle olsa zengin birini bulurdum amacıma ulaşırdım
zaten bulunduğum noktaya birden gelmedim
çok aşamalardan geçtim
ama bir kere bile maddi durumlardan dolayı sorun çıkarmadım
çünkü derdim değil benim para
bülbülü altın kafese koymuşlar
herşeyin tamam başka birşey isteme demişler
kolay mı sizce

Yok yanlış anladınız beni.. Ya da ben yanlış ifade ettim.. 20 yıldan sonra mutsuzum diyorsanız harbi sebepler vardır demek istemedim.. Çok detay yazılmadığı için , vardır ama biz bilmiyoruzdur yaşanılanları diyorum yani..

Zaten iç huzur olmayınca paranın pulun çokta kıymeti olmuyora değindim..
 
tşk ederim önerinize ilk etapta sıcak yaklaşmamıştım
çünkü dertlerimi anlatıyorum zaten ona ama adam tın
zaten anlattığım halde yapınca iyice moralim bozuluyor
ben de duygularımdan artık bahsetmemeyi düşünüyordum
ama önerinize kulak vermeyi düşünüyorum
doğru
söz uçar yazı kalır
inşaallah duygularımı toparlayıp uzun bir mektup yazarım
ya da acaba kısa kısa birkaç tane mi olsa neyse bakarız

Ne çok uzun ne de çok kısa..en çarpıcı olan yerlerin altını çizerek ifade ettiğin güzel bir mektup..kitap ağzıyla yazmana edebi niteliği olmasına gerek yok zaten konuşur gibi yazmak derdi daha iyi ifade eder.Sende bu konuda gayet başarılısın zaten yazabilirsin
 
sayfalara tekrar göz gezdirdim de
arkadaşlar geçmişte çok haksızlıklar yaşanmış demişler
doğru;ama ben geçmişte yaşayıp ta mutsuz olmuyorum ki
geçmiş geçmişte kalmıştır....
diyebilmeyi çok isterdim
bizde geçmiş diye birşey yok malesef
herşey aynı hızda devam ediyor
pişmanlıklar yok
geri adım atmalar yok
kendini hatalı bulmuyor ki
onun mantık çerçevesi içinde herşey normal
öyle olmalıydı ve de öyle oldu
ben de diyorum ki
bu evlilik iki kişiyle kuruluyorsa neden hep senin mantığın neden hep senin duyguların
o zaman peki neden hep seninki diyor bana
hayır diyorum ortak kararlar olsun
ya da duruma göre hangimizin ilgi alanıysa o konu
onun dediği olsun
cevabı şu...hadi hadi dırdır etme
20 yıldır ne konuşmaya çalıştıysam ya dır dır etme diye susturduya da uzatma diye
geçen sene tatile gitmeden önce dedim ki
ne olur bu sene denize değil de ormana gidelim
hepimiz daha çok seviyoruz ormanı
peki dedi
2 gün sonra didimde bir otelden yer ayırtmış
ben sana ne demiştim allahaşkına deyince
tmm uzatma oraya gidicez dedi kestirip attı
aslında ben tavır yapıp gitmememyi bilirim
ama işte çocuklar arada kalır diye mecbur kalıyorum
 
en kötü karar, kararsızlıktan iyidir. gerek yaşca, gerek tecrübe olarak benden çok büyüksünüz. size tavsiyede bulunmak haddimi aşar. ama bir şey dikkatimi çekti, siz istemediğiniz şeyleri söylemişsiniz, ifade etmişsiniz. ama kendini ifade sadece konuşarak olmaz, tavrın duruşun hiç mi önemi yoktu? madem yapmak istemiyordunuz, YAPMAYACAKTINIZ. kayınlarınızı evde istemiyordunuz, dile getirdiniz. ama yeterli olmadı. o zaman icraate geçecektiniz. siz mecbur bıraklılmamışsınız, kendinizi mecbur hissetmişsiniz. konuşup, sızlanıp yine başkalarının belirlediği yolda devam edince, konuştuklarınızın hiç bir önemi kalmamış. bu yıllarca devam etmiş. eşiniz de konuşur konuşur yine yapar demiş. burda hata sizin bence.

allah size şimdiden sonraki yaşantınızda huzur versin.
 
Son düzenleme:
bence siz çok yorulmuşsunuz mutsuzsunuz ve hiç ümidiniz yok ben sizin yerinizde olsam çocukları bir yerlere gönderir bir yazı bırakıp nerde olduğumuda yazarım basar giderim birkaçgün sizin başınızı dinlemeniz gerekiyor tabi bunlar türkiye şartlarında mümkün değil ama bence öyle bir şansınız olursa yapın
sizin yaşama sevinciniz gitmiş mesele evlilik yada eşiniz değil diye düşünüyorum yılların birikimi
 
seni çok iyi anlıyorum canım bir arkadaşta yazmış çocuklar küçükken insan koşturmacadan yoğunluktan hayatının muhakemesini pek yapamyor çocuklar büyüdükçe yaş geçtikçe insan daha çok evliliğini yaşamını sorgulamaya başlıyor birde yaş ilerledikçe tahammül sınırımızda düşüyor bugün eşinin görmezden geldiğin bir hatasını misal 5 yıl sonra görmezden gelemiyorsun:50: tek taraflı idare alttan alma bir yerde insanı bitiriyor.belki kocam olgunlaşır düzelir diyorsun ama adamda azıcık çaba değişme görmeyince artık yeter diye insanın bağırası geliyor.ben 10 yıllık evliyim evliliğimde çok sıkıntılarım oldu hala da var belki 10 yıl sonra bende artık yeter sabrım kalmadı deyip boşanabilirim hayat bu ne gitirir bilemeyiz.eğer mutlu değilsen kendine güveniyorsan boşanabilirsin tabi bu senin en doğal hakkın hakkında hayırlısı olsun canım:31:
 
en kötü karar, kararsızlıktan iyidir. gerek yaşca, gerek tecrübe olarak benden çok büyüksünüz. size tavsiyede bulunmak haddimi aşar. ama bir şey dikkatimi çekti, siz istemediğiniz şeyleri söylemişsiniz, ifade etmişsiniz. ama kendini ifade sadece konuşarak olmaz, tavrın duruşun hiç mi önemi yoktu? madem yapmak istemiyordunuz, YAPMAYACAKTINIZ. kayınlarınızı evde istemiyordunuz, dile getirdiniz. ama yeterli olmadı. o zaman icraate geçecektiniz. siz mecbur bıraklılmamışsınız, kendinizi mecbur hissetmişsiniz. konuşup, sızlanıp yine başkalarının belirlediği yolda devam edince, konuştuklarınızın hiç bir önemi kalmamış. bu yıllarca devam etmiş. eşiniz de konuşur konuşur yine yapar demiş. burda hata sizin bence.

allah size şimdiden sonraki yaşantınızda huzur versin.

icraata nasıl geçecektim anlatırsanız sevinirim
 
onlara istemediğimi belirttim abimin evi dediler
ben çıkıp gitsem nereye
çünkü ailemde eşim ne derse o olacak dediler
dediklerinizde haklılık payı çok
aynen söyler ama yapar diye düşündüğünden eminim
ama sorun da bu değil mi
ben çaresizdim yaptım
ama o bunun karşısında ne pişmanlık hissediyor ne de hata
çevremde çok insan var benden büyük
ya da yaşıtım
hemen hepsinin eşi
geçmişte yaptıkları hatalardan pişman olduklarını dile getirmişler
benim asıl sorunumun bu olduğu çok bariz ortada
yazmıştım,ben geçmişle yaşamıyorum ama değişen birşeylerin olmadığını görünce umutsuzluğa kapılıyorum
evlilik birçok sorumluluğu beraberinde getiriyor hepimizin malumu
ama sorumlulukla fedakarlık aynı şey değildir
hele ki mecburen yapılmışsa
ben kiseden ödül falan beklemiyorum
aferin bravo falan da
sadece sesimin duyulmasını istiyorum
rahatsız olduğum konuları ısrarla belirtiyorum
ben de insanım robot değilim tahammül gücüm bitti diyorum
ama inatla kulak tıkanınca .....sizce ne hissetmeliyim
 
icraata nasıl geçecektim anlatırsanız sevinirim

şimdi empati yapmaya çalışıyorum, ben emzikli yeni doğum yapmış bir anne olacağım, kaynım sobalı tek odamdan ben maç izleyeceğim deyip beni adeta kovacak. ne münasebet yahu? hiç de fevri biri olmamama rağmen, o evi o kocanın da, kaynananın da, kayınların da başına yıkarım. o evin hanımı kim? zaten aynı evde yaşayamayacağıma kanaat getirdikten sonra, eve de gelemezler. geldiler mi? o zaman bütün sonuçlara katlanıp, onlar gitmeden benim bu evde işim yok deyip çekip giderdiniz. kaynana hasta oluyor, siz kendi üzerinize düşenden çok daha fazlasını yüklenip, yok bir eltiyle anlaşamıyor, diğerinin küçük çocuğu var gidip bakıyorsunuz. madem gücünüzü aşıyordu, sadece üzerinize düşeni yapacaktınız. bırakacaktınız, kalan kısmı evlatları halletsin.

ablacım, insan oğlu nankördür. size bu yaptıklarınızdan dolayı minnet duymalarını beklemeyin. duymazlar! çünkü bütün bunlar bir süre sonra sizin üzerinize yapışıp kalan bir görev olmuş. eşiniz de yediriyorum, içiriyorum, geziyor daha ne istiyor havasına bürünmüş. rumuzunuz tolstoy! eminim ki iç dünyası çok zengin bir hanımsınız. anlaşılmamışsınız, kendinizi sözlü anlatmaya çalışmışsınız ancak yetmemiş. bazı insanlara malesef arada dellenmek gerekiyor. durumunuza inanın çok üzüldüm. bu kadar naif olmayın lütfen. kararsız da, umutsuz da olmayın. dünyada sizden bir tane var öyle değil mi? nasıl mutlu olacaksanız, onu yapın. çocuklar demeyin, annem babam demeyin, çevre demeyin. su akar yolunu bulur. siz artık büyüyen çocuklarınız için kendinizi yıpratarak, belki depresyona girerek fedakarlık yapacaksınız, ama bir gün hepsi sizi bırakıp gidecek. ve geriye dönüp o yılları tekrar yaşayamayacaksınız. bu sefer de ne oluyor biliyor musunuz? artık sinirler yıpranmış, tahammül azalmış. hiç farkında olmadan çocuklardan fedakarlık bekleyen, ilgi bekleyen, olmayınca gereksiz kaprisler yapan bir anneye dönüşmüşsünüz. kendim tecrübe edecek yaşta değilim, ancak çevremde malesef çok gördüm:(
 
zaten eşimin işleri yoğun diye birkaç yıldır tek başına tatil yapıyorum
benim isteğim tam tersi
kendime çok fazla vakit ayırıyorum inanın
emin olmayın yani
sürekli gezip tozuyorum gayet bakımlıyım herkes bana bayılır ve eşimden 9 yaş küçüğüm
saçımı beyazlardan dolayı her ay boyuyorum mecburen
ama benim sorunum zaten yalnızlık
hem de kalabalığın içinde

Sen 38 yaşındaymışsın,demek eşin 47.
Sen de farkındasın ki eşin bu yaştan sonra değişmez.
Ha nasıl değişir.Bir arkadaşım benzer sorunlar sebebiyle panik atak tedavisi görüyor.Doktor,eşini de çağırmış.Artık ne konuşulduysa,adamda ufak jestler başgösterdi.Arkadaşımın dediği : Artık bundan sonra ağzıyla kuş tutsa nafile...

Sen ne yapmışsın,bliliyor musun ? Eşinle istediğin hayata sahip olamamışsın.Eşinden ayrı,kendine bir dünya oluşturmuşsun.
Kendi kendine yaptığın şeyler var.Yürüyüş yapıyorsun,alışveriş,seyahat vs...
Ve herşeyi kendin halletmeye alışmışsın.Eşinle yapılacaklar çok az ve onlara zaten eşin karar veriyor,sana söz hakkı olmuyor.
En azından sana karışmaması güzel ama dediğin gibi insan paylaşmak istiyor.
Ben çıkıp kendim de kahve içerim ama eşimle içersem beni daha çok mutlu eder.

Bir arkadaşım var.Çok şeyler yaşadı.Senin yaşamadığın sorunlar.
Aldatma(lar) oldu,kimisi şüphede kaldı.Adam serseri ruhluydu,bir işte tutunamadı.Sonunda kendi işini açtı,onu da batırdı.
İçkisi de tam alkolik olmamakla beraber çoktu.İçip saçmalarmış,herhalde şiddet yoksa bile küfür filan vardı.Kıskançlık,baskı da cabası.
Arkadaşım bunların hiçbiri için boşanmadı.Ama sonunda boşandı.Neden deyince sebep bulamıyor.Aldattı değil,içiyordu değil,kıskançlık değil...
Şimdi sebep yok mu ? Sebep çok ta tek değil.
Bunca sene herşeye katlanıp,sonunda bir anda boşanmak,tahammül sınırıyla alakalı.
Yaşla beraber tahammül kalmıyor.
 
Yani bundan sonra bu adam değişmez.
Değişmeye çalışsa bile,seni mutlu eder mi bilinmez.
Bugün eve çiçeklerle gelse,ne derece mutlu olup herşeyi unutabilirsin ki ?

İki ayrı dünyan var.Senin kendi dünyan ve eşinle olan dünyan.
Eşinle olan dünyanda mutlu değilsin.
Kendi dünyanda mutluysan,eşinle olanı silmeyi düşünebilirsin.

Çocuklar,tamamen eşinle olan dünyanda değil sanıyorum.Çocuklarınla tek olarak paylaştığın anlar mutlaka vardır.
Peki eşinin var mı ? Yani baba olarak,çocuklarıyla iyi bir diyaloğu,başbaşa geçirdiği zamanları var mı ?
 
değerli görüşleriniz için tekrar çok tşk ederim
şimdi şöyle anlatayım ki benim en belirgin özelliğimdir hakkını savunmak
her yaşımda böyleydim ve mücadele ederim haklarım için
benim fedakarlık yapmayı kendim seçmedim
4 kişilik çekirdek bir ailede büyüdüm aile büyükleriyle senede bir görüşürdük yıllık izinlerde
dolayısıyla aile ilişkilerinin iç içe olması ne demek bilmiyordum
evlendikten sonra mesela kaynımın gelme olayına gayet güzel tepkimi gösterdim
bağırıp çağırıp tehdit ederek falan da değil
eşimle konuştum benim yapabileceğim birşey yok mecburum dedi
kibarca ailesiyle konuştum kalmak zorunda dedi
sonuç olarak kaynını istemeyen gelin oldum ama tıpış tıpış ta yaşadım
kendi ailem de eşin ne derse o olacak dediler konu bitti
sonrasında her neye itiraz edip tepki koyduysam eşim surat astı olmadı bağırdı
o da olmadı ben mecburum annem babam istiyor dedi
onların haklarını düşünüyorsun benimki ne olacak dedim
sen idare et mecburum dedi
yani ben evliliğin en başından deveyi gütme ya da gitme durumundaydım
ailem zaten gelenekçi insanlar
boşanıp nereye gitseydim bile demiyorum
iş oraya gelmeden sanırım annem ya da babam çok üzülürdü büyük sorunlar çıkardı
ben çok sessiz
herşeye boyun eğen bunu da bir erdem olarak gören birisi olmadım hiçbir zaman
ama hep mecbur bırakıldım her çeşit anlatma yolunu seçtim ama nafile
karşımdaki çok zor bir insan
yetiştirilme tarzı önce sen ve biz geliriz şeklinde
her eltim aynı dertlerden muzdarip
ve hepsinin dediği bunlar bambaşka insanlar
evet ben gönüllü fedakarlık yapsaydım karşılık beklemezdim tabi
ama şimdi sadece eşimin bana yeni sorunlar çıkarmamasını bekliyorum
olaylar karşısında empati yapmasını
birşeye karar vereceği zaman benim neler hissedebileceğimi hesaplamasını istiyorum
kızımızı liseye kaydedeceğimiz zaman kendimize uygun birkaç okul belirledik
daha doğrusu o belirlemiş
iyi tamam dedim ki tek tek görüşelim ona göre karar veririz
tmm dedi çıktık yola
neyse görüştük bi kaç okulla
diğerine geldik
içeri girdik
eşim okul müdiresine aynen şunu söyledi
iyi günler... hanım dün gelmiştim ya hani
şimdi kayıt yaptırmaya geldik
şok oldum bana göre bu bana değer vermemmektir
hadi diyelim öyle değildir
ben öyle hissettiğimi açıkça söylüyorum
duygularım ya da düşüncelerim yanlış bile olsa ki duygular gerçektir
hatırım için sesime kulak vermesi gerekmez mi
ona dedim ki okulu hiç gözüm tutmadı
gel yapma etme
yok dedi biz falanca arkadaşla anlaştık vericem buraya
eeee tmm sen bilirsin tabi benim moral sıfır 2 yıl o okulda okudu tek bir veli toplantısına gitmedi
bana bir de ararba aldı yol uzak diye
tmm adamın her sorumluluğu bitti
dedim sen beni çiğneyeyrek verdin bu okula
o zaman kendin ilgilen
el cevap hadi hadi uzatma
zaten işinden dolayı vakit te bulamadı ya da bahanesi
şimdi ben ne yapsaydı ortada çocuğum söz konusu onunla inatlaşırsam çocuğu etkileyecek
neyse bizim kız azdı kudurdu 2 sene sonra okuldan atıldı
eşim bi daha seni dinliycem dedi
ama hiçbir zaman da dinlemedi
her şey aynı oldu baskıyla yapmak zorunda kaldım
çok uzun oldu özür

demek istediğinizi anlıyorum. eşiniz ve ailesi sizi sindirmiş, bu da sizde öfke ve umutsuzluk yaratmış haklı olarak. teorikte şunu söylemek kolaydır ''sesini yükselt, sana haksızlık yapılmasına izin verme'' ama pratikte herşey bu kadar kolay olmuyor. kaynınızın kalması meselesi gibi. güzellikle söylediniz herşeye rağmen değişmedi ise bunu da bir imtihan olarak görüp geçmesini beklersiniz. hayat hep istediğimiz gibi gitmez bazen katlanmamız ve sabretmemiz gereken durumlar olabilir...

diğer durum ise çok farklı. kızınızın okulu, bir mesajınızda bahsettiğiniz istemediğiniz tatil meselesi. bunda aileler yok. siz ve eşiniz varsınız sadece. aileler işin içine girince mecburen biraz daha alttan almak gerekiyor ama bu durumları kabul etmemeniz gerekirdi bence. sizin görüşlerinizi hiçe sayıp tatil ayarlayan biriyle tatile gitmeyin. büyük konuşmak istemiyorum ama bu durumda olsam ''kapı açık, sen gidebilirsin ama benim görüşlerimi kaale almayan biriyle ben hiç bir yere gitmem'' derdim. ancak bu şekilde sizi ciddiye alır ve ona göre verdiği kararlarda sizin hakkınızı gözetirdi. belki ağır bir laf olacak ama erkekler bazen bu dilden anlar: yumuşak kadın olmaktansa bazen çirkefleşmek gerekir...

okul meselesinde yine aynı şey geçerli. buna izin vermemeniz gerekirdi. siz kontrolü eşinize bırakıyorsunuz sonra da neden beni hiçe sayıyor diyorsunuz

kızımızı liseye kaydedeceğimiz zaman kendimize uygun birkaç okul belirledik
daha doğrusu o belirlemiş
iyi tamam dedim ki tek tek görüşelim ona göre karar veririz

okuma yazmayı bilmiyor olsanız bunu anlarım. eşiniz araştırsın sonra istişare yapın beraber. ama eğitimli insansınız, size neden gidip okulları araştırmıyorsunuz hiç? taşın altına elinizi sokmuyor, tüm kontrolü eşinize bırakıyor sonra niye beni dinlemiyor diyorsunuz?

tüm bu yazdıklarımdan eşinizin tarafında olduğumu, onu savunduğumu düşünmeyin. eşiniz size haksızlık ediyor bu çok açık zaten, ben sadece artık değişmeyecek ve değişmesi çok zor olan eşinizle birşeyleri daha iyi hale getirmek için size farklı bir bakış açısı sunuyorum. eşiniz değişmez ama ilişkinizi siz değiştirebilirsiniz. kendi etkinizi değiştirirseniz eşinizin tepkileri de değişir. size göre şekil alır.
 
bu aralar face denen şey o kadar cok oldukı..
sonuna kadar okudum..
gözlerım acıdı o derece yanı:)
sıze akıl veremem..
yanlız sızınle bırlıkte akıl alabılırım yazılanlardan:)
gercı bana gore pek fazla akıl alınacak cozumlerde yok ...
tek bırşey dışında:kendınızle yaşayın artık, eşinize bırşe soylemeyın..
bır gunluk tutun..
burada yazdıgınız gıbı ıcınızdekılerı yazın..
gorup goremeyecegı bır yere koyun gunlugunuzu..
sız degıl gunlugunuz konuşsun artık..
sız bılmıyormuşcasına..
bır sorum olacak..
sızın bu yıl ıcınde yaptıgınız hoşlandıgınız ılgı duydugunuz bır ugraş oldu mu..
eger olduysa..
bu konunun uzerıne gıdıp bırşeyler yapabılırsınız..
eşiniz bunu sorun etmez sanırım..
ettıgı anda ışte aradıgınız cozum..
kararlılık..
adım at,ılerle kooş..
hıc kımse senı yakalayamasın:)
 
Back
X