Karınca Hakkında Herşey

realist

Nirvana
Kayıtlı Üye
3 Aralık 2006
3.073
132
62


kafasya9.jpg

Böcekler içinde sosyal yaşam açıdan en gelişmişlerden biri olan karıncalar, son derece iyi örgütlenmiş bir düzen içinde, "koloni" denen topluluklar halinde yaşarlar. Topluluk halinde yaşadıkları için, koloninin belirli bir düzen dahilinde hareket etmesi, karışıklık çıkmaması açısından çok önemlidir.

Karınca topluluklarında her birey kendi üzerine düşeni eksiksiz olarak yapmaktadır. Her birey için önemli olan kendi istekleri değil koloninin devamlılığıdır.

Karıncalar dış görünüş olarak her ne kadar birbirlerine benzer görünseler de, yaşayışları ve fiziksel özellikleri açısından yaklaşık 8000 türe ayrılırlar. Her türün de kendine özgü özellikleri vardır.

Karıncalar yeryüzündeki en kalabalık canlı gurubudur. Bir insana karşılık 40 milyon karınca dünyaya gelir. Karıncalar antarktika hariç dünyanın heryerine yayılmışlardır.

Karınca türleri:
Mutfaklardan tropik ormanlara dünyanın her köşesinde 20 bin karınca türü var.
Karınca türlerinin içinde en ilginç olanlardan biri, yaprak kesici karıncalar olarak da bilinen Attalardır. Attaların belirgin özellikleri koparttıkları yaprak parçalarını başlarının üstünde yuvalarına taşıma alışkanlıklarıdır. Karıncalar, sağlamca kenetlenmiş çenelerinde taşıdıkları, kendilerine oranla oldukça büyük yaprak parçalarının altına gizlenirler.

Karıncaların beslenmesi:
Karıncalar yaprakların kendisini yiyemezler, çünkü vücutlarında bitkilerde bulunan selülozu sindirebilecek enzimler yoktur. İşçi karıncalar bu yaprak parçalarını çiğneyerek bir yığın haline getirirler ve yuvanın yeraltındaki odalarında saklarlar ve yaprakların üzerinde mantar yetiştirirler. Bu yolla, büyüyen mantarların tomurcuklarından kendileri için gerekli proteini elde ederler.

Kutsal kitaplara konu olacak kadar önemli bir canlı olan karıncayı hiç kapsamlıca düşündüğünüz oldumu?


Karıncaların koloniler halinde yaşadıklarını tek başlarına bir hayat sürdürmelerinin imkansızlığını ve aralarında mükemmel bir işbölümünün hakim olduğunu biliyoruz.Sistemlerini daha yakından incelediğimizde, oldukça orjinal bir toplum yapısına sahip olduklarını da göreceğiz. Ayrıca bir çok yönden insanlardan daha fazla fedakar oldukları da dikkatimizi çekecektir. En ilgi çekici yönlerinden biri ise insanlarla karşılaştırmak gerekirse bizim toplumlarımızda görülen zengin-yoksul ayrımı, iktidar mücadelesi gibi kavramları bilmemeleridir.
Karıncalar üzerine uzun yıllar araştırma yapmış pek çok bilim adamı, onların ileri sosyal davranışları konusuna henüz bir açıklık getirememiştir.

Afrika'nın İshikari sahilinde 2,7 km2 alanda, birbirine bağlı 45 bin adet yuvada yaşayan , Yaklaşık 1.080.000 kraliçe ve 306.000.000 işçiye sahip olan koloniyi, araştırmacılar, "Süper Koloni" olarak isimlendirmektedirler. Koloni içinde tüm üretim araçlarının ve yiyeceklerin düzenli bir biçimde takas edildiği ortaya çıkarılmıştır.


Çok geniş bir alana yayılarak yaşamalarına rağmen, ebatları da düşünüldüğünde, karıncaların hiçbir karışıklık çıkarmadan düzeni korumalarını açıklamak oldukça zordur. Düşünün ki, bugün düşük nüfuslu ve uygar bir ülkede bile asayişi sağlamak, toplum düzenini devam ettirebilmek için çeşitli kuvvet birimlerine başvurulmaktadır. Bu birimlerin başlarında da mutlaka kendilerini yönlendiren, yöneten bir idari kadro bulunmaktadır. Bütün bu yoğun çabalara rağmen gerekli düzenin eksiksiz olarak sağlanamadığı da gözlemlenebilmektedir.
Karınca topluluklarında ise ne polis, ne jandarma, ne de bekçiye gerek duyulmamaktadır. İlk bakışta kolonilerin hakimleri olarak düşünülen kraliçelerin de tek görevlerinin soyu devam ettirmek olduğunu düşünürsek; bir liderleri, yöneticileri de bulunmamaktadır.


Bu çeşitli tepkilerle düzenli bir toplum yapısı oluşturan karıncaların, karşılıklı haber alışverişine dayalı bir hayatları vardır ve bu alışverişi sağlamada hiçbir zorluk çekmezler. İnsanların kimi zaman konuşarak halledemediği, anlaşma sağlayamadığı konularda (toplanma, paylaşma, temizleme, savunma vs. gibi) karıncaların etkileyici iletişim sistemleriyle, yüzde yüz başarılı olduklarını söyleyebiliriz
 
yağmur yağdığı zaman karınca yuvalarına su girmezmiş.birde geçen gün bir yarışmada sormuşlardı bende biraz araştırdım.karıncalar uyumazmış.demekki o yüzden çalışkan olmalarıyla tanınmışlar.uyumayıp çalışıyorlar.ağustos böceği o yüzden karıncanın kapısına geliyor acıkınca...eline sağlık bilgiler için....
 
DOKTOR KARINCALAR


Bilim adamları karıncaların çok etkili bir mikrop arındırma yöntemi uyguladığını ortaya çıkardı. İsveçli araştırmacıların çalışmasına göre Formica paralugubris cinsi karıncalar, yuvalarında reçine biriktiriyorlar. Ancak karıncaların seçtiği bu reçine bildiğimiz reçinelere benzemiyor: içerdiği özel kimyasallar hastalıkları yuvalarından uzak tutuyor. Karıncalar, yuvalarını çevreleyen kozalaklı ağaçlardan sertleşmiş özsu tanecikleri topluyorlar. Toplanan reçinenin miktarı, yuvanın büyüklüğüne göre 20 kilogramı buluyor.

Lozan Üniversitesi'nden Michel Chapuisat ve ekibi, reçinenin antiseptik özelliğini test ettiler. Bunun için reçine içeren ve içermeyen iki ayrı yuvada ortaya çıkan hastalıkları gözlemlediler. Reçinesiz yuvada üç kat daha fazla mantar üredi ve hastalığa sebep olan bakterilerde belirgin bir artış görüldü.

Karıncaların ortaya koyduğu kimya bilgisi bilim adamlarının da dikkatini çekiyor. Fransız ekolog M. Lambrechts araştırmayı yorumlarken şunları söylüyor:

"Hayvan davranışlarını incelersek insanların kullanacağı kimyasallar bulabiliriz" (1)

Karıncalar küçük bir bedene ve nispeten basit bir organizmaya sahiptirler. Öte yandan hastalık, mikrop ve antibiyotik arasındaki ilişkiyi çözümleme işi ise oldukça kompleks bir davranış. Çünkü karıncaların hastalığın nedeni olabilecek bakteri veya mikroplardan haberdar olmaları söz konusu değil. Bilim adamları özel mikroskoplar sayesinde bunları inceleyebiliyor.

Reçinenin hastalığa çözüm olarak benimsenmesi de aynı şekilde şaşırtıcı. Çünkü reçinenin hastalığı önlediğini anlamak için reçineli ve reçinesiz yuvalar arasında karşılaştırmalar yapmaları ve bir yorum ortaya koymaları gerekiyor. Bu da eczacılıkta yapılan deneyleri akla getiriyor. Çevrelerinde çok sayıda bitki dururken özellikle kozalaklı ağaçları seçmelerinde bilinç olduğu açık. Karıncalar sanki hangi hastalığa hangi ilacı vereceğini bilen bir doktor gibi davranıyor. Ayrıca karıncaların reçine toplamada uyum içinde çalışması, yuvanın genel sağlığının gözetildiğini ortaya koyuyor.
 

Karıncaların vücutlarında formik asit (H2CO2) isimli kimyasal maddeyi üreten bezler vardır. Antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi düzenli olarak vücutlarına süren karıncalar, hem yuvalarında hem de kendi üzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunu engellerler.

Kuşlar ise karıncalar gibi kimyasal maddeler salgılayamazlar; Ancak sık sık karınca tepelerine giderek buralara sürünen kuşlar, karıncaların tüylerinin arasında dolaşmalarına izin verirler. Bu sayede bütün vücudu formik aside bulanan kuş üzerindeki tüm parazitlerden kurtulmuş olur.

karinca55.jpg

 


Bu Konu Hakkında !
Karınca Mucizesi
detaylı okuyabilirsiniz...

Yön bulabilmek için pusulaya, bir de haritaya ihtiyaç vardır. Harita insana nerede olduğunu, pusulaysa nereye gideceğini gösterir. Tunus'un Akdeniz kıyısındaki Mahore's yakınlarında yaşayan siyah çöl karıncası, sabah güneşinin yükselmesiyle 70 dereceye kadar yükselen çöl kumunun sıcağında, yuvasından ısıya kendisi kadar dayanıklı olmayan başka böceklerin ölülerini aramak için çıkar. Bu uzun bacaklı çöl yaratığı istediğinde saniyede 1 metre yol kadedebilir. Çöl karıncası yuvasından başlayarak 200 metre uzağa kadar varabilen bir alanda sık sık durarak ve olduğu yerde dönerek dolanbaçlı bir yol izler.

Ama bu zikzakların bütün karmaşalığına rağmen, yiyeceğini bulduğunda, hemen yuvasına doğru düz bir çizgi izleyerek yola koyulur. Çöl gibi bir arazide yön belirlemeye yarayan işaretlerin azlığı düşünüldüğünde, karıncanın başardığı işin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Araştırmalar, karıncaların gökyüzünü bir pusula gibi kullandığını ve görme duyularının özellikle güneşin polarize ışığına duyarlı olduğunu göstermiştir.
 
5.jpg


Cryptomyrmex Longinodus türü karıncaların Surinam’da bulunmalarından önce sadece Brezilya’da yaşadıkları sanılıyordu

1.jpg



Daceton Armigerum türü karıncaların görsel yeteneği çok gelişkin.
 
X