Müziğe ve spora yeteneğim vardı hem de olağanüstü, ailem izin vermedi. (Hocalarım ne çok yalvarmıştı oysa…) Eleştiriyle büyüdüm, takdir görmedim. Üniversite okudum,evlendim. Ailemden epey uzakta,taban tabana zıt bir kültürün gelini oldum. Eşimden de öyle aman aman değer görmedim,ezildim. Çalışmama da karşı çıktı. Herkes benim yerime karar veriyordu. Stresten panik atak anksiyete buldu. Senelerce ağır ilaç kullandım. Çocuğuma bakamayacak düzeye geldim. O kadar kilo aldım ki,aynalardan nefret ettim. Saçım kel düzeyinde döküldü. Vs vs. Anlatsam sürer daha… Sonra ne mi yaptım?
Psikolojik destek aldım. Devlet hastanesi psikologlarından… Maddi gücüm yoktu çünkü. Silkelendim. Kpss ye hazırlandım 2 çocukla, atandım. Zayıflamaya başladım,saçlarımı tedavi ettirdim. Cildime bakmaya başladım. Konser,tiyatro gezilmedik yer bırakmadım. Eşim karşı çıkıyordu ama dinlemedim. Ve ben bunları 34 yaşımdan sonra yaptım. Şu an işyerimden yazıyorum size… Çok gençsiniz. Hayat bazen dibe çeker,bazen de uçurur. Sakin kalın,değerli olduğunuzu kendinize tekrar edin. Ve bunu yaparken sözcükleriniz boğazınızda kalmasın, kalbinize insin. Ki ikna olabilesiniz bu gerçeğe… Yol uzun,gelecek güzel. Buna inanın. Kıymetlisiniz.
Ha bu arada… Kendi başınıza ilaç kullanıp,kafanıza göre bırakmayın. Faydasını göremezsiniz. Hadi bakalım toparlanma vakti. O gün,bu gün olsun.