Kedi

Yaşlandı ve sonra doğal yollarla öldü :KK43:

Bak bu da son göz ağrımdı, yaşasaydı 4 yaşını biraz geçmiş olacaktı, annesinin ölüsünü ve bu yavruyu çöp konteynerine atmış vicdansızın biri, biz sahiplendiğimizde en fazla 2 günlüktü, göbek kordonu daha üzerindeydi çünkü, veteriner anne sütü almadığı için yaşatamazsınız dedi, kedi sütü ve biberonla besledim 25 gün ve sonra öldü, aylarca ağladım, hala bile anlatırken ağlıyorum, kadersiz yavrum yaşatamadık:KK43:
Eki Görüntüle 2154175
Patisini umarsızca kutunun kenarına koymuş, en sessiz yardım çığlığıydı belki. Kafasını bir şey koklamak ister gibi uzatmış, aradığı anne kokusuydu belki.

Bunu çöpe atan insan hayatında bir kez bile gülemez umarım. O yaşlandığında ona da böyle muamele eden çıkar vs derim demesine de o kadar kötü olamıyorum. Yine de bir kez bile içten gülemesin.

Sizden de Allah razı olsun. Sizin gibi insanların varlığı hep bir umut kırıntısı işte...
 
Bence hayvan sahiplenecek olan insanlar ilk önce ben bu hayvana yıllarca, ömrü bitene kadar bakabilir miyim diye kendine sormalı. Yarın birgün evlenirsen, taşınırsan, çocuğun olursa, vs vs olasılıkta bu hayvan dışarı mı atılacak? Benim için hayvan sahiplenmek çocuk yapmak gibi. Artık atılmayacak bir can alıyorsun, uzun yıllar sorumluluğunu taşıyorsun. Onların da psikolojisi var, terkedilmek bu hayvanları yaralıyor. O kadar çok bir hevesle alınıp sonra terkedilen, sokağa atılan hayvan var ki... Onlar ya bir olaya kurban gidip ölüyorlar, ya ne bileyim barınaklarda ölümü bekliyorlar...
Neyse, bu bir önsöz olsun. Siz böylesiniz demiyorum. Etraflıca düşünülmesi gerek diyorum.


2 kedim var. Kediler şahsına münhasır hayvanlardır. Canı isterse kendini sevdirir, canı isterse seni sever, canının istediği yerde yatar, vs. Kedilere pek hükmedemezsin. Bir laf vardır, sen kediyi sahiplenmezsin, kedi seni sahiplenir. :) Ayrıca evi de sahiplenir.
Kedi insanı eve bağlar. Kediyi köpek gibi arabaya atıp gezdiremezsin, tatile götüremezsin. O yüzden tatil planlarınızda evde kediye bakacak insan olması gerekir.

Benim hayvan sahiplerinde gördüğüm en büyük yanlışlardan biri de bu hayvanların doğalarını kabul edememeleri. Kedi kızarsa ısırabilir, tırmalayabilir. Hele kimi kediler çabuk kızıyor. Mesela benim kedilerimin biri öyle. Sevdirir kendini ama döner tırmık da atar. Biraz manyak. :) diğeri çok uysal. Artık bahtınıza ne çıkarsa. Kediler mobilyalara, koltuklara çıkar, ordan oraya atlar, canı ister tırnaklarını senin koltuğun üzerinde kaşır. Yani eşyanı tırmalar ve zarar verir. Canı isterse perdeni kemirir... vs. Tüy de döker. Bütün bunları kabul edebilmelisiniz.

Bakımı çok zor değil. Kendi kendini temizleyebilen ve kokmayan hayvandır kediler. Bir kere kumunu gösterirsin, o tuvaletini kuma yapar. Hergün kumunu temizlemelisin. Kediyi arasıra taramalısın. Aşılarını yaptırmalısın. Kedinin sağlığı için kısırlaştırmalısın. Evdeki yiyecekleri değil, kuru kedi maması yedirmelisin. Bütün bu saydıklarım para. Bütçe gerektirir.

Ben hep şunu derim. Kedili ev, küçük çocuklu ev gibidir. Gerçekten kediler çocuk gibi. Her şeyi merak eder, hoplar zıplar, bir şeylerin içine girmeye çalışır, bir şeye çarpar, devirir, kırar, döker,... Çok dikkat istiyor. Ev içi güvenlik önlemleri alınmalı.

İnsanlar gibi hasta olabilirler. İshal olur, her yere kaka yapar, kendi bacaklarından akar... Mideyi bozar, her yere kusar. Böyle ekstra iş çıkarabilirler size. Kimi kedilerin ilerleyen yaşlarda ciddi başka sağlık problemleri olabiliyor. Böbrek olsun, kanser olsun...

Her şeye rağmen ben kedi çok seviyorum. İnsana iyi geliyor. Ama bütün olumlu olumsuz özelliklerini tartıp karar vermek lazım. Ben iyisiyle kötüsüyle aklıma gelenleri yazdım.
Kediyi alıştırınca gezebiliyor. Kız kardeşim kedisiyle akdeniz turu yaptı geçen yıl. kardeşimArabada sakin sakin oturuyor. Gittiği mekana uyum sağlıyor. Çok akıllı. Her şey alıştırmaya bağlı.
 
Kedi yazdım, kardeşime dönüştürdü klavye. Ezberden düzeltme yapıyor!
 
Merhaba. Muhtemelen sayfalar sahiplenmenizi tavsiye eden mesajlarla doludur, ben de aynısını tavsiye ederim. Bir canın satın alınabiliyor olması, bir fiyat biçilmesi çok korkunç.. Ki satın alınan her hayvanla onların kafes arkasındaki hapislerine katkı sağlanıyor; arka planda damızlık olarak kullanılan cins anneleri düşününce de tablo iyice korkunç oluyor. İlla cins alayım derseniz barınaklarda yine cins kediler köpekler var aile bekleyen.

Bunun dışında daha önce deneyiminiz olmadığını söylemişsiniz, bu durumda cins kedi sizin için zor olabilir; safkan kalmaları bir o kadar düşük immun sistem ve kronik hastalıklara yatkınlık anlamına geliyor. (Sürekli yapılan akraba evlilikleri gibi düşünün) Bildiğim kadarıyla Siyamlar bu konuda iyice hassas olanlardan. Smokinler, tekirler, sarmanlar hepsi zeki ve arkadaşlıkları bir o kadar güzel. Patilinize kavuştuktan sonra da herhangi bir sorununuz ya da aklınıza takılan bir şey olursa bana da mesaj atabilirsiniz.
 
Annem de 2 siyam besledi, çooook tüy döküyorlar. Aşırı hassas kediler bu arada.. Sahiplerine aşırı bağlılar ve çok konuşurlar.
 
eşya düşkünlüğünüz varsa kedi zor.. benimkinin tırmalama tahtası var ama o koltukların kenarlarını tiftik haline getirdi.. vazo falan kaldırdım, kırılmasından değil de patisine batar diye.. sabah çay dolu mug ı masada bırakmışım, gelmiş devirmiş mesela :27: ev bizim değil de onun gibi, gece hiçbir kapıyı kapattırmaz her yerde gezer.. gelip yanınızda uyur ama sıkıntılı tarafı gece burnunuzun üzerine gelip oturabilir, o derece rahattır :27:

benim kedim scottish fold, ilginçtir çok dışlanmış bir kediydi.. sanırım artık satılmayacağı için "lütfen" bakılıyordu, zaten veren kişiye alayım mı deyince neredeyse üzerine para verecekti çünkü güzel bir masrafları var.. eve geldiğinde ilk 1 hafta büfenin altında yaşadı, eve alışması haftalar sürdü.. kronik bir hastalığı yok söylendiği gibi çünkü aynı cins çiftleşmesinin sonucu olan bir kedi değil ama biz yine de önlem olarak ilaçlarımızı kullanıyoruz.. cins kediler sokak kedilerinden bir kaç şekilde farklı oluyor.. mesela bizimki kucağa gelmez, ama bundan yıllar önce yetişkin bir sokak kedisi sahiplenmiştik o kucaktan inmezdi, yatağında yatardı.. onda alerji olmazdı, bu cins ise çok ama çok naif.. kıl, tüy elbette döküyor ama vitamini, kaliteli maması, taramasını ihmal etmezseniz sıkıntılı bir durumu da yok.. bizde kum salonda baş köşede ama hiç koku yapmıyor çünkü günde 2 sefer temizliyoruz.. aşırı derecede köpek tutkum da var, bir gün mustakil bir eve çıkarsam kesinlikle minnoş bir labradorum olacak inanıyorum :) ama şu aşamada size kediyi sonuna kadar öneririm..
 
eşya düşkünlüğünüz varsa kedi zor.. benimkinin tırmalama tahtası var ama o koltukların kenarlarını tiftik haline getirdi.. vazo falan kaldırdım, kırılmasından değil de patisine batar diye.. sabah çay dolu mug ı masada bırakmışım, gelmiş devirmiş mesela :KK53: ev bizim değil de onun gibi, gece hiçbir kapıyı kapattırmaz her yerde gezer.. gelip yanınızda uyur ama sıkıntılı tarafı gece burnunuzun üzerine gelip oturabilir, o derece rahattır :KK53:

benim kedim scottish fold, ilginçtir çok dışlanmış bir kediydi.. sanırım artık satılmayacağı için "lütfen" bakılıyordu, zaten veren kişiye alayım mı deyince neredeyse üzerine para verecekti çünkü güzel bir masrafları var.. eve geldiğinde ilk 1 hafta büfenin altında yaşadı, eve alışması haftalar sürdü.. kronik bir hastalığı yok söylendiği gibi çünkü aynı cins çiftleşmesinin sonucu olan bir kedi değil ama biz yine de önlem olarak ilaçlarımızı kullanıyoruz.. cins kediler sokak kedilerinden bir kaç şekilde farklı oluyor.. mesela bizimki kucağa gelmez, ama bundan yıllar önce yetişkin bir sokak kedisi sahiplenmiştik o kucaktan inmezdi, yatağında yatardı.. onda alerji olmazdı, bu cins ise çok ama çok naif.. kıl, tüy elbette döküyor ama vitamini, kaliteli maması, taramasını ihmal etmezseniz sıkıntılı bir durumu da yok.. bizde kum salonda baş köşede ama hiç koku yapmıyor çünkü günde 2 sefer temizliyoruz.. aşırı derecede köpek tutkum da var, bir gün mustakil bir eve çıkarsam kesinlikle minnoş bir labradorum olacak inanıyorum :) ama şu aşamada size kediyi sonuna kadar öneririm..
Kucağa gelmemenin cins olup olmamakla alakası yok sanırım.kızım tekir.ama kucağa gelmiyor
 
Kucağa gelmemenin cins olup olmamakla alakası yok sanırım.kızım tekir.ama kucağa gelmiyor

evet yok kesinlikle, birkaç gün önce kucaktan inmeyen bir scottish gördüm şoka girdim :27: demek bizim maymunların huyları böyle :27:
 
Kediyi alıştırınca gezebiliyor. Kız kardeşim kedisiyle akdeniz turu yaptı geçen yıl. kardeşimArabada sakin sakin oturuyor. Gittiği mekana uyum sağlıyor. Çok akıllı. Her şey alıştırmaya bağlı.
ay yok alışmayan alışmıyor.
bende de bi kız var 3.5 yaşında.
2,5 aylıkken sokaktan aldık
eve getirdik 15 gün halının altında saklanarak yaşadı
halen daha eşim ve benim dışımda kimseye kendini sevdirmez, eve misafir gelse saklanır 3 gün çıkmaz.
balkona bile biz olmadan çıkmaya cesareti yok
dolaşsın diye terasa bahçeye indiririz kucağımızdan inmez korkudan tir tir titrer.
sinekten böcekten korkar serçe kadar kuşlardan korkar.
veterinere artık götürmüyorum, aşılarını ense damlası alıp evde yapıyorum.
tam bir pısırık
ama eşimle şakalaştığımızda benim bağırıp çağırmamı duyduğunda eşimin bacağına atlayıp ısırık atıyor beni korumak için :KK70:
 
ay yok alışmayan alışmıyor.
bende de bi kız var 3.5 yaşında.
2,5 aylıkken sokaktan aldık
eve getirdik 15 gün halının altında saklanarak yaşadı
halen daha eşim ve benim dışımda kimseye kendini sevdirmez, eve misafir gelse saklanır 3 gün çıkmaz.
balkona bile biz olmadan çıkmaya cesareti yok
dolaşsın diye terasa bahçeye indiririz kucağımızdan inmez korkudan tir tir titrer.
sinekten böcekten korkar serçe kadar kuşlardan korkar.
veterinere artık götürmüyorum, aşılarını ense damlası alıp evde yapıyorum.
tam bir pısırık
ama eşimle şakalaştığımızda benim bağırıp çağırmamı duyduğunda eşimin bacağına atlayıp ısırık atıyor beni korumak için :KK70:
Sizinki tam umutsuz vakaymış. Ama çok şirin ya. Ürkek ürkek halyle sizi korumaya çalışıyor.
 
Back
X