Seni kutluyorum, tebrik ediyorum. Aslında madalyalık bir iş yapmışsın ama boşanma psikolojisi sebebiyle haberin yok yaptığın işin büyüklüğünden.
Senin senaryonda klasik durum, ve muhtemelen pek çok kişinin başına gelecek durum şu olurdu: kızımız henüz 3 aylık evlidir. Daha eşini ve evliliği bile tam tanıyamamıştır. Eşi bir gün iş sebebiyle imzan gerekiyor der, o da eşle ayrı gayrı olunmaz deyip bir imza atıverir.
Bu sırada devamlı sorun çıkıyordur ama bunları evliliği yürütmek için, boşandı demesinler diye sineye çeker. Henüz daha yeniyiz filan diye kendini teselli eder. Karşı tarafın gerçek yüzü ortaya çıktığında iş işten geçmiştir. Boşanma kararı alınsa bile üstünden en az 5 yıl geçmiş, kadın 15 yıllık yıpranmış, belki Arada çocuk olmuş ve ayrılığı bile göze alamayacak bir duruma gelmiş, hayattan pes etmiştir.
Çok uzatacağım ve komik, alakasız gelecek sana ama arkadaşım geçen yuvasından kaçıp duran evcil hayvanından bahsediyordu. İlk aldığında devamlı kaçıyormuş yuvadan, evin içinde oraya buraya gidip kayboluyormuş. Yuvada da devamlı çırpınıyormuş, diğer hayvanın üstüne çıkıp oradan dışarı atlamaya çalışıyormuş. Çok hareketli, yaramaz bir şeymiş.
Arkadaşım gittikçe kenarları daha yüksek bir yuva aldım diyor. En sonunda ümidi kesmiş. Şu anda yanındaki saf hayvandan bile daha hareketsiz. Yalnızca yem bekliyor, onda bile artık ağır ağır hareket ediyor. Hayvanın karakteri değişmiş.
Bu belki pek çok kişi için herhangi saçma bir evcil hayvan hikayesi ama birincisi gerçek bir durum, kurbağa yağ gibi farazi bir hikaye değil. ikincisi bu hayvan davranışından bile insan hayatına dair çok şey çıkıyor.
Sen daha yüksek duvarlar örülmesine izin vermeden, o hapis hayatından çıkmayı başaran kişisin. Başkalarının senin yerine kararlar almasına ve seni kendi kararlarına mahkum etmesine izin vermemişsin. Bunun için, aman ailemin yanına gideyim, 3 ay sonra geri döneyim gibi tutarsız hareketler yerine boşanma gibi cesur bir adımla sorunu kökten çözebilmişsin. Eşine, ben seninle eş olmak içim evlendim, kefil olmak için değil deme ferasetini göstermişsin.
İçimizdeki özgür, mücadeleci ruh, sırf birileri bize daha yüksek duvarlar koyuyor diye zamanla sönüp gidiyor ve kendi hapishanelerimizde, gardiyanlarımıza itaat ederek yaşıyoruz. Bu duvarlar eş, eşin ailesi, kırılmasınlar diye susulan her davranış, boşandı demesinler korkuları, nasıl anlayamadım diye kendini yıpratmalar vs..
Ben eşimle evlenmeden 3 sene çıktım ve evlendiğimde karşımda bambaşka bir adam buldum. Öyle önceden anlayabilmek çoğu zaman mümkün değil zaten. Yine 3 ayda iyi anlamışsın gerçek yüzlerini, niyetlerini.
Oradan böyle gaz vermeye çalışan bir mesaj olarak görünebilir belki okuyana. Ama niyetim hiç öyle değil. Sabah sabah gerçekten çok beğendim hikayeni. Sen üzülüyor olsan da. Ki çok gereksiz. Dediğim gibi kendini tekrar tekrar tebrik et. Keşke pek çok kadın senin gibi olsa.. Eminim pek çok sorunlu eş, anne, evlilik önlenmiş olurdu. Ama çoğumuz gözümüzü kapatmayı seçiyoruz, ta ki geç olana kadar.
Hayat bu, başımıza her türlü felaket geliyor ve sen bunların birini kendi başına çok güzel atlatmışsın. Eski eşini de artık düşünmeyi bile bıraktığında tamamen kurtulmuş olacaksın. O seviyeye de gelirsin inşallah.
İlk eşinden 1 sene içinde boşandı yakın bir arkadaşım da.o da cesur bir kızdı ve pek çok kişinin reddedemeyeceği çok zengin bir hayatı elinin tersiyle itti. Şimdi onu çok seven bir eşi ve çocuğuyla mutlu mesut çok şükür. Sen de mutluluğu bulursun, yeter ki şu olumsuz enerjiyi üstünden at.