• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kendi aklına güvenmemek

Arkadaşlar, kendime hiçbir şekilde güvenmiyorum. Doğru karar alabileceğime asla inanmıyorum. Böyle bazı insanlar olur ya yanlışa uçarak gider ama umursamaz, herkes uyarır dinlemez, öyle olabilmeyi, öyle bir özgüvene sahip olabilmeyi çok isterdim. Ben bir şey hissetsem de bir zaman sonra "Abartıyorsun," "Saçmalama," sesleri kafamın içinde yankılanıyor resmen. Sonuç gerçekten dediğim gibi çıksa bile "Tesadüftür," "Benim böyle hissetmem doğru değildir, olacağı vardır," diyorum.
Kendimi böyle salak, kendi başına düşünemeyen biri gibi hissediyorum. Altı senelik arkadaşımın deyimiyle, "Yol bile yürüyemez gibi," hissediyorum.
Yani mesela bir şeyi çok sevdim, birisine anlattığım anda karşı taraf olumsuz bir yorum yapsın hemen vazgeçiyorum, soğuyorum. Bu yorum yapılan şey hayatımdaki bir insan olsun, aldığım bir şey olsun, yaptığım bir iş olsun. Neden böyle oluyor olabilir? Bir de bunu yaşayanlar, siz nasıl bu durumu değiştirdiniz?
Psikiyatriye başladım zaten ama durumumu ayarlayamadığım için bir aydır devam edemiyorum, bu ay tekrar başlayacağım. Psikoterapinin yanında bana ne önerebilirsiniz? Kitap önerisine da açığım, okumayı seviyorum zaten.
25 yaşıma kadar kimliğimle alakalı en ufak bir fikrim yoktu mal gibi geziyordum ortalıkta,evlenip çocuk sahibi oldum evde uzun süre yalnız kaldım zaten hep kitap okur film izlerdim,hayata bakışım hiçbir zaman sıradan olmadı fakat eksik birşeyler vardı adlandıramıyordum,yanlış bir hayatın içinde yanlış bir şehirde sıkışmış kalmıştım,sonradan bu eksikliğin yine kendim olduğunu farkettim,artık kendim bile fark etmeye başladım kendimi daha çok seviyorum daha çok dinliyorum daha çok güveniyorum,kendime bir tek ben yalan söylemiyorum kendim için en iyisini herkesten çok ben biliyorum,ihtiyaçlarımın sadece ben farkındayım zor durumda kalsam sadece ben mücadele ediyorum,sevinsem sadece ben yürekten takdir ve tebrik ediyorum,şunu anlayın dünya üzerindeki en iyi dostunuz yine sizsiniz,önce kendinizi sevip kabul edin ama bu söylediğimi kişisel gelişim şeyleriyle karıştırmayın,iyi yada kötü yanlarınızla kendinizi sevin,verdiğiniz yanlış kararları zayıf olduğunuz için değil seçenekler bu şekilde yönlendirdiği için verdiniz bunu kabul edin,hata yapın zaten ne olacakki onuda kabul edin ben hatalıyım kime ne deyip geçin,herkes birilerinin yorumlarından etkilenir ama karar aşamasında kendinizi dinleyin,her olayın binlerce seçeneği var seçtiğiniz seçeneği kabul edin,dünya üzerinde milyarlarca insan var ve hepsi sürekli hatalar yapıyor,çok düşünmeden dalın sadece kendinizi dinleyin,kendinizi sevin,kendinizi ciddiye alın.
 
Arzuların felaket getireceği inanışı bütün insanlarda az çok var. Bazılarında çok çok var. Büyük ihtimalle arzuladığınız bir şeyin, kontrolünüzü kaybetmenize sebep olacağından korkuyorsunuz. Bu nedenle güvendiğiniz insanlardan fikir alıyorsunuz. Sonuç olarak sakin ama tadsız bir hayat kaçınılmaz oluyor.
Sizinle aynı hisleri paylaşmayan birine, bir durumu anlattığınızda sadece mantıksal cevap verir. Halbuki arzulara ulaşabilmek için bazı çetrefilli yollardan geçmek gerek. Tamamen olumlu ilişki, tamamen olumlu iş, tamamen olumlu arkadaş diye bir şey yok. Kontrolü kaybetmekten korkmayın.
 
İşte sorun aslında bu, yani birine eski sevgilimin resmini göstermiştim hemen "kadın programı suçlusuna benziyor uzak dur" demişti, adamdan soğumuştum. Kaldı ki o gün iş yerime çiçek göndermişti. Ha sonra bitti ama farklı bir sebepten bitti, yani söylendiği gibi bir kötülük görmedim sadece beklentilerimiz uyuşmadı.
Mesela bu soğuma yaşanmamalıydı. Bunu yapamıyorum. Bu kadarı da sorun bence. Tamam fikirlere önem vermek önemli de bu kadarı da biraz saçma değil mi?
benim bir flörtüm vardı. eli yüzü de çok düzgündür. ben görsellik konusunda objektif biriyimdir. yakışıklıya yakışıklı derim yani. cidden hoş çocuktu. bir arkadaşıma gösterdim. fotoyu görünce nutku tutuldu ama çaktırmadı ve dönüp ne dedi biliyo musun "ayy amannn bunlardan çok varr" hee çok var :D yani insanların yorumlarına da çok güvenme derim. öyle herkes pür bir şekilde senin iyiliğini düşünmüyor. illa kötü niyetli olmasına da gerek yok. kendi travmalarını, olumsuz yaşantılarını size yansıtır. hislerine güven. ben eski konularınızı okudum. kuralcı bir anneniz var anladığım kadarıyla. öyle pek BÜYÜK yanlışlara sapacak birine de benzemiyorsunuz. Ha ilişkilerde aldatılmadır, üzülmektir, terk edilmektir bunlar olağan şeyler. Kimse de bilemez zaten işin sonunu.
Karşınızdaki insanla kaygılarınızı paylaşırsanız, daha iyi sonuç alırsınız. Öyle arkadaş markadaş çare olmaz. Sizin kuruntu ettiğiniz şeylerden hayatınızdaki insanın haberi bile yoksa, konuşmuyorsanız ortaya bir ilişki çıkmaz.
Diğer konularda da bu böyle. Yazarlık neden para getirmesin? yeteneğin varsa her şey paraya çevrilir. Tutkun, arzun ne üzerineyse o yolda yürü. Başkalarının hayatı çok mu iyi sence? burda evli insanların tanışma hikayelerini dinlesek "inanmıyorum, nasıl güvendin" deriz belki. ya da zengin birinin geçtiği riskli yolları duysak "nasıl cesaret ettin yok artık" deriz.
Şeyma subaşı'yi sevmem ama bir videosunda diyordu ki kalbimin sesini duymaya çalışırım, başkalarına asla anlatmam, kendi yolumdan sapmış olurum. bu minvalde bir şeyler. ki bence pek vasfı olmadan bu hayatı yaşıyorsa bu sayededir :D şeyma olalım demiyorum, daha ilkeli yollarda da bunu deneyebiliriz bence. insan iç güdüsel olarak kendini tanır bilir.
 
Yaptığınız hiçbir şeyi beğenmeyen kusur bulan devamlı sizi eleştiren manüple eden bir ebeveynle büyüdüyseniz maalesef çoğunlukla sonuç bu oluyor. Ben de annemden biliyorum.
Yaşınız küçük mü bilmiyorum ama belli bir yaştan sonra bir aydınlanma geliyor. Özellikle de manüple eden kişiden uzaklaşınca kendinize olan güveniniz geliyor.
 
benim bir flörtüm vardı. eli yüzü de çok düzgündür. ben görsellik konusunda objektif biriyimdir. yakışıklıya yakışıklı derim yani. cidden hoş çocuktu. bir arkadaşıma gösterdim. fotoyu görünce nutku tutuldu ama çaktırmadı ve dönüp ne dedi biliyo musun "ayy amannn bunlardan çok varr" hee çok var :D yani insanların yorumlarına da çok güvenme derim. öyle herkes pür bir şekilde senin iyiliğini düşünmüyor. illa kötü niyetli olmasına da gerek yok. kendi travmalarını, olumsuz yaşantılarını size yansıtır. hislerine güven. ben eski konularınızı okudum. kuralcı bir anneniz var anladığım kadarıyla. öyle pek BÜYÜK yanlışlara sapacak birine de benzemiyorsunuz. Ha ilişkilerde aldatılmadır, üzülmektir, terk edilmektir bunlar olağan şeyler. Kimse de bilemez zaten işin sonunu.
Karşınızdaki insanla kaygılarınızı paylaşırsanız, daha iyi sonuç alırsınız. Öyle arkadaş markadaş çare olmaz. Sizin kuruntu ettiğiniz şeylerden hayatınızdaki insanın haberi bile yoksa, konuşmuyorsanız ortaya bir ilişki çıkmaz.
Diğer konularda da bu böyle. Yazarlık neden para getirmesin? yeteneğin varsa her şey paraya çevrilir. Tutkun, arzun ne üzerineyse o yolda yürü. Başkalarının hayatı çok mu iyi sence? burda evli insanların tanışma hikayelerini dinlesek "inanmıyorum, nasıl güvendin" deriz belki. ya da zengin birinin geçtiği riskli yolları duysak "nasıl cesaret ettin yok artık" deriz.
Şeyma subaşı'yi sevmem ama bir videosunda diyordu ki kalbimin sesini duymaya çalışırım, başkalarına asla anlatmam, kendi yolumdan sapmış olurum. bu minvalde bir şeyler. ki bence pek vasfı olmadan bu hayatı yaşıyorsa bu sayededir :D şeyma olalım demiyorum, daha ilkeli yollarda da bunu deneyebiliriz bence. insan iç güdüsel olarak kendini tanır bilir.
Annem evet kuralcı, hatta kendi de kabul ediyor her şey kendisinin istediği gibi olmalıymış çünkü doğru olan kendisiymiş. Bende DEHB var ve gerçekten bir şeyleri, özellikle evdeki kuralları aklımda tutamıyorum. Olmuyor yani. Belki ben de o yüzden kendimi hatalı görüyorumdur her konuda.
Yazarlık neden para getirmesin çünkü çok bilinen biri değilim, daha yeniyim. Amerikan filminde de yaşamadığımız için öyle pat diye ünlü olamam ama işte çevremdeki insanlara bunu açıklayamıyorum.
 
Annem evet kuralcı, hatta kendi de kabul ediyor her şey kendisinin istediği gibi olmalıymış çünkü doğru olan kendisiymiş. Bende DEHB var ve gerçekten bir şeyleri, özellikle evdeki kuralları aklımda tutamıyorum. Olmuyor yani. Belki ben de o yüzden kendimi hatalı görüyorumdur her konuda.
Yazarlık neden para getirmesin çünkü çok bilinen biri değilim, daha yeniyim. Amerikan filminde de yaşamadığımız için öyle pat diye ünlü olamam ama işte çevremdeki insanlara bunu açıklayamıyorum.
evdeki kuralları akılda tutamazsınız, çünkü o kurallar tek kişinin isteğiyle ortaya çıkmış belki de size içten içe mantıksız gelen kurallar. dehb olduğunuzu doktor mu söyledi?
 
evdeki kuralları akılda tutamazsınız, çünkü o kurallar tek kişinin isteğiyle ortaya çıkmış belki de size içten içe mantıksız gelen kurallar. dehb olduğunuzu doktor mu söyledi?
evet gerçekten biri özel biri devlette iki psikiyatrist gördü ve testler yapıldı. teşhis konuldu yani. benim aklıma bile gelmiyordu, ben geri zekalı falan olduğumu sanıyordum.
 
Back
X