Selamlar.......
Üniversite üçüncü sınıf öğrencisiyim, tarih ve çap olarak uluslararası ilişkiler okuyorum. kendimi bildim bileli deli gibi tıp istiyordum, onun için fen lisesine gittim, her şey yolundaydı ama lise sonda doktor olmanın benlik olmadığını, deli gibi çalışmaya uykusuz kalmaya dayanamayacağımı, böyle bi hayatı istemediğimi farkedip eşit ağırlığa geçtim.. Lys de çalışmadan girdiğim TS de ilk 2000e girince, şu an okuduğum okul tam burs-üstüne maddi burs ve çiftanadal olanakları sallayınca tarih okuyayım dedim. nasıl olsa uluslararası ilişkilerden çap yaparım diye düşündüm şükür ki düşüncem tuttu şu an çap yapıyorum, işte her şey "sözde"yolunda amma velakin,
Rahat mı batıyor bilmiyorum ama sıkılıyorum. hiçbişey yapasım yok, sınavlara çalışmıyorum nasıl olsa geçerim diye ve gariptir aa ile geçiyorum ama psikolojim yerlerde. çabalamadan yırtınmadan bu noktaya geldiğim için sanırım değerini bilmiyorum. ama bilmek için de çaba sarfetmiyorum.. hayat boğucu, sıkıcı ve kapalı havalarda ancak huzur bulabiliyorum. daha 19 yaşındayım ama iç yaşım resmen 45. kendimi akademisyen olarak göremiyorum ilerde... Hevesim yok.. millet erasmus için ortalama yapmaya çalışıyor bende ortalama var ama heves yok.. gitmiyorum ondan dolayı.. diyorum mezuniyetten sonra tıbba hazırlansam, okusam diye ama sonra vazgeçiyorum, uykusuzluk çalışmak bana göre değil diye.. kazansam iki aya mutsuz olacağım tonlarca ezberden dolayı.. ama böylede mutsuzum..
Gerine gerine ben tarih ve uluslararası ilişkiler okuyorum, ilerde akademisyen olacağım diyemiyorum.. güzel bölümler, öğrencisiyim ama ne bileyim ben bile burun kıvırıyorum öğrencisi olmama rağmen.. bilmiyorum... belki bu kadar kötü psikolojimin sebebi dediğim gibi kendime yabancılaşmamdır, yıllardır inşa etmeye çalıştığım ben'den çokk farklı bir ben var şu an çünkü aynada.....
Ne dersiniz..
Üniversite üçüncü sınıf öğrencisiyim, tarih ve çap olarak uluslararası ilişkiler okuyorum. kendimi bildim bileli deli gibi tıp istiyordum, onun için fen lisesine gittim, her şey yolundaydı ama lise sonda doktor olmanın benlik olmadığını, deli gibi çalışmaya uykusuz kalmaya dayanamayacağımı, böyle bi hayatı istemediğimi farkedip eşit ağırlığa geçtim.. Lys de çalışmadan girdiğim TS de ilk 2000e girince, şu an okuduğum okul tam burs-üstüne maddi burs ve çiftanadal olanakları sallayınca tarih okuyayım dedim. nasıl olsa uluslararası ilişkilerden çap yaparım diye düşündüm şükür ki düşüncem tuttu şu an çap yapıyorum, işte her şey "sözde"yolunda amma velakin,
Rahat mı batıyor bilmiyorum ama sıkılıyorum. hiçbişey yapasım yok, sınavlara çalışmıyorum nasıl olsa geçerim diye ve gariptir aa ile geçiyorum ama psikolojim yerlerde. çabalamadan yırtınmadan bu noktaya geldiğim için sanırım değerini bilmiyorum. ama bilmek için de çaba sarfetmiyorum.. hayat boğucu, sıkıcı ve kapalı havalarda ancak huzur bulabiliyorum. daha 19 yaşındayım ama iç yaşım resmen 45. kendimi akademisyen olarak göremiyorum ilerde... Hevesim yok.. millet erasmus için ortalama yapmaya çalışıyor bende ortalama var ama heves yok.. gitmiyorum ondan dolayı.. diyorum mezuniyetten sonra tıbba hazırlansam, okusam diye ama sonra vazgeçiyorum, uykusuzluk çalışmak bana göre değil diye.. kazansam iki aya mutsuz olacağım tonlarca ezberden dolayı.. ama böylede mutsuzum..
Gerine gerine ben tarih ve uluslararası ilişkiler okuyorum, ilerde akademisyen olacağım diyemiyorum.. güzel bölümler, öğrencisiyim ama ne bileyim ben bile burun kıvırıyorum öğrencisi olmama rağmen.. bilmiyorum... belki bu kadar kötü psikolojimin sebebi dediğim gibi kendime yabancılaşmamdır, yıllardır inşa etmeye çalıştığım ben'den çokk farklı bir ben var şu an çünkü aynada.....
Ne dersiniz..