Kendimi değiştirmek istiyorum ama başaramıyorum.

alindalin

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
9 Kasım 2010
2.051
1.031
35
Merhaba herkese. Çooook uzun bir iç dökme olacak, baştan belirteyim. Bölümlere ayırarak yazmaya çalışacağım. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ederim.

Biraz kendimden bahsedecek olursam en temel problemimin özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum artık. Sanırım çocukluğumdan beri böyleymiş ama ben bunu yeni farkediyorum. Ya da ilkokul orta okul lise üniversite derken bir şekilde çevremde görüştüğüm arkadaşlarım vardı ve yalnızlık hissetmiyordum. Ama hepsi o zamanlarda kaldı. Ben de hep şöyle bir şey vardı. Kalabalık ortamlarda herkesle samimi olmak yerine hep bir tane samimi olacağım birini seçer sadece onunla devam ederdim. Kalabalık sohbetleri sevmezdim o yüzden hiç kalabalık arkadaş gruplarım olmadı. Ama önceden bunu isteyerek yapıyordum. Şimdi çevremi gözlemlediğimde bakıyorum da insanların tabi ki dostum diyeceği kişiler ayrıdır ama kalabalık bir ortamda zevkle doldu dolu sohbet ediyorlar. Ben bu noktada hep eksik kalıyorum. Yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekte de çok zorlanıyorum.

Bir de sohbeti ilerletemiyorum. Nasılsın iyi misin neler yapıyorsun vs dedikten sonra devamı gelmiyor. Karşı taraf benimle muhabbete devam etmek istemiyormuş gibi geliyor ben de devam edecek bir şey bulamıyorum. Çalışma ortamımda herkes uzun uzun sohbetler ediyor ben o sohbete hiç dahil olamıyorum. Sohbete dair bir cümle de ben ediyorum mesela ama ya hiç duyulmuyor ya da birkaç saniye durup yine devam ediyorlar. Şimdilerde başka sorunlar yaşıyorum iş yerimdekilerle ama önceden de böyleydi. Yaptığım bir hatadan dolayı dışlandığımı düşünüyorum ama öte yandan da bakıyorum bu olaydan önce de paylaşımım çok azmış. Benden sonra başlayan bir arkadaş bile herkesle gayet samimi gülüp eğleniyor dışarda bir şeyler yapıyorlar falan ama ben hiç o aşamaya gelemiyorum. Hemen samimi olup ne yapacaksın diyebilirsiniz ama kastettiğim tam olarak o değil. Yani çok anlam yüklemeden, hadi gülüp sohbet edelim diyecek kadar bile samimi olamıyorum. Sorunun benden kaynaklandığına eminim ama nerde hata yaptığımı bulamıyorum.

İnsanların acılarına duyarsız değilim, burada bir konu yüzünden linç yedim ama güvenilmeyecek bir insan değilim. Çünkü kendimi biliyorum. Bu zamana kadar kimsenin kötülüğünü isteyerek bir şey yapmadım. Kimsenin benden istediği desteği geri çevirmedim. kimsenin anlattığını bir başkasına anlatıp dedikodusunu yapmadım ki çok samimi olanların bile birbirleriyle ilgili neler söylediklerini duyuyorum ben bunu hiç yapmadım. Kimseye kırıcı davranmıyorum. Zaten kimse de bana kötü davranmıyor ama hep bi resmî kalıyor ilişkim. Bir yerden sonra yürümüyor işte. Kimseye soru soramıyorum mesela. Haddime değilmiş gibi geliyor bir şey sorarken. Bu da dışardan mesafe gibi algılanıyor herhalde.

Mesela çalıştığım yerde görevli abla var iki tane. Bakıyorum herkes onlarla samimi sohbet edebiliyor. Bazen gidip onların yanlarında oturuyorlar, hatta onlar aracılığıyla başkalarıyla da tanışıp hastanedeki bir işini halletti ordan bir arkadaş. Onların bulunduğu katta oturuyorlar gelenle geçenle konuşuyorlar falan. Ben ordan çalıştığım kata çıkarken sadece günaydın iyi akşamlardan öteye geçemedim hiç. En fazla nasılsın iyi misin ekleniyor bunlara o kadar devamı yok. Gidip yanlarına otursam sohbet edecek bir şey bulamam ki, annesinin iş yerine gitmiş yanında oturan çocuk gibi kalırım öyle.

Kendimi beğenmediğim için eşimin ailesi ve arkadaşlarıyla bile nişana kadar tanışmadım, kaçtım sürekli. Ki hala arkadaşlarıyla iletişimim yok. Herkes birbirini tanıyor ben sonradan gidince herkes bana odaklanacak diye gerildim ve piknik vs davetlerinde hep bir bahane uydurdum nişanlıyken. Dışardan bakınca sanki onları beğenmeyip iletişim kurmak istemiyormuşum gibi göründü ve sonra da bir daha iletişim olmadı. Kendimi beğenmiyorum, eşimden 3 yaş büyüğüm bunu sorun ediyorum. Sanki herkes arkamızdan bunu konuşuyor ya da konuşacakmış gibi geliyor.

Eskiden ilkokuldan beri hiç ayrılmadığım dostum diyebileceğim bir insan vardı. Eşiyle de aram iyiydi beraber vakit geçirirdik onlarla. Ben eşimle tanışıp evlenmeye karar verince bu arkadaşımın eşi demiş ki ne yapacak çoluk çocukla. Kendi yaşında birini bulamadı mı gibi şeyler söylemiş. Bunu duyunca çok üzüldüm ve sanırım bunu da kompleks yaptım. Sonra o arkadaşımla da uzaklaştım. Tabi dışardan bakınca birini buldu arkadaşını aramayı bıraktı gibi göründüm ve bu yüzden arkadaşım da tavır gösterdi. Kendimi açıklamadım. Sanırım böylesi işime geldi. Onlarla eşli görüşmek istemeyecektim kompleksim yüzünden. Başka yakın bir arkadaşım da başka bir şehirde yaşıyor. Aslında yakın mesafe istesem iletişim kurarım ki birkaç defa gelecek oldular çeşitli sebeplerle erteledim ve ben de geri aramayınca onunla da koptuk. Ama aramama sebebim vefasızlık değil tabi ki komplekslerim.

Eşimin ailesine gelince onlarla da anlaşamadım. Daha önce konu açmıştım zaten zihniyet olarak onlar da pek normal değiller. Eşimin bir teyzesi var onunla aram iyi. Biraz aradaki sorunlardan bahsetmiştim kendisi de konuları bildiği için beni haklı buluyor yani eş ailesiyle ilgili konuda tamamen ben hatalı değilim ama benim hatam olan kısım yine komplekslerim. Kv sürekli misafir getirmek istiyor ama ben kendimi misafir ağırlama konusunda da çok eksik hissediyorum. Hep kaçıyorum. Şimdi eşimin kuzenleri evlendi mesela ve gündem hep yeni gelinler. Şöyle becerikli böyle misafir ağırlıyor falan anlatıyorlar hep. Kendimi eksik hissediyorum. Başkalarına bakıyorum browniler, tartlar, salatalar havalarda uçuşuyor. Kendime bakıyorum hala annem usulü patates salatası, poğaça, börek. Kekim bile kabarmıyor. Pes etmiyorum hadi devam edeyim elim alıştıkça düzelir diyorum ama yok işte olmuyor.

Kendi aileme gelirsem sadece annem babam ve kardeşlerimle iletişimim var. Hiçbir akrabamla görüşmüyorum. 40 yaş çocuğuyum. Kuzenlerim benden çok büyük. Neredeyse benimle yaşıt çocukları olan kuzenlerim var. Yabaniliğim yüzünden onlarla da iletişimim olmadı çocukluğumdan beri. Bunda bence ailemin de payı vardı. Kısıtlayan, aşırı korumacı insanlar annemle babam. O nedenle hep bir uzak kaldım herkese. Şimdi düşünüyorum da anneme babama bir şey olsa kimsem yok şu hayatta. Zaten yaş itibariyle anne babamdan büyük olan kardeşleri hayatta değiller. Kuzenlerle de benim iletişimim olmadı bu saatten sonra da olmaz zaten.

Burada açtığım konularda bile hep linç yedim. Kötü niyetle yapmadığımdan çok emin olduğum şeylerde bile kendimi sorgular hale geldim. Acaba diyorum bu kadar insan böyle diyorsa ben gerçekten kötü niyetli miyim.

Kendimi sevilmiyor istenmiyormuş gibi hissediyorum. Böyle düşündükçe her şeyi kişisel algılamaya başladım. Bugün bir öğrenci beni gördü onların dersine artık ben gireceğim sandı diyor ki hocam siz gelmeyin ben diğer hocayı çok seviyorum. Ben bunu kendime dert ettim mesela. Oysaki bir başka çocuk da bana diyor ki hocam bizim dersimize siz gelin. Diğer hoca hiç alınmıyor gibi. Ama ben ne söylense kişisel algılıyorum. İstenmediğimi düşünüyorum sürekli. Böyle düşündükçe daha da çekiyorum kendimi. Silik bir tip oldum iyice. Yok gibiyim ortamlarda. Destek almayı düşündüm randevu da almıştım ama çalıştığım için sadece cumartesi günü gidebilirim. O güne aldığım randevuyu iki defa psikolog erteledi. Sonra ülkemizdeki deprem felaketi nedeniyle kendisi o bölgeye gitmişti yine ertelendi. Bu cumartesiye aldım bakalım iptal olmazsa gideceğim.

Eğer buraya kadar okuduysanız bana önerebileceğiniz kitap, film, ya da iletişim taktikleri varsa çok sevinirim. Öncelikle acilen uygulayabileceğim yöntemler varsa onları duymayı daha çok isterim. Şimdiden teşekkür ederim.
 
konuyu baştan sona okudum öncelikle eşinizle nerede tanıştınız, yaşlarınız nedir? Eşiniz sizden 3 yaş büyük olsaydı bunu sorun etmezdiniz toplum olarak hep erkeklerin büyük olmasını normalleştirmişiz ama bana kalırsa öyle değil, bir erkek kadından nasıl büyük olunca sorun olmuyorsa kadın da büyük olabilir.
Eşinizle aranız nası,l sonunu okuyana kadar evli olduğunuzu anlamadım hatta nişan kısmını okurken bile ilişkinizin devam etmediğini düşündüm. Eşinizle aktivite yapmıyor musunuz birlikte dışarı çıkıp birşeyler yapma fırsatınız olmuyor mu? İş dışında arkadaş arıyorsanız toplu etkinliklere katılabilrisiniz evet psikolog da yardımcı olacaktır ama ben sadece psikoloğa gidip de özgüvenim yerine geldi diyen insan görmedim. Önce neyden hoşlanırsınız bir bunu düşünün, daha sonra o alanda kursa yazılarak başlayabilirsiniz daha sonra müzik dizi izlerken bile insanlarla tanışma uygulaması var oradan da arkadaş edilebilirsiniz. Bana kalırsa önce insanların içine yani toplu bir ortama girerek başlayın.
 
Eşiniz ile aranız nasıl evliliğinizde mutlumusunuz peki?eşiniz destek olurmu bu durumlarda size.
 
Çok üzüldüm okuyunca.

Çok ağır özeleştiri yapmışsınız.

Eş ile aranız nasıl?

Çok yalnız görünüyorsunuz buradan bakınca.

Kitapla,video ile olmaz bu işler.

İyi bir uzmandan yardım alın.

Eşimle aram iyi. Tüm her şeyi ona açıkça anlayabildiğini için bir tek onunla rahat hissediyorum kendimi. Şu an bu sorunlarımdan annemin babamın bile haberi yok.
 
ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı diye bir kitap var.

dünyanın en korkunç isim seçimi ama kitap isminden çok bağımsız
benim hayatımın kitabı kabul ettiğim bir kitaptır
heleki bizim ülke gibi bir ülkede okullarda okutulmasinin şart olmasını isterdim.

bence o kitabı okuyun

mutlaka okuyacağım teşekkür ederim
 
Psikolojik destek görmelisiniz. Zincirlerinizi bir yerde kırmakla başlayabilirsiniz. İnsan içine kapandıkça kendini dışarıdan daha da.soyutluyor, bi nevi bu bağımlılık yapıyor. Ama tekrar sosyalleşince, insanlarla takıldıkça da açılıp kendine geliyor. Çok üzüldüm size. Bu arada eşiniz ile yaş farkını sorun eden, iğneleyici laf eden insanlarla zaten görüşmeyin. Hayır ben anlamıyorum, erkekler kendinden 10 yaş bile küçük olan kadınlarla evlenince sorun olmuyor da neden erkeğin küçük olması sorun oluyor. 3 yaş hiçbir şey değil ki. Olgunsa, kafa yapınız uyuşuyorsa kime ne?! Bak Yağmur Atacan ve Pınar Altuğ ne güzel anlaşıyor, evlilikleri mis gibi gidiyor.
 
konuyu baştan sona okudum öncelikle eşinizle nerede tanıştınız, yaşlarınız nedir? Eşiniz sizden 3 yaş büyük olsaydı bunu sorun etmezdiniz toplum olarak hep erkeklerin büyük olmasını normalleştirmişiz ama bana kalırsa öyle değil, bir erkek kadından nasıl büyük olunca sorun olmuyorsa kadın da büyük olabilir.
Eşinizle aranız nası,l sonunu okuyana kadar evli olduğunuzu anlamadım hatta nişan kısmını okurken bile ilişkinizin devam etmediğini düşündüm. Eşinizle aktivite yapmıyor musunuz birlikte dışarı çıkıp birşeyler yapma fırsatınız olmuyor mu? İş dışında arkadaş arıyorsanız toplu etkinliklere katılabilrisiniz evet psikolog da yardımcı olacaktır ama ben sadece psikoloğa gidip de özgüvenim yerine geldi diyen insan görmedim. Önce neyden hoşlanırsınız bir bunu düşünün, daha sonra o alanda kursa yazılarak başlayabilirsiniz daha sonra müzik dizi izlerken bile insanlarla tanışma uygulaması var oradan da arkadaş edilebilirsiniz. Bana kalırsa önce insanların içine yani toplu bir ortama girerek başlayın.


Eşimle aynı lisedeydik ama alt sınıftaydı haliyle. Ortak tanıdığımız çok fazlaydı. Sonra bir iftarda karşılaştık devamında beni sosyal hesaptan ekledi öyle devam etti. Şu an sadece eşimle sorunlarımı paylaşabiliyorum zaten. Birlikte çıkıp dolaşıyoruz. Eğer benim böyle bir sorunum olmasa çok daha mutlu bir evliliğimiz olurdu muhtemelen.
 
Özgüven sorununuz var evet ama ben sizi biraz benmerkezci buldum. Bütün anlattıklarınızı ve detaylı değerlendirmelerinizi hep başkaları sizinle ilgili ne düşünüyor, bir şeyi yaparsanız size etkisi ne olur diye yapmışsınız.

Mesela arkadaşınızın eşinin yorumu yüzünden yıllardır süren arkadaşlığınız bitmiş ve arkadaşınız neden bittiğini bile bilmiyor. Hayatınızda bunca zamandır olan birisi bu ayrılıktan nasıl etkilendi bir kelime bile yok.

Başkalarıyla diyaloglarda da siz ne elde edeceksiniz düşüncesi var hep. Mesela kadınlarla diyalog kuranlar işini halletmiş.

Ben çok rahat sosyal diyalog kuran bir insanım mesela çünkü insanlara genel tavrım ilgili olmak, yani sohbette “kendimle ilgili ne söylemeliyim” değil, “bu insanla ilgili neyi merak ediyorum” diye düşünseniz bile soracak, konuşacak tonla şey bulursunuz.

Tek başınıza çözemeseniz de olay sizin özgüvensiz kurban olmanızdan ziyade biraz benmerkezci bir insan olmanız gibi geldi bana.
 
Özgüven sorununuz var evet ama ben sizi biraz benmerkezci buldum. Bütün anlattıklarınızı ve detaylı değerlendirmelerinizi hep başkaları sizinle ilgili ne düşünüyor, bir şeyi yaparsanız size etkisi ne olur diye yapmışsınız.

Mesela arkadaşınızın eşinin yorumu yüzünden yıllardır süren arkadaşlığınız bitmiş ve arkadaşınız neden bittiğini bile bilmiyor. Hayatınızda bunca zamandır olan birisi bu ayrılıktan nasıl etkilendi bir kelime bile yok.

Başkalarıyla diyaloglarda da siz ne elde edeceksiniz düşüncesi var hep. Mesela kadınlarla diyalog kuranlar işini halletmiş.

Ben çok rahat sosyal diyalog kuran bir insanım mesela çünkü insanlara genel tavrım ilgili olmak, yani sohbette “kendimle ilgili ne söylemeliyim” değil, “bu insanla ilgili neyi merak ediyorum” diye düşünseniz bile soracak, konuşacak tonla şey bulursunuz.

Tek başınıza çözemeseniz de olay sizin özgüvensiz kurban olmanızdan ziyade biraz benmerkezci bir insan olmanız gibi geldi bana.


işini halletme konusunu örnek vermemin sebebi şuydu; yani kısa sürede o kadar samimi oluyorlar ki başka tanıdıklar bulup işlerini hallettirecek hale geliyorlar demek istemiştim.

Ben özgüvensiz olduğumu düşünüyorum ama benmerkezci de olabilirim ve bu da bir problem zaten. Problemim her neyse ondan kurtulmak istiyorum. Çünkü isteyerek yapmıyorum.

Mesela demişsiniz ya kendimle ilgili bir şey söylemek yerine bu insanla ilgili ne merak ediyorum diye düşünün. Şöyle bir sorunum var birine bir şey sorarken de çekingen davranıyorum. Merak ettiğim şeyi bile acaba haddim mi diye üzerinde çok düşünüyorum ve soramıyorum. Muhabbeti ilerletemiyorum.
 
işini halletme konusunu örnek vermemin sebebi şuydu; yani kısa sürede o kadar samimi oluyorlar ki başka tanıdıklar bulup işlerini hallettirecek hale geliyorlar demek istemiştim.

Ben özgüvensiz olduğumu düşünüyorum ama benmerkezci de olabilirim ve bu da bir problem zaten. Problemim her neyse ondan kurtulmak istiyorum. Çünkü isteyerek yapmıyorum.

Mesela demişsiniz ya kendimle ilgili bir şey söylemek yerine bu insanla ilgili ne merak ediyorum diye düşünün. Şöyle bir sorunum var birine bir şey sorarken de çekingen davranıyorum. Merak ettiğim şeyi bile acaba haddim mi diye üzerinde çok düşünüyorum ve soramıyorum. Muhabbeti ilerletemiyorum.
Yani birine sorulabilecek çok şey var hadsizlik olmadan. En basit konu mesela, çocuğu olan insanlar “çocuklar nasıl” deseniz, mutlu oluyor bir şeyler anlatıyorlar. Ya da canlarını sıkan varsa söyleyebilirler sonra da bir sonraki sefer unutmazsanız, “küçüğün yarışması vardı nasıl geçti”, vs. böyle sosyallikle hadsizlik arasında çok fark var.

Ben sizde genel bir ilgi görmedim. Bu da sizi kötü biri yapmaz ama özgüvenden çok insanlarla iletişiminiz biraz kendi odağınızdan.
 
Benim sorunum babamın beni sürekli aşağılayıp kötü hissettirmesiydi.O yüzden küçüklükten itibaren hayatımın ciddi bir kısmını (ilk 17 yıl) onun hak etmediğim asılsız eleştirilerine inanarak kendimi kötü hissederek özgüvensiz bir şekilde geçirdim.(Yine arkadaşlarım vardı benim ama kendime güvenim hiç yoktu.Tam olarak sizin gibiydim diyemem ama durum benzer)
'İyi hissetmek' kitabını kesinlikle okuyun.Ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı da tavsiye edilmiş onu da okudum ben,ama sırasıyla 1.iyi hissetmek 2.ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı 3.Özgüven(Matthew McKay) okunmalı eğer vaktiniz varsa.İçinde en etkili olanı 1.kitap önce o okunmalı.Ben o kitabı bitirdikten sonra gerçekte beni üzenin,mutsuz ve depresif hissettirenin babamın bana hakaret etmesi, sürekli aşağılamaları,okul birincisi olduğumda bile benden bir halt olmayacağını söylemesi değil (buraya yazdığımdan çok daha fazlası var) kendi içimde farkında olmadan kendime yönelttiğim özeleştirilerim olduğunu anladım.Kendinize yönelttiğiniz özeleştirileriniz, başka birinin size söyledikleriyle tetiklenir ve eleştirilerle ya da söylenenlerle baş etmekte zorlanırsınız.Tabii bu düşüncelerim babamın bana yaptıklarının mantıklı ve doğru olduğunu göstermez asla,onu kendi içimde bir yerde hiç affetmiyorum orası ayrı ama artık bana söyledikleri beni incitip sarsamıyor,eğer yapılabilecek bir şey benim biriktirdiklerimin üstüne ekleyebileceğim kendimi geliştirebileceğim bir nokta yoksa onu hiç sallamıyorum .Hayatımın dönüm noktasıydı .
Sonrasında başka hatalar da yaptım bu babamla aramızdaki sorundan kaynaklı olarak,hatta benden yaşça büyük adamdan etkilenme sebebim de çok yüksek ihtimalle onun pasif biri olmasıydı.(daha önce açtığım konudaki adam).Zihnim babamın beni aşağılamaları, üzerimdeki baskılarını aşamamıştı ve bunu sanırım karşımda pasif bir baba figürü canlandırarak kendi içimde çözmeye çalıştım.Daha doğrusu normalde devam etmeyeceğim bir adamla sırf pasif ,karışmayan ve ne istersem yapan aramızda benim sözümün geçtiği biri olduğu için devam ettim.Çünkü bu benim geçmişteki travmamı yeniden canlandırarak farkında olmadan aşmaya çalışmama yardımcı olmuştu.(bunu onunla ayrıldıktan çok sonra fark ettim tabii.)
Yine ailelerimiz de benzer şekilde kısıtlamaya çalışan baskıcı insanlar.En son arkadaşımla macfit'e gittiğim için(yazın çalışıp kendi kazandığım paramla-özellikle belirtme sebebim kendisi parayı da bizim üzerimizde bir baskı kurma aracı olarak kullanıyor-)bana ileride kocanla gidersin sen şimdi orada soluk soluğa kalacaksın oradaki namahrem de seni görecek tarzı bir şeyler söyledi.Zihni karanlık, bulanık..Onunla mücadele etmiyorum sabırla ekonomik özgürlüğümü elime alacağım günü bekliyorum sadece.
 
Bu kadar uzun yazmayı ben de beklemiyordum.Siteye size kitabı tavsiye etmek için girdim sadece.Çünkü babam sevilmeyen çevresindeki insanların dışladığı birisi ve bunun acısını bizden çok çıkarmaya çalıştı ve ben çok acı çektim.O kitabı daha da erken bulup okumamak geriye dönük en büyük pişmanlıklarımdan birisi olabilir.Beni o kadar iyi hissettirdi.
 
Yani birine sorulabilecek çok şey var hadsizlik olmadan. En basit konu mesela, çocuğu olan insanlar “çocuklar nasıl” deseniz, mutlu oluyor bir şeyler anlatıyorlar. Ya da canlarını sıkan varsa söyleyebilirler sonra da bir sonraki sefer unutmazsanız, “küçüğün yarışması vardı nasıl geçti”, vs. böyle sosyallikle hadsizlik arasında çok fark var.

Ben sizde genel bir ilgi görmedim. Bu da sizi kötü biri yapmaz ama özgüvenden çok insanlarla iletişiminiz biraz kendi odağınızdan.

Evet haklısınız galiba. Teşekkür ederim fikriniz için. En azından bunu destek almadan da çözebilirim sanırım.
 
X