Hanımefendi, hangi şehirdesiniz bilmiyorum ama, Istanbul'da, anneniz değil de bir bakıcınız olsaydı, 7-8 bin liradan aşağı maaş kabul etmezdi. Hem çocuk hem mutfak kendisinde. Siz buna karşılık, burada bize yağını, tuzunu ben alıyorum diyorsunuz. E, bir de almasaydınız... Tek başına kadın, hem sizi ve eşinizi hem de çocuğunuzu doyuruyor. Kendisine bir kap yemek yapıp 3 gün yiyebilecekken, emeği zahmeti de cabası...
Sorunuza gelince, siz olaya çok yanlış yerden bakıyorsunuz. Eşinizin cimriliği değil, sevgisizliği, saygısızlığı, hesabı sorulamayacak, battım dese arkası bulunamayacak "kendi" parası, siz yetmiyormuş gibi bir de annenizin altınına dövizine çöküşü, sizi benimsemeyişi, evladına bir oyuncak almaya heveslenmeyişi, sorgulanmalı. Cimrilik, tüm bunların yanında, inanın bir meziyet gibi kalıyor.
Ama daha mühimi, anlayamadığım bir şekilde, hem siz hem anneniz bu durumu o kadar normalleştirmişsiniz ki, iki-üç fatura için böyle terbiyesizlik edebilcek kadar da rahat hale gelmiş adam.
Ben sizin yerinizde olsam, önce "anneme olan borcumuzu iade ediyoruz" ile başlar, kendi paramı bunun için kullanacağımı söylerdim. Gerçekten de annenizin parasını kurtarın bari...