Böyle düşünmeniz içimi burktu sizin adınıza. Bu nasıl bir kabullenmişlik? Güzel şeyler hissetmek, sevilmek, sevmek en insani ihtiyaçlardan biri, hem de ömür boyu süren bir ihtiyaç. Yıllar geçtikçe aşkın heyecanı, adrenalini bitiyor (bitmeyeni varsa da ben bilmiyorum). Ama bunun yerini kimseye hissetmediğiniz bir sevgi de dolduruyor. Yani yüzüne bakınca mutlu olduğunuz, yanında huzur bulduğunuz, sizi sevgisi ve sevecenliğiyle sarıp sarmalayan bir insan, o kadar da ütopik bir durum değil ki.
3-4 sene geçince hangi kadın kocasını seviyor ki demişsiniz... Biz 10 yıldır birlikteyiz eşimle. Adı nedir bilemem ama içimde ona karşı bitmeyen bir bağlılık ve tutku var. Sevmediğimi düşünsem 1 dk duramam yanında. Üstelik 2. çocuğum da yolda. Ama çocukları için sevmediği bir adamla ortak hayat sürdürebilecek bir insan değilim mesela. Sevgiyi canlı tutmak önemli. Karşınızdaki insan o sevgiyi her türlü öldürüyorsa, o zaman insan kendi yoluna gitmeli bence. Şu hayata bir kere geliyoruz. Onu da hödüğün tekine ömrümüzü kurban etmeye gelmiyoruz.