Şu karşı komşumu bir türlü anlayamıyorum. Çok iyi anlaşırız, canayakın ve saygılı biridir ama bazı tavırlarını hiç sevmiyorum. Ne mi mesela?
Kadın resmen kocasının kölesi, yahu öyle davranılmaz ki erkek milletine...
Sabah gördüm yine kafam attı, kocasını her sabah uğurlar, her sabah o vakitte ne kalkıyorsun yatsana, sıcacık yatağından kalkıyor..diyorum ona bazen, safsın sen diye..gülüyor geçiyor, ertesi gün bakıyorum yine ayakta, yine kocasını uğurluyor, ne diyeyim ki..uykusundan oluyor, değmez ki değmez...
Kocasının peşinde pervane... Bir yere ondan habersiz gitmiyor. Ben ona haber vermesen ne olacak sanki dediğimde, 'sevdiğimi haberdar etmem lazım, o benim baştacım, diyeceği, dedikleri çok önemlidir, hem eşim de beni her daim haberdar eder, bana danışır' diyor. Yuh diyorum ben de. Ne diyeyim başka?
Bal gibi köle olmuş kocasına.
Geçen eşimle olan bir tartışmamdan bahsettim, altta kalmadığımı, eşimin bağırışlarına bağırışlarla karşılık verdiğimi, kendimi ezdirmediğimi ve hiçbir zaman ezdirmeyeceğimi söyledim. Kadın ezdirmemeli kendini!
Acı acı güldü bana.
Neden gülüyorsun dedim, yaptığımın yanlış olduğunu söyledi.
Neymiş, erkek sinirliyken susacakmışım, yok ya?
Susunca kendimi ezdirmiş olmazmışım, biraz saygılı davranmalıymışım eşime karşı!?
Eşim siniri geçtikten sonra yaptığının yanlış olduğunu görüp yanıma gelirmiş. Yahut sinirini yatıştırmak için ben çaba sarfedecekmişim, onu şefkatimle sarmalıymışım, ilgi göstermeliymişim. Zamanla bağırışlar tamamen ortadan kalkarmış, önemli olan kadının zarifliğinden, şefkatinden ödün vermemesiymiş, gururdan uzak durmalıymış... Pes dedim! O mu kadın ben mi? Esas benim sevgiye, şefkate, ilgiye ihtiyacım var.
Erkeklerin aslında çok hassas kalpli olduklarını söyledi, inanmadım.
Erkekler kadınlar kadar detaycı olmadığı için bazen yanlış yapabiliyorlarmış, hatasından kırıldığımızda bunu kaba şekilde anlatmaya çalışırsak, hırçınlık yaparsak erkek de bu hareketlere aynı türden karşılık verirmiş, kibarca, uygun bir zamanda yıkıcı değil yapıcı bir şekilde yanlışını söylemeliymişiz... Böyle böyle dialogumuz güçlenir, sevgimiz artarmış...
Yahu bu adamlar bu kadar kibar yapılı da ben neden göremedim???
Bazen acaba komşum haklı mı düye düşünüyorum, ama bulamıyorum. Ve bulamayacağım galiba.
Gözümden kaçmayan bir şey var, komşumun kocasının çok sert bir mizacı olduğu halde karısının yanında çok masum ve gözlerinin içi gülüyor, bu nasıl iş?
Bir şeyleri yanlış yaptım galiba?
Nerede yanlış yaptım?
Mahkeme günü yarın..boşanıyorum.
Acaba sahiden yanlış mı yaptım?
BÜŞRA ŞÜKRAN
zaten eminimki blogunun reklami icin buradaBir kadının sabah kocasına kahvaltı hazırlaması, onu uğurlaması neden garip geliyor size.
Ya da küçültücü görüyorsunuz anlamadım.
Benim annem de her sabah babamdan önce kalkıp, kahvaltısını özenle hazırlayıp elinde ceketiyle kapıda beklemiştir babamı.
Ve hiç de ezik bir kadın olarak görmedik annemi.
Gurur duyduk.
Kocaya saygının neresi kötü.
Kocanız kendi kendi kendine kahvaltı hazırlayıp şe giderken yataktan çıkmamak rahatsız etmez mi insanı..
Blog yazılarınız çok tuhaf.. Bu arada belirtmek istedim..
Bu ters açıdan doğruyu görmemizi sağlamak açasından yazılmış bir hikaye.
Yazdıklarımız ve okuduklarınız gerçek hayattan esinlenerek yazılıyor tarafımızca.
Kimi zaman çok yakınlarımızın başından geçen olaylar, kimi zaman bir dostun, kimi zaman bir arkadaşın.
Onların yaptıkları hatalara başkaları düşmesin diye kaleme alıyoruz.
Herkes beğenecek diye bir şey yok, kimse beğenmeyecek diyede bir şey yok.
Okuyan gözlerinize sağlık.
Güzel yorumların yanında eleştriye de açığız.:)
Sevgiler, muhabbetler.
Şu karşı komşumu bir türlü anlayamıyorum. Çok iyi anlaşırız, canayakın ve saygılı biridir ama bazı tavırlarını hiç sevmiyorum. Ne mi mesela?
Kadın resmen kocasının kölesi, yahu öyle davranılmaz ki erkek milletine...
Sabah gördüm yine kafam attı, kocasını her sabah uğurlar, her sabah o vakitte ne kalkıyorsun yatsana, sıcacık yatağından kalkıyor..diyorum ona bazen, safsın sen diye..gülüyor geçiyor, ertesi gün bakıyorum yine ayakta, yine kocasını uğurluyor, ne diyeyim ki..uykusundan oluyor, değmez ki değmez...
Kocasının peşinde pervane... Bir yere ondan habersiz gitmiyor. Ben ona haber vermesen ne olacak sanki dediğimde, 'sevdiğimi haberdar etmem lazım, o benim baştacım, diyeceği, dedikleri çok önemlidir, hem eşim de beni her daim haberdar eder, bana danışır' diyor. Yuh diyorum ben de. Ne diyeyim başka?
Bal gibi köle olmuş kocasına.
Geçen eşimle olan bir tartışmamdan bahsettim, altta kalmadığımı, eşimin bağırışlarına bağırışlarla karşılık verdiğimi, kendimi ezdirmediğimi ve hiçbir zaman ezdirmeyeceğimi söyledim. Kadın ezdirmemeli kendini!
Acı acı güldü bana.
Neden gülüyorsun dedim, yaptığımın yanlış olduğunu söyledi.
Neymiş, erkek sinirliyken susacakmışım, yok ya?
Susunca kendimi ezdirmiş olmazmışım, biraz saygılı davranmalıymışım eşime karşı!?
Eşim siniri geçtikten sonra yaptığının yanlış olduğunu görüp yanıma gelirmiş. Yahut sinirini yatıştırmak için ben çaba sarfedecekmişim, onu şefkatimle sarmalıymışım, ilgi göstermeliymişim. Zamanla bağırışlar tamamen ortadan kalkarmış, önemli olan kadının zarifliğinden, şefkatinden ödün vermemesiymiş, gururdan uzak durmalıymış... Pes dedim! O mu kadın ben mi? Esas benim sevgiye, şefkate, ilgiye ihtiyacım var.
Erkeklerin aslında çok hassas kalpli olduklarını söyledi, inanmadım.
Erkekler kadınlar kadar detaycı olmadığı için bazen yanlış yapabiliyorlarmış, hatasından kırıldığımızda bunu kaba şekilde anlatmaya çalışırsak, hırçınlık yaparsak erkek de bu hareketlere aynı türden karşılık verirmiş, kibarca, uygun bir zamanda yıkıcı değil yapıcı bir şekilde yanlışını söylemeliymişiz... Böyle böyle dialogumuz güçlenir, sevgimiz artarmış...
Yahu bu adamlar bu kadar kibar yapılı da ben neden göremedim???
Bazen acaba komşum haklı mı düye düşünüyorum, ama bulamıyorum. Ve bulamayacağım galiba.
Gözümden kaçmayan bir şey var, komşumun kocasının çok sert bir mizacı olduğu halde karısının yanında çok masum ve gözlerinin içi gülüyor, bu nasıl iş?
Bir şeyleri yanlış yaptım galiba?
Nerede yanlış yaptım?
Mahkeme günü yarın..boşanıyorum.
Acaba sahiden yanlış mı yaptım?
BÜŞRA ŞÜKRAN
ilk yazdığınıza tam cevap veriyordum ki du bi yazılanları okuyayım dedim geri döndüm.Bu ters açıdan doğruyu görmemizi sağlamak açasından yazılmış bir hikaye.
Yazdıklarımız ve okuduklarınız gerçek hayattan esinlenerek yazılıyor tarafımızca.
Kimi zaman çok yakınlarımızın başından geçen olaylar, kimi zaman bir dostun, kimi zaman bir arkadaşın.
Onların yaptıkları hatalara başkaları düşmesin diye kaleme alıyoruz.
Herkes beğenecek diye bir şey yok, kimse beğenmeyecek diyede bir şey yok.
Okuyan gözlerinize sağlık.
Güzel yorumların yanında eleştriye de açığız.:)
Sevgiler, muhabbetler.
Şu karşı komşumu bir türlü anlayamıyorum. Çok iyi anlaşırız, canayakın ve saygılı biridir ama bazı tavırlarını hiç sevmiyorum. Ne mi mesela?
Kadın resmen kocasının kölesi, yahu öyle davranılmaz ki erkek milletine...
Sabah gördüm yine kafam attı, kocasını her sabah uğurlar, her sabah o vakitte ne kalkıyorsun yatsana, sıcacık yatağından kalkıyor..diyorum ona bazen, safsın sen diye..gülüyor geçiyor, ertesi gün bakıyorum yine ayakta, yine kocasını uğurluyor, ne diyeyim ki..uykusundan oluyor, değmez ki değmez...
Kocasının peşinde pervane... Bir yere ondan habersiz gitmiyor. Ben ona haber vermesen ne olacak sanki dediğimde, 'sevdiğimi haberdar etmem lazım, o benim baştacım, diyeceği, dedikleri çok önemlidir, hem eşim de beni her daim haberdar eder, bana danışır' diyor. Yuh diyorum ben de. Ne diyeyim başka?
Bal gibi köle olmuş kocasına.
Geçen eşimle olan bir tartışmamdan bahsettim, altta kalmadığımı, eşimin bağırışlarına bağırışlarla karşılık verdiğimi, kendimi ezdirmediğimi ve hiçbir zaman ezdirmeyeceğimi söyledim. Kadın ezdirmemeli kendini!
Acı acı güldü bana.
Neden gülüyorsun dedim, yaptığımın yanlış olduğunu söyledi.
Neymiş, erkek sinirliyken susacakmışım, yok ya?
Susunca kendimi ezdirmiş olmazmışım, biraz saygılı davranmalıymışım eşime karşı!?
Eşim siniri geçtikten sonra yaptığının yanlış olduğunu görüp yanıma gelirmiş. Yahut sinirini yatıştırmak için ben çaba sarfedecekmişim, onu şefkatimle sarmalıymışım, ilgi göstermeliymişim. Zamanla bağırışlar tamamen ortadan kalkarmış, önemli olan kadının zarifliğinden, şefkatinden ödün vermemesiymiş, gururdan uzak durmalıymış... Pes dedim! O mu kadın ben mi? Esas benim sevgiye, şefkate, ilgiye ihtiyacım var.
Erkeklerin aslında çok hassas kalpli olduklarını söyledi, inanmadım.
Erkekler kadınlar kadar detaycı olmadığı için bazen yanlış yapabiliyorlarmış, hatasından kırıldığımızda bunu kaba şekilde anlatmaya çalışırsak, hırçınlık yaparsak erkek de bu hareketlere aynı türden karşılık verirmiş, kibarca, uygun bir zamanda yıkıcı değil yapıcı bir şekilde yanlışını söylemeliymişiz... Böyle böyle dialogumuz güçlenir, sevgimiz artarmış...
Yahu bu adamlar bu kadar kibar yapılı da ben neden göremedim???
Bazen acaba komşum haklı mı düye düşünüyorum, ama bulamıyorum. Ve bulamayacağım galiba.
Gözümden kaçmayan bir şey var, komşumun kocasının çok sert bir mizacı olduğu halde karısının yanında çok masum ve gözlerinin içi gülüyor, bu nasıl iş?
Bir şeyleri yanlış yaptım galiba?
Nerede yanlış yaptım?
Mahkeme günü yarın..boşanıyorum.
Acaba sahiden yanlış mı yaptım?
BÜŞRA ŞÜKRAN
Şu karşı komşumu bir türlü anlayamıyorum. Çok iyi anlaşırız, canayakın ve saygılı biridir ama bazı tavırlarını hiç sevmiyorum. Ne mi mesela?
Kadın resmen kocasının kölesi, yahu öyle davranılmaz ki erkek milletine...
Sabah gördüm yine kafam attı, kocasını her sabah uğurlar, her sabah o vakitte ne kalkıyorsun yatsana, sıcacık yatağından kalkıyor..diyorum ona bazen, safsın sen diye..gülüyor geçiyor, ertesi gün bakıyorum yine ayakta, yine kocasını uğurluyor, ne diyeyim ki..uykusundan oluyor, değmez ki değmez...
Kocasının peşinde pervane... Bir yere ondan habersiz gitmiyor. Ben ona haber vermesen ne olacak sanki dediğimde, 'sevdiğimi haberdar etmem lazım, o benim baştacım, diyeceği, dedikleri çok önemlidir, hem eşim de beni her daim haberdar eder, bana danışır' diyor. Yuh diyorum ben de. Ne diyeyim başka?
Bal gibi köle olmuş kocasına.
Geçen eşimle olan bir tartışmamdan bahsettim, altta kalmadığımı, eşimin bağırışlarına bağırışlarla karşılık verdiğimi, kendimi ezdirmediğimi ve hiçbir zaman ezdirmeyeceğimi söyledim. Kadın ezdirmemeli kendini!
Acı acı güldü bana.
Neden gülüyorsun dedim, yaptığımın yanlış olduğunu söyledi.
Neymiş, erkek sinirliyken susacakmışım, yok ya?
Susunca kendimi ezdirmiş olmazmışım, biraz saygılı davranmalıymışım eşime karşı!?
Eşim siniri geçtikten sonra yaptığının yanlış olduğunu görüp yanıma gelirmiş. Yahut sinirini yatıştırmak için ben çaba sarfedecekmişim, onu şefkatimle sarmalıymışım, ilgi göstermeliymişim. Zamanla bağırışlar tamamen ortadan kalkarmış, önemli olan kadının zarifliğinden, şefkatinden ödün vermemesiymiş, gururdan uzak durmalıymış... Pes dedim! O mu kadın ben mi? Esas benim sevgiye, şefkate, ilgiye ihtiyacım var.
Erkeklerin aslında çok hassas kalpli olduklarını söyledi, inanmadım.
Erkekler kadınlar kadar detaycı olmadığı için bazen yanlış yapabiliyorlarmış, hatasından kırıldığımızda bunu kaba şekilde anlatmaya çalışırsak, hırçınlık yaparsak erkek de bu hareketlere aynı türden karşılık verirmiş, kibarca, uygun bir zamanda yıkıcı değil yapıcı bir şekilde yanlışını söylemeliymişiz... Böyle böyle dialogumuz güçlenir, sevgimiz artarmış...
Yahu bu adamlar bu kadar kibar yapılı da ben neden göremedim???
Bazen acaba komşum haklı mı düye düşünüyorum, ama bulamıyorum. Ve bulamayacağım galiba.
Gözümden kaçmayan bir şey var, komşumun kocasının çok sert bir mizacı olduğu halde karısının yanında çok masum ve gözlerinin içi gülüyor, bu nasıl iş?
Bir şeyleri yanlış yaptım galiba?
Nerede yanlış yaptım?
Mahkeme günü yarın..boşanıyorum.
Acaba sahiden yanlış mı yaptım?
BÜŞRA ŞÜKRAN
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?