Korkularım önüme geçiyor

Korkacak bişey yok.Etrafımızdaki evlililklere bakarsam direk ölmem lazım. Evlilik böyle birşey değil. Onun için kendi doğrularınızı kendiniz bulmanız benim önerim.
 
Şu durumun çok benzerini yaşadım, ilişkiler konusunda sıkıntım yoktu, ama adı konulmayacak, o iş evliliğe gelmeyecek. Bir zaman sonra, o kadar baskıyı göze alıp, psikoloğa gittim.
Öyle ki annem bile, hayatıma şimdiki nişanlım girdiğinde, sakın psikoloğa gittiğini söyleme demişti, sanki kötü birşeymiş gibi.
İyi ki gitmişim, bunu bir yıl gibi bir süre zarfında, her hafta terapilere devam ederek atlattım. Erkeklerden korkuyordum, hoşlansam bile, kırılırım incinirim diye düşünüp, kendimce risk almıyordum. Bir ilişkim olur, iş evliliğe doğru yaklaşsa bile, - ki zor bir ihtimaldi bu - iş evliliğe geldiği an karşı tarafı kendimden özellikle uzaklaştırıyordum, öyle ki o zamanlar nişanlım bana, evlenmek için neredeyse ben senin peşinden koşuyorum, hiç mi istemiyorsun demişti. Nitekim iki kez evlilik aşamasından dönmüş, üçüncüde kendimi toparladığım an ona evet demiştim, birkaç yıl sürdü.
Velhasıl psikoloğa git ve bunu da saklama. İyi gelecek.
Peki nasil bir sonuca vardiniz.Ne değişti.
 
Peki nasil bir sonuca vardiniz.Ne değişti.
Tabi uzun bir sohbet süreci oldu, terapi diyelim buna. Her hafta gidiyordum, anlatıyordum, bakış açım günden güne değişmeye başladı, normal insanlar gibi düşünmeye başladım. Ama dönüm noktası ne oldu dersen,
Mesela benim için çok önemli bir konu olurdu, evlilikle ilgili birşey, bir kaygı ya da, etraftan duyduğum herhangi birşey, heyecanla anlatırdım, gayet sakin bir tavırla '' Bunda ne var? '' dedi bir gün. Hakikaten düşündüm, bunda birşey yoktu, o gün bazı şeyler kafama dank etti. Evet dedim, dünyanın sonu değil, benim takıldığım hiçbir ayrıntı dünyanın sonu değildi. Evet tedbirli olmam gerekir, düşünceleri iyi tartmam lazım ama evlenmek kadar boşanmak da doğal birşey. Kimse boşanmak için evlenmez tabi, ben de. Ama ben evlendikten sonra herşey bitecek, kötü bir insanla evlenirsem sonsuza kadar onunla olmak zorundayım gibi bir kafadaydım, bu da bende bir evlilik korkusuna sebep oluyordu haliyle.
Bizim ailede de boşanma yoktur kötü bakılırdı. Annem de sürekli erkeklerin kötü olduğundan, zarar vereceğinden bahsederdi lise zamanlarımda, hep birilerinin beni kaçırma, bana zarar verme varsayımı üzerine hikayelerle büyüdüm, 14 yaşımdan 23 yaşıma kadar, yani psikoloğa gidene kadar.
Beni korumak istedi belki kendince ama, benim psikolojimi de bu şekilde yavaş yavaş bozmuştu, her erkeğe potansiyel psikopat, sapık gözüyle bakmaya başlamıştım. Sanırım bundan kaynaklandı. İşin özü çocuk yetiştirmek önemli, onu kötülüklerden korurken aynı zamanda sağlıklı düşünmesini sağlamak ona güven vermek mühim mesele.
 
Tabi uzun bir sohbet süreci oldu, terapi diyelim buna. Her hafta gidiyordum, anlatıyordum, bakış açım günden güne değişmeye başladı, normal insanlar gibi düşünmeye başladım. Ama dönüm noktası ne oldu dersen,
Mesela benim için çok önemli bir konu olurdu, evlilikle ilgili birşey, bir kaygı ya da, etraftan duyduğum herhangi birşey, heyecanla anlatırdım, gayet sakin bir tavırla '' Bunda ne var? '' dedi bir gün. Hakikaten düşündüm, bunda birşey yoktu, o gün bazı şeyler kafama dank etti. Evet dedim, dünyanın sonu değil, benim takıldığım hiçbir ayrıntı dünyanın sonu değildi. Evet tedbirli olmam gerekir, düşünceleri iyi tartmam lazım ama evlenmek kadar boşanmak da doğal birşey. Kimse boşanmak için evlenmez tabi, ben de. Ama ben evlendikten sonra herşey bitecek, kötü bir insanla evlenirsem sonsuza kadar onunla olmak zorundayım gibi bir kafadaydım, bu da bende bir evlilik korkusuna sebep oluyordu haliyle.
Bizim ailede de boşanma yoktur kötü bakılırdı. Annem de sürekli erkeklerin kötü olduğundan, zarar vereceğinden bahsederdi lise zamanlarımda, hep birilerinin beni kaçırma, bana zarar verme varsayımı üzerine hikayelerle büyüdüm, 14 yaşımdan 23 yaşıma kadar, yani psikoloğa gidene kadar.
Beni korumak istedi belki kendince ama, benim psikolojimi de bu şekilde yavaş yavaş bozmuştu, her erkeğe potansiyel psikopat, sapık gözüyle bakmaya başlamıştım. Sanırım bundan kaynaklandı. İşin özü çocuk yetiştirmek önemli, onu kötülüklerden korurken aynı zamanda sağlıklı düşünmesini sağlamak ona güven vermek mühim mesele.
Cok sevindim atlatmana.Demek ki atlatilibaliyormus. Benzer durumlari ben de yaşadim ama benim kararsizligim da var.Mesela birini begendigimde veya biri beni begendiginde olay orda kalıyor. Ne kendime ne de ona tanima izni vermiyorum.Sonrasini düşünüyorum hep. Ya duygularimdan emin degilsem veya o istemezse begenmezse ..Hic olmasin daha iyi diyorum.Ayagimi suya degdirmeden geri cekiyorum anlayacaginiz.
Kötü deneyimlerim de oldu.Tekrar yaşamaktan korkuyorum.bir kac defa oldu ustelik.sonra tövbe dedim.
 
Bende de tam tersi hemen güvenme sorunu vardı. Bu kadar rahat güvendiğim için de pişmanlığım çok oldu. İki uç da kötü ama sanki korku daha cazip gibi. Yaşınız ideal ne erken ne de geç. Ancak ilerleyen zamanlarda artık yaşınızı da sorun edeceksiniz. Kısmetinizin de ne yönde seyredecegi belirsiz. Baskı vs için degil ama gerçekten istiyorsanız birilerine şans verin. Bu korku ile fazla hata yapacağınızı sanmıyorum. Ayrıca bir psikologtan yardım alma gibi bir imkanınız varsa bence mutlaka deneyin
 
Öyle ama esinin olmasi da guzel bir sey.Kisir döngü icindeyiz.
İnan bugün sorguladım düşündüm sevilmek ne güzel yalnızlık çok berbat bizde ilgi 0 olduğu için ve bu yalnızlık sendromunu aşmışız hani artık çokta dert etmiyoruz bi yandan istiyoruz ama yalnızlık tarafı ağır basıyor. Kısaca emekli olmuşuz biz
 
Back
X