kuşun gözleri

roxett

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
2.280
60
46
Babasi Ispanya'nin en agir siyasi cezalarinin verildigi bir hapisanede mahkumdu küçük kizin. Firsat buldugu her haftasonu babasini ziyaret için annesiyle birlikte hapisaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babasi için çizdigi resmi yaninda yaninda götürdü ancak hapisane kurallarina göre özgürlügü çagristiran her türlü seyin mahkumlara verilmesi yasakti. Bu sebeple kagida çizdigi kus resmini kabul etmemisler ve oracikta yirtmislardi... Çok üzülmüstü küçük kiz... Babasina söyledi bunu, o da
"üzülme kizim, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olurmu?"dedi. Küçük kiz diger ziyaretinde babasina yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kus yerine bir agaç ve üzerine siyah minik benekler çizmisti. Babasi keyifle resme bakti ve sordu:
"Hmmm! Ne güzel bir agaç bu! Üzerindeki benekler ne?
Portakal mi?"
Küçük kiz babasina egilerek,sessizce:
"Hsssst ! o benekler agacin içinde saklanan kuslarin gözleri!
 
Yillar sonra cocuk evlenmis, coluk cocuk sahibi olmus. Birgun, gecenin
bir yarisi saat 3:30 civarlari telefonu calmis. Telefondaki ses, annesinin sesiymis
Cocuk;
-Ne var Anne, ne istiyorsun bu saatte, neden beni rahatsiz ediyorsun?
Sabah arasan olmaz miydi gibilerinden, annesini azarlayici sozler sarfetmis.
Annesi, biraz buruk, biraz da aglamakli bir ses tonu ile;
Bundan 25 yil once de bir gece yarisi 3:30 da sen beni rahatsiz etmistin.
DOGUM GUNUN KUTLU OLSUN OGLUM demis...
 
Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden tek
bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar bu adamı küçük ıssız bir adaya kadar
sürükledi. Adam ilk günler kendisini kurtarması için tanriya devamlı yalvardı,
yakardı ve yardım bulurum umuduyla ufku gözledi. Ama ne gelen oldu ne giden... Adayı mecburi mekan tutan adam, daha sonra rüzgardan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından kendine küçük bir kulübe yaptı. Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula vs. gibi eşyaları bu kulübeye taşıdı. Günler hep aynı geçiyordu. Balık avlıyor, pişirip yiyor,ufku gözlüyor ve kendisini bu ıssız yerden kurtarması için dua ediyordu. Bir gün tatlı su getirmek için yürüyüşe çıkmıştı. Geri döndüğünde kulübesinin alevler içinde yandığını gördü. Dumanlar döne döne göğe yükseliyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Ne yapacağını, ne diyeceğini bilemedi. O geceyi tarifsiz bir keder içinde geçirdi. Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Evet, evet onu kurtarmaya geliyorlardı! Hem de
herşeyden umudunu kestiği bir anda. "Benim burada olduğumu nasıl anladınız" diye sordu bitkin adam, kendisini kurtaranlara. Aldığı cevap onu hem şaşırttı, hem de utandırdı:
"Dumanla verdiğin işareti gördük
 
kuşun gözleri

--------------------------------------------------------------------------------

Babasi Ispanya'nin en agir siyasi cezalarinin verildigi bir hapisanede mahkumdu küçük kizin. Firsat buldugu her haftasonu babasini ziyaret için annesiyle birlikte hapisaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babasi için çizdigi resmi yaninda yaninda götürdü ancak hapisane kurallarina göre özgürlügü çagristiran her türlü seyin mahkumlara verilmesi yasakti. Bu sebeple kagida çizdigi kus resmini kabul etmemisler ve oracikta yirtmislardi... Çok üzülmüstü küçük kiz... Babasina söyledi bunu, o da
"üzülme kizim, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olurmu?"dedi. Küçük kiz diger ziyaretinde babasina yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kus yerine bir agaç ve üzerine siyah minik benekler çizmisti. Babasi keyifle resme bakti ve sordu:
"Hmmm! Ne güzel bir agaç bu! Üzerindeki benekler ne?
Portakal mi?"
Küçük kiz babasina egilerek,sessizce:
"Hsssst ! o benekler agacin içinde saklanan kuslarin gözleri!


:teselli:
 
beni alıp götürdü..duygulandım..ellerin dert görmesin ..bizlerle paylaştıgın için..sen gülrken yanındakilerde güler.ma aglarken yalnız aglarsın.onun içindeöyle bir agaca yaslanki ,asla yıkılmasın....
 
Çok güzellerdi. Birinci hikayeden hiç bir zindanın özgürlüğü hapsedemeyeceğini , ikinci hikayeden annenin sonsuz şefkatine karşılık evlatların bazılarının onlara karşı esef ettiklerini , üçüncü hikayeden ise büyük felaketlerin bile sonunda umudun saklı olduğunu gösterdin. Emeğin için teşekkürler.
 
İkinci hikayeyi okuduğumda tüylerim diken diken oldu.Bazen ani çıkışlarla,düşüncesiz konuşmalarla annelerimizi nasıl kırıyoruz di mi
 
X