Lost

chess .!.:

valla hiç böyle kombinasyon görmediydim

ateş, su, toprak, tahta değilmiydi o-tatlicadiarzu-sempatiksalakcinni

Genişletmek için tıkla...

:roflol::roflol: Söz konusu Lost olunca bildiğini unutucan demedimmi ben sana :roflol:

dids .!.:

Evet, birde pazar günkü bölümden önce özel bölüm varmış, bu arada birazdan yeni sneak peekimle döncem bekleyin :smiley-cool:

Genişletmek için tıkla...

ay canım o özel bölüm dediğinde tüm sezonların özeti gibi bişey olur herhalde, önce soruları hatırlatcaklar ki, finalde cevapları versinler:hulya:

chess .!.:

ay canım o özel bölüm dediğinde tüm sezonların özeti gibi bişey olur herhalde, önce soruları hatırlatcaklar ki, finalde cevapları versinler:hulya:

Genişletmek için tıkla...

Bütün cevapları vermiceklerini biliyosun dimi :tomato:

bi bölümü daha doğurmadan izledim çok şüküür, doğum sahneside tam benlik oldu yani mafoldumben akannehir
şimdi benim merak ettiğim bu çocukların anaları neden ceykıba görünmedi de kara çocuğa göründü sadece, öbür karı da ona düşkün, acaba onun girmesini istediği için mi ceykıba sakın ışığa girme dedi, onu oraya atacağını tahmin etmiş olabilir mi bilmiyorumkismile
e bide kara adam ölümüymüş demek, yazık acıdım ben ona, hatlar karıştı, telleoğullarına ölüm yaşasın seferoğulları sempatiksalakcinni

huuulya .!.:

bi bölümü daha doğurmadan izledim çok şüküür, doğum sahneside tam benlik oldu yani mafoldumben akannehir

Genişletmek için tıkla...

Bi 10 gün daha kassan kendini finalide izlersin valla sırnaşık şey

chess .!.:

valla dumanın adı yoksempatiksalakcinnisempatiksalakcinni

ya kadın büyücümüdür nedir anlamadım ki, o jacoba okuyup üflediği bişey içirdi, şimdi senle ben aynı olduk dedi
sen özelsin derken bs ye karaduman olmak yada ölülerle iletişim kurmak gibi yetenekleri olduğunu biliyodu herhalde

çocuklarda ne güzel çocuklardı yanlız
jacop, neden onu benden çok seviyosun derken üzüldüm yanlız
işte kalan değil giden kıymetli oluyosempatiksalakcinnisempatiksalakcinni

bu arada kate le jacki gösterdi ya ilk bölümlerden bi sahne, kate ne kadar yaşnamış değil mi, benlen yaşıtmış ama ben ondan daha gözelimaklinialirimsmile -tatlicadiarzu--tatlicadiarzu-

Genişletmek için tıkla...

ya ben de şeyde çok üzüldüm,ışığın orda annesi dedi ya,
-senin olman gerek jacob
o da,
-hayır değil,onu istiyordun
şimdi elinde kalan ben oldum
:gitme::gitme:
bu jacob da ne kada yahuşuhluymuş ya,bu bölümde farkettimaklinialirimsmile

chess .!.:

kaydirigubbakcemile3kaydirigubbakcemile3 ışık sönmedi galiba şekerim ya, emin değilim ama,bilmiyorumkismile
bu arada güya bunlar birbirine zarar veremicekti ama yakup kayadan kayaya çaktı bs nin kafayı, zaten oraya girmeden ölmüştür o:hulya:

şimdi 2 gün kaldı kızlar demi, bir dahaki çarşamba bir bölüm, pazar günü 2 bölümlük finalmafoldumbenmafoldumben

Genişletmek için tıkla...

bence de sönmedi ışık.kara duman çıkarken yoktu ama sonra yine yanmıştır belkibilmiyorumkismile

~~MiSa~~ .!.:

ya ben de şeyde çok üzüldüm,ışığın orda annesi dedi ya,
-senin olman gerek jacob
o da,
-hayır değil,onu istiyordun
şimdi elinde kalan ben oldum
:gitme::gitme:
bu jacob da ne kada yahuşuhluymuş ya,bu bölümde farkettimaklinialirimsmile

Genişletmek için tıkla...

evet, canım
-ben iyimiyim anne
-evet iyisin (bence iyi değil salaksın)
-o zaman neden onu daha çok seviyorsun:a015:

aman o da kadar saf olmasaymış ya, insan sormaz mı hiç, annemi neden öldürdün, katilsin, kötü olduğunu nerden biliyodun, belkide sen kötüsün ne bileyim ben, diye, hiç merak etmez mi normal bi insan, başka insanları başka mekanları:mymeka:

ay ada da saçları saçaklı kafadan kırık kadınlardan geçilmiyo heaklinialirimsmileaklinialirimsmile

dids .!.:

Lost'un ölüleri

Entertainment Weekly, Lost'un ölülerine saygı duruşu niteliğinde, portrelerinden oluşan bir foto galeri yayınlamış. Her ne kadar sonrasında bir çoğunu tekrar tekrar görsek de, işte 6 sezondur Lost'ta kaybettiğimiz 9 karakter ve ölümleri;

william mapother (ethan rom)
ne zaman öldü: 1. sezon, 15. bölüm
nasıl öldü: charlie tarafından vurularak. o da charlie'yi bir keresinde öldürmeye çalışmıştı.

daniel roebuck (dr. leslie arzt)
ne zaman öldü: 1. sezon, 24. bölüm
nasıl öldü: black rock gemisinden çıkardığı dinamitlerle ilgilenirken onlarla birlikte patladı.

ian somerhalder (boone carlyle) senağlama
ne zaman öldü: 1. sezon, 20. bölüm
nasıl öldü: ağaca asılı kalmış halde buldukları uçağın içindekyen, uçakla birlikte aşağı düşmüştü, ağır yaralar almıştı.

cynthia watros (elizabeth ''libby'' smith)
ne zaman öldü: 2. sezon, 20. bölüm
nasıl öldü: michael, ana lucia'yı öldürdükten hemen sonra onu da vurmuştu.

marsha thomason (naomi dorrit)
ne zaman öldü: 4. sezon, 1. bölüm
nasıl öldü: ben'i ele geçirmek için widmore tarafından adaya getirildiklerinde, locke tarafından sırtına bıçak saplanarak öldürüldü.

mira furlan (danielle rousseau)
ne zaman öldü: 4. sezon, 8. bölüm
nasıl öldü: alex ve karl ile kaçmaya çalışırken widmore'un bir adamı tarafından vuruldu.

harold perrineau (michael dawson)
ne zaman öldü: 4. sezon, 13. bölüm
nasıl öldü: kahana gemisindeki bombayı devre dışı bırakmaya çalışırken yaşanan patlamada.

rebecca mader (charlotte lewis)
ne zaman öldü: 5. sezon, 5. bölüm
nasıl öldü: adada zamandan zamana atlanırken, bunun yan etkisiyle birlikte yaşadığı burun kanaması ve baş ağrıları sonrasında yaşamını yitirdi.

elizabeth mitchell (dr. juliet burke)
ne zaman öldü: 6. sezon, 1. bölüm
nasıl öldü: hidrojen bombasını patlattıktan sonra kuğu istasyonunun yıkıntıları altında kalarak aldığı ağır yaralar sonucunda.

​

Kaynak

Genişletmek için tıkla...

faradayciğimi koymamışlar,çok ayıp etmişler ama.en sağlam karakterlerden biriydi bence

Eminim ki kalan son 3 bölümde de hiçbir sorumun cevabını bulamayacağım.

Oysa ki bu son bölüm başlarken bile Jacob doğdu hahh dedim bu bölüm var bişeyler bir umutla ama yok.

Artık duman benim adam çıksa şaşırmam zaten de mantıklı bişeylere bağlanmazsa ona yanarım.Yansamda ne fayda izlemişim 6 sezon...

nete buldum bunlaru ilgimi çekti paylaşmak istedim
Eski Ahit’te Jacob ve Esau

--------------------------------------------------------------------------------
.. ..

Merhaba nessima.com takipçileri. Bugün sizlerle paylaşacağımız konumuz Eski Ahit’te Jacob ve kardeşi Esau [Esav]‘nun hikayesidir. Hikayeyi okurken içinde Lost dizisinden çok şey bulacağınıza eminim. Hemen hatırlatalım Eski Ahit, Hıristiyanlıkta Eski Antlaşma veya Eski Ahit olarak adlandırılan dini kitaba verilen isimdir. Hristiyanlarca kutsal sayılan bu kitap, Museviler’in Tanah isimli kutsal kitabıyla da büyük oranda aynıdır. M.Ö 1200 ile M.Ö. 100 yılları arasında yazıldığı kabul edilmektedir.
Yakup [Jacob], “sonra gelen, yerine geçen” [candidate] anlamına gelmektedir. İbranice “Yakubo” topuk kelimesinden türetilmiştir. Doğumu sırasında ikizkardeşi Esau’nun topuğunu tuttuğuna inanılır [Sitemizde verilen spoilerlerde "across the sea" bölümünde, jacob ve esav'ın kardeş olduğu ve doğumları sırasında birşeylerin ters gittiği verilmişti].
Yakup [Jacob], babası İshak (Isaac) ve annesi Rebeca’nın ikiz oğullarından küçük olanıdır. Doğum sırasına göre önce doğan Esau (Esav) dır. Esau, babası tarafından daha çok sevilirdi. Çünkü avcı bir ruhu vardı. Jacob ise annesi tarafından daha çok sevilirdi. Jacob vaktinin büyük çoğunluğunu çadırda oturarak geçirirdi.
İshak yaşlanınca gözleri çok görmez oldu. Ölmeden önce oğlu Esau’yu kutsamak istedi. Ondan kendisine güzel bir et yemeği hazırlamasını istedi ve Esau’yu ava gönderdi [Lock'a değinilmiş olabilir]. Tam bu sırada annesi Jacob’a Esau’nun kıyafetlerini giydirerek kocasına Esau gibi gösterdi. [MIB'in Locke gibi görünmesine gönderme]. Esau eve gelipte gerçek anlaşılınca Ishak buna kızmadı ama şu Jacob’u Esau’ya egemen kılarak şu kelimeleri söyledi: “ Göklerin çiyinden, zengin topraklardan uzak yaşayacaksın. Kılıcınla yaşayacak, kardeşine hizmet edeceksin. Ama özgür olmak isteyince, onun boyunduruğunu kırıp atacaksın” [MIB'in: "tek istediğim bu adadan kurtulmak, bu yüzden seni öldüreceğim" demesine gönderme]. Esau babası ölene kadar bekleyip, daha sonra Yakup’u öldürmeye niyetlendi. Rebeka bunu öğrenince Yakup’u evden uzaklaştırmaya karar verdi ve onu Harran’da yaşayan kardeşi Lavan’ın yanına gönderdi. Bu arada Jacop Rahel denilen bir kadınla evlendi. Kadın kısır olduğu halde ona bir erkek evlat verdi. [Sun'ın hamile kalmasına gönderme olabilir] Adını Yusuf [Joseph] koydular.

Yusuf, kardeşleri tarafından kıskanıldığından bir kuyuya atıldı ve bir kervancı tarafından Mısır’a götürüldü. Burada zindana atıldı. Daha sonra Mısır’a hükümdar oldu. Kardeşlerinden babalarınıda alıp Mısır’a yerleşmesini istedi [Mısır figürleri -hiyeroglifleri benim en çok merak ettiğim konu]. Kardeşleri de babaları ile beraber Mısır’a yerleşti.
Not: Yufuf’un Mısır’a kral olması ve tek tanrı dininden gelmesini ben şahsen (şahsım adına) Mısır tariihinde adı geçen akenaton’a benzetiyorum. Aten, Mısır’a ibrahimi dinlerdeki gibi şekli şemali olmayan bir tanrı getirmeye çalışmıştır. Bu dinin rahipleri çevresi duvarlar ile çevrili tapınaklarda dualarını yaparlardı. Bu din, Tutankhamon tarafından yasaklanmış eski dine dönüşmüştür. Tapınakları da yağmalanmıştır.

Son olarak, İshak yaşlandığında kendisini Kenan ülkesindeki Makpela tarlasındaki mağaraya gömmelerini istedi [Spoilerlerin bize verdiği bilgi "Across the Sea"da açıklanacağı üzere Adem ve Havva iskeleti Jacob'ın anne ve babasına ait. Burada aklımıza iki mağara geliyor. İskeletlerin bulunduğu mağara ve adayların numaralarının yazılı olduğu mağara]. İshak (İsaac) 147 yaşında halkına kavuştu ve vasiyet üzerine o mağaraya gömüldü.
________________________________________________________________________________

Hayır. En azından çok fazla olmadığından eminim.

Bu daha doğmadan kavga eden iki kardeşin hikayesi. Bu dert ve mutsuzluğa neden olmuştur. Fakat sonra, kavga her zaman sürmüştür.

Isaac Rebecca ile evlendiğinde 40 yaşındaydı. Yıllar geldi geçti fakat onların hiç çocuğu olmadı. Ve Isaac Tanrı’ya yalvardı “Tanrım karım Rebecca’ya bir iyilik yap ve bizi bir çocuk ile kutsa.”

Tanrı Isaac’in duasını duydu (ki o her duayı duyar) ve onu yanıtladı. Isaac 6o yaşına geldiğinde Rebecca hamileydi, üstelik bir de değil ikiz çocukları olacaktı.

Fakat çocuklar doğmadan önce Rebecca onların içinde kavga ettiklerini duyabiliyordu.

“Neler oluyor?” dedi Rebecca.

Ve Tanrı cevap verdi.

“Senin karnındaki bu çocuklar iki ulusun babaları olacak. Tıpkı şuan kavga ettikleri gibi, bu iki ulus ta kendi aralarında çekişmeler yaşayacaklar. Biri diğerinden daha güçlü olacak ve büyük olan küçük olana hizmet edecek.”

Ve çocukların doğum zamanı geldi çattı.

İlk çocuk erkekti. Onun her yanı kırmızıydı (red) ve her tarafı saçla(kılla) kaplıydı ve Isaac ve Rebecca ona ilk seslendikleri kırmızıyı çağrıştıran, Esau adını verdi. İkinci doğan da erkekti, doğumu hemen Esau’yu takip (heel) ettiğinden ona da bunu çağrıştıran Jacob adı verildi.

Çocuklar büyüdü.

Esau ormanda dolaşmayı seven güçlü, yetenekli bir avcı oldu. Jacob ise daha çok evde oturmayı tercih eden sakin biriydi.

Isaac, Esau’yu eve avdan getirdiği vahşi yiyeceklerden dolayı daha çok seviyordu. Fakat Rebecca Jacob’ı daha çok seviyordu çünkü o yemek yapmayı öğrenmişti ve evin etrafındaki işlerle uğraşmayı seviyordu.

Bir gün Esau tekrar ava gitmişti, ama bir kaç gün geçmesine rağmen Esau istediği gibi bir av olmamıştı. Bu yüzden dolayı eve açlıktan ölecek kadar acıkmış bir durumda dönmüştü. Esau eve döndüğünde, Jacob da daha yeni bir kap sıcak, buğulanmış, güveç yemeği yapmıştı. ağız sulandıran kokusu her yeri kaplamıştı.

“Şu kırmızı yemeğin birazını bana ver, açlıktan ölüyorum.” dedi Esau.

Jacob tam bir entrikacıydı, ve “Tabi ki veririm bu güveçten, ama sen bana Doğum Hakkını (BirthRight) verirsen” dedi.

Doğum hakkı çok önemli bir şeydi. Esau’nun daha önce doğmuş olmasından dolayı Doğum hakkı ona gitmişti. Isaac öldüğünde, doğum hakkından dolayı evin sahibi ve Isaac’ın mirasından Jacob’ın aldığının iki katını alma hakkı Esau’nun olacaktı.

Fakat burda Esau büyük bir hata yapmıştı.

O açtı.

Yarını düşünecek hali yoktu. Doğum hakkı denen şey o kadar da uzun süreli planlanacak bir şey değildi .

Fakat Jacob daha akıllıydı. Bir gün yarının geleceğini biliyordu. Eğer doğum hakkı onun olursa, evin sahibi de o olacaktı.

“Doğum Hakkını bana ver, ben de sana yemekten vereyim.” dedi Jacob tekrar, bir kaşık dolusu enfes yemeği ağzına götürürken.

“Tamam , tamam ” dedi Esau. “Doğum hakkım senin olsun, açlıktan ölmek üzereyken bana ne faydası var ki.” Açlıktan ölmek üzere falan değildi de. Sadece açtı.

“Söz veriyormusun ?” diyi sordu Jacob.

“Veriyorum.” dedi birden Esau.

“Pekala öyleyse” dedi Jacob ve Esau’ya istediğini verdi.

Sonuç olarak Esau bir tas yemek ve bir kaç dilim ekmek için doğum hakkından vazgeçmişti.

Pek de zekice değildi bu.

*****

incilde anlatılan bir hikayeymiş

Arkadaşlar ayıptır söylemesi, ben bi mok anlamadım bu bölümden.:sm_confused: Ayrıca çoook saçma buldum. Bumuydu yani Ceykıp efendi, ada gizemi filan. peeeh:umursamaz:

O sıyırtık kadın kim. Adada yalnız kalmaktan kafayı sıyırmış, çocukları da kendine benzetmiş. manyak şeykaydirigubbakcemile, e kadın kafayı yemiş olduğundan yok adayı koruyalım, yok sen özelsin tırı vırı bir sürü şey uydurmuş. Ay ne komik ve saçma bir bölümdü yarebbimolumunekankayizsmile

Şimdi benim anlamadığım siyahlı adam o mağaraya girdi e adam öldü, ruhumu duman oldu çıktı. Adam öldüyse eğer 5.sezon başında kumsalda Jeykıpla heykelin yanında adaya gelen gemi hakkında kim konuştu. Elbet seni bir yolununu bulup öldüreceğim filan dedi ya hani. Öldü ama ruhu canavar oldu, tekrar ölü bedenine mi girdi.bilmiyorumkismile

Bu deli kadın niye izin vermiyor gitmelerine. Hakkaten duman adama acıdım ya, günahsız yavrucak:teselli:, adamı demekki çileden çıkarmışlar, o da canavarlaşmış artık.

Bi de bir çocuk hayaletin biri bişe dedi diye yok benim evime gidicem, denizin ötesinde başka yerler var diye tuttururmu yav.benneyaptımki, sıkılmış besbelli 3 kişilik yaşamdan.

Duman abim, yürü be, kim tutar seni, arkandayım bilesin. olumunekankayizsmile

Ceykıp da saf salağın tekiymiş, gözümden epey bi düştü.sempatiksalakcinni

hurrem .!.:

amaan ben üzüldüm şimdi smoke amcaya bırakın da gidiversin adadan adamcağız
bin yıl olmuş hırs yapmış bi kere daha gidemiyo bilmiyorumkismile
kadın da ne cadalozmuş yaa bi adını da diyivermedi oğlancığın
valla hep böyle psikopatlar aile yüzünden bu hallere düşüyo al bi örneği daha kaydirigubbakcemile3
eğitim şart!

Genişletmek için tıkla...

Muhahhaha, yarıldım:roflol: sempatiksalakcinni

Kimdi o kadın, eminim bunu hiç açıklamayacaklar.

Finali ağzından kaçırdı
TÜM dünyanın sezon finaline kilitlendiği dizi Lost’un başrol oyuncularından Evangeline Lilly (30), katıldığı televizyon programında ipuçları verdi.

ABD’deki Late Show With David Letterman’a katılan Lilly, önce dizinin sonu için “Her şey bir rüya çıkabilir” diyerek hayranlarını heyecanlandırdı. Kanadalı yıldız, 23 Mayıs’ta ABD’de final bölümüyle ekrana gelecek olan dizideki olayların, aslında bir kişinin rüyası olduğunu ima etti. Ancak Kate Austen karakterini canlandıran Lilly daha sonra, “Senaryo yazarlarının bile dizideki tüm soruların cevaplarını bildiğini sanmıyorum. Sadece benim karakterimin son bölüme kadar canlı kaldığını biliyorum ama son bölümün senaryosunu okumadım. Final sezonu, Lost geleneğine uygun olarak, olayları tüm açıklığıyla ortaya dökmüyor” diye ekledi. Lilly, “Ancak şunu söyleyebilirim. Jack uykudan uyanıp ormana doğru koşacak ve ‘Çok acaip bir rüya gördüm’ diyecek” diye konuştu. Lilly’nin anlattığı kısmın, dizi finalinden çok son bölümden bir sahne olduğu yorumları yapıldı.

nilim .!.:

Finali ağzından kaçırdı
TÜM dünyanın sezon finaline kilitlendiği dizi Lost’un başrol oyuncularından Evangeline Lilly (30), katıldığı televizyon programında ipuçları verdi.

ABD’deki Late Show With David Letterman’a katılan Lilly, önce dizinin sonu için “Her şey bir rüya çıkabilir” diyerek hayranlarını heyecanlandırdı. Kanadalı yıldız, 23 Mayıs’ta ABD’de final bölümüyle ekrana gelecek olan dizideki olayların, aslında bir kişinin rüyası olduğunu ima etti. Ancak Kate Austen karakterini canlandıran Lilly daha sonra, “Senaryo yazarlarının bile dizideki tüm soruların cevaplarını bildiğini sanmıyorum. Sadece benim karakterimin son bölüme kadar canlı kaldığını biliyorum ama son bölümün senaryosunu okumadım. Final sezonu, Lost geleneğine uygun olarak, olayları tüm açıklığıyla ortaya dökmüyor” diye ekledi. Lilly, “Ancak şunu söyleyebilirim. Jack uykudan uyanıp ormana doğru koşacak ve ‘Çok acaip bir rüya gördüm’ diyecek” diye konuştu. Lilly’nin anlattığı kısmın, dizi finalinden çok son bölümden bir sahne olduğu yorumları yapıldı.

Genişletmek için tıkla...

Öyle birşey olursa valla yolarım hepsini. Senelerdir bunun içinmi gün saydık biz, bunun içinmi kafa patlattık, manyağa döndük.alsanaalsanasmile

kuzum .!.:

Öyle birşey olursa valla yolarım hepsini. Senelerdir bunun içinmi gün saydık biz, bunun içinmi kafa patlattık, manyağa döndük.alsanaalsanasmile

Genişletmek için tıkla...

de mi ama...

Aşağıdaki metinler ekşisözlük'ten "rewlofweno" nickli üyenin yorumlarından alıntıdır.

"açık açık söylediler dizinin konusunu. beğenirsin beğenmezsin ayrı ama durum belli. verildi cevaplar.


dizinin konusu ve adanın olayı belli; ab-ı hayat.

ada; ab-ı hayat’ın saklandığı yer.

tarih boyunca bir çok kişi tarafından aranılan ab-ı hayat, adanın içinde yer alıyor. ab-ı hayat’ın özelliği insanlara sonsuz bir yaşam ve gençlik vermesidir. bu durumda önce jacob’ın sonra richard’ın içtiğini gördüğümüz şaraba benzeyen koyu renkli o sıvı, ab-ı hayat.

jacob’ın elinde sınırlı miktarda bulunan sıvının kaynağı muhtemelen ışığın merkezindeki yer. kadını ışığa bakarak şöyle söyledi; bütün insanlar bu ışığın peşinde oysa hepsinin içinde biraz var ama kimseye yetmiyor, yaşam ve ölüm orada. bütün insanlık yüzyıllardı ölümsüzlüğün, sonsuz hayatın peşinde ve aslında gerçekten hepimizde biraz olan tek şey bu; hayat. var ama yetmiyor, fazlasını istiyor insanoğlu. bu ab-ı hayatın kaynağı bulunursa bulan insanlar insanlığı bitirir. pek çok inanç sisteminde inanılan şudur; tanrı, yaşam kaynağı, ışık demeti, evren artık hangisini seçerseniz; büyük güç, enerji, ışık, yaşam herkesin, her canlının içinde vardır.

bizim hikayemizde bu ab-ı hayat bir adanın içine saklanmış duruyor. gelip geçen bulamasın, hiçbir insan sahip olamasın diye. fakat engellenmek istense de bir şekilde insanların yolu oraya düşüyor. bazen bir gemi kazası bazen bir uçak kazası. teknoloji değiştikçe geliş yolları değişiyor. işte bu insanlar adaya geldiği zaman ab-ı hayatı ele geçiremesinler diye bir bekçiye ihtiyaç duyuluyor.

bu bekçide aranılan şartlar; tercihen adada doğmuş olması, ab-ı hayat içmiş olması, özünde iyi bir insan olması.

jacob’ın ve isimsiz evladın annelerini öldüren kadın da aslında bir emanetçiden fazlası değil, öldüğü zaman teşekkür ediyor çünkü artık bu döngünün dışına çıkmış yerine vekil atamış durumda. ada artık o’nun ölmesine izin veriyor ve tıpkı richard gibi o da ölmeyi uzun zamandır istiyor.

jacob’ın ve desmond’ın ortak bir özelliği var. ikisi de tam sebebini bilmedikleri halde adayı korumak için odaklanıyorlar. desmond 108 dakikada bir deli gibi butona basarken dünyayı kurtardığını düşünüyordu. jacob da, ab-ı hayatı saklarken dünyayı kurtardığını düşünüyor. ikisi de haksız sayılmaz.

özel ve seçilmiş ölü bedenlerin yerini alan black smoke’un bir özelliği var. bedenine girdiği kişinin bazı hareketlerini ve sözlerini yaşatıyor. locke’un bana ne yapmam gerektiğini söyleme civarında bir lafı vardı ve black smoke, locke’un bedenine girdikten sonra bu sözü kullanmaya devam etti. sahil kenarında oturan ve anası isim vermeden öldüğü için isim açısından piç kalan eleman da, annesinin ve kendisinin sözlerini tekrarlıyor. insanlar gelirler yıkarlar…

bu ab-ı hayat durumu bize, çok zengin insanların hani sayid’in dünyayı dolaşarak vurduğu insanların ve widmore efendinin aslında neyin peşinde olduğunu anlamamızı da sağlıyor. ilana gibi jacob’a bağlılığı ile bilinen insanlar widmore’un karşısında yer alıyorlar çünkü widmore’un o ışığı gördüğünü ve amacının adayı, jacob’ı kurtarmak değil de black smoke olayına girmeden o sıvının, ışığın kaynağına ulaşmak olduğunu biliyorlar. hatırlayın ilana ekibindekiler minibüste söylemişlerdi yanlış taraftasın diye… öyle değil mi ama bir düşünün tarih boyunca gerçekten çok zengin insanlar, krallar ve widmore gibiler yani elde edebilecekleri her şeyi elde eden insanlar neyin peşinde olurlar? ölümsüzlüğün.

bu arada tamam jacob’ın yerine biri geçiyor ve o görev devrediliyor da arkadaş harbiden salaksınız ha bu kavuk olayı black smoke geleneğinde yok hala uyanamadınız. dumanın özelliği şu; o ışığı korumakla görevli kimseler ölürse onların bedenlerine yerleşebiliyor. deli teyzenin amacı neydi? adayı koruma görevini piçe vermek, aday o’ydu yani. o ölünce bedenine girebildi black smoke tıpkı, locke gibi bir başka seçilmiş aday ölünce bedenine girebildiği gibi.

adadaki manyetik alanın özelliği falan filan hep aynı çünkü adanın içinde ab-ı hayat var ve bu enerji kaynağı çok güçlü…

peki ölüler niye dolanıyor?

hayatın ve ölümün kaynağı olan yerden bahsediyoruz. bilumum inanışa göre ölen ruh, enerji aslına rücuu eder yanı o kaynağa geri döner. o enerji ise bazılarının öldüğü halde işlerinin bitmediğine inanıyor ve içine almıyor. o kimseler serbest salınıma devam ediyor."

Genişletmek için tıkla...

"man in black – black smoke- john locke

man in black biraderimiz aslında locke ile aynı yolun yolcusu, o’nunla aynı süreci yaşayan bir insan. ikisinin de birer ölü bedeni varken black smoke kontrolündeki bedenleriyle ortalıkta dolaşıyorlar. gerçekten de mağarada yatan kişi man in black tıpkı tabutta yatan kişinin john locke olması gibi. aday olarak seçilen özel kişileri bir şekilde manipüle eden black smoke, onların bedenine girip insan formunda dolaşabiliyor. fakat bu beden tam anlamıyla black smoke’tan ibaret değil. ölen adayların kişiliklerinden, karakterlerinden, yapmak istediklerinden, repliklerinden dahi izler taşıyor. nasıl jacob yerine özel aday seçiyors black smoke da o özel adayların arasından kendi için beden bakıyor. bizim bildiğimiz geçmiş itibariyle son savaşı kazanan iki çocuğun annesi öldüren kadın.

black smoke adada hapsolmak istemiyor ve bunun için adayların bedenine ihtiyacı var. o adayları tava getirmek için neler yapıyor?

deli teyzenin bir numaralı favorisi olan man in black’in karşısına ölü annesi olarak çıkıyor. zaten kafasında başka yerlere gitmek olan man in black söylenenleri kabul edecek kıvama geliyor ve ada dışına çıkma amacına hizmet için çalışmalara başlıyor. bir dümen vasıtasıyla adayı hareket ettirebileceğine inanıp inşaata başlıyor. burada duralım. bu inşaata kaldığı yerden devam, devam edilmesine vesile olan black smoke ile varlığı birleşen man in black. inşaat tamamlanıyor ve gerçekten de dümeni çeviren kişi ( benjamin linus-locke ) adadan ayrılabiliyor. black smoke ayrılamıyor zira bekçi yerinde duruyor. jacob yahut varisi olduğu sürece adadan ayrılamayacağını anlıyor ve zamanının gelmesini bekliyor, bütün adayları öldürecek ( kendisi öldüremez elbet ) ve adadan ayrılabilecek.

bunun için yeni gelen adaylar arasından kendisine birini seçiyor. adanın özel olduğuna inanan john locke. özel olduğuna inanıyor çünkü iyileşti. oysa iyileşmesinin sebebi ab-ı hayata, enerjiye, yaşam kaynağına bu derece yakın olmasıydı. adanın özel olduğuna ve kendisiyle iletişim kurduğuna inanan locke o andan itibaren black smoke tarafından yönlendirilmeye başlıyor.

ilk karşılaştıkları zaman ormanda domuz avına çıkan locke, daha önce pilotu öldüren black smoke-canavar ile karşı karşıya geliyor ve o ne, elinde domuz ile kampa dönüyor. domuz belki black smoke hediyesidir. bundan sonra rüya yoluyla iletişim başlıyor ve black smoke, locke’u kapalı tutulmasına neden olan hatchi bulması için yönlendiriyor hatta o arada hatch patladaman önce black smoke, locke’u yakalayıp yerin altına çekmeye çalışırken jack son anda engelliyor. oysa locke gitmek istediğini söylüyordu. ambarı bekleyen desmond görevini büyük bir sevinçle bırakıyor yerine locke geliyor bir süre takıldıktan sonra orayı patlatmaya karar veriyor yahut bu yönde yapılan telkinin etkisinde kalıyor. hatch patlıyor ve ada dış dünyaya karşı korunmasız kalıyor artık adaya herkes girebilecek ve herkes çıkabilecek duruma geliyor. bu noktada diziden zamansız ayrıldığını sandığımız mr. eko’nun ölümü anlam kazanıyor. mr.eko, locke’un ambarı patlatmasını engellemek isteyen, gittiği yolun yanlış olduğunu söyleyen kişiydi ve black smoke bu duruma izin veremezdi. bu yüzden yani aradan çıkması için öldürdü. jack’in babasını kullanarak bir kez daha locke’u harekete geçirdi. herkesi geri getirmesini istedi çünkü bütün adayları öldürmeden adadan çıkamazdı üstelik kendisine de bir beden gerekiyordu ve uygun aday en başından beri locke idi. richard’ı kullanarak bu görev için ölmesi gerektiği fikrini pekiştirdi. adaya kalan adaylarla beraber geldiği zaman ise son darbeyi vurmak için artık hazırdı."

Genişletmek için tıkla...

-Black smoke-

"Black smoke diye bir varlık mib var olmadan önce de vardı diye düşünüyorum. Mib’in varlığı ile ilgili özel bir durum var ama önce;
bazı izleyiciler, mib’in takıldığı, çalıştığı, yaşadığı köy yakıp yıkıldığı için black smoke’un o bekçi kadın olduğu hissine kapıldılar. Katılmıyorum ama orayı yakıp yıkanın o kadının insani varlığı olduğunu da sanmıyorum. Şimdi burda bir duralım ve şu bilgiyi hatırlayalım; kadın, Jacob’a ışığa girmemesini, girdiği takdirde ölmekten beter olacağını söylüyor. Bu durumda adanın Jacob’dan önceki bekçisi olan kadının daha önce böyle bir şey gördüğünü varsaymamız makul kabul edilebilir. Belki de böyle olaylar deneyimlediği için yeni doğum yapan bir kadını öldürecek kıvama geliyor.

O zaman köyü yakan, inşaatı duman eden nedir?

Cevap adanın güvenlik sistemi olan black smoke ama hangi black smoke sorusu önem kazanıyor. önceki sezonlarda şöyle bir olay olmuştu. Naomi’nin çatalı yahut bilmem kimin memesi kadar akıllarda kalmamış olabilir ama umarım hatırlarsınız. Kızının, Alex-in öldüğünü gören benjamin linus, tapınağın içine girdi ve Keamy tayfasını ortadan kaldırmak için birini göreve çağırdı; black smoke. Geldi ve askerleri hepimizin gözü önünde öldürüp gitti. O black smoke adanın-ışığın-ab-ı hayatın koruması olan black smoke idi. Adanın bekçisi tarafından yönlendirilebilen bir black smoke. Benjamin, Jacob aracılığı ile Richard’dan aldığı talimatlarla ada bekçiliği yapıyordu ve o’na çok kritik bir durum olduğu zaman yapması gerekenler öğretilmişti. Kara dumanı çağırmak, dümeni çevirmek gibi.

O kadın da, baktı ve inşaatın ışığa ulaştığını gördü yani ada tehlikedeydi ve gidip Benjamin nasıl yaptıysa öyle yaparak black smoke’u göreve çağırdı. Gelen black smoke köyü, insanları, inşaatı yakıp yıkıp gitti.
Şimdi ikinci kısıma gelelim. mib’in ışığın içine girdikten sonra oradan black smoke çıktı, o halde mib, kara dumana dönüştü mü?

O zamana kadar black smoke robot gibi bir görevliden, bir korumadan fazlası değildi. Aslında yapı olarak dışarı çıkmak ve insanlara açılmak istese de bunu black smoke formatıyla, iradesiyle yapamıyordu. ışığa giren olursa sadece o’nun gücüne güç katıyordu; fakat black smoke özgürlüğünü ilan edemiyordu. İçeri giren kişinin özel olması işleri değiştirdi.

Özel olması faslını açmak lazım; kadın, yanlış çocuğu seçti. Dizinin son yayınlanan bölümün başlarını hatırlayın. Mib’in çocukluğu ile kadın konuşuyor. Kadın bir yerde yaşam ve ölüm derken çocuk ölüm ne diye soracak oluyor, kadın seni ilgilendiren bir durum değil diyor, çünkü, kadın yerine geçecek kişinin o olduğunu düşündüğü için o çocuğa küçük yaşta o ab-ı hayatı içirmiş. Jacob’a ancak ölüme yaklaştığı zaman içirdiğini mib’e çocukken içirmiş.

İşte o ışık kaynağına girenlerden farklı olarak belki de ilk defa ölümsüz biri, o sıvıyı içen biri, bekçilik için aday olarak düşünülen biri ışığın kaynağına giriyor ve ister kısa devre deyin, ister ölümsüzlük içmiş birinin içeride tutulan black smoke’un bir kısmıyla birleşmesi deyin… Bir etkileşim oluyor ve bum; özgür iradesi olan, ada bekçileri tarafından kontrol edilemeyen nur topu gibi bir black smoke. Ellerinizden öper. Işık kaynağının içinde ise hala kontrol edilebilen black smoke olduğunu ve gerektiği zaman ( Benjamin ) kullanılabildiğini biliyoruz. Yani bizim gördüğümüz kara duman oluşumu, kara dumanın ilk kez oluşması değil özgür ve ada içinde serbest takılan bir kara dumanın oluşması.

Kadın doğru tercihi yapsaydı ve mib’e hiç o sıvıyı içirmeseydi, o da diğer dumanlarla bir olacaktı."

Genişletmek için tıkla...