Mahalle baskısı ile nasıl başa çıkılır?

Dün esimle de bu konuyu konustuk. Ben mesela evli ciftleri lere bebek konusunu onlar acmadikca hic sormuyorum. Cünkü belki istiyorlar olmuyor veya istemiyorlar. Kimin ne yasadigini bilmiyoruz ve kimin ne yasadigini da. Aynisi evlilik konusu icinde gecerli bence. Belki istedigin insan cikmadi. Belki sen sevdin o sevmedi.. dünyanin bin bir türlü hali var. Herkes kendi hikayesini kendi anlatsin anlatacaksa. Sohbet edelim diyorsalar da bekarim dediynizde. En azindan "ahhh neden? Bu kadar durulur mu" gibi laflari kendilerine saklasinlar. Bence insanlarin bosbogazligi ve düsüncesizligi. Saniyorlar ki istenmedik nasihat ve tavsiyelerle iyilik yapiyorlar, sanki karsidaki insan yetiskin degil veya kendi akil edemiyor. Bende 30 yasimdan sonra evlendim. Iyikide o zaman olmus. Dogru insanla evlenmek erken evlenmekten daha önemli
 
Merhabalar 32 yaşında bekar ünivesite mezunu bir bayanım. Evlenmeyi çok istediğim halde nasip olmadı karşıma hayalimdeki gibi biri çıkmadı, çıkanlarda günü birlik ilişki arayışı içinde olan ciddiyetsiz tiplerdi, yıllarca çok üzüldüm, bunalıma girdim ama artık durumu kabullenip umursamamaya başladım...

Alanımda iş bulamadığım içinde çoğunluğunu bayanların oluşturduğu kalabalık bir tekstil firmasında işe başladım ve pozisyonum gereği çok fazla kişiyle yüz yüze gelmek durumundayım, ancak sadece işimi yaparken adını dahi bilmediğim hiç diyaloğumun olmadığı kadınlar, Evlimisin bekârmı, Sen niye evlenmedin? sorusunu sorma cüretini kendilerinde bulabiliyorlar. Hatta dahada ileri gidip "evde kalmışsın, bu yaşa kadar bekar durulur mu? diyenleri bile var... Her defasında tersliyorum ama yine başka patavatsız biri daha çıkıp enerjimi düşürüyor...

En son aldatıldığı için boşanmış bir kadın neden evlenmediğimi sordu bende "ben sizin neden boşandığınızı sormuyorum çünkü beni ilgilendirmiyor ancak benim neden evlenmediğim sizi niye bukadar ilgilendirdi? dedim "şey ben ııı" yapıp sustu.

Anlayacağınız evli çocuklu olanları da geçtim aldatılıp boşanan, kocası başka kadınla kaçıp ortada çocuğu ile kalan bir kadından bile medeni durumumla ilgili mahalle baskısı görüyorum. Beni yalnız olmak bukadar rahatsız etmiyor insanların imaları bekar olduğum için kendimi değersiz hissettirmeye çalışmaları artık delirtiyor. Bu durumla nasıl başa çıkabilirim, bir gün biri daha bu soruyu sorar kendimi tutamayıp boğazlarım diye korkuyorum okadar sinirleniyorum çünkü tavsiyeleriniz nelerdir?
Bu kadar üstünde durmayarak.
 
Merhabalar 32 yaşında bekar ünivesite mezunu bir bayanım. Evlenmeyi çok istediğim halde nasip olmadı karşıma hayalimdeki gibi biri çıkmadı, çıkanlarda günü birlik ilişki arayışı içinde olan ciddiyetsiz tiplerdi, yıllarca çok üzüldüm, bunalıma girdim ama artık durumu kabullenip umursamamaya başladım...

Alanımda iş bulamadığım içinde çoğunluğunu bayanların oluşturduğu kalabalık bir tekstil firmasında işe başladım ve pozisyonum gereği çok fazla kişiyle yüz yüze gelmek durumundayım, ancak sadece işimi yaparken adını dahi bilmediğim hiç diyaloğumun olmadığı kadınlar, Evlimisin bekârmı, Sen niye evlenmedin? sorusunu sorma cüretini kendilerinde bulabiliyorlar. Hatta dahada ileri gidip "evde kalmışsın, bu yaşa kadar bekar durulur mu? diyenleri bile var... Her defasında tersliyorum ama yine başka patavatsız biri daha çıkıp enerjimi düşürüyor...

En son aldatıldığı için boşanmış bir kadın neden evlenmediğimi sordu bende "ben sizin neden boşandığınızı sormuyorum çünkü beni ilgilendirmiyor ancak benim neden evlenmediğim sizi niye bukadar ilgilendirdi? dedim "şey ben ııı" yapıp sustu.

Anlayacağınız evli çocuklu olanları da geçtim aldatılıp boşanan, kocası başka kadınla kaçıp ortada çocuğu ile kalan bir kadından bile medeni durumumla ilgili mahalle baskısı görüyorum. Beni yalnız olmak bukadar rahatsız etmiyor insanların imaları bekar olduğum için kendimi değersiz hissettirmeye çalışmaları artık delirtiyor. Bu durumla nasıl başa çıkabilirim, bir gün biri daha bu soruyu sorar kendimi tutamayıp boğazlarım diye korkuyorum okadar sinirleniyorum çünkü tavsiyeleriniz nelerdir?
İnsanlar siz duyarsanız vardır, siz duymazsanız yoktur. Sadece insanlar da değil, çevrenizdeki her şey için geçerli bu. Gün batımı siz izlemekten zevk aldıysanız muhteşemdir ama dönüp göz ucuyla bile bakmadıysanız biraz mavi biraz turuncu karman çorman öylesine bi şeydir. Özetle yaşananları değil ama yaşananların hayatınıza olan etkilerini siz belirler, onlara siz değer biçersiniz.

Peki siz bu evlilikle ilgili sorulara neden bu kadar değer biçiyorsunuz bunun cevabını bulalım.

Bu soru yani "Neden evlenemedin?" sorusu sizin kafanızın içinde bi yoksunluk, bi sitem olarak var. Daha ilk paragrafta söylemişsiniz çünkü çok istedim ama nasip olmadı diye. Çok istediğiniz bi şey gerçekleşmemiş, bi ihtiyacınız varmış karşılanmamış. Haliyle ortada mutsuzluk var, hayalkırıklığı var, neden sitemi var... var da var.

Tek kelimeyle söylersek ortada bi yoksunluk var. Bastırılan bi açlık gibi düşünün. Kendi kafanızın içinde bastırıyorsunuz bi sekilde. Ihtiyac hala orada, siz yok sayıyorsunuz. Ama baska kafalardan da sesler cıkmaya baslayınca bastırmak çok daha zorlaşıyor. O yüzden de öfkeleniyorsunuz.

Çözüm ne peki.. diger ses cıkaran kafaları bogmak degil zannediyorum. Çözüm evlilik kavramının neden bu denli bastırılmış bi ihtiyaç haline geldiğini bulmak ve gerçek ihtiyacınız neyse onu karşılamak. Sevilmek mi, seks mi, günlük hayatı sizinle paylaşacak bi ortak mı, toplumda bi statü mü... ne lazım size bunu bulun. Sonra da o ihtiyacı karşılamanın yolunu bulun. Hayal ettiginiz romantik partner gerçekçi olmayabilir, gercekci ama sizin bulundugunuz cevrelerde bulunması mümkün olmayan bi insan tipi olabilir, bu ihtiyaclar romnatik partnerler dısındaki yerlerden de karsılanabilir gibi gibi...
 
Birdaha sorduklarında evlenip ne yapayım hayatımı yaşıyorum geziyorum tozuyorum ne koca derdi ne çoçuk derdi var de geç bekarlık sultanlık de bak bakalım nasıl morelleri bozuluyor.
 
Işte ben neden birilerine bekar olduğum için açıklama yapmak zorunda kalıyorum? Insanları niye bukadar ilgilendiriyor? Ben etrafta olan bitenle alakasız kendisini ilgilendirmeyen durumları ve kişileri merak etmeyen biriyim oyüzden bu bana çok saçma geliyor.

Beni yalnız olmak bukadar rahatsız etmiyor insanların imaları bekar olduğum için kendimi değersiz hissettirmeye çalışmaları artık delirtiyor. Bu durumla nasıl başa çıkabilirim, bir gün biri daha bu soruyu sorar kendimi tutamayıp boğazlarım diye korkuyorum okadar sinirleniyorum çünkü tavsiyeleriniz nelerdir?

Senede sadece beş altı kez, iş nedeniyle, telefonda konuştuğum, hayatımda sadece 2 kez gördüğüm bir adam, bana iletmesi gereken bir takım bilgileri, gecenin 12'sinde arka arkaya 3 mesajla whatsappıma yolladı.
Bu benim ölçülerime göre o kadar büyük bir hadsizlik ki, anlatamam...
Ama belli ki adamın ölçülerine göre sorun değil, hatta adama sorsak, son mesajın sonuna da 'saygılarımla' eklemiş biri olarak, eminim, boş bakacak, meselenin ne olduğunu bile anlamayacak.

Ben sorunu, kendimin bu hayatın merkezi olmadığını anlayarak çözdüm. Bu hayatın içinde ben ne kadar kıymetliysem, kıymet vermediğim insanlar da o kadar kıymetli. Ben, sevmediğim, benimsemediğim, halini tavrını üslubunu beş para etmez bulduğum insanlardan daha önemli ve daha özel değilim. Onlardan farklıyım sadece. Hepsi bu.

Bu bakış açısıyla, örneğin, gittiğim bir yerde, benim bildiğim öğrendiğim ölçülere göre sorulması açık hadsizlik ve kabalık olan bir soruyu arka arkaya herkes sorduğunda, demek ki burada benden farklı - üslüp, değer, görgü vs... sahibi- insanların çoğunlukta olduğu bir topluluktayım deyip, önce bu somut durumu kabul edip, sonra ona göre pozisyon alırdım. Yanı sıra, örneğin, sorunun sorulmasından ziyade, sorunun içeriğinin bana sıkıntı, sizin durumunuzda "değersizlik hissi" verdiğini fark ettiysem, bu defa içimdeki ebeveyn-çocuk-yetişkin ego üçlümü karşıma alıp, gelin kızlar şu meselemizi bir halledelim diyerek, kendimle uzun uzun sohbet ederdim.
 
Bu soranları görsen mükemmel aşk dolu evlilikleri kocişleri vardır sanki.Çoğu kendi başını yakmış,sizinkini de yakmaya çalışıyorlardır.
Özellikle boş insanlar başkalarının hayatında konuşmaya bayılırlar.Evlensen de bitmez.Yaşın geçiyor çocuk yok mu?Hani kardeş yapmıyor musunuz?Eee sizin çocuğun da matematiği pek zayıfmış,evde bir şey yapmıyor musunuz?Liste böyle uzar gider.Bu yüzden hiç sallamayın.Hayat sizin.Nasıl mutluysanız öyle devam edin..Ki yaşınızda da bir şey yok.18inde evlenen de var,30unda,40ında da..
 
Son düzenleme:
Etrafımda 30 lu 40 lı yaşlarında bekarlar ordusu var. Kimsenin kimseye pek baskı yaptığı yok. İnsan ayrımı yapmak istemem ama eğitim ve görgü seviyesi düşük insanlar bu konularla daha çok ilgileniyor. Etrafınızda bu tip insalar çok sanırım. Ben de geç evlendim. Okumayıp 18 yaşında evlenen kuzenim sen çok değişiksin evlenmiyorsun demişti. Çok da takılmadım. Onun hayatı bakış açısı öyle. Şimdi size bu soruları soranların çocukları da 30 lara gelince bekar olduklarında anlarlar. Zaman çok değişiyor evlilik sonraki jenerasyon kadar iyice bitmeye yüz tutar. Kısaca gülün geçin. Siz onlardan farklısınız.
 
Senede sadece beş altı kez, iş nedeniyle, telefonda konuştuğum, hayatımda sadece 2 kez gördüğüm bir adam, bana iletmesi gereken bir takım bilgileri, gecenin 12'sinde arka arkaya 3 mesajla whatsappıma yolladı.
Bu benim ölçülerime göre o kadar büyük bir hadsizlik ki, anlatamam...
Ama belli ki adamın ölçülerine göre sorun değil, hatta adama sorsak, son mesajın sonuna da 'saygılarımla' eklemiş biri olarak, eminim, boş bakacak, meselenin ne olduğunu bile anlamayacak.

Ben sorunu, kendimin bu hayatın merkezi olmadığını anlayarak çözdüm. Bu hayatın içinde ben ne kadar kıymetliysem, kıymet vermediğim insanlar da o kadar kıymetli. Ben, sevmediğim, benimsemediğim, halini tavrını üslubunu beş para etmez bulduğum insanlardan daha önemli ve daha özel değilim. Onlardan farklıyım sadece. Hepsi bu.

Bu bakış açısıyla, örneğin, gittiğim bir yerde, benim bildiğim öğrendiğim ölçülere göre sorulması açık hadsizlik ve kabalık olan bir soruyu arka arkaya herkes sorduğunda, demek ki burada benden farklı - üslüp, değer, görgü vs... sahibi- insanların çoğunlukta olduğu bir topluluktayım deyip, önce bu somut durumu kabul edip, sonra ona göre pozisyon alırdım. Yanı sıra, örneğin, sorunun sorulmasından ziyade, sorunun içeriğinin bana sıkıntı, sizin durumunuzda "değersizlik hissi" verdiğini fark ettiysem, bu defa içimdeki ebeveyn-çocuk-yetişkin ego üçlümü karşıma alıp, gelin kızlar şu meselemizi bir halledelim diyerek, kendimle uzun uzun sohbet ederdim.
Bakın beni sadece medeni durumumla ilgili sorular değil "senin yaşın kaç, nerelisin?" soruları da aynı şekilde sinirlendiriyor, çok rahatsız oluyorum çünkü ben oraya çalışmak için gidiyorum birilerinin merakını gidermek, özgeçmişimi anlatmak için değil.
 
Başlığa cevabım : takmayarak/umursamayarak
Içeriye cevabim:
Kendinize bayan değil kadin diyerek
Nasil ki erkek diyorsak biz de kadiniz
Bay bayan daha genel ama şu sıralar toplumda kadin cinsiyeti yerine kullanılıyor.
Bir de neden evlenmedin sorusu bana hep sacma gelir evlenmemenin nedeni mi olur? Bu neden gözün yeşil demek gibi bir sey. Bana da sorarlar evli misin beyin ne is yapar sırf laf olsun torba dolsun. Neden sordunuz diyin. O cevaba göre hareket edersiniz :)
Ayrica is yerinde bir hiyerarsi yok mu da himayenizde calisan kadinlar size bu soruyu sorma curetini gösteriyor? Agirliginizi koyun takmiyorum demissiniz ama baya takiyorsunuz ki bu konuyu acmissiniz.
32 gayet genc bir yas ben 35e dogru gidiyorum ona ragmen bekar arkadaşlarım da var mesela bir arkadas grubumuz var 5 kisilik ikisi evli biri daha geçen sene evlendi digeri 5-6 sene once falan. Ustelik yasadigim yer de koy gibi insanlar o kadar ileri goruslu de degil ama is hayatinda hic evlilik konusu geçmedi arkadaşlar arasında. Gayet profesyonelce calisiyoruz. Yani etrafinizdaki insanlara sınır koyun bazisi istediği sekilde davranabilecegini zannediyor maalesef.
 
Bakın beni sadece medeni durumumla ilgili sorular değil "senin yaşın kaç, nerelisin?" soruları da aynı şekilde sinirlendiriyor, çok rahatsız oluyorum çünkü ben oraya çalışmak için gidiyorum birilerinin merakını gidermek, özgeçmişimi anlatmak için değil.
Ben de sevmem ozellikle memleket sorusunu
Hani Aydinli olsam ne Artvinli olsam ne, kime ne fayda saglayacak? Ama bizim toplumun isimden sonra sorduğu fiks sorudur. Ben direkt dogma buyume Istanbul diyorum bu sefer aslen nerelisin çıkıyor. Diyorum ki ne demek aslen ben Istanbulluyum diyip sonlandiriyorum
Yas konusunda da kadının yasi sorulmaz diyorum :)
Konuda hanımlar o kadar guzel, detaylı ve farkli bakis acilariyla yazmislar ki hosuma gitti.
Herşeyi ustunuze almayin, yukarida biri daha söylemiş siz deger verdiğiniz/anlam yuklediginiz icin onemsiyorsunuz. Takmiyorum.lafi biraz sizin maskeniz, acik acik kafaya takmissiniz.
Olabilir tabii rahatsiz olunmayacak bir sey degil, dedigim gibi ben de hazzetmem.
Ama toplumun geneli böyle, cevap vermek istemiyorsanız size ne diyip gecin bundan alikoyan ne?
Insanların sormamasini istiyorsunuz ve size katılıyorum sormasalar daha iyi ama baskasi adina karar veremeyiz ya da onlarin ne yapacagina karisamayiz biz kendimizden sorumluyuz. Nerelisine ne alaka memleket dersiniz yasiniza kadının yasi sorulmaz diye espri yaparsınız biraz da gulun geçin bir daha soramazlar :) evlilik konusunda da nasip kismet ya da düşünmüyorum diyin. Evet hesap vermek/aciklama yapmak da istemiyorsunuz anlıyorum ama nasip demek de açıklama olmaz yani tamamen susturma amaçlı bir cevap. Çünkü merakli bir toplumuz maalesef. Kendine bakmadan insanlari eleştiren /yargilayan insanlar çoğunlukta.
Siz takmamayi ya da en azindan krizi yonetmeyi öğrenmelisiniz
Bana biraz pasif agresif bir yapıda oldugunuz izlenimi verdiniz, cevaplariniza bakarak.
 
Bakın beni sadece medeni durumumla ilgili sorular değil "senin yaşın kaç, nerelisin?" soruları da aynı şekilde sinirlendiriyor, çok rahatsız oluyorum çünkü ben oraya çalışmak için gidiyorum birilerinin merakını gidermek, özgeçmişimi anlatmak için değil.

Ben sizi anladım.

Kendimi yeterince ifade edemedim endişesiyle tekrar izah etmeye çalışayım;
Sizin için "birilerinin merakını gidermek", "özgeçmişimi anlatmak" olan, ve sizin için çalışmak için gidilen yerde olmaması gereken şeyler var. Ben diyorum ki, karşınızdaki kişilerin aynı konulara yaklaşımı sizden farklı. Çalışmak için gidilen yerde konuşulacak, konuşulmayacak şeyler hususunda bilgi-görgüleri sizden farklı. O kadar ki, örneğin sizin zaten meraklanmamalı, meraklansa da sormamalı diye düşündüğünüz şeyler, onlara göre ne var bunda yahu...

Siz bana tekraren, sizin baktığınız, bildiğiniz, olduğunuz, edindiğiniz yerdeki kavram, görgü, bilgiyi anlatıp, bunlar bu işyerinde çalışanlarca benimsenmemiş olduğu için, rahatsız olduğunuzu, sinirlendiğinizi anlatıyorsunuz.

83 milyonluk bu ülkedeki herkes maalesef ikinci bir siz değil diyorum ben de, ve ikinci bir siz olmayan insanlardan farklısınız, ama bu, sizin doğrunuz onların doğrusunu ortadan kaldırır ya da kaldırmalıdır anlamına asla gelmeyecek bu hayatta diyorum. Onların yaşam biçimi, yaşamı algılayış biçimi sizinkinden farklı diyorum. Eğer kendinizi olması gereken, onları da yanlış diye etiketlerseniz, ve "böyle olmamalı" diye sinirlenirseniz, bu sadece sizi yorar, o yüzden, kendinize ait üslupla, onlarınkilerin iki ayrı merkez olduğunu, birinin diğerinden daha önemli olmadığını farketmeniz lâzım diyorum. Farklı bir" kültürün" varlığını, sinir ve öfkeyle karşılamak, sadece sizi yorar, yıpranırsınız diyorum.

Konunuz bekar olmak ağırlıklı ve mahalle baskısı denilerek açılmış olduğu için, yaşın kaç nerelisin sorusunun değil de, evlilikle ilgili soruların değersiz hissetmeye meylettirdiğini düşündüğüm için, önceki paragraflarımın içine onunla ilgili ayrı bir satır, talep ettiğiniz gibi bir -kendimce- tavsiye eklemiştim. Bu sizi rahatsız ettiyse, içtenlikle özür dilerim. Umarım bu, diğer paragrafları tamamen yok saymanıza vesile olmaz. Çünkü, üzüntünüzü gerçekten anlıyorum, ve içinde olduğunuz durum, tek başına çocuk yetiştirmiş bir kadın olarak, aşina olmadığım bir durum değil.

Kolaylıklar dilerim.
 
Son düzenleme:
Mahalle baskısı da değil bu hadsizlik. Ülkemizin sorunu. Kimse haddini bilmiyor.

Ben de eskiden çok yoğun bir sağlık sektöründe çalışıyorum ama maalesef günde bir sürü hadsiz insanla muhattap olmak zorunda kalıyordum. Bana da yok nerelisin yok evli misin diye soruyorlardı. Bir meslektaşımdan öğrendiğim ve çok hoşuma giden o lafla cevap vermeye başladım ve rahat ettim: "Kişisel bilgi vermiyoruz"

Siz de böyle söyleyin :) hem kaba değil (aslında çok kaba davranılmasını hakediyorlar bu insanlar ama anladığım kadarıyla siz de hizmet sektöründesiniz ve müşteri diye çok kaba olmamanız gereken bir iş yapıyorsunuz). Hem de bundan sonra sorularını detaylandıramıyorlar :P Ve sadece işe odaklı konuşma dönüyor.

Birisi size herhangi kişisel bir soru mu sordu? direk yapıştırın: "Kişisel bilgi vermiyoruz." Sonra da işle ilgili konuşup işle ilgili konuşma bitince de ortamdan ayrılın :)
 
Ben sizi anladım.

Kendimi yeterince ifade edemedim endişesiyle tekrar izah etmeye çalışayım;
Sizin için "birilerinin merakını gidermek", "özgeçmişimi anlatmak" olan, ve sizin için çalışmak için gidilen yerde olmaması gereken şeyler var. Ben diyorum ki, karşınızdaki kişilerin aynı konulara yaklaşımı sizden farklı. Çalışmak için gidilen yerde konuşulacak, konuşulmayacak şeyler hususunda bilgi-görgüleri sizden farklı. O kadar ki, örneğin sizin zaten meraklanmamalı, meraklansa da sormamalı diye düşündüğünüz şeyler, onlara göre ne var bunda yahu...

Siz bana tekraren, sizin baktığınız, bildiğiniz, olduğunuz, edindiğiniz yerdeki kavram, görgü, bilgiyi anlatıp, bunlar bu işyerinde çalışanlarca benimsenmemiş olduğu için, rahatsız olduğunuzu, sinirlendiğinizi anlatıyorsunuz.

83 milyonluk bu ülkedeki herkes maalesef ikinci bir siz değil diyorum ben de, ve ikinci bir siz olmayan insanlardan farklısınız, ama bu, sizin doğrunuz onların doğrusunu ortadan kaldırır ya da kaldırmalıdır anlamına asla gelmeyecek bu hayatta diyorum. Onların yaşam biçimi, yaşamı algılayış biçimi sizinkinden farklı diyorum. Eğer kendinizi olması gereken, onları da yanlış diye etiketlerseniz, ve "böyle olmamalı" diye diretirseniz, bu sadece sizi yorar, o yüzden, kendinize ait üslupla, onlarınkilerin iki ayrı merkez olduğunu, birinin diğerinden daha önemli olmadığını farketmek lâzım diyorum. Farklı bir" kültürün" varlığını, sinir

Ben sizi anladım.

Kendimi yeterince ifade edemedim endişesiyle tekrar izah etmeye çalışayım;
Sizin için "birilerinin merakını gidermek", "özgeçmişimi anlatmak" olan, ve sizin için çalışmak için gidilen yerde olmaması gereken şeyler var. Ben diyorum ki, karşınızdaki kişilerin aynı konulara yaklaşımı sizden farklı. Çalışmak için gidilen yerde konuşulacak, konuşulmayacak şeyler hususunda bilgi-görgüleri sizden farklı. O kadar ki, örneğin sizin zaten meraklanmamalı, meraklansa da sormamalı diye düşündüğünüz şeyler, onlara göre ne var bunda yahu...

Siz bana tekraren, sizin baktığınız, bildiğiniz, olduğunuz, edindiğiniz yerdeki kavram, görgü, bilgiyi anlatıp, bunlar bu işyerinde çalışanlarca benimsenmemiş olduğu için, rahatsız olduğunuzu, sinirlendiğinizi anlatıyorsunuz.

83 milyonluk bu ülkedeki herkes maalesef ikinci bir siz değil diyorum ben de, ve ikinci bir siz olmayan insanlardan farklısınız, ama bu, sizin doğrunuz onların doğrusunu ortadan kaldırır ya da kaldırmalıdır anlamına asla gelmeyecek bu hayatta diyorum. Onların yaşam biçimi, yaşamı algılayış biçimi sizinkinden farklı diyorum. Eğer kendinizi olması gereken, onları da yanlış diye etiketlerseniz, ve "böyle olmamalı" diye diretirseniz, bu sadece sizi yorar, o yüzden, kendinize ait üslupla, onlarınkilerin iki ayrı merkez olduğunu, birinin diğerinden daha önemli olmadığını farketmek lâzım diyorum. Farklı bir" kültürün" varlığını, sinir ve öfkeyle karşılamak, sadece sizi yorar, yıpranırsınız diyorum.

Konunuz bekar olmak ağırlıklı açılmış olduğu için, yaşın kaç nerelisin sorusunun değil de, evlilikle ilgili soruların değersiz hissetmeye meylettirdiğini düşündüğüm için, önceki paragraflarımın içine onunla ilgili ayrı bir satır, talep ettiğiniz gibi bir -kendimce- tavsiye eklemiştim. Bu sizi rahatsız ettiyse, içtenlikle özür dilerim. Umarım bu, diğer paragrafları tamamen yok saymanıza vesile olmaz. Çünkü, üzüntünüzü gerçekten anlıyorum, ve durumunuz, bekâr bir anne olarak, hayatta aşina olmadığım, içinden geçmediğim bir durum değil.

Kolaylıklar dilerim.
Teşekkür ederim cok güzel ifade etmişsiniz ama merak edilmeyi, soru yağmuruna tutulmayı farklı bir kültürün varlığı olarak göremiyorum. Çünkü ben kimseyi merak etmiyorum kimsenin hayatı beni ilgilendirmiyor kimsede beni merak etmesin soru sormasın istiyorum. Nefret ediyorum meraklı insanlardan... Bu bana zarar biliyorum aşmam gerekiyor karşıma çıkan insanların davranışlarını belirleyemem oyüzden bukadar takıntılı olmamalıyım onuda biliyorum ama istem dışı sinirleniyorum işte...
 
32 neden evlenmedin demek için çok erken değil mi ya? Hani yine sorulmaz da 60 yaşında hiç evlenmemiş biriyle sohbet ederken belki bir ihtimal hiç evlenmeyi düşündün mü dersin de 32 yani sanki tren kaçmış artık imkansızmış gibi.
Ya erken yaşta evlendiniz ya da türkiyede yaşamıyorsunuz diye düşündüm mesajı okuyunca. Bu ülkede 30 u geçen kadına(hatta 27-28 e kadar iner de ben iyimser konuşayım) evde kalmış muamelesi yapılır, çok net
 
Kendime baskı yapılmasına müsade edecek ne yapıyor olabilirim kimseyle iş dışında bisey konuşmuyorum muhabbetim yok daha ne yapmam gerek?
Kafanıza takacak kadar önem veriyorsunuz hayatınızda.
Olay konuşmamak vs değil.
Örneğin 10 senelik arkadaşlarım vardır.
Çok güzel muhabbetlerimiz vs olur.
Ama bir yerde özel hayatımla ilgili konuştuğunda önemsemem
Kafama takmam
Çünkü benim hayatım ve ben bu şekilde mutluysam ya da mutsuzsam bu beni ilgilendirir.
Benim kararımdır.
Dolayısıyla umrumda olmaz
Aa neden öyle dedi demem
Bana da çocuk çocuk deyip duruyorlar mesela?
İsteyen doğursun diyorum
Hak edene lafımı esirgemediğimden zaten laf yememek için ağzını açmaz beni tanıyanlar
Bence takmayın
Niye değer veriyorsunuz sizi etkileyecek kadar
 
Teşekkür ederim cok güzel ifade etmişsiniz ama merak edilmeyi, soru yağmuruna tutulmayı farklı bir kültürün varlığı olarak göremiyorum. Çünkü ben kimseyi merak etmiyorum kimsenin hayatı beni ilgilendirmiyor kimsede beni merak etmesin soru sormasın istiyorum. Nefret ediyorum meraklı insanlardan... Bu bana zarar biliyorum aşmam gerekiyor karşıma çıkan insanların davranışlarını belirleyemem oyüzden bukadar takıntılı olmamalıyım onuda biliyorum ama istem dışı sinirleniyorum işte...
Iste istemiyorsunuz diye yapmayacaklar anlami taşımıyor
Ben de istemiyorum sizden farklı durumda degilim hatta bir keresinde bir vatandaş bile kur yapip telefonumu istedi ben de şahsi telefon vermiyoruz kurumdan ararsaniz yardimci olurum diye kibarca geri cevirdim. Istemesek de karsilasiyoruz iste, kriz yonetimi bize düşüyor
 
genelde muhabbet olsun diye söylerler hattta evlendirmek te isterler bu insanların yarısından fazlası iyi niyetli yani ama tabi insan kendini kötü hissedebiliyor siz de kendi açınızdan haklısınız.
Ben artık iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum bu insanların. İyi niyetli olan insan lafa 'neden evlenmedin' diye girmez. Benim annem iyi niyetlidir mesela, geçen gün uzun zamandır gidip geldiği veterinerde bir kızı gözüne kestirmiş abim için, 'yanlış anlamazsan görüştüğün birisi var mı' demiş önce, sonra yine aynı şekilde yaşını sormuş, sonra hiç 'bu yaşa kadar neden evlenmedin sen aa evde kalmışsın, gel seni oğluma alayım' dememiş, düşünür müsün demiş, kızcağız da nazik şekilde ben evlenmeyi düşünmüyorum demiş orda kapanmış olay. İyi niyetlilik budur. Üslup önemli
 
Kendime baskı yapılmasına müsade edecek ne yapıyor olabilirim kimseyle iş dışında bisey konuşmuyorum muhabbetim yok daha ne yapmam gerek?
Umursamayın
Önemsemeyin
Ağzı olan konuşacak hayatımız boyunca
Bunu yaptığınızda hayat çok daha kolay
Hayatımda gerçekten değer verdiklerim dışında kimse umurumda değil
Kendimle barışığım
Önemli olan bu
İnsanlarla aranıza konuşmayarak değil, düşünmeyerek mesafe koyabilirsiniz
 
Back
X