Mavi Tatil köyüne bende geçen hafta bir uğradım.. Uğradım diyorum çünkü kalmadım... Hemen problemlerimi paylaşayım;
Bir kere bulmakta zorlandık.. Resepsiyonda ki bayan arkadaş gelip bizi bulunduğumuz yerden alarak tatil köyüne getirdi... Çok loş bir resepsiyona girdik.. Çalışanlar çok güleryüzlüydü.. bunu söylemeliyim... Bir etrafı gezelim dedik... İyi ki de demişiz... Etraf çok karanlık.. Çalışan arkadaşa "Neden aydınlatma yok?" diye sorunca "Bir zamandan sonra alışıyorsunuz" cevabı verdi.. çok samimiydi bunu söylerken... Denizi yosunlu... Koy kendilerine ait olsa bile plaj bakımı iyi değil... Plaj kumu betonlaşmıştı... Kalktık restauranta gidelim dedik... Bizi Perpa çarşısı görünümlü bir yere kadar götürdü.. Seramikler bakımsız, ortada ki havuz boştu.. Yemekler hiç iç açıcı değildi ve çeşit yoktu.. Pasta denilen tatlının altı bildiğimiz kek taban, üstünde biraz krema, reçel dökülmüş ve resmen diyet yemeği olarak kullandığımız kellogs serpiştirilmişti.. Biz zaten dönmeye karar verirken bir de animasyonu görelim dedik.. Yine loş ışık altında çıkış kapısına yakın bir yerde çay bahçesi gibi bir alana geldik.. Macarena çalarken 15 yaşlarında bir çocuğun, bu çok eski tarihli müzikte dans ettiğini gördük..
Otelin misafirleri arasında transeksüel arkadaşlar da vardı.. Ben cinsel tercihler konusunda kesinlikle insanların özgür seçimlerini desteklerim... Ancak yanımızda çocuk olduğu için çabucak oradan ayrıldık...
Bir saatlik deneyimimiz böyle sonuçlandı...
Biz de Gümbet'e geçtik... Gümbet'i tavsiye ederim bu arada.. Bodrum'un en güzel koyu...