Mimar Sinan

Exorcist

Pantolonlu Bulut
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
799
11
Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o
genislige oturtmak için 13 bilinmeyenli bir
denklemi
matematigin bilinen 4 ana

isleminden farkli besinci. bir islem bularak
cozdugu soylenir.

Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda
birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin
urunudur.

Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev
kurede kullanmislar.

Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki
minarelere
yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir.

Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina
Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir..


*******************************************

Bir gun Selimiye Camii'ne girenler,

kubbenin altiinda bir Japon'un ayaklarini kibleye
dogru uzatmis sirtustu yattigini gormusler

Tabii hemenJapon'u, "Burasi kutsal bir yer. Bu
sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore
saygisizliktir.

Lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek
uyarmislar.

Ancak, Japon trans vaziyetteymis,

gozlerini kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus:

"Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe
var olamaz.

Hayal goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde
durmasi
fizik ve matematik kurallarina aykiri.

Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey
yok..."

*********************************

Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis.

Bu nedenle minarelerinin yakin zamanda yikilacagi
farkedilimis.

Uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar.

Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa
kafaya vermisler.

Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle
minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum
olduguna karar vermisler.

Minarelerin temellerini acinca, koymayi
dusundukleri
kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar.

Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi
dusunmus megerse....?

*********************************************


1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar
ve
jeofizikçilerden olusan bir Japon heyeti
Turkiye'ye
gelmis.

Heyet Imar ve Iskan Bakanligi'ndan izin alarak
ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis.

Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten
sonra sira Sinan' in kalfalik eseri Suleymaniye
Camisi'yle Sinan'in ogrencisi Mimar Davut

Aga'nin eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmis.

Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme
yapmislar.

Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus.

Cunkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin
gevsek
bir zemin uzerine insa edildigini anlamislar.

Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi
olmamasina akil sir erdirememisler.

Bunun uzerine Tuürkiye programinin gerisini
tamamen
iptal edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.

Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti
sirasinda bu iki caminin sabitlenmedigini aksine
yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildigi
ortaya
çikmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari
ikiye katlanmis.

Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem
mekanizmasi uzerine oturtuldugunu ve her yone
yaklasik 5 derece yatabildigini gormusler.

Daha derin arastirma yapmak için Edirne'ye,

Sinan'in ustalik eseri Selimiye Camisi'ne
gitmisler.
Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur
olmuslar.



Selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak
cozmüsler.

Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini
uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan'in kullandigi
sistemlerle kurup muazzam gokdelenler dikmisler.

Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda
kullanildiklari cogu sistem,

yuzyillar önce Sinan'in gelistirdigi
mekanizmalarmis.

Saygilarr...

tac mahalin mimari mehmet efendi mimar sinanin
ogrencisidir.



BIZ SADECE ÖVÜNMEKLE YETINELIM...
 
X