Gebelik süresince cinsel ilişki kurulmasının erken doğuma yol açacağı veya bebeğe zarar vereceği' şeklindeki düşünce ve inanışların yanlış olduğu belirtilerek, tıbbi problemler olmadıkça, hamilelikte son güne kadar bile cinsel ilişkinin sakıncası bulunmadığı bildirildi.
Jinekolog Opr. Dr. Ali Yazgan, yaptığı açıklamada, bir kısım anne adayı, cinsellik konusunu doktoruna açmaktan kaçınırken, bazen de doktorların bu konuyu hastası ile açıkça konuşmaktan kaçındığını vurgulayarak, "Bu iletişim kopukluğu yüzünden çiftler, 'gebelikte




ten uzak durmaları gerektiği' mesajını çıkarırlar veya halk arasındaki inançlara göre davranırlar" dedi.
Halk arasında, 'ilk üç aydaki cinsel ilişkinin düşük ile sonuçlanacağı' inancının yaygın olduğunu hatırlatan Opr. Dr. Ali Yazgan, "En fazla gebelik kaybının ilk üç ayda olduğu bir gerçektir ama, bunun sebebi, cinsel ilişki değil, genetik bozukluklara bağlı (anomalili-normal olmayan) gebelikler sonucu kendiliğinden düşük olmaktadır" diye konuştu.
Opr. Dr. Yazgan, gebelerin, cinsel istek artışına rağmen, 'cinsel ilişkinin rahim ağzının açılmasını kolaylaştıracağı ve erken doğuma sebep olacağı, damarların açılıp kanayacağı, erkek cinsel organının bebeğin başına zarar vereceği' gibi asılsız, rahatsız edici düşünce ve inanışlara kapılıp, cinsellikten uzak durduklarını ifade ederek, "Her ne kadar orgazm (boşalma), oksitosin (rahim kasını kasıcı madde) salgılanmasına neden olup rahim kasılmalarına yol açsa da, bunlar doğumu başlatmaz, erken doğuma neden olmaz. Cinsel ilişki bebeğe (fetusa) zarar vermez, erkek cinsel organının bebekle fiziksel olarak teması yoktur. Anne karnındaki bebek, rahim kasları, içinde bulunduğu gebelik kesesi ve kese içindeki sıvı ile darbelere karşı koruma altındadır. Rahim ağzı kanalındaki (servikal kanal) salgıların koyulaşması ile oluşan tıkaç bakterilerin ve semenin (sperm) rahim içine girmesini engelleyen bir bariyer oluşturur" diye konuştu