- 4 Haziran 2013
- 12.178
- 8.378
- Konu Sahibi balbocegi35
- #1
BBP Lideri Yazıcıoğlu'nun da aralarında bulunduğu 6 kişiye mezar olan helikopter kazasıyla ilgili davada dosya üzerindeki gizlilik kararı kaldırıldı.
Dosyayı inceleyen Yazıcıoğlu ailesinin avukatı, büyük birlik partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Selami Ekici kaza sonrası yaşananları bir suikastın delil karartma çabaları olarak değerlendirdi.
Ekici, kaza tarihi olan 25 Mart 2009da bölgedeki uçuş trafiğini ve hava hareketliliğini gösteren radar kayıtlarıyla ilgili geçen şubat ayında yapılan keşfin, Özel Yetkili Mahkemelerin kalkmasıyla yeni bir boyut kazandığını söyledi. Ekici, henüz raporunu hazırlamayan 5 bilirkişinin, Erzurum Dumlu Radar Üssü, Genelkurmay Harekât Merkezi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Yönetimi birimi, Ankara Ahlatlıbel Radar Üssünde bir hafta boyunca keşif yaptığını belirtti.
Ekici, bilirkişinin yeni düzenlemeyle üzerindeki gizlilik kararı kalkan dosyanın tamamını inceleme fırsatı bulacağını kaydetti. Kazanın olduğu dakikalarda, Genelkurmay radarlarında arıza nedeniyle 4 dakika 37 saniyelik bir görüntü kaybı olduğu iddia edilmişti. Ancak Genelkurmay Başkanlığı 14 Martta yaptığı açıklamada, radar görüntülerinin tamamının ilgili makamlara verildiğini ve bilirkişinin çalışabilmesi için tüm imkânların seferber edildiğini söylemişti.
Ekiciye göre, bu açıklama bilirkişi heyetini etki altına almaya yönelik bir manevra Ekici, heyetin raporunu keşif esnasında aldıkları bilgilerle, şimdi tamamı açılan dosyadaki bilgileri karşılaştırarak yazacağını ve bunun önemli olacağını vurguladı:
Kahramanmaraşa gönderilen dosyadaki gizlilik kararının kalkması bu anlamda da çok iyi oldu. 120 klasörlük dosyanın tamamını ben de yeni aldım. Şimdi dosya yeni görevlendirilen savcı Habib Korkmazın elinde. Korkmazın incelemesi, bizim taleplerimizi değerlendirmesi, eksikleri gidermesi 6 ayı bulur diye dişünüyorum.
Basına özellikle sızmadı
Ekicinin dikkat çekmek istediği ikinci konu ise gazeteci İsmail Güneşin, kaza sonrası saatlerce yapabildiği telefon görüşmesi:
Bizim buradaki iddiamız şu: Güneşin çenesinin kırık olduğu otopsi raporunda var ama basına sızdırılmıyor. Kimse de Otopsi raporunu verin okuyalım demiyor. Bilinçli bir algı oluşturuluyor. Çenesi kırık olduğu halde o kadar rahat konuşamaması lazım. Bu konu araştırmaya muhtaçtır. Ses İsmail Güneşin, ancak adli tıp uzmanları çene kırığı olan kişinin konuşma güçlüğü çekeceğini ifade ediyor. Bize göre ilk etapta kırık yoktu, sonradan birileri kırmış da olabilir. Biz çenesinin kırık olduğunu, otopsi raporlarını temin ettikten sonra öğreniyoruz. İki yılı buldu yani. Oysa 30 Martta çenesinin kırık olduğu bilinseydi, suikast ihtimali değerlendirilecek ve deliller karartılmayacaktı.
Ekici şöyle devam etti:
Gazeteci İsmail Güneşin cenazesi, enkaza yaklaşık 600 metre mesafede karla kaplı zeminde bulunuyor. Güneşin donmamak için ölenlerin montlarını üst üstü giydiği ve helikopterden çıkardığı koltukla kayarak yardım bulmak için daha aşağılara kaydığı tahmin ediliyor. 30 Mart tarihli Jandarma tutanağında bu koltuğun Güneşin cenazesi bulunduktan sonra başkaları tarafından olay yerine getirildiğine dair ifadeler var.
Kırık bacakla nasıl uzaklaştı
Güneşin otopsi raporunda sol bacağında kırıklar olduğunu belirten Ekici, buna dair şüphelerini dile getirirken şu ifadeleri kullandı:
Kaza saati kayıtlara 15.03 olarak geçiyor. TİB kayıtlarına göre Güneş, 19.04e kadar tam 16 kez aranarak 12 dakikalık telefon görüşmesi yapmış. Arkadaşları, genel müdürü, BBP Genel Merkezi ve 112 gibi merkezlerle görüşüyor. En son 19.36da görüşme yapmış. Bizim tespitlerimize göre cep telefonu sadece enkaz alanında çekiyor. 15 metre uzakta bile çekmiyor. Güneşin cenazesinin bulunduğu yerde hiç çekmiyor, kırık bacakla o kadar uzaklaşabilmesi garip. Enkaz bölgesinin aşağısında yaklaşık 4 kilometre mesafede köy var. O saatlerde hava açık, yani Güneşin köyün ışıklarını görüp o tarafa doğru gitmesi gerekirken ters tarafa gitmesi de ilgi çekici.
İstihbaratçıya disiplin cezası
Kazadan birkaç saat sonra dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilicinin Muhsin Yazıcıoğlunun yaşadığına dair yaptığı açıklamanın da dikkat çekici olduğunu vurgulayan Ekici, şöyle konuştu:
O tarihte Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı D. Ö., civardaki 10 ilin valisine helikopter kazasıyla ilgili bilgi notu geçiyor. Notta, Yazıcıoğlunun yaşadığı, ayağı kırık fakat şuuru açık olarak Kahramanmaraşta Hastaneye götürüldüğü belirtiliyor. Bu bilgi notunu da dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, Kayseri Valisi Mevlüt Biliciye iletiyor. Bilici de bu bilgileri kamuoyuyla paylaşıyor. Ne oluyor, belki de bu açıklama yüzünden arama kurtarma faaliyetleri sekteye uğruyor. Azımsanmayacak düzeyde bir vakit kaybı oluyor. Sonuçta Yazıcıoğluna 48 saat sonra ulaşıldı, bu not olmasa belki çok daha erken ulaşılacak ve belki de hayatı kurtulacaktı. Yapılan soruşturmada, sahadaki habercilerden birinin hastane önünde gördüğü haraketliliğe dayandırılarak yazıldığı öne sürülen notla ilgili polis şefi D.Ö. disiplin cezası alıyor.
Kazadan sonra yaşıyordu
Yazıcıoğlunun kazadan sonra yaşadığını gösteren bir görüntünün olduğuna dair çevredeki köylülerden tanık beyanları olduğunu da belirten Ekici, Konu bu tanık beyanlarıyla da sınırlı değil. Dönemin BBP Erzurum İl Başkanı Emrullah Önalan, gazeteci Ahmet Akpakta Başkan Yazıcının kaza sonrası dua ederken görüntüsünün olduğunu, kendisinin 10-15 saniyelik bu görüntüyü gördüğünü söylemişti. Biz bu iddiaları araştırırken, görüntülerin 2010da şeker komasından ölen Ahmet Akpakın oğlu Alper Akpakta olduğunu öğrendik. Alper Akpak ile görüşmek istedik, ancak bir türlü bu görüşmeyi gerçekleştiremedik. Delil gizlemekten hakkında suç duyurusunda bulunduk ama bir sonuç elde edemedik dedi.
Alper Akpak 6 Ocak 2014te Kasımpaşada karıştığı bir kavgada öldürüldü.
Zehirlendi iddiaları
Ekici, helikopterin düştüğü anlarda bölgede 3 savaş uçağı bulunduğu iddialarının da açığa kavuşturulması gerektiğini kaydetti:
Bu uçakların bıraktığı karbonmonoksit gazına maruz kalındı. Helikopterin pilotu Kaya İstektepenin kanında yüzde 24, gazeteci İsmail Güneşte yüzde 27, Muhsin Yazıcıoğlunda ise yüzde 13 seviyesinde karbonmonoksit tespiti var. Bilirkişi raporlarında yüzde 24 oranındaki karbonmonoksit gazının pilotta sarhoşluk, dikkat bozukluğu, baygınlık gibi tesirler yapabileceği ifade ediliyor. Bu konular da açıklanmaya muhtaç sonuçta.
48 saat sonra ulaşılabilmişti
Kahramanmaraş mitinginin ardından Yozgat Yerköy mitingi için havalanan Muhsin Yazıcıoğlunun helikopteri 25 Mart 2009da saat 15.03 civarında düştü. Yazıcıoğlu dahil 6 kişinin yaşamına mal olan helikopterin enkazı, Keş Dağı yakınlarındaki, Kanlı Çukur mevkiinde bulundu.
Enkaz ve kurtarma çalışmaları günler aldı. Otopsi raporunda iç kanama sonucu öldüğü belirtilen Yazıcıoğlunun cenazesine 48 saat sonra ulaşılabildi. Helikopterin beyni sayılabilecek cihazlara ise ulaşılamadı. Olayla ilgili olarak TBMM Araştırma Komisyonu ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu (DDK) birer rapor hazırladı. DDK raporunda kaza kırım çalışmalarındaki eksikliklere, kaza nedenini ortaya koyabilecek kayıp cihazların bulunamadığına yer verildi. (AL JAZEERA)
http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/muhsin-yazicioglu-davasi-sil-bastan-487700/
Dosyayı inceleyen Yazıcıoğlu ailesinin avukatı, büyük birlik partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Selami Ekici kaza sonrası yaşananları bir suikastın delil karartma çabaları olarak değerlendirdi.
Ekici, kaza tarihi olan 25 Mart 2009da bölgedeki uçuş trafiğini ve hava hareketliliğini gösteren radar kayıtlarıyla ilgili geçen şubat ayında yapılan keşfin, Özel Yetkili Mahkemelerin kalkmasıyla yeni bir boyut kazandığını söyledi. Ekici, henüz raporunu hazırlamayan 5 bilirkişinin, Erzurum Dumlu Radar Üssü, Genelkurmay Harekât Merkezi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Yönetimi birimi, Ankara Ahlatlıbel Radar Üssünde bir hafta boyunca keşif yaptığını belirtti.
Ekici, bilirkişinin yeni düzenlemeyle üzerindeki gizlilik kararı kalkan dosyanın tamamını inceleme fırsatı bulacağını kaydetti. Kazanın olduğu dakikalarda, Genelkurmay radarlarında arıza nedeniyle 4 dakika 37 saniyelik bir görüntü kaybı olduğu iddia edilmişti. Ancak Genelkurmay Başkanlığı 14 Martta yaptığı açıklamada, radar görüntülerinin tamamının ilgili makamlara verildiğini ve bilirkişinin çalışabilmesi için tüm imkânların seferber edildiğini söylemişti.
Ekiciye göre, bu açıklama bilirkişi heyetini etki altına almaya yönelik bir manevra Ekici, heyetin raporunu keşif esnasında aldıkları bilgilerle, şimdi tamamı açılan dosyadaki bilgileri karşılaştırarak yazacağını ve bunun önemli olacağını vurguladı:
Kahramanmaraşa gönderilen dosyadaki gizlilik kararının kalkması bu anlamda da çok iyi oldu. 120 klasörlük dosyanın tamamını ben de yeni aldım. Şimdi dosya yeni görevlendirilen savcı Habib Korkmazın elinde. Korkmazın incelemesi, bizim taleplerimizi değerlendirmesi, eksikleri gidermesi 6 ayı bulur diye dişünüyorum.
Basına özellikle sızmadı
Ekicinin dikkat çekmek istediği ikinci konu ise gazeteci İsmail Güneşin, kaza sonrası saatlerce yapabildiği telefon görüşmesi:
Bizim buradaki iddiamız şu: Güneşin çenesinin kırık olduğu otopsi raporunda var ama basına sızdırılmıyor. Kimse de Otopsi raporunu verin okuyalım demiyor. Bilinçli bir algı oluşturuluyor. Çenesi kırık olduğu halde o kadar rahat konuşamaması lazım. Bu konu araştırmaya muhtaçtır. Ses İsmail Güneşin, ancak adli tıp uzmanları çene kırığı olan kişinin konuşma güçlüğü çekeceğini ifade ediyor. Bize göre ilk etapta kırık yoktu, sonradan birileri kırmış da olabilir. Biz çenesinin kırık olduğunu, otopsi raporlarını temin ettikten sonra öğreniyoruz. İki yılı buldu yani. Oysa 30 Martta çenesinin kırık olduğu bilinseydi, suikast ihtimali değerlendirilecek ve deliller karartılmayacaktı.
Ekici şöyle devam etti:
Gazeteci İsmail Güneşin cenazesi, enkaza yaklaşık 600 metre mesafede karla kaplı zeminde bulunuyor. Güneşin donmamak için ölenlerin montlarını üst üstü giydiği ve helikopterden çıkardığı koltukla kayarak yardım bulmak için daha aşağılara kaydığı tahmin ediliyor. 30 Mart tarihli Jandarma tutanağında bu koltuğun Güneşin cenazesi bulunduktan sonra başkaları tarafından olay yerine getirildiğine dair ifadeler var.
Kırık bacakla nasıl uzaklaştı
Güneşin otopsi raporunda sol bacağında kırıklar olduğunu belirten Ekici, buna dair şüphelerini dile getirirken şu ifadeleri kullandı:
Kaza saati kayıtlara 15.03 olarak geçiyor. TİB kayıtlarına göre Güneş, 19.04e kadar tam 16 kez aranarak 12 dakikalık telefon görüşmesi yapmış. Arkadaşları, genel müdürü, BBP Genel Merkezi ve 112 gibi merkezlerle görüşüyor. En son 19.36da görüşme yapmış. Bizim tespitlerimize göre cep telefonu sadece enkaz alanında çekiyor. 15 metre uzakta bile çekmiyor. Güneşin cenazesinin bulunduğu yerde hiç çekmiyor, kırık bacakla o kadar uzaklaşabilmesi garip. Enkaz bölgesinin aşağısında yaklaşık 4 kilometre mesafede köy var. O saatlerde hava açık, yani Güneşin köyün ışıklarını görüp o tarafa doğru gitmesi gerekirken ters tarafa gitmesi de ilgi çekici.
İstihbaratçıya disiplin cezası
Kazadan birkaç saat sonra dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilicinin Muhsin Yazıcıoğlunun yaşadığına dair yaptığı açıklamanın da dikkat çekici olduğunu vurgulayan Ekici, şöyle konuştu:
O tarihte Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı D. Ö., civardaki 10 ilin valisine helikopter kazasıyla ilgili bilgi notu geçiyor. Notta, Yazıcıoğlunun yaşadığı, ayağı kırık fakat şuuru açık olarak Kahramanmaraşta Hastaneye götürüldüğü belirtiliyor. Bu bilgi notunu da dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, Kayseri Valisi Mevlüt Biliciye iletiyor. Bilici de bu bilgileri kamuoyuyla paylaşıyor. Ne oluyor, belki de bu açıklama yüzünden arama kurtarma faaliyetleri sekteye uğruyor. Azımsanmayacak düzeyde bir vakit kaybı oluyor. Sonuçta Yazıcıoğluna 48 saat sonra ulaşıldı, bu not olmasa belki çok daha erken ulaşılacak ve belki de hayatı kurtulacaktı. Yapılan soruşturmada, sahadaki habercilerden birinin hastane önünde gördüğü haraketliliğe dayandırılarak yazıldığı öne sürülen notla ilgili polis şefi D.Ö. disiplin cezası alıyor.
Kazadan sonra yaşıyordu
Yazıcıoğlunun kazadan sonra yaşadığını gösteren bir görüntünün olduğuna dair çevredeki köylülerden tanık beyanları olduğunu da belirten Ekici, Konu bu tanık beyanlarıyla da sınırlı değil. Dönemin BBP Erzurum İl Başkanı Emrullah Önalan, gazeteci Ahmet Akpakta Başkan Yazıcının kaza sonrası dua ederken görüntüsünün olduğunu, kendisinin 10-15 saniyelik bu görüntüyü gördüğünü söylemişti. Biz bu iddiaları araştırırken, görüntülerin 2010da şeker komasından ölen Ahmet Akpakın oğlu Alper Akpakta olduğunu öğrendik. Alper Akpak ile görüşmek istedik, ancak bir türlü bu görüşmeyi gerçekleştiremedik. Delil gizlemekten hakkında suç duyurusunda bulunduk ama bir sonuç elde edemedik dedi.
Alper Akpak 6 Ocak 2014te Kasımpaşada karıştığı bir kavgada öldürüldü.
Zehirlendi iddiaları
Ekici, helikopterin düştüğü anlarda bölgede 3 savaş uçağı bulunduğu iddialarının da açığa kavuşturulması gerektiğini kaydetti:
Bu uçakların bıraktığı karbonmonoksit gazına maruz kalındı. Helikopterin pilotu Kaya İstektepenin kanında yüzde 24, gazeteci İsmail Güneşte yüzde 27, Muhsin Yazıcıoğlunda ise yüzde 13 seviyesinde karbonmonoksit tespiti var. Bilirkişi raporlarında yüzde 24 oranındaki karbonmonoksit gazının pilotta sarhoşluk, dikkat bozukluğu, baygınlık gibi tesirler yapabileceği ifade ediliyor. Bu konular da açıklanmaya muhtaç sonuçta.
48 saat sonra ulaşılabilmişti
Kahramanmaraş mitinginin ardından Yozgat Yerköy mitingi için havalanan Muhsin Yazıcıoğlunun helikopteri 25 Mart 2009da saat 15.03 civarında düştü. Yazıcıoğlu dahil 6 kişinin yaşamına mal olan helikopterin enkazı, Keş Dağı yakınlarındaki, Kanlı Çukur mevkiinde bulundu.
Enkaz ve kurtarma çalışmaları günler aldı. Otopsi raporunda iç kanama sonucu öldüğü belirtilen Yazıcıoğlunun cenazesine 48 saat sonra ulaşılabildi. Helikopterin beyni sayılabilecek cihazlara ise ulaşılamadı. Olayla ilgili olarak TBMM Araştırma Komisyonu ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu (DDK) birer rapor hazırladı. DDK raporunda kaza kırım çalışmalarındaki eksikliklere, kaza nedenini ortaya koyabilecek kayıp cihazların bulunamadığına yer verildi. (AL JAZEERA)
http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/muhsin-yazicioglu-davasi-sil-bastan-487700/