Gittiğine inanmak istemezki gözlerim...
Mademki gitmedin !!
Ne bu gözyaşları derse biri
Ne cevap veriririm
...Dudaklarımı ıslatan yağmur
Bir daha yağsa nasıl yalnız ıslanırım
Giderken hiç düşünmedin mi?
Sabah odama gelse güneş
Sensiz nasıl uyanırım...
Hep korktuğumuz ölüm
Hani ikimizi birden götürecekti...
Şimdi gelse tutsa kolumdan ben nasıl giderim...
Ben seni gerçekten seviyormuşum meğer...
Şimdi etrafımdaki kalabalık bile deva değil inan içimdeki yalnızlığa..
Seviyormuşum haddinden çok...
Yüzüme bakan insanların yüzlerindeki boşlukta seni görüşüm her seste seni buluşum bundanmış...
Ve aşk k ö r olmakmış..
Senden başkasına..
O kadar benimsemişim ki seni varLıgımızı o kadar bir tutmuşum ki sensiz yaşamam oLanaksız.
Kurdugum cümLeLer yetersiz.
Sanki bir ömür boyu buradaymışsın qibi başı ve sonu beLirsiz gibi dipsiz bir kuyu gibi..
Sonumuz yok bizim...
Bebeğim sen uyurken öyle oralarda
Geceler göz kapaklarıma çadırlar kuruyor.
Bebeğim sen öyle yalnızken şuralarda
Bisikletten çocukluğum düşüyor gibi
Dizlerim kanamıyor bu sefer vallahi
Ama bebeğim itiraf etmeliyim ki
Canım yanıyor.
!
Öğrendim! İnsanın bir tek cam kırıklarıyla kanamazmış teni...
Hayal kırıklıkları her gün kanatabilirmiş yüreğini..
Ezberledim merak etme Anne !
Üç öğün yemek yemekle büyümezmiş her zaman insan..
Üç öğün gözyaşı içmeliymiş kimi zaman...!!!.
Rutubet yerine ölüm kokusu sarmış sanki duvarları...
Yalnızlığım bütün ruhumu ele geçirmiş...
Bezen varlığını hissediyorum...
Bir an için alıyorsun yalnızlığımı
Sonra tekrar bırakıp gidiyorsun...
Yüreğimde saklı kalan duygularımın keşfiyle başladı herşey..
Ve ben seni sevmekle başlayan bir ömrün ve bitmesine ihtimal verilmeyen bir aşkın gizlendiği bir yüreğin sahibiyim sayende..
Oksijensiz bir ortamda nefes almaya çalışmak gibi bir şeydi
Sen kokan sokaklarda sensiz dolaşmak
Şimdi o sokaklarda dolaşmıyorum ama
Kokunu her hissedişimde sen kokan herkese basıyorum küfrü