Nasıl hayat dolu olunur ve nasıl anda kalınır yahu? Neden yapamıyorum?

Pardonbakarmisiniz

Üye
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
9 Nisan 2024
167
38
18
Evet ciddi ciddi bunu bilmek ve yapmak istiyorum ya geçmişi düşünüyorum keşke diyorum ya da geleceği düşünüp stres korku ile yaşıyorum genelde gelecekte yaşanabilecek sağlık sıkıntıları veya kayıplar inanılmaz daraltıyor ruhumu.. sizler ölümün ve hastalıkların olduğunu bile bile nasıl dünyalık olaylara çok mutlu olabiliyorsunuz bunu nasıl başarıyorsunuz..? Ben de bir nebze olsun anı yaşayıp aldığım nefese mutlu olmak istiyorum
. Düşünüp düşünüp stres olmak korkmak ya şöyle olursa diye düşünüp beynimi uyusturmak istemiyorum artık
 
bu durum bende de var kaygı bozuklugu galiba.
 
Bu düşünceler, günlük hayatınızı olumsuz etkileyen boyuttaysa, keyif alamıyorsanız hiçbir şeyden, psikolojik destek almanızı öneririm.

Bunun haricinde, ben bir miktar kaderci olarak üstesinden geliyorum kaygılarımın, eh bir miktar da tıbbın nimetlerinden faydalanıyorum. Çogzel ilaçlar yapmışlar.
 
Ben de öyleyim valla.içki içerek rahatlamaya çalışıyorum.
 
Durduk yere hastalik ve ölüm düşünerek mutsuz olmuyorum zorla bunu dusunerek mutsuz olmaya calissam bile max 1-2 saat filan mutsuz olabilirim. Olmayan bir seyden mutsuzluk cikartmak yani sizin yaptiginiz sey daha zor aslinda.

Ben disari ciktigimda ya da evimde hoşuma giden yerlerde hosuma giden seyleri yaparken mutlu olurum genel insanlar böyledir. Sizin mj sagliksiz bir durum psikolog fikan lazim muhtemelen.
 
Valla bende de var ama farklı şekillerde.hastalıklar ve ölümler umrumda değil.hatta seviniyorum bir kişi daha bu rezil yerden kurtulmuş diye.ben daha ileriki yaşlarda hayata tutunacak bir sebep bulamazsam diye korkuyorum.o yaşlara gelmeden ölsem keşke.benim gibiler de 90 a kadar yaşar şimdi.allah benim ömrümden alıp size versin ne diyeyim.
 
Olmayan bisey ama bir gün olacağı kesin bisey. Herkes ölecek. Sevdiklerimiz ölecek. Buna nasıl dayanicam onu düşünüyorum mesela. Kendim ölünce napicam vs vs. Ama bende bu son yıllarda başladı. Bi şeyler tetikliyor muhtemelen. 2 yıl önce amcam vefat etti. Daha 55 yaşında. İlk defa aileden birini kaybettim. Belki ordan tetiklendi bilemiyorum ama zor bir durum. Gün içinde ben de normal gülüp eğleniyorum ama yalnız kalınca, uyumadan hemen önce filan alıyor beni bi düşünce hali
 

Panik atak vardi bende. Ölüm korkum hala var zaman zaman yaşlanma korkusu da bir ugrar ama hayatimin genelini ele gecirmez öyle bir ugrar gider. Ben uyumadan önce hayallerimi düşünürüm tutup ölmeyi düşünmem. Düşünmeniz olacak bir şeyi engellemeyecek vaktinizi çaliyorsunuz hala saglikli ve gençken tadini cikartin. Ölümü ölünce düşünürsünüz.
 
Çaresi şu kzzzzzz dertsiz başınıza dert çıkarmayın kzzzz ! Tövbeler olsun... Şuan hasta mısınız? Şuan huzurunuzu kaçıran bir derdiniz mi var? Şuan kaybınız mı var? Bu cevapların yanıtı evetse üzülün değilse şükredin mutlu olun..(bilin bakalım kimin cevapları evet) Allah aşkına sizin yerinizede olmayı isteyen ne kadar insan var biliyor musunuz kızlar yıllardır ne huzurum var,ne sağlığım.. Derdiniz tasanız yoksa anın kıymetini bilin ben o kadar özledim ki doya doya gülmeyi şöyle dertsiz tasasız....
 
Evet ben de selektra kullanıyorum.şahane bir ilaç.hiçbir yan etki de yapmıyor bende.
 
Evet ben de selektra kullanıyorum.şahane bir ilaç.hiçbir yan etki de yapmıyor bende.
Kullan Aysenimicim, ben de abilify kullanıyorum, ihtiyaçsa gayet normal.

Ama sana önerim, hayatını manalandırman da. Bir şeye de adaman.
Varlığın sana sıkıntı veriyorsa, kendini yaşarken yok edeceksin. Diğer konunun üzerine yazmaya devam ediyorum çünkü senin şu an yaşamakta olduğun varoluşsal sancılardan, yaşlanma kaygılarından vb. geçtim ve hazır denk gelmişken araya sıkıştırmak istedim. Her gece yastığa başımı koyduğumda ölümü düşündüğüm, üzerine milyon felsefe döndürdüğüm o yerden, hayatımı adayarak, yaşarken yok ederek geçtim.

Mesleğine ada kendini, yeteneğin varsa bir kitap yazmaya, bir resim çizmeye, (Çocuk istemiyorsun, çocuk doğur ve onu güzel yetiştirmeye ada demiyorum), yardıma ihtiyacı olanlara ada, sokak hayvanlarına ada vs... Şikayet ettiğin, ne kadar boktan olduğundan dem vurduğun dünyanın minicik bir köşesini, senden sonra gelecek olanlara yaşanabilir hale getirmeye ada...

Ferahlarsın.
 
Teşekkür ederim
 
Bu içten gelen bısey. Bırde yaş aldıkca aslında kafaya taktıklarının önemsiz olduğunu görüyorsun. Hıc bısey senden daha degerlı degıl kı.
 
Teşekkür ederim herkese. Benim gibi olanların çoğunlukta olması üzdü.. geçen akşam yaşadığım olaydan bahsetmek istiyorum. Bulaşık makinam bozuldu bunu hiç dert etmiyorum dünyalık hiç bir mesele canımı sıkmaz. Hele maddiyatı asla takmam. Neyse dedim ki şöyle kulağıma kulaklığımı takayım, bir makina dolusu bulaşık vardı onları müziğimi dinleyerek yıkayım. Tam kulaklığı taktım yine düşünceler başladı ya eşime şöyle olursa , ya evladima böyle olursa, ya bana böyle bir şey olursa diye konuştu beynim yine... Keyfim kaçtı suratım asıldı çıkardım kulaklığı. Canım sıkkın bir şekilde yıkadım bulasiklari çıktım. Çok yorucu bir durum .. gerçekten yıprandım
 
Aynı dertten muzdaribim. Sanırım tek çözümü destek almak. Ona da bir türlü fırsat bulamıyorum. Özellikle depremden sonra başladı bu kaygı hali. Sonrasında çevremde ailemde kayıplar verdim sizin gibi. Çoğu ani kanser veya kalp krizi nedeniyle. Artık normal bir psikolojide değilim. Sürekli acaba hasta mıyım çocuguma bisey olur mu şöyle mi böyle mi. Yoruldum. Hayattan gram zevk almıyorum. Çok istiyorum şöyle neşeli eğlenmeyi seven biri olmak. Herşey boş geliyor saçma geliyor. Keşke unutsak herşeyi. Kalan ömrümüzü de gönlünce yaşasak
 
Kaygı bozukluğu muhtemelen.
Tedavisi var çok şükür.
Öncelikle psikiyatri ile görüşün, ilaç+terapi şeklinde devam etmek iyi gelecek muhtemelen.
 
gerçekliğe hangi pencereden bakarsanız öyle şekil alır. önce şimdiden başka bir zaman olmadığını fark etmenizi istiyorum. siz aslında sonsuz bir "şimdi" içindesiniz. asla geçmiş veya gelecekte var olamazsınız. mesele anda kalmak değil, zaten andasınız. anda kalmak bunu fark etmek demek aslında. mesele olmadığın yerlerle ilgili negatif hayal kurmak. bir de seçmediğin yolları kafaya takıp sanki onları seçseydin mutlaka kendi gerçekliğinden daha iyisini yaşayacakmış gibi gaflete düşmek.
ben şahsen belirli durumlar hariç psikiyatri ve ilaca karşıyım. kendimden detaylı söz edemem ama küçük yaşlardan beri çeşitli psikolojik sıkıntılar atlatmayı kendi kendime başardım. doktorlarda çare bulamadım, hatta kötü deneyimlerim oldu. sizi çok iyi anlıyorum fakat siz düşünce biçiminizi dönüştürmeyi öğrenmezseniz ilacın bir faydası olmaz. ilaç semptomu yok eder, hastalığı değil.
bir kere hayatta hiçbir zaman yüzde yüz kontrol sahibi olamayacağımızı, ölümün her zaman ensemizde olduğunu, bir sonraki anımızı asla bilemeyeceğimizi kabul etmemiz, bu gerçeklik karşısında yaşadığımız anın ve aldığımız nefesin ne kadar kıymetli bir mucize olduğunu kabullenmemiz gerekiyor. hayatta mutlak kontrol edebileceğiniz yegane şey ona baktığınız pencere, bu gücünüzü bir gün görmenizi yürekten diliyorum. sizden daha kötü durumda olanları düşünün, şimdi korktuğunuz koşullarda yaşayanlar da deneyimledikleri hayatta gülüp ağlıyor. siz de öyle. sizden daha iyi koşulda yaşayıp sizin istediklerinize sahip olanlar da öyle. hatta insan sahip olup da bu sefer bir fazlasını isterse elindekiyle mutlu olmayı bilmediğinden mutsuzluğa gidiyor belki de.
dünyada şuan sizden 1 tane var, sizin hissedip görebildiklerinizi bilen, anılarınızı kaydedip yâd edebilen 1 tanecik kişi. bu deneyimin size özel olduğunun farkında mısınız acaba? bu anı yalnızca siz sizin gibi deneyimleyebilirsiniz, acısıyla tatlısıyla. belki de durumu bu şekilde görebilirseniz yaşadığınız andan keyif alabilmek mümkün olur.
insan olan elbette düşünüyor dünyadaki acıyı, insanların kötülüğünü, sistemin yanlışlığını, yalanı, ihaneti, yalnızlığı. ama bazen de dostluk çıkıveriyor bir yerden, benim gibi ölmeyi istemiş, varlığının hiçbir anlamı olmadığını düşünmüş biri bu satırları yazabiliyor, bir hayvanın sevgisi size sıcacık gelebiliyor ya da gerçekten birini sevmeyi ve onun tarafından sevilmeyi bile deneyimleyebiliyorsunuz ve hatta Tanrı'yı da bu zıtlıkla anlayıp sevebiliyorsunuz. yani demem o ki insanı en çok rahatlatan şey, her şeyi olduğu gibi kabul etmektir. anda böyle kalabilir, andan böyle keyif alabilirsiniz bence. kocaman bir sistemin 1 tanecik, sistemin içerisinde kendine özel, şahsi görevleri ve yeri olan bir parçası. hala buradaysak ve nefes alıyorsak demek ki yapacaklarımız bitmemiş. ölümü ise kabul etmekten başka hiçbir çaremiz yok..
başka yolları seçmiş olsaydınız siz siz olmazdınız, bu yolları tercih ettiğiniz için olduğunuz kişisiniz. ve olduğunuz kişiyi de enine boyuna düşünüp tartmanız ve onun ne gibi özellikleri olduğunu anlamanız gerekiyor. eğer yüzleşmekten hoşlanmadığınız yanlarınız varsa, öncelikle onların da kendinizin bir parçası olduğunu kabul edip daha sonra hayatınızı hangi prensiplere göre yaşamak istiyorsanız buna karar verip, bundan sonraki adımlarınızı bu prensiplere göre atmanız gerekiyor. geçmiş bitti gitti, hala farklı eylemler almak için elinizde AN var. kendinize baktığınızda görmekten hoşlandığınız yanları da düşünün elbette, onları benimseyin ve doğal karakterinizin temel yapı taşları olarak belirleyin. ve elbette pişmanlık duyduğunuz hareketlerinizi bir daha yapmamak üzere kendinize söz verin. tüm bunların hepsi hemen değil, zamanla olacak. duygularınız düşüncelerinize, düşünceleriniz eylemlerinize, eylemleriniz kaderinize dönüşüyor. aslında bu kadar basit.
kanımca size bu konularda araştırmak iyi gelecektir ve derin düşünmek. sizi bu hale sokan duygu ve düşüncelerin maskelediği neler yatıyor içinizde? neden durmadan bu hisse saplanıp kalıyorsunuz? hayatınızda bundan sonra neyi gerçekleştirmek istiyorsunuz? şuana dek içinizde ukde kalan şey, aradığınız nedir? bu hissi aslında bir semptom olarak düşünün, belki hastalık onun ardında bir yerdedir. belki de sizi buna iten başka bir şeyi anlatmaya çalışıyor vücudunuz/zihniniz/ruhunuz. günlük tutmak da yardımcı olacaktır bana kalırsa, kesinlikle tavsiye ediyorum. fakat günlük tutarken dürüstçe hislerinizi ve zihninizden geçenleri yazmanız gerekiyor, insan yazdıkça aslında neyi düşündüğünü tam olarak anlıyor. hem de kendi kendinizle hasbihal ediyor gibi düşünün, yine kendi kendinle kalmayı öğrenmenin iyi bir yolunun zanaat olduğunu düşünüyorum. Tanrı'yla konuşmak yani dua etmek de çok iyi bir çözüm. kitap olarak hemen aklıma gelen ise eckhart tolle - şimdi'nin gücü oldu. sevgiler, saygılar.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Hayatta hastalık kadar sağlık, ölüm kadar da yaşam var.
Biri vefat eder, aynı gün aynı saatlerde bir yerlerde biri doğar.
Bu hayatın dengesi bizlerde bu dengenin içerisinde figüranlarız.

Aslında bu kadar basit.
Yaşınız kaç bilmiyorum, yaş oturdukça insan birşeylerin idrakına daha çok varıyor.
Hayatımızı bu kolaylaştırıyor da zorlaştırıyorda yerine göre.

Ayrıca hepimizin keşkeleri, niyekileri var. Yok değil.
Ama siz kendinizi bunlara aşırı kaptırıyorsanız, bu sağlıklı bir durum değil.
Bende bazen geçmişe bakıp şunları yapabilirdim, şu şekilde ilerleyebilirdim diye hayıflanmıyor değilim.
Doğamızda var.
Veya geleceğe bakıp endişelenebiliyorum, bunu nasıl yapacağım şunun üstesinden nasıl geleceğim gibi.
Buna fazla kaptırmamak gerek, yoksa hep kaygı ve anksiyete ile geçer hayatımız.
Herşeyin dozunda olması makbul.

Sizi mutsuz eden de bu.
Uğraşlar bulun kendinize, sizi mutlu edecek hayata karşı motive edecek.
Arkadaş çevresi de önemli, enerjinizi yükselten insanlar olsun hayatınızda, sizi dibe çekenler kaygınızı kamçılar.
O yüzden diyeceğim o ki, eğer kendi başınıza bu sorunlar ile mücadele edemiyorsanız, muhakkak destek alın.
İlla konu ilaç kullanmak değil, ama destek almak her zaman iyi anlamda fayda gösterir.
 
başınız sağ olsun. rahatça nefes aldığınız, huzurlu ve sağlıklı bir ömür dilerim. fakat bu düşüncelerle siz de kendinizi hasta etmemeye çalışın.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…