Neden hedef türkiye

lacey

Nirvana
Pro Üye
18 Eylül 2008
2.372
176
688
Ankara
Türkiye’de sağcısı da solcusu da, cemaatçisi de, partilisi de tek bir olayı konuşuyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın ses kaydı montaj mı yoksa gerçek mi?

Bir kere şunu söyleyelim, montaj demek sahte demek değildir. Montaj demek başkasına ait sesin kullanılması demek değildir. Montaj demek bir ses kaydından bazı bölümleri çıkarmak veya başka ses kaydı ile birleştirmek demektir.

Bu bağlamda Recep Tayyip Erdoğan’ın ses tape’leri Ağrı Dağı kadar gerçektir.

Ancak !

Gerçektir dediğimde bazılarının zil takıp oynamak istediğini, bazılarının yuh dediğini, bazılarının hadi canım sen de mi? dendiğini duyar gibiyim.

Arka planını anlatırsam, neyin ne olduğunu da anlayacaksınız.

Akparti iktidar olduktan sonra Türkiye’ye yapılan yatırımların 5%’inin bile halktan alınan vergilerle yapılamayacağını düşünen bir tane Allahın kulu oldu mu? ( İngiltere, Amerika, İsrail haricinde )

Ey Türk Milleti, hiç düşündün mü söylesene?

Bu ülke petrol satmaz
bu ülke doğalgaz satmaz
bu ülke maden satmaz
bu ülke altın çıkarmaz
bu ülke araba üretmez
bu ülke elektronik telefon v.b bir araç üretmez
bu ülke elmas çıkarmaz
bu ülke’nin turizmden başka hiç bir dış geliri yoktur.

Bu ülkenin hatta ithalat-ihracat dengesi bile bozuktur.
Kıymeti üzerinden hesap yapıldığında bu ülkeye giren mal, çıkan maldan çok daha fazladır.

Buna rağmen, petrol satan Suudi Arabistandan
doğalgaz satan Rusya ve Azerbaycandan
Silah satan Amerika, İngiltere ve İsrail’den
Araba satan Avrupa ülkelerinden
Elektronik satan Güney Kore
Japonyadan
ucuz iş gücü satan Çin’den daha fazla yatırımı nasıl oluyor da Türkiye yapıyor?

Krizler bütün ülkeleri sarsarken Türkiye nasıl oluyor da sarsılmıyor?
Yatırımlar durmuyor?
Sağlık, Bilim, Eğitim, Askeri alanda gelişmeler yavaşlaması gerekirken aksine hızlanıyor? Sosyal devlet olma yolunda Türkiye neden dünyada en hızlı devlet? Ne satıyor, nerden geliyor bu para?

Bütün bu soruları sormadan size anlatmak istediğimi anlatmam İMKANSIZDI.
Bu yüzden bu soruları sordum. Şimdi siz de sorun kendinize.

Gerçekten bütün bunlar nasıl oldu? Tekrar ediyorum halktan alınan vergilerle son 10 yılda bu ülkeye yapılanların 5%’i bile yapılmazdı. Peki nerden buldu bu parayı Türkiye?

Yeter soru sorduk, gelelim cevaba;

11 Eylül sonrasında Amerika Birleşik Devletleri ve Uluslararası kuruluşlar bir çok arap iş adamını El-Kaide’ye yardım ve yataklık yapmakla suçladı.

Bu iş adamları 2′ye ayrılıyordu.

Birinci gurup Amerika ve İngiltere’nin sözünden çıkmayan ve bu tehditlerden korkarak yelkenleri indiren ve bu 2 ülkeye teslim olup haklarındaki bütün suçlamaları düşüren arap şeyhleri

2. gurup ise suçlamaları kabul etmeyerek davalarla tek tek mücadele edip masumiyetini kanıtlayan samimi arap iş adamları.

İşte bu iş adamlarından bir tanesi de Yasin El Kadı ( adamı bana anlattırmayın araştırın) idi.

Daha sonra 2. guruptaki bu iş adamları New York ve Londra borasındaki bütün paralarını çekerek nakit olarak uçaklarla Türkiye’ye taşıdılar.

Bu paraların çoğu kayıt dışı olarak $ halinde depolarda tutuldu.

Bu paraların bir kısmı ile son 10 yıldır Türkiye’de yatırımlar yapıldı.

Arap iş adamlarının bu paraları Türkiye’ye taşıma sebebi Amerika ve İngiltereye olan nefretlerinin artması ve İslam dünyasında Türkiye dışında ayakta kalan başka ülkenin kalmamış olmasıydı.
Son kalenin Türkiye olduğunu onlar da farketmişlerdi.

Samimi olan 2. guruptaki Yasin El Kadı gibi iş adamları kayıt dışı olan bu paraları Erdoğan’a teslim etmişlerdi.

Erdoğan, yakın çevresini kullanarak bu paraları kullanana dek muhafaza etmek zorundaydı.

Nitekim Merkez Bankası’nda bile casuslar kol geziyor, Türkiye’deki dolar miktarını öğrenmeye çalışıyorlardı. Hatırlarsanız Merkez Bankası’ndan bir kaç kişinin işine casusluk suçlaması ile son verilmişti.

Bu suçlamalar bu casusların içerdeki para miktarını öğrenerek ABD’ye bildirmesinden müteşekkil idi. Bu yüzden paralar Merkez Bankasında bile güvende olamazdı.

Erdoğan Reza Zerrab’ı kullanarak paranın bir kısmını İran ile olan ticarette eritiyor, bir kısmını Türkiye’deki yatırımlarda nakit olarak kullanıyor, kalan kısmı da yakınları ile beraber muhafaza ediyordu.

Bu paralar devletin parası değildi.

Devletin kasası açık vermiyor, aksine gelen para giden paradan daha az olduğu için sürekli fazla veriyordu. Bu fazlalığı kimse sorgulamıyordu.

Bu ülkenin geliri bu ülkenin giderini karşılamıyorken, nasıl oluyor da Ülke batmıyordu?

Bu soruyu bizden başka bütün ülkeler soruyordu aslında.

Gezi olaylarında dolar 2 TL’yi görmeyecek diyen merkez bankası her gün piyasaya 1 milyar dolar sürüyor, bu da ABD ve İNGİLTERE’yi çıldırtıyordu.

Hangi paraydı bu piyasaya sürülen para? Merkez Bankasında dolar limitinin tükenmiş olması gerekiyordu. Doların en az 5 TL ‘ye fırlamış olması gerekiyordu. Ama olmuyordu işte.

Arka planda merkez bankasına birileri kamyonla dolar taşıyor, merkez bankası da bu dolarları piyasaya sürerek ekonomiyi dengede tutmaya çalışıyordu.

Bu paralar dostlar, Yasin El Kadı gibi bir kaç arap iş adamının parasıydı. Ve Yasin El Kadı sırf bu yüzden Türkiye’ye geldiğinde bile bir kaç kere suikaste maruz kaldı. ( Google’dan bakın kazalara ) .

Bütün bu detayları devlet açıklayamaz. Kayıt dışı paralar devleti uluslararası arenada suçlu yapar, arap iş adamlarını da hedef haline getirir.

Bu durumda aslında bu hikayeyi Cemaatte çok iyi biliyor. Ama Başbakan’a hırsız muamelesi yapmak işlerine geliyor.

Devletin kasasına gelen para belli, kasadan çıkacak olan para da belli.

Gelen gidenden az ise bu ülkenin batması gerekmiyor mu?

Söyleseniz de yukarda saydığım altın, maden, elmas, araba, telefon, petrol, doğalgaz gibi kaynakların yoksa nasıl ayakta duruyorsun? İşte bu paralarla.

Bu para miktarı öyle 1 Milyar dolar filan da değil. Çok daha fazla. Ama cemaat 100 milyar dolar dediğinde herkes OHA diyeceği için 1 milyar dolar gibi inandırıcı bir rakam söylemeyi tercih ediyorlar.

Aslında Erdoğan ve ekibinin sakladığı nakit para bence 100 milyar dolara yakın bir para. Ve bu paralar nakit olarak bir çok yerde sır gib saklanıyor. Bu paraların miktarını bilen kişi sayısı bir elin parmağı kadar.

Bu durumda bu gerçekleri dillendiremeyen Başbakan’ın yerine halkın bir şeyler yapması lazım.

Halkın bunu dillendirmesi lazım. Gerçekleri Başbakan işgal ettiği makam itibarı ile dile getiremez. Ak Parti de öyle.

Ama ben bunu ilk dile getiren kişi oluyorum. Bu beni kahin yapmıyor. Bu gerçeği bir İngiliz, Bir Alman, Bir Amerikalı, Bir Yahudi bilir ama bir Türk bilemez mi ?

Bizi aşağılayan hain köpeklere cevabını verin.

Bu para devletin geliri değil, aksine devlete Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi itibarı ile kattığı ek gelirdir.

Recep Tayyip Erdoğan’ın itibarı bu ülkeye bu parayı getirmiştir.

Bu paralar bu güne dek milletin çıkarları için kullanılmıştır ve bundan sonra da bu çıkarlar doğrultusunda kullanılacaktır.

Uyumayın, dirayetli olun.

Bu ülkeyi İngiliz, Amerikan, Yahudi uşaklarına yem etmeyin.

100 tane de kaset çıksa bilinki Başbakan bir hırsız değil aksine bu ülkeye dışardan para getirmiş kaybetmeye tahammülümüzün olmayacağı tek liderdir.
 
http://sozcu.com.tr/2014/gundem/denizcilikte-yildirim-hiziyla-buyume-yakaladi-477809/


Başbakan Erdoğan’ın çocuklarındaki ‘gemicik’ furyasına, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Binali Yıldırım da kapılmış.
1994-2000 yılları arasında İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) Genel Müdürlüğü yapan Binali Yıldırım 2001’de AKP’den milletvekili seçildikten sonra, çocukları denizcilik işine girdi. İlk olarak ‘Derin Denizcilik’ şirketiyle mavi sulara açılan Yıldırımlar’ın, sermayesi 500 bin TL’ydi.
Şirketin yöneticileri ise o dönem bakan olan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan ve kızı Büşra Yıldırım’dı. Ardından Yıldırım’ın büyük oğlu Bülent de ‘Bay Denizcilik’ isimli şirketle sektöre giriş yaptı. Aradan geçen 13 senede 3 çocuğun yönettiği şirket sayısı 17’ye çıktı, gemi sayısı ise 30’a ulaştı. Yıldırımlar, 2012’de ‘Bay Denizcilik’ şirketinin yüzde 50’sini Zealand Shipping isimli şirkete sattı.
Devasa gemileri var
Yıldırımlar’ın ortak oldukları 17 şirketin içerisinde en büyükleri Hollanda merkezli Q Shipping ve Zealand Shipping. 21 gemi işleten Q Shipping Türkiye ve Hollanda dışında Ukrayna’da da faaliyet gösteriyor. Zealand isimli şirket ise 2010 yılında hızlı bir yükseliş yakaladı. Ortalama 2 yaşındaki genç filosuyla dikkat çeken şirketin sahibi olduğu gemiler de devasa büyüklüklere sahip.
Yıldırımlar’ın 17 şirket ve uluslararası ortaklılarının mal varlıkları, dünya genelinde sahibi oldukları limanlar, taşıma yaptıkları mallar ve yönettikleri sermayenin 150 milyar doların (Türkiye’nin 1 yıllık ihracatı) üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Yıldırımlar’ın şirketleri
- Derin Denizcilik n Sefine Denizcilik n Zealand Shipping n Q Shipping
- Castillo Real Estate
- Baychart n Chart-it
- Ceren Denizcilik n North Bulkers n Brother Navigation n Zeytin Denizcilik
- OGEM Marina n Metro Gemi Acenteliği n Eydo Denizcilik n Çağrı Gıda İnşaat n Su Bilgi Teknolojileri n Sekmen Otomotiv
 
Son düzenleme:
Paralari aklama calismalari baslamis desene... Hem de sahislarla birlikte... Yasin El Kadi filan... :52: Woooowww... Hikayeye bak.. Aciklanma zamanlamasi da cok MANIDAR..
 
Paralari aklama calismalari baslamis desene... Hem de sahislarla birlikte... Yasin El Kadi filan... :52: Woooowww... Hikayeye bak.. Aciklanma zamanlamasi da cok MANIDAR..

Hakikaten. Yalandı, sahteydi, montajdı bitti de, yaptık ama niye yaptık bir sorun başladı. :ssz:
 
Son düzenleme:
Paylaştığım yazı ve diğer bakanların ,ortadan kaybolan eski maliye bakanı Unakıtan'ın
duyduğumuz duymadığımız bir sürü kişinin servetin kaynağını BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR
bak işte bunları yaptılar ama niye yaptılar deyip oturalim bari.
 
Son düzenleme:
Hakikaten. Yalandı, sahteydi, montajdı bitti de, yaptık ama niye yaptık bir sorun başladı. :ssz:

Bakalim daha neler duyacagiz.. Yarin baska turlu masallala gelirlerse de hic sasirmam. Bunlarda hafiza zayif, hele bu kadar uzun lakirdiyi kesin akillarinda tutamazlar... Bunun tam tersi baska bir hikaye ile gelebilirler. Bir Erdogan iki basbakan miydi neydi, o kasetlerdeki gibi, alistik dinlemeye.. Bu arada, dizi film gibi olmus o kasetler de... 4. sunu bile cikartmislar... Malzeme bollugu var ne de olsa.. Erdogan sagolsun. :27:
 
Bu gerçeği bir İngiliz, Bir Alman, Bir Amerikalı, Bir Yahudi bilir ama bir Türk bilemez mi ?
Galiba bilmiyoruz size anlatılan senaryolara inanmaya devam edin. bizde güçlü bir Türkiye için ilerlemeye :28::28::28::28:
 
Benden tavsiye Can Dündar'ın Erdoğan'ın En Uzun Günü belgeselini izleyin:ssz:
 
Bakin su asagidaki yaziyi 15-20 gün önce " Reza Zarrab dokunulmazmis" diye acilan bir baslikta yazmistim

Özel plakada tahsil edilmis olabilir, özel dokunulmazlikta verilmis olabilir.
Devlet her yaptigi isi aciklamak zorunda degil.
Bir zamanlar imzalanan anlasmalar bazi konularda devletin elini ayagini bagliyorsa, devlet o konulari halletmek icin bazi insanlarla anlasir.
Bunlar fiilen devlet icin calisir ama resmiyette devletle bir baglari yoktur.

Bizim devletimizde bazi konularda elini kolunu baglayan anlasmalar yüzünden bazi insanlarla gayri resmi anlasma yapip bazi insanlari kullanabilir.

Yolsuzlukmus, silah kacakcisiymis, rüsvetmis bune ya.

Bu kadar yatirim nasil yapiliyor, bu paralar nereden geliyor zannediyor bu millet.
Devlet her isini aciklayacak degil, ülkeyi kalkindirmak icin elini kolunu baglayan anlasmalar, dis ülkeler yüzünden gizli isler yapmasi gerekiyorsa onuda yapar.

Evet, bu konu basliginda anlatilanlar dogrular..
Kimin neye inandigi su zamanda aslinda hicte önemli degil..
Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti in bekasi, gelecegi, kalkinmasi, ikdisadi, siyasi, enerji gibi konularda bagimsizliginida kazanarak tam bagimsiz bir ülke haline gelmesi icin Basbakana ve Hükümete destek olmak..

Bugün bunu yapan CHP iktidarida olsa, MHP iktidarida olsa desteklerdim..

Benim icin aslolan VATANIM ve Ülkemin gelecegidir!!
 
Son düzenleme:
Bu durumda bu gerçekleri dillendiremeyen Başbakan’ın yerine halkın bir şeyler yapması lazım.

Halkın bunu dillendirmesi lazım. Gerçekleri Başbakan işgal ettiği makam itibarı ile dile getiremez. Ak Parti de öyle.

Ama ben bunu ilk dile getiren kişi oluyorum. Bu beni kahin yapmıyor. Bu gerçeği bir İngiliz, Bir Alman, Bir Amerikalı, Bir Yahudi bilir ama bir Türk bilemez mi ?

Bizi aşağılayan hain köpeklere cevabını verin.

Bu para devletin geliri değil, aksine devlete Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi itibarı ile kattığı ek gelirdir.

Recep Tayyip Erdoğan’ın itibarı bu ülkeye bu parayı getirmiştir.

Bu paralar bu güne dek milletin çıkarları için kullanılmıştır ve bundan sonra da bu çıkarlar doğrultusunda kullanılacaktır.

Uyumayın, dirayetli olun.

Bu ülkeyi İngiliz, Amerikan, Yahudi uşaklarına yem etmeyin.

100 tane de kaset çıksa bilinki Başbakan bir hırsız değil aksine bu ülkeye dışardan para getirmiş kaybetmeye tahammülümüzün olmayacağı tek liderdir.

her bir satırında çok önemli ve değerli açıklamalar var. :46:
 
Ayyyy hanımefendi hangi polisiye romandan bu? Çok akıcı ve senaryo da müthiş bir şekilde kurgulanmış, okumak isterim:51:
 
Back
X