Nişanlım mezuniyet balosuna izin vermiyor!

anladığım kadarıyla 24 yaşındasın kendi kararın vs gibi şeyler söylemiycem zaten biliyorsundur

pek işe de yaramıyor anlaşılan

ve tek bildiğim sen o baloya gidemeyeceksin.
 
sizi o kadar iyi anlıyorum ki ..nişanlıyken eşim bana asla benim nerede olduğuma, nerede kaldığıma asla karışmazdı..senin ailen anne ve baban onlar isterse git derdi..şuan senden sorumlu olan onlar derdi..çok rahat giderdim gezerdim kuzenlerimde kalırdım..

evlendim tam tersi bi insan çıktı karşıma..bir yere giderken bile izin almamı isterdi..izin vermezse gidemezdim..anneme ve ablama bile düşünün gerisini siz..gideyim mi derken bile kılı kırk defa yarardım söyleyene kadar canım çıkardı..nasıl izin verir acaba diye..çok ama çok kötü bir durumdu benim için..inan bazen sabır gerekli bazı şeylere..şimdi çok şükür aştım..yıllar geçince tabi üzerinden..şimdi beni bırakır mısın diyebiliyorum..gittiğim yerden beni alır mısın diyorum..haberi bile yoksa gittiğim yerden telefonla nerede olduğumu ve bulunduğum yeri bildiririm..artık sorun olmuyor izin almalar falan..

gerçekten nişanlınız kendi üzerinde oteriterlik kurmak istiyor anladığım kadarıyla..inan nişanlılık gibi olmuyo ewlilik hiç..nişanlıyken o kurduğumuz hayallerin tozu pembesi falan olmuyor evlilikte..aynı çatı altında aynı yastığa baş koymayınca insanlar masesef değişken geliyor bize..
 
Kızlar siz siz olun benden ders çıkarın sakın ola ipleri erkeğin eline bırakmayın sonradan böyle çekersiniz işte :43:

Henuz hicbirsey cekmiyorsun, kendi isteginle adamin himayesi altina girmissin, hayatini yasamak icin ondan emir bekleyen sensin. Istesen ayrilir, "cekmek" dedigin seyden kurtulursun.

Sen bu cekiyorum laflarini ve gozyaslarini evlilik sonrasina sakla. O zaman bol bol zamanin olacak bunlari tekrarlaman icin. Simdiden tuketme. Gorunen koy kilavuz istemez, seni kardesinle bile bir yere gondermeyen adam, hicbir yere gondermeyecek. Hayat boyu milletin hic umursamadigi seyler yapmak icin yana yakila izin almaya bakacaksin. Senin gibi cok gorduk canim, kimi herseye ragmen evlendi basini taslara vuruyor simdi, kimi ayrildi kurtuldu, sadece gecen zamana yaniyor.

Madem sikayet etsen de birsey yapmayacaksin, o zaman nisanlilik suresini uzat derim.
 
biri görür beğenir diye kardeşinin mutlu gününe göndermeyen, evlenince camı açabilir miyim sordurur malum yoldan geçen biri beğenebilir
Hem izin vermemek ne demek, senin kişiliğin yok mu ailen yokmu da nişanlından "izin" istiyorsun
Valla arkadaşım çekiyorum deme bunlar sadece fragman olabilir :31:
 
Bi mezuniyet balosu ne kadar kötü olabilir ki?
Siz o zaman nişana, düğüne falan da gitmeyin çünkü asıl orada oluyor beğenenler:9:
 
Aynısını bende söyledim. O farklı bu farklı ikisini bir tutma sonuçta bu bi mezuniyet balosu senin yaşlarında bir sürü genç adamlar olacak orda diyor hey allahım yaa...

nişanlın tabi ki haklı
kendi gitse öyle bir yere yaşıtı kızlara yapacaklarını bekliyor diğer erkeklerden
böyledir bu işler
kişi kendinden bilir işi:ssz::ssz:
 
nişanda takılan ne kadar altın bilezik kolye küpe takı seti varsa tak o zaman hiç kimse bakamaz sana :) sen onu bu kadar kısıtlıyomusun acaba ayrıca ne mecburiyetin var ona katlanmaya dünyada başka erkekmi yok aşkta sevgide bi yere kadar
 
Aman aman yok... Bi daha tövbe aileme yansıtmam hiçbişeyi. Bi önceki açtığım konuya ufak bi göz gezdirirseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız... Geçenlerde annemin yanında nişanlımla telefonda tartıştım, tartışmaz olaydım. Annem bizim bu geçimsizliğimize üzüldüğü için benden habersiz o gün mesaj atmış nişanlıma. "Oğlum ben sizin bu kadar kavga etmenize dayanamıyorum yeter artık, yürütemiyosanız iyice geç olmadan ayrılın bitsin bu ilişki, bade senin yüzünden çok yıprandı" tarzından şeyler yazmış nişanlıma. Sonrasında uğraşan ben oldum tabii. Annemin mesajından dolayı çocuk gibi trip yapıp "sen neden herseyi ailene yansıtıyorsun" diyen nişanlımı mı idare edeyim yoksa "yeter artık anlaşamıyorsanız ayrılın" diye üstüme gelen annemi mi... Orta yolu bulana kadar canım çıktı. O günden sonra boyumun ölçüsünü aldım bi daha asla aileme yansıtmam aramızdaki tartışmaları...

Bu insanın içindeki kaybetme korkusu yüzünden, sizin hiç anlaşamayacağınız bir insan dahi olsa karşınızdaki, hep ikilemde kalıyorsunuz ve ya boyun eyiyor ya da ne yapsam nasıl olsa ile geçiyor hep ömür. Ya biz kadınlar çok duygusalız ve güçsüzleşiveriyoruz. Hemen özgüvenimiz gidiyor. Oysa çok mu önemli biriyle evli olmak, yalnız olmak bukadar korkutucu mu... bazen de sevmesek bile sırf bağlılık oluştu ve yalnız olmaya korkarım diyerek aslında bize uymayan o kişiyle ömrümüzü bitiriyoruz. meselemiz bu.

Oysa sevgi ve karşılıklı saygı, anlayış ne kadar önemli. Bir insan sevmediği ve yapılmasını istemediği olayın anlatımını düzgün yapabilmeli. Eğer bu karşı tarafın çok çok istediği birşeyse göz yumabilmeli. Mesela baloya gitme isteğiniz. Yani bu kadar korkutuyor mu onu, hemencik birini bulabileceksiniz orda diye bir güvensizlik. (hep de aynısını derler, ben sana güveniyorum ama karşıdakilere güvenmiyorum-bahane hep budur) Kendine karşı bukadar kompleksi ve özgüvensiz bir erkek.

Ben tabiki asla bir insana ayrıl demem. Ama ayrılmasan dahi bu kıskançlık sorununa boyun eğmemek ve biranönce köreltilmesi gerekli.
Yoksa evlendiğinizde hayatınız boyu hep butür kavgalarınız olacak, huylu huyundan vazgeçmez, ama eğitilmeleri gerekiyor. Şöyle bir ağızlarının payı verilse, bir blöf yapılsa, sert çıkışılsa...

hah diyelimki sert çıktınız ve terk etmek istedi. Yani düşünün terk etmesin ama ben de ne isterse artık yapayım diyebiliyor mu insan? yani peki onsuz yaşamak bukadar mı zor?

bu soruları kendime bile hep sormuşumdur... işin içinden çıkabildim mi? hayır. Duygusal açıdan çok kırılgan bir yapım var, ölüm kadar zor geliyor bana.
 
Back
X