Nurbotam'dan Seçmeler

nurbotam

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
11 Eylül 2007
102
0
96
46
İstanbul
Bir gün Temel ve Dursun bakmışlar Türkiye'de iş yok Almanya'ya gitmeye karar vermişler ama ceplerinde para yok... O zamanlarda Almanya'ya hayvanlar bedava gidiyolarmış, bunlarda neleri varsa satıyolar ve bir inek kostümü alıyolar. Temel öne Dursun'da arkaya geçiyor ve gümrüğe gidiyolar gümrükteki memur bunları bir test edeyim diyor ve ineğin önüne bi tomar saman getiriyor sen gerçek ineksen bu samanları yersin diyor. Temel mecburen yiyor ondan sonra memur bir kova su getiriyor eger sen gerçek ineksen bunu içersin diyor ve Temel içiyor.. Memur bu sefer bi tomar taze ot getiriyo ve ineğin önüne koyuyor Temel mecburen yiyor... Artık Temel şişiyor ve bir lokma bir şey yiyemez hale geliyor. Ama bu sırada Temel başlıyor gülmeye. Dursun merak ediyor. Soruyor ula Temel neden gülirsen. Temel de cevap verir memur bizim gerçek inek olup olmadığımızı anlamak için bir tane öküz getiriyor...
 
Emeklilik işlemleri için uğraşan Temel sigortaya şahsen başvurur. Görevli kadın yaşını doğrulatmak için bir kimlik belgesi sorunca Temel ceplerini arar, tarar ve cüzdanını evde unuttuğunu fark edince durumu anlatır.
Görevli kadin
- Gömlek düğmelerinizi açın o zaman
der. Şaşıran Temel bir bir açar düğmeleri ve bembeyaz göğüs kılları ortaya çıkınca görevli kadın
- Tamam bu gördüğüm yeterli
yanıtıyla evrakları onaylar. Şaşkınlık içinde eve gidip emeklilik işlerini nasıl hallettiğini eşine anlatır adamcağız. Eşinden gelen yanıt bir başka olur:
- Keşke pantalonunun düğmelerini açsaydın, o zaman bir de maluliyet farkı da alırdın...
 
:Roflol::Roflol:Güzeldi,tesekkürler..:Roflol:
 
Serçenin bir tanesi bahar günü dalgın dalgın uçuyormuş.
Bir anda farketmiş ki, bir yolun üstünde uçuyo ve karşıdan da
motorsikletli bir adam geliyo.
Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar ama nafile...
Serçe "çotaaank" diye kaska çarpıp düşmüş.
Şimdi, motorcu arkadaşımız, Allahı var sıkı bi hayvansever.
Doğal olarak hemen atlamış motordan ; koşmuş serçenin yanına.
Serçe baygın yatıyo.. Kıyamamış, bırakamamış yolda; almış getirmiş eve.
Eskiden kalma bi de kafesi var evde.. Baygın serçeyi kafesin içine
güzelce yerleştirmiş..
Yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı yatmış....
Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamış..
Daha tam seçemiyo ortalığı.. Hafif bulanıklık var yani...
Bi bakmış parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde...
Birden dank etmiş vaziyet:
- Motorcuyu öldürmüşüz beaaa ...!!!!!!
 
Adamın biri arabasıyla şehirler arası yolda seyahat ederken trafik polisi durdurur.
"İyi Günler beyefendi, ehliyet ruhsat lütfen", der.
Adam: "Buyrun" der ve uzatır.
Trafik polisi bakar: "Yangın söndürücünüz var mı?"
Adam: "Var" der, gösterir.
Polis: "İlkyardım çantası?"
Adam: "Var" der, yine gösterir.
Polis: "Zincir" diye sorar, adam gösterir.
"Takoz?"
"Var."
"Çekme halatı."
"Var."
Polis dayanamaz:
- Mezdekenin kaseti der var mı lan?" der.
Adam güler "O da var" der, kaseti gösterir.
Polis:
- Tak o zaman teybe.
Adam takar, polis oynamaya başlar. Adam gülerek: "Memur bey, napıyosunuz" der.
Polis adama döner:
- Eşşek diilsin, bi yirmilik takarsın artık!
 
Zengin bir arap kalp ameliyatı geçirecekmiş doktorlar ameliyat sırasında bir tedbir olarak bir miktar kan depolamak istemişler ama bu arab'ın kanı çok nadir bir kan imiş. Bütün dünya yı arayıp taramışlar ve sonunda Kudüs'te yaşayan bir yahudide bu kanın olduğu anlaşılmış. Yahudi kanı vermeyi kabul etmiş ve ameliyat yapılmış. Ameliyattan hemen sonra zengin arap,kendisine kan veren Yahudiye teşekkürleri ile beraber müthiş bir otomobil ve bir milyon dolar para göndermiş. Bir kaç ay sonra arab'ın bir kere daha ameliyet olması icap etmiş.Doktorlar yine Yahudi'yi aramışlar ve Yahudi'de tekrar kan vereceğini söylemiş. Arap yine ameliyat edilmiş. Ancak bu defa kendisine kan veren Yahudi'ye bir teşekkür notu ile bir kutu Şam baklavası yollamış. Çok daha kıymetli hediyeler ve para bekleyen Yahudi bu işe çok bozulmuş. Kan verdiği arap zenginine bir telefon açıp, neden bu kadar cimri davrandığını sormuş.Arap kahkahalar atarak şu cevabı vermiş
- Ya habibi, gözümün nuru. Artık damarlarımda Yahudi kanı dolaşıyor!
 
Adam 80 yaşına merdiven dayamış durumda doktora gider. Doktor muayenesini yaparken bu arada sorar
- Nasılsınız.Hayatınızdan memnun musunuz?
adam
-"Ah doktor bilemezsiniz o kadar mutluyum ki. 20 yaşında bi karım var ve benden 3 aylık hamile."
doktor çok şaşırır ve böyle bi durumu aklı almaz. Adama dönüp derki.
-"size bir hikaye anlatacağım. Adamın biri geyik avına çıkmayı çok seviyormuş." Her gün tüfeğini alır ava gidermiş. Yine bir sabah kalkar ava gitmek için hazırlanır.Yalnız yanlışlıkla tüfeğini alacağına şemsiyesini alır.
Neyse bu adam ormanda ilerlerken aniden önüne bir geyik çıkar. Adam şemsiyesini doğrultur nişanını alır güm geyik yerde. Yaşlı adam tam bu arada
- "Hayır kesinlikle başka biri vurmuş olmalı."
doktorda
-Evet kesinlikle:))
 
temel bir gün hastaneye gitmiş. bir bakmış ki köşede bir adamcağız hüngür hüngür ağlıyor.
Temel sormuş:
- Ula uşağum niye ağlayısun?
Adam elindeki dört parmağı göstererek
- Kan tahlili yaptırmaya geldim parmağımı kestiler
demiş.
Bu sefer Temel ağlamaya başlamış adam sormuş
- Peki sen niye ağlıyorsun?
Temel de
- Ula uşağum ben de buraya idrar tahlili yaptırmaya geldum
demiş!!!
 
temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı.. pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı..
bir gün karısına
- paraları mezara götürecek halimiz yok. kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim dedi.. Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar...
temel, neyi var, neyin yok sattı. paralarını dolara çevirdi. bir milyon doları olmuştu. karısını yanına aldı. uçağa bindi.. los angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. las vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar.
uçak şirketi görevlileri
- buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. yalnız bu kentin las vegas olduğunu unutmayın. kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.. derler..
- kumar mı dedi, Temel, karısına..
- kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... allah göstermesin.. ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. arkası çorap söküğü gibi geldi. temel herşeyini rulet masasında biraktı. rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. hızla tuvalete koştu. tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. temelin başına gelenleri anlamıştı.
temel
- çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim dedi. kartı aldı, cebine attı.. tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..çıktı.. elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, tek kollu canavar çıktı. parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ... alet boşaldı adeta.. temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü.. gerisi peri masalı.. iki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. iki ay sonra yeni kalifornıyalı temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. elinden gelen tek iş pastacılıktı. parası da vardı. bir pastane açtı. pastaları öylesine tutuldu ki, önce los angele'e, sonra kaliforniya'ya, sonrada tüm amerika'ya yayıldı,temel pastaneleri... bir kaç yıl sonra, temel, amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. temel pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. tüm başına gelenleri anlattı..
- bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse amerika'daki her taşın altına bakacağım..
şirketin genel müdürü sordu
- ama temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... adı, adresi sizde olmalı zaten..
- bana 25 sent veren umurumda değil dedi temel.. ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!..
 
İstanbul’un taşı toprağı altındır diyerek memleketinden kalkıp gelen bir köylü, kuyumcu dükkanının vitrinini hayran hayran inceliyormuş. Kuyumcu köylünün kıyafetinden dolayı birazda aşağılayarak:
-"Ne bakıyorsun öyle hemşerim?" demiş.
-"Hiç... Sizin dükkanda ne sattığınızı merak ettim." Adam alay edercesine cevap verir:
-"Biz eşşek kafası satıyoruz."
-Adam: "Allah versin... İşleriniz iyi gidiyora benziyor."
-Kuyumcu: "Nereden bildin iyi gittiğini",
-Adam: "Baksana, koskoca dükkanda seninkinden başka kalmamış da ondan
 
1) Yer Ankara, hava çok sıcak.. Arkadan kokana teyzem bağırıyor, "Şöfer bey! Klimayı açar mısınız, hava çok sıcak oldu!"... Pala bıyıklı şöför, dikiz aynasından şöyle bir bakıyor ve.... otomatik kapıyı açıp açıp kapıyor..

2) Yolcunun kafası belli ki karışık, "Şöför bey, mükemmel (müsait demek istiyor herhal) bir yerde inebilir miyim?", dolmuşcu, sağa çekiyor, "Buyrun, size layık değil ama..."

3) Yine inecek yolcu ama bu kez dil sürçmesi, "Şöfür bey, müsait bir yerde iner misiniz?", şöförün yanıtı kısa, "niye sen mi kullanacan?"...

4) Otobüs durağa yanaşıyor, yolcunun belli ki acelesi var, "Kaptan! Orta kapıyı rica edebilir miyim?", şöför olaya hakim, "Buyur götür, senden kıymetli mi?"...

5) Bayanın biri, marketin reyonunda çalışanlara aldırmadan, bütün meyvelerden tek tek alarak tadıyor.. Görevli en sonunda dayanamıyor, kadının yanına yaklaşıp, "Abla, kapruz da keselim mi?"...

6) Banka kredi kartı başvuru formlarından birisi... Kadın, Erkek hanelerinin yanına 'kız' eklenip yanına çarpı konmuş.. Ama, teyzem 45 yaşında... Yazııııkkkkk...

7) Bandırma'da bir restoran camı, "23 saat açığız"...

8) Uluslararası bir firmadan, Hindistan'ın koyu müslüman bölgesindeki temsilciğe telefon ediliyor.. "How are you" "Fine, elhamdüllillah!" Sonra istenen işler iletiliyor ve karşı taraftan son ses, "okey inşaallah!"...

9) Trabzon Farabi Hastahanesi'nin önünde üç araba sert bir şekilde dip dipe duruyor. Arabaların kapıları açılıyor, panik halinde herkes bağırıyor, "Doktor nerede, sedye getirin!..." Bu bağırtıyı yapanlar bir yandan da diğer arabadakilerden hastayı dışarı çıkarmasını sesleniyor. Sonuç, hasta Rize'de.. Her araba hasta diğerinde diye son sürat hastahaneye yetişmişler... !!!! (Bu gerçekten, gerçek..)

10) Dolmuş seyrü sefer halinde, gün sevgililer günü... Radyodaki DJ güzellik olsun diye, "Bu gün sevgililer günü. Hadi yanınızdaki o güzel insanın elini tutup, gözlerinin içine bakarak seni seviyorum deyin", deyince dolmuştaki çiftler DJ'nin isteğine uydular. Bu arada ön koltukta tek başına oturan adam, şöyle çevreyi kolaçan ederken, gözü şöföre takıldı.. Şöförden tepki, "Sakın aklından bile geçirme..."

11) Arabalı çift yolda, öpüşüyorlar, arkadan polis anonsu, "yiyişme sağa çek!"..

12) Okul kantininde bir kız, çayına beş-altı şeker koydu, aklı kesmemiş olacak ki, bir-iki tane de yanına aldı..
Kantinci ağzı gevşek sırıtarak, "bir kaç tane daha al ağda yaparsın!"..

13) Ve günün bombası... Arkadaş evde bangır bangır müzik dinlerken, evin annesi de elektrik süpürgesi ile ortalığı süpürüyormuş. Kızıl kıyamet ortam... Bir süre sonra oğlan müziğin sesini kısınca şu durum ortaya çıkmış... Süpürge çalışmıyor ve anne, yarım saattir boşu boşuna dönüp duruyor..
 
Back
X