- 18 Kasım 2014
- 6.237
- 15.571
- 248
- Konu Sahibi obiviyante
- #161
Selam KK' nın güzide hanımları;
Hepinizin mutlu ve huzurlu günler geçiriyor olmasını ümit ederim. 15 aylık bir oğlum var. Her anne gibi bende evladımı çok seviyorum, onun eğitimi ve geleceği için doğru adımlar atmak istiyorum. Burada bazı üyelerin çok güzel ve bilinçli paylaşımlarını görüyorum bazen. Hoşuma gidiyor.
Sizce oğlumun geleceği için şimdiden ne tür adımlar atmalıyım? Mesela ne tür oyunlar oynamalıyız? Oyuncak mağazalarına gidiyorum, yığınla oyuncak var. Ben oğlum için faydalı şeyler yapmak istiyorum. Yani ne biliyim bana evi oyuncak doldurmak onun nesnelere bağlılığını azaltır, emekle alınan şeylerin değerini bilmez, belki saçıp savurmasına neden olur gibi geliyor. Ama oğlumun zeka gelişimine katkı sağlayacak şeylerde yapmak istiyorum. Neler yapmalıyım sizce?
Mesela dil eğitimine ne zaman başlayabiliriz? Yada bu konuda hangi yazarların kitaplarını okumamı önerirsiniz?
Ben oğlumun kaliteli bir insan olmasını istiyorum. Onu iyi yerlerde görmek istiyorum ama onu bir yarış atına çevirmek değil amacım. Tabi ki sağlığı ve mutluluğu her şeyden önemli. Bir anne olarak neler yapmam gerekir sizce?
Lütfen paylaşımlarınızı esirgemeyin. Her öneriyi dikkate alacağım. Şimdiden teşekkür ederim...
13 yaşındaki Ayşe Berrin YILMAZLAR' ın haberini gördüm bu sabah. Küçücük yüreği toplum baskısını o kadar yoğun bir şekilde hissetmiş ki taşıyamaz olmuş. Çok incindim. Tamda oğlum için ne yapabilirim diye düşünürken böyle bir haber almak beni çok sarstı. Nede güzelmiş, nede naif miş, nede hassasmış...
Rahat uyu can kuşum. Ardında onlarca yaralı yürek bıraktın...

çocukların sadece zeka geliştirici oyuncak/set vb. ihtiyacı yok bence (ben ilk çocuğumda başlarda biraz böyle yapmıştım

maalesef bazı ebeveynler, çocuğunun ilgi alanına dikkat etmeyerek kendi uygun gördüğü yönde oyuncaklar almayı seçiyor. bu bana doğru gelmiyor.
çocuk teker teker her oyuncağı denemeli (bu demek değildir ki evi çöplüğe çevirelim), ilgi alanını size göstermeli, siz de onu, yeteneği ve ilgi alanı olan konuda desteklemelisiniz.
oğlumun arabalara korkunç bir merakı var fakat marka ezberlemek gibi değil. arabalara aksesuarlar tasarlıyor. (4 yaşında). bu alandaki ilgisini görmek sadece 3 küçük arabayla oldu.
çocukları iyi gözlemlemek gerekiyor. hep aynı örnek üzerinden gideyim, evde patafix vardı, oğlum gidip gelip onu alıyordu, dedim ki neden? çünkü arabalara tasarladığı aksesuarlar oyun hamurundan yapılınca bir süre sonra kopuyor veya kuruyup çatlıyor, dağılıyordu. patafix hiç kurumadığı için çok hoşuna gidiyormuş. ben de gidip mothercare'den hiç kurumayan hamur aldım. o da yeterince sağlam tutmadı

haaa, başka oyuncakları yok mu var. arabalar örnek.
çocukların emekle alınan şeylerin değerinin bilmemesi, çok oyuncak almakla olacak birşey değil bence. bize çok oyuncak hediye geldi, hele ki kızım ailede ilk torundu, uzun süre de başka torun olmadı, kaç haneden kaç oyuncak, kırtasiye malzemeleri vs. bence çocuklarla yeri geldikçe konuşmak lazım. onlara özeni, itinayı, ama aynı zamanda paylaşımcı olmayı anlatmak lazım (sürekli değil, yeri geldikçe) (eğer siz, kendi eşyalarınıza özen gösteriyorsanız ve bunu çocuklarınız farkedebiliyorsa, bu da özen duygularını geliştiriyor.)
ayrıca zamanla çocuklar kendilerini belli ediyorlar. 2-3 oyuncakla hergün oynarken bazı oyuncaklar bir köşede kalıyor öyle. işte o oyuncakları almaya devam etmemek lazım. ta ki çocuk o oyuncağa ilgi gösterene kadar.
mesela kızım (10 yaşında) barbie-monster high bebekleriyle pek oynamaz. ben en fazla 2 bebek almışımdır, fakat hediyeler de geldi tabi. bir süre önce oyuncakçıya gittik. öylesine bakarken bir monster-high bebeğini çok beğendi ve almak istedi. dedim ki 10 dk daha buradayız. en son bebeklerinle ne zaman oynadın, bu bebeği alırsan gerçekten oynayacak mısın, 10 dk bunu iyice düşün hala alalım diyorsan alalım. 10 dk sonra bebeği almaktan vazgeçmişti.
mesela şu alışveriş merkezlerinde 1 tl karşılığı bir makinadan alınan toplar. o toplardan bir koleksiyonumuz var. çünkü yere bir kova koyup, sırayla topları atarak sokmaya çalışmak en eğlendiğimiz oyunlardan biri. çok küçük oldukları için duvara çarpınca ses çıkarmıyorlar, komşular rahatsız olmuyor. eşim de dahil olmak üzere ailece kahkahalar eşliğinde oynuyoruz. ayrıca el-göz koordinasyonunu geliştiriyor. (ama kimilerine göre bu toplar çöp)
oyuncaklara para verilmemeli, evde kendimiz yapabiliriz mantığına da kesinlikle katılmıyorum. evde oyuncak yapmak zaten size yuva, anaokulu, 1.-2. sınıfta bolca verilen aile faaliyetlerinden :))) yani birlikte yapma kısmı güzel. fakat bence çocuk oyun oynarken rahat olmalı, her an oyuncağının bir yeri kopup , sökülüp, yapışkanı açılmamalı. oyuncak, maddi imkanlar dahilinde kaliteli olmalı ki çocuk rahat rahat oynasın.
bir de çocuğa bazen izin vermek lazım, tabi belirli sınırlar içinde. istedikleri oyuncaklarını sökmelerine, kolları bacakları yerinden çıkartmalarına izin vermek lazım, kızmamak lazım (huy haline gelmediği veya şiddet göstergesi olmadığı sürece, eğer öyle bir işaret varsa uzman yardımı almak lazım). çünkü merak ediyorlar. bu araba nasıl çalışıyor, bu kol nasıl takılmış. meraklarını görerek gideriyorlar.
bizim evde bir köşe var, zannedersin evde kimyager yaşıyor.

tabi 2 şeyi öğretmek lazım. 1- oynadıktan sonra oyuncakları toplamak, 2 - eğer ortalık kirlendi ise birlikte temizlemek
oyuncağı çok olan çocuk her oyuncakçı gördüğünde oyuncak almak isteyebilir, bunun için tutturup kendini yerden yere atabilir. eğer oyuncak alınmayacaksa, kesin ve kati hayır deyince ve bunun çocuk ne yaparsa yapsın 2-3 kez bunu tekrar edince, çocuk bunun gerçek bir hayır olduğunu anlıyor. ama baştan hayır deyip, aman sussun mantığıyla o oyuncak alınırsa, o zaman çocuk bunu kavrıyor işte

oyun konusunda karşı olduğum tek şey çocuğun eline verilen telefon vb. akıllı cihazlar. çocuklarda büyük dikkat dağınıklığına sebep oluyorlar, oyun kuramamalarına, ekranda gördükleri şeyleri gerçek hayatta uygulamaya çalışmalarına vb. vb. çok olumsuz şeylere sebep oluyorlar. ha, çocuklar teknolojiden tamamen uzak tutulmamalı ama belli bir yaştan sonra. o da tamamen limitler ve sınırlandırmalar dahilinde.
bazı durumlarda çocuklara ceza vermek gerekebiliyor. cezalandırma, hedefe yönelik olmalı. yani mesela diyelim ki çocuk boya kalemleriyle duvarı çizdi, önce uyarmalı, boya kalemleri ile ancak kağıda resim yapılabilir vs. çocuk dinlemiyorsa boya kalemlerine yönelik ceza verilemeli, 1 hafta yasaklamak gibi. o 1 hafta boya kalemleri hergün görebileceği bir yerlere konulmalı, ama kullanması yasak olmalı gibi.
yabancı dil konusunda ise, bildiğim kadarıyla anne-baba veya bakıcı, 3'ünden birinin anadili yabancı bir dil değil ise, evde çocuklara yabancı dil öğretilmesi tavsiye edilmiyor. çünkü o zaman çocuk, kendi ana dilini öğrenmekte (ileriki yaşlarda) sorun yaşıyor, özellikle gramerde. hatta ABD'de önemli üniversitelerin yaptığı araştırmalara göre yabancı dil 7-9 yaştan önce önerilmiyor, tabi uygulama böyle değil

biraz uzun ve parça parça olmuş, kusura bakma, sanırım bu saatte pek toparlayamadım
